bildirgec.org

Kapkaç ve hırsızlık şebekeleri artık süperlüks yaşamaya başladı. Bu suçlardan onlarca sabıkası bulunan iki küçük hırsız, 5 yıldızlı Swissotel’de evlenirken yakalandı. Balayı odası için de 30 bin YTL peşin ödenmiş ..
swissotel ne halt edecek bakalım, artık kimse or’da evlenmek istemez 🙂

bıyıklı amca

düğünü sırasında espri yapmak isteyen bir abinin başının altından çıkmış bunların hepsi.

Buyrun şurdan izleyin. Yorumu da size bırakıyorum. “Gördüğüm en aptalca şey” diyen spiker sizi yönlendirmesin.

Uzay Asansörü

Ucuna ağırlık bağlanmış bir ipi uzaya saldığınızı ve dünyanın dönme hızı ile merkez kaç kullanarak ipin havada asılı kaldığını düşünün.
Yeryüzünden bakıldığında sihirli bir ipmiş gibi gözükecek bu merkezkaç olgusu aslında inşaa edilecek “uzay asansörü”nün temeli. Ucunda ağırlık olan özel bir şeridi, okyanustaki bir platforma sabitleyerek kurdukları bu düzenek üzerine bir asansör yerleştiriyorlar. Asansör elektrik enerjisiyle çalışan motorlar sayesinde uzaya doğru tırmanıyor. Elektrik kablosu olmadığı için enerjiyi yeryüzünden gönderilen lazerden alıp elektrik enerjisine çeviren bir sisteme sahip. 2010 yılında projenin hayata geçmesi ve 2020 yılında tamamlanması planlanıyor.

• Şerit 62.000 mil uzunluğunda ve 3 feet genişliğinde, kağıttan ince kompozit bir malzeme ve çelikten kuvettli.

• Ucuna bağlanan ağırlık aslında uzaya atılmış bir çapa ve bu sayede şerit üzerinde 20 tonluk bir kuvvet yaratarak, dünya döndüğü sürece şeridi gergin tutuyor.

• Uzay Asansörü, saatte 200 Km. hızla uzaya tırmanıyor.

Tanıtım filmini burayıtıklayarak izleyebilir veya projenin web sayfasına buradan erişebilirsiniz.

köpek gezdirirken elinizi tutan birisi olsun mu istiyorsunuz yoksa köpeğinizin sizinle birlikte şarap içmesini mi? işte garip fikirlerle pet plus

Dünya Şampiyonası’nın düzenleneceği 9 Haziran-9 Temmuz tarihleri arasında Münihli yönetmen Stephan Barbarino ve reklam uzmanı Karl-Heinz Schwaiger bazı kahvehane, müze, restoran, sergi ve kafeleri “Fussballfreie Zone” (futbolsuz mekan) ilan etmeyi planlıyor.
kamusal hayat nabzının büyük oranda futbol frekansında atacağı öngörüsüyle hareket eden Barbarino ve Schwaiger, futbol izlenmesinin ve tartışılmasının yasak olduğu mekanlar oluşturmayı planlıyor
Futbolsuz Mekanlar İnisiyatifi’ önümüzdeki haftalarda somut şeklini alacak. Futbolsuzluğu seçen kahvehane ve müzelerin girişlerinde “Sigara içilmez” uyarısına benzer “Futbol konuşulmaz” anlamında işaretler konulacak. Ayrıntılı bilgi www.fussballfreiezone.de ,buradan:

wikipedia‘da bazen yazarların sırf şaka olsun diye ekledikleri yazıların sonsuza dek silindiklerini sanıyorsanız buraya bakın derim. Bir çok dil için lüzümsuz yazıları saklamak adına kullanılan bu kısmın Türkçe versiyonu ne yazık ki henüz mevcut değil. Harhalde biz işi fazla “geyiğe vurmuyoruz”.

havalı

48 yaşındaki standforddan doktoralı bir amca sıkılmış, volkswagenine jet motoru takmaya karar vermiş.
600bin$ a 1450 beygirlik bir jet motoru almış ve olaylar gelişmiş.

şurada da birkaç foto ve video var.

Lakin araç 140mil/s görüyormuş, 160mil/s yapsa uçacağını düşünmekte amcam.

Beyin dalgalarımızı okuyan aletler yıllardan beri vardı. Ancak büyüklükleri, kullanım zorlukları ve fiyatları nedeniyle ancak bilimsel araştırmalar ve ordu düzeyinde kullanımdaydı.

NeuroSky

Şimdilerde kafamıza içi jel dolu kocaman bir kask takmamıza gerek kalmadan kullanabileceğimiz zamazingoyu silikon vadisindeki NeuroSky isimli bir firma üretime geçireceklerini duyuruyor. Üstelik satın alınabilecek fiyatlarla pazara gireceklerini söylüyorlar.

Beyin dalgaları, beyindeki nöronların yarattığı elektrik aktivitelerinden oluşuyor. Bu dalga formları kişinin içinde bulunduğu ruh hali ve aklından geçenlerle doğrudan değişiyor.
Bu zamanzingo ise beyinin konuştuğu bu dili bazı donanım ve yazılımları kullanarak kullanılabilir hale getiriyor.

en eğlenceli filmlerden olan revenge of the nerds “ineklerin intikamı” yeniden çekilecekmiş, fanları imdb‘de şimdiden boykot edelim dokunmasınlar filmimize diyorlar…

ps: bu arada imdb id’si ne hoş di mi ilk filmin…

Fransa’nın önde gelen gazetelerinden Le Monde, Türk sinemasını incelediği haberinde Türkiye’de yılda ancak 25 film çekildiğini, ancak Türkiye’nin dünya sinemasında bir istisna olduğunu belirterek “Türk sineması kendi evinin reisi” yorumunu yapmış.