açık kaynak kodlu mediacoder pekçok video ve ses formatını birbirine çevirebiliyor. sürüm numarası 0.5.1-r4 ulaşmış olan yazılım ile taşınabilir playstationlar ve cep telefonları için video/ses oluşturabilirsiniz. ekran görüntüleri burda.
Aylık arşiv: November 2006
Muhabbet Kuşu neden ısırır?
juki | 29 November 2006 16:52
Isırır
Bir muhabbet kuşu alırsınız ve onu öpmeye kalkarsınız. Muhtemelen sizi ısıracak veya sizden kaçacaktır. O nedenle siz önce kuşu kendinize alıştırın yoksa bi ısırdı mı kanatır. Benden söylemesi.
Beni bir gün muhabbet kuşumuz ısırmıştı. Sonra annem onu dövdü.
1 milyonu aştı!
k3skin | 29 November 2006 16:43
oyun bu
microsoft un xbox 360 için özel olarak yaptığı gears of war çıktığı günden bu yana elde ettiği satışı ile 1 milyonu geçti. satışlardan mutlu olduğu gözlenen üretici firma burda söylendiğine göre oyunun 2.si için yeşil ışıkta yaktı ayrıca burada oyunun bir PC versiyonuda yapılacağı söylentisi dolaşıyor…
Cardman
buddhala | 29 November 2006 16:12
Gelmişim 33′ üme. Elimde iki diploma var. Dilimde üç yabancı. Hala dönemsel çalışıyorum. Bazen bakıyorum arkama; “Ben ne yaptım?” diye tek müspet birşey yok. Lise ve üniversitedeki hormonal ilişkilerden başka, görüp de aşık olduğum ama yanına bile yanaşamadığım kızlar, annemin yaşım geçiyor diye öncesinde aşk cv si ile başvurumu benden habersiz yapıp, ardından buluşturduğu tanıdık kızları… hala bekarım. Bu bana koyuyor mu, koymuyor tabiki. Ama bazen geceleri gelen karabasanlarda aniden yataktan fırlayınca sana su getiren birinin olmaması ve tekrar uyumaya çalışırken sıkı sıkı sarılacağın örtülü bir meleğin yokluğu da hissediliyor.
Bazen de önüme bakıyorum; “Ben ne yapacağım?” diye. Tek bir umut yok. Kendime çok fazla kulvar, meziyet açmışım diye övünürken, hiçbirinde bir halt olmadığım sonucuna varıyorum. Bu somut bir kaybediştir. Ben kaybetmeyi severim doğrusu. Kaybetmeyi kabul etmek de bir meziyet sayılırsa, bu konuda alanımın önde geleni sayılabilirim.
Dost bildiklerime dert yanmayı sevmem. İçime ata ata da içim çürüdü yahu. Rakı balık sofralarında en uzaktaki yıldıza dalıp arkadaşlarım hayal kurarken, ben o yıldıza gidemedikten sonra niye orda diyecek kadar rahatsız mıyım? Şu yaşıma geldim hala yaşam sebebini soruyorum. Bol bol kitap okuyup bu sorunun cevabını giderebilir miyim, onu da bilmiyorum. Arkadaşlarıma söyleyince bu konuyu, bana abazalık başına vurdu herhalde deyip gülüyorlar. O an burnumdan soluyorum işte. Onları küçümsüyorum ve kapatıyorum tüm kapılarımı. Onlar benim gözümde, tek duyu organı penis olan, hatta yumurtalıklarından küçük beyinleri olan, bankacılık mağduru monitör kafalar. Sadece onlar mı peki? Tüm aylığını, doğacak bebeklerine birikim yapmak yerine, platin saçlarına ve made in Paris yazan takunya ve misvaklara harcayan karıları da öyle.
