bildirgec.org

firefox biliyorsunuz tablı tarama sistemi sayesinde kullanıcılarına oldukça kolaylık sağlıyor ama bazen bu sistemde bazı eksikler olduğu da hissedilmiyor değil. Maxthon‘da alıştığım bir çok özelliği firefox da arıyordum ta ki tabbrowser extensions eklentisiyle tanışana kadar. tablı taramayı o kadar gelişmiş, ayrıntılı ve gerçekten güzel özelliklerle geliştiriyor ki firefox u bu eklenti olmadan kullanamıyorum diyebilirim. fakat ‘bana göre’ bu güzel eklenti firefox geliştiricileri tarafından desteklenmiyor hatta tavsiye edilmiyor bile, resmi eklenti sitesinde de yer almıyor doğal olarak. Bu sitede top10 da yer alan tabbrowser preferences eklentisi ise bu eklentiye göre oldukça zayıf kalıyor. tabbrowser extensions ın burada anlatamayacağım o kadar çok özelliği var ki kurup denemenizi(kurcalamanızı demek daha doğru olur sanırım) tavsiye ederim bakalım siz ne düşüneceksiniz..

4 uzman bu yeni t-shirt katlama sanatını [yorumluyor]. bu yöntem ile bir t-shirtü jet hızıyla fabrika katlama modelinde katlayabiliyorsunuz. [videosu] gördüğünüzde dolaba koşup deneme ihtiyacı duyuyor insan! denedim ve kendi kendimden etkilendim.

[firefox 2.0] indirme işlemi yarım kalmış dosyaları kaldığı yerden devam ettirebilecek.

selam arkadaslar bu konu hakkında bilgisi deneyimi yada uzmanlığı varsa bana yardım edebılırmı nasıl kurulur neler gerekir hosting ne kadar gerekir bana kapsamalı olarak “0” dan öğretebielecek biri varmi ??? teşekkürler…

[flickr] fotoğraf paylaşım servisinin [1 milyonun] üzerinde üyesi olduğunu biliyoruz. bu popüler servisi mart ayında yahoo [satın almıştı]. şimdi üyelerin bir kısmı bu evlilikten memnun değil ve eğer yahoo taleplerinden vazgeçmezse toplu olarak flickr’ı terketmeyi [planlıyorlar].

flickr’ın yeni sahibi yahoo ile insanların alıp veremedikleri üyelik mevzusu. yahoo, flickr üyelerinin yahoo hesabı sahibi olmasını ve iki hesabın birbirine bağlanmasını istiyor. mevz-u bahis protestocular ise yahoo üyeliğine karşı çıkıyor.

linux 2.6.13 çıktı.

There it is.

The most painful part of 2.6.13 is likely to be the fact that we made x86 use the generic PCI bus setup code for assigning unassigned resources. That uncovered rather a lot of nasty small details, but should also mean that a lot of laptops in particular should be able to discover PCI devices behind bridges that the BIOS hasn’t set up.

We’ve hopefully fixed up all the problems that the longish -rc series showed, and it shouldn’t be that painful, but if you have device problems, please make a report that at a minimum contains the unified diff of the output of “lspci -vvx” running on 2.6.12 vs 2.6.13. That might give us some clues.

27 Mart – 1 Nisan 2006 soulclipse

duyguları anlatması ne kadar zor bir şey. üzgün olduğunuzu nasıl anlatırsınız? ya da neşeli olduğunzu. bunun abidin dino ve mutluluğun resmi ile pek alakası yok maalesef. karnınıza ağrılar girmesine benzer kimi duygular, kimi hisler, bir diğeri ise ayağınızın yerden kesilmesine benzer… ama anlatması hep zordur, tam olarak tanımlayabilmek ise imkansız. hatta karