bildirgec.org

motorola kulaklık

hikikomori | 07 March 2006 18:05

motorola v360 telefon için orjinal kulaklık arıyorum ama hiçbir yerde bulamıyorum. mp3 player koymuşlar ama dinlemek için kulaklık ithal etmemişler mi nedir anlamadım.

it still sucks to be me

| 07 March 2006 17:58

üç noktalı cümleler yazmak istiyorum yine, ama vaktim çok yok. insan, arasıra kafasına takılan şeyleri bir yerlere yazarak kafasını biraz boşaltabiliyor. günlükleri bu yüzden seviyorum.

bu yüzden de kısa bir hayat özeti yazıyorum yine: – “karabasan arkadaşım”la karşılaştım yine. böyle bir ismi başka kimsenin birisi için kullanabileceğini sanmıyorum; çünkü her kullanışımda bana da hâlâ garip geliyor. anlamına gelince: yurtta kaldığım o depresif günlerde (10 yıllık o sürenin 8-9. yıllarında sanırım) geceleri uyuyamaz olmuştum. çünkü nedenini bilmediğim bir sebepten, karabasan tabir edilen “şey”(ler) musallat olmuştu ve okulu da epey kötü etkiliyordu bu durum. geceleri uyuyamıyordum. uyuduğumda ise, üzerimde tahminen 200 kiloluk görünmez bir sumocunun ağırlığıyla uyanıp çıkmayan sesimle yardım istiyordum. kimseler duymuyordu. çare olaraksa, gündüz uyuyup akşam uyanık kalmayı buldum. epey idare ettim bu şekilde. bu yönteme başlamadan önceyse, gece gelen karabasandan sonra sinirlenip yataktan kalkıyordum; sigaramı, gitarımı, ders notlarımı alıp koridorun başındaki masaya geçip gün doğuşuna kadar vakit geçiriyordum küfrederek. yalnız dikkatimi çeken şuydu ki, o masada tanımadığım bir genç daha oturuyordu. başlarda soğuk davrandık birbirimize. derken bir gece (atıyorum 04.00 sularında) sordu “ne işin var bu saatte her gece burda?” diye. – “inanmazsın söylesem de” dedim. güldü, “inanırım” dedi. – “hoca, gülersen uçarım ama bak. anlatıyorum.” deyip anlattım hayali arkadaşları. sordum sonra, “sen ne geziyorsun peki bu saatte?” diye. o da güldü: – “aynı nedenden!” epey güldük orda. sonra epey gün doğuşu izledik karabasanlara küfrederek. takip eden günlerde derslerimi epey kötü etkilediğinden çözüm yolu aradım, ve psikolojik olduğunu farkettikten sonra bir daha böyle bir sorunum olmadı. ama hâlâ aklıma geldiğinde gülerim. geçen gün metroda karşılaştık kendisiyle. yanında bir eleman daha vardı. biz yine eski günleri anlatıp güldük, yanındaki de bizlere “pathetic loser” bakışı fırlattı, ifrit oldum. yine de güldüm.

blogspot ban

ap | 07 March 2006 17:41

blogspot’un ip leri nasil banladigini bilen varmi? veya banlanmis ipleri nasil ban listesinden cikarilacagini? bir basvuru emaili bile yeterli olacaktir. Hayret bir sey yani..Tam 8mb lik yeni bir adsl alip , robotlari oraya koymustum ki olan seye bak..:(

makyaj

frsn_carmela | 07 March 2006 14:16

kadınlar neden makyaj yapmakla boyanmak arasındaki farkı bir türlü anlamaz.cilt bakımı bölümünde okuyorum ve tanıdığım bi çok kişi opkulumu söylediğimde kaşını almamı cilt bakımı yapmamı istiyo ama anlamadığım neden bu kadar kötü makyajyapıyor??

bazen

frsn_carmela | 07 March 2006 14:07

bazen kendim dahil dünya üzerindeki hiç bi varlığı anlamaıyorum.yani ey insanoğlu nası olurda bi kaç saniye içinde bu kadar şeyi düşünür ve hiç bi şeyi bilemezin…madem düşünüyon öyleyse anlat ve anlıyım… bunu son araştırma ödevimi yapmaya çalışırken sayın hocalarıma ithaf eiyorum.. ve aşk… allahım mideme kramplar sokan yüce duygu kalbimi kutuplarda bırakan beni yakan aşk… e hadi nerdesin uzakta filmler palavra kim inanırki… yazmak ve kusmak ;yazmak ve ağlamak;yazma ve bağırmak;yazmak ve gülmek;yazmak ve falan filan… hepsini yapmak istiyorum ben harflaerin kzıyım… galiba kendimi daha mutlu hissediyorum…

hafif.org’a hafif baslangic

dogubati | 07 March 2006 03:58

Neredeyse iki yil olacak hafif.org’a kayitliyim ama bir tek satir yazmis degilim. Arasira belli basli yazilari okumaktan veya basliklarina bakmaktan oteye bir eylemim olmamis. Bir kac da link denemesi… Hepsi bu… Bu, astigim ilk yazi oluyor.

Hafif.org veya baskaca bloglara hep kusku, merak ve hayretle bakilir etliye sutluye karismama egilimi olanlar tarafindan. Genelde seyleri ve olaylari uzaktan izleme secenegini tercih ederler. “Kim okur bunca yaziyi?” denir mesela. “Kimsenin okumadigi hakkinda beyanda bulunmadigi milyonlarca paragraf; kendime e-posta gonderirim daha iyi”…

Bosluga savrulmus, kayip bir zamanin diliyle daha telaffuz edilmeden yok olmus sozcuklerin izini surmenin anlami nedir?

Düşmek Hiç Ayıp Değil Yeter ki Kakmasını Bil…

talos | 06 March 2006 22:37

Hep zarar(!)

Konuşuyorum zarar,
İğneler batırıyormuşum insanların kalbine.

Susuyorum zarar,
Fırtınadan önceki sessizliği oynuyormuşum kafamdaki tozlu tiyatroda.

Koşuyorum zarar,
Sarsıyormuşum sokakları, caddeleri.

Seviyorum arar,
Umursamıyormuşum.

İstiyorum zarar,
Kaba oluyormuşum.

Öpüyorum zarar,
Parçalarcasınaymış.

Bakıyorum zarar,
öğrenememişim doğruyu, yanlışı, bakış açısını ve yalancı aldatışları.

Bekliyorum zarar,
Sabırsızmışım.

Düşünyorum zarar,
Kızılelmaymış düşüncelerimin sonucu.