bildirgec.org

independants

baritonne | 12 December 2005 05:56

Birkac asik olunasi tapilasi filmi arkadaslarla paylasmak istedim.Bagimsizlar cephesinden yine ufak basyapitlar cikmakta.Gregg Araki’nin son filmi “Mysterious Skin”, bir Skott Heim romani uyarlamasi, fantastik dokuya sahip psikolojik bir drama.Leziz farkli bir film.”Everything is Illuminated” ise basrolde Elijah Wood’un oynadigi ,Liv Schreiber’in egzantrik filmi,bir koklerini arama hikayesi(filmin soundtrack sarkilari super ,devotchka, how it ends enfes bir sarki.Bir diger film “Millions” usta Danny Boyle’un cocuk filmi gibi yapan ama cok cok fazlasi olan film.Umuyorum ki Jim Carrey ve Kate Winslet’li “Eternal Sunshine of the Spotless Mind” gibi olmaz bunlarin sonu da. Sanirim “Millions” gosterime giriyor bu siralarda.Corpse Bride’in Istan bul’da tek bir salonda gosterime girmesi buyuk haksizlik. Burton hayranlari size sesleniyorum,bisey yapmali! www.imdb.com adresinden filmler hakkinda bilgi edinilebilir.www.amazon.com aradiginiz her album bulunmakta sample dinleyip fikir sahibi olmak isteyenlere onerilir.

3. İstanbul Lisesi Liseler Arası Kısa Film Yarışması

cenkcil | 11 December 2005 14:16

Türkiye’nin seçkin okullarından olan İstanbul Erkek Lisesi, 2 sene önce düzenlemeye başladığı İstanbul’daki ilk ve tek liselerarası kısa film yarışmasını bu sene tüm Türkiye’ye açık olarak devam ettiriyor. Amacımız bu sene tüm Türkiye’den gençleri bir araya getirerek geleceğin yönetmenlerini ve oyuncularını keşfetmek, yeni dostlukların kurulmasına olanak sağlamak olacaktır.

İstanbul Lisesi Liselerarası Kısa Film Yarışması, katılımcılara bir yarışmadan daha fazlasını sunmaktadır. Yarışmayı düzenlerken her zaman en büyük hedefimiz genç sinemacı arkadaşlarımızın gelişimine katkıda bulunmak olmuştur. Hazırladığımız eğitim dökümanlarının yanı sıra, ders yılı ara tatilinden sonraki 1 aylık süreçte yarışmacılarımız için atölye çalışmaları düzenlemekteyiz. Bu atölye çalışmalarında, yarışmacılara filmlerini çekmelerinde yardımcı olacak bilgiler verilecek ve kendilerini geliştirmeleri için bir fırsat sağlanacaktır. Atölye çalışmalarımız, İstanbul Üniversitesi Araştırma Görevlileri; Tonguç Sezer ve Diğdem Işıkoğlu ; İFSAK Yönetim kurulu üyesi Selim Evci’nin katkıları ile hazırlanmaktadır ve katılımı ücretsiz olup bütün sinemacı arkadaşlarımıza açıktır.

aşka dair yalnızlık notlar

poseidon2000 | 11 December 2005 02:58

odamın bembeyaz duvarları üzerinde süzülen sigaramın dumanı her ne kadar çok geçmeden kaybolup gitsede şu içimdeki burukluk günlerdir beni terketmedi.kendimi anlatmaktan ve mutlu olmaktan neden bu kadar acizim hala anlayamadım.tabiri caizse şirin okulumuzda son bir aydan beri(ayrılığın telaşı mı desem yoksa üzüntüsü mü bilmiyorum)kendini hissettirmeye başladı.belki de içimdeki burukluk ondandır.oysa ben okulumuzdaki son günlerimi mutlu ve neşeli geçirmek isterdim.ama farkında olduğum tek şey okuluma,arkadaşlarıma,öğretmenlerime hiç bu kadar yabancı olmadığım. bence diğerleri böyle değil.onlar eğlenmesini biliyor.ayrıca hepsinin gözlerindeki mutluluğu okuyabiliyorum.beni asıl onlara yabancılaştıran da bu ya.ben onlardan farklıyım;yani mutsuzum.bunu çarşamba günü yaptıgımız veda balosunda daha iyi anladım.’Allahım bu benim hayatımda geçirdiğim en kötü günlerden biriydi’aslına bakarsan hala etkisinden kurtulabilmiş değilim.Oldukca sade ve şirin bir görünüme sahip olan düğün salonuna girdiğimde karşılaştığım manzara hiç de tahmin ettiğim gibi değildi.Sanki o büyük masanın kenarına dizilmiş; pide ve pastalalarını yiyen, gazozlarını yudumlayan yada çalan slow müziğin eşliğinde birbirleriyle derin muhabbete dalmış olan insanlar benim sınıf arkadaşlarım değidi de ;oraya oscar ödülü almak için gelmiş bir grup şık giyimli sinema oyuncusuymuş gibi geldi bana.Ama doğrusunu söylemek gerekirse beni büyük bir saygı ve içtenlikle karşıladılar diyebilirim. Salondaki havanın bungunlugu ve benim içimdeki yükselen tedirginlik,gerginlik ve heyecan tabağımdaki pastaları aç olmama rağmen yememe engel oluyordu. O gece kızlar başımı döndürecek derecede güzeldi… Hatta hatice ve nurdan ı tanıyamamıştım.yüzlerini bana çevirip ‘hoşgeldin’ demeseler onların benim sınıf arkadaşım olmadığına yemin edebilirdim…Veee…benim haricimde herkez için güzel geçecek olan bir gece başladı… önce Ömer Naime yi alıp bir kenara çekildi,sonra Ahmet Ayşeyle birlikte gitti.Sonra Hüseyin,Mesut,Cemil… hepsi umursamaz tavırlarla beni yalnız bıraktılar.Bense telaşlı gözlerle etrafımda bir dost yada beni güldürecek,sevindirecek,yalnızlığımı unutturacak birşeyler arıyordum.Defalarca haykırdım içimden… ‘-Bu böyle olmamalı,ben mutlu olmalıyım,bu benim hakkım…!’ Selma duvarlarda yankılanan sesimi duymuş yada kaybolmuş bir çocuk gibi etrafa korkulu bakışlar atan gözlerimi görmüş olmalı ki yanıma geldi.halimi hatrımı sordu ve sıra beni sorgulamaya geldi… -neden? neden hiçkimseyle konuşmuyosun?neden moralin bozuk?seni üzen birşey mi var? bütün bu sorular beni yalnızlıktan kurtaracağı yerde bıktırmak bir yana çıleden çıkarıyordu.Ama ben sustum. tarih ögretmeninin sordugu soruya cevap veremeyen bir lise öğrencisi gibi öylece sustum.ve manasız gözlerimi Selmanın gözlerine diktim.Sanki bana acıyormuş gibi bakıyordu.Bense birazcık gülümsemeye çalıştım fakat kendimi daha fazla zorlasam neredeyse ağlayacaktım. Benim gibi yalnız olan bir diğer kişi de Cemil di.Ama o da çok geçmeden gözden kayboldu.Anlaşılan bu sıkıcı yerden çekip gitmişti ve anlaşılan birtek ben kalmıştım yalnız olan.