bildirgec.org

GAF

prenstenes | 03 March 2006 15:30

silu/etimden et koparan böcekler ağustos bitti şarkı söylemeyin emeğimizi yediniz ya demin, daha ne? gafı ağzınızda gevelemeyin

“göz görür gönül aldanır”

knemo | 03 March 2006 15:25

5 duyu arasında en inanılır organın “göz” olduğu düşünülür çoğu zaman. İllüzyon sanatının insanları hayrete düşürmesi belki de bu yüzden.

“Grand Illusion” adlı bu sitede, optik yanılsamaların eşyalaşmış hallerini bulmak, bazılarını şahsen yapmak, bazılarının da videolarını izlemek ve hatta sipariş ederek etrafınızdakikleri şaşırtmak mümkün.

ÇİĞNENMİŞ

prenstenes | 03 March 2006 14:04

Unutmanın bir şekli bu şehir

Bu karanlık, bu çürüme, bu trafik…

Eve geç geliyor artık çocukluk

Bir şarkı kestik dün akşam: kelek!

Okulların üstü açık kaldı diye

Renkli bir cehalet örtüyor medeniyet

Okumayı söksen de çaresi yok

Aptal kutusu hepimizi sobeleyecek

Acemi bir gülü var umudun

Açıyor olmadık yerde

Eskiden çamurla oynardık

Şimdi bu yaşamak, balçık

Kırk metrekare ithal çamlı bir park var

Parkta tenefüs gibi bir bank…

Yaşlanmak ve ölüm üzerine bir deneme

prenstenes | 03 March 2006 10:17

Alnımızda günlük tutan yaşamın yazdıkları giderek daha çok okunur hale geliyor da biz insanlar yaşlanmak diyoruz. İnsan empatiyi, diğer insanların da haklı olma ihtimalini, olaylara onların gözlüğünü takarak bakabilmeyi, ne yazık, yaşı ilerledikçe anlıyor. Buna da olgunlaşmak diyoruz.

Hatalarını silecek silgi yapmaya girişiyor bir yaştan sonra insan. Sonra da icadını bitiremeden, bitirebilse de diğerleriyle paylaşamadan göçüyor. Ardında bıraktığı günlük varsa “göçük altından çıkarılan”, öğreniyoruz. Öğreniyoruz da bir şey mi değişiyor? Herşeyin bir zamanı var ne yazık. Şu yaramaz şair yaşam bir öyle bir yerde kırıyor ki kalemini en büyük dersi, belki en sevdiğini kaybettiğinde, en çok istediği şey gerçekleşmediğinde alıyor. Sabır da öğrenilen bir şey. Onca yıl damarında devinen “deli kan” akacak bir mecra bulamamaktan yoruluyor mu ne?

goran kay ingiltere’yi temsil edecek.

Parastina | 03 March 2006 07:39

eurovision sarki yarismasinda ingiltere’yi temsil edecek finalistler arasindaki kürt sarkici goran kay favori olarak gosteriliyor. 4 mart gunu bbc1’de yapilacak oylamada kazanan aciklanacak. goran’in oylarimiza ihtiyaci var. goran’a oy vermek isteyenler telefonla oylayabiliyorlar. goran’nin seslendirecegi sarkinin adi Play your game ve daha ayrintili bilgi burada. oylarimiz goran’a, hadi hayirlisi..

şeriat nedir?

ahtamara-bildirgec | 03 March 2006 04:32

bence insan bir düşünceyi kabul ederken veya reddederken anlamını bilmeli. Güzelim ülkemin güzel insanları hep bu kelimeyi konuşur ve ne konuştuklarını ne anladıklarını bilmezler maksat konuşmak veya onu kötülemek, ki bence yapılmaya çalışılan en gerçekçi şey onu kötüleyip başkalarının gözünde antipati yaratmak, uzaklaştırmaya çalışmaktır.
şemsettin sami efendinin dilimizin en esaslı lugatı olarak bilinen “kamus” adlı eserinde;şeriat “evamir ve navahi-yi ilahiyye ve ayet ve hadis ve icma-i ümmet esasları üzerine müesses kanun-u ilahi” diye tarif edilir. burada iki unsur dikkat çekiyor. biri şeriatın “ilahi emirler ve yasaklar oluşu” diğeri bu ilahi kanunların “ayet, hadis ve icma” denilen temellerin üzerine kurulu olduğudur.
ömer nusuhi bilmen ise “hukuk-u islamiyye ve ve ıslahat-ı fıkhiyye kamusu” adlı eserinde geniş bir şekilde ele alır ve şu şekilde tamamlar.
1- şeriatı kulları için Allah koymuştur.
2- şeriat, dini ve dünyevi hükümlerin tamamıdır.
3- şeriat, “din” kelimesiyle eşanlamlıdır.
4- şeriat kavramının içinde, imani hükümlerin yanında ahlaka, ibadete ve günlük hayattaki işlere dail hükümlerin hepsi vardır.
5- genel anlamda, her peygamberin getirdiği ilahi kanunlarada şeriat denir.
6- şeriat kelimesiyle açıkça; kur’ana, hadise ve icmaya dayanan hükümler kastedilmiş olur.
yine en önemli müfessirlerimizden elmalılı hamdi efendinin “hak dini kur!an dili” adlı eserinde;
1-şeriatı Allah koymuş ve kullarını sorumlu tutmuştur.
Allah şeriatı, kullarının ebedi hayata ve hakiki saadete ulaşmaları için gönderilmiştir.
ve yine çağımızın en büyük alimi ve önemli düşünürlerinden olan BEDİÜZZAMAN’da şeriatı ikiye ayırarak şöyle ifade eder;
1- “küçük alem” olan insanın fiillerini ve işlerini düzenleyen ve Allah’ın “kelam” sıfatından gelen bildiğimiz şeriat.
2-“büyük insan” olan alemin hareketlerini ve durumlarını düzenleyen şeriat.
ve devamındaki açıklamada;
maddi alemdeki kanunlara “tabiat” demek yanlış. çünkü, bu kavram insanın hatırına Allah’ı getirmiyor. oysa bu “fıtri” kanunları koyan ve tatbik eden şüphesiz Odur. bu izah başka bir manayı daha doğuruyor: kainattaki bütün varlıklar, Allah’ın “fıtri” kanunlarına İSYANSIZ itaat ettikleri için bu alem muntazam ve mükemmel. Hiç bir yerde en küçük bir karışıklık yok. DEMEK İNSANLARDA YAŞAYIŞLARINDA İLAHİ KANUNLARA İSYANSIZ İTAAT ETSELER, ÖZLENEN AHENGE KAVUŞACAK VE ARADIKLARI SAADETE ERECEKLERDİR. UYUMSUZLUĞUN VE HUZURSUZLUĞUN SEBEBİ, İSYAN VE TUĞYANDIR. AHİRET SAADETİ GİBİ, DÜNYEVİ HUZURUN DA ÇARESİ İSLAMDIR.
bütün bu tanımlara göre şeriat demek “din kuralları” demektir. günümüze baktığımızda bizim manayı bilmememizden dolayı bazı islam düşmanı kişilerce şeriat bize yanlış lanse edilip ona karşı bir düşmanlık yaratılmıştır. bu önemli hususu herkesle paylaşma gereğini bir müslüman olarak üzerimde farz bildim.
insan ise, hür bir varlıktır.
kabul de edebilir, ret de…
“DİNDE ZORLAMA YOKTUR”
saygılarımla…

SÖYLERMİSİN ! AŞK HERŞEYE DEĞER Mİ?

poseidon2000 | 03 March 2006 01:35

Diyelim ki…
Yine kuşlar eskisi gibi
Söğüt dalında gezer
Ve kışlar bahar kadar
Bakışlar sular kadar güzel.

Diyelim ki ben…
Sarı bir sonbaharda
Masmavi bir gökmüşüm
Ve gecenin sabahında
Yine seni görmüşüm.

Acaba…
Güne hayat veren ışık gibi
Sıcak mısın?
Ya da uzatsam ellerimi
Ellerimi tutacak mısın?

Diyelim ki sen
Karakışın arkasında baharsın
Aylardan kasım ve ben yalnızım
Kış da geçer olsun yine beklerim
Ben beklerim dünya dönsün yeter ki

Benimkisi sadece bir umuttur belki
Söyler misin aşk her şeye değer mi?