Tüm bu hesaplaşmadan sonra benim mükemmel olmam gerekiyor. Sonra posta kutuma bakıyorum tabi. Ruh ve beden halimin aylık nümerik dökümü. Bankalar hala kibarca uyarıyor beni, ödememi yapmam için. Faturalar da, bir var bir yok gidiyor. Bir de kredi kartlarının yeni üye işyerleri ilanları. Düşünüyorum da her bankanın böyle ekstre ve ıvır zıvır gönderdiğini. Sonra da Doğu’ da kalem, defter yokluğu çeken çocukları. Tüm bu ekstre ve ilan kağıtlarını toplayıp onların birkaç senelik defter ihtiyacını karşılarız sanırım. Ne kadar hayırsever bir insanım.
Evet doğru hayırseverim. Hayatımda o kadar “Hayır!” cevabını duydum ki. Artık bakış açımı da değiştirmeye karar verdim. Hayata bakış açımı. İş aramayacağım mesela. Şuan ucundan bir işim var ama onunda pili 2 ay sonra bitiyor. Yine yedek elemanlık yapamam. Şayet annem bana aşk “cv” si yerine iş “cv” si doldurursa ve kabul edilirsem belki.
Herşeyi annem yapıyor yerime, bir ara bunu fark ettim. Belki bu yüzden hiçbirşey yapmıyormuşum gibi hissediyorum. Aslında yeni bakış açım bu olabilir. Annemsiz hayat. Annemi artık sadece haftada bir ziyarete gideceğim. Ayda dört kez. Yılda kırksekiz kez…
……….
charlie big potato
selmayeskova[pilli_silinen_hesap] | 29 November 2006 15:15
parçanın ilk 25 sn. dikkatle dinleyin…birşey çağrıştırmı size ?
Hp gittikçe büyüyor
jamalgs | 29 November 2006 15:01
Kütüpkoltuk
jamalgs | 29 November 2006 14:41
kitapları seviyorsanız bu koltuklar tam size göre.Tasarımı çok güzel olan bu koltukları kullanmak daha çok kitap okumanızı sağlayabilir.
Yazılım hacmi genişliyor
jamalgs | 29 November 2006 14:28
Türkiye’deki yazılım hacminin bu yıl 650 milyon dolar olması bekleniyormus. İhracatı Geliştirme ve Etüd Merkezi’nin (İGEME) yaptığı araştırmada Türkiye’nin yazılım dünyasındaki durumunu ortaya çıkartıyor. Yapılan araştırmada sektörün en büyük sorununun mesleki eğitim ve beyin göçü olduğu ortaya çıkmış.Araştırma ile ilgili ayrıntı burada.
arayan bulur
knemo | 29 November 2006 13:43
Başı önde dolaşanlar sokakta yürüken bazen olmadık nesnelerle karşılaşır ve kimi zaman bunları işaret kabul edip, sihirli yorumlar çıkarmaya çalışırlar. Caddede tek başına dolaşan bir maça kızı mesela, ya da nereden geldiği belli olmayan oynuncak araba.
İnsanlara sıradışı birşeyler bulmanın heyecanını yaşatmak için yola çıkmış drop spotssitesi buna benzer bir işin organizasyonunu yapıyor. “Yaşadığımız şehire kendi karakterimizden bir parça katmak” olarak nitelendirdikleri etkinlik sayesinde tanımadığınız insanlara ufak sürprizler hazırlayabiliyorsunuz.
Fedora Core 6
bluesband | 29 November 2006 13:34
Redhat tabanlı Fedora Core 6 nın çıktığını ben göreli 1 ay oldu , belki dahada eskidir, ancak bildirgec’de bunula ilgili bir bildiri bulamadım.Yeni sürüm usb,bluetooth gibi donanımları kolayca tanıyabiliyor.Ancak tüm paketlerin kurulması için sisteminizde 9 GB yer istiyor.dosyalar 3.3 Gb civarında.DVDsi için buradan, dvd si olmayanlar için ise cd leride 1#buradan2#buradan3#buradan4#buradan5#buradan ve rescue#buradan ulaşabilirsiniz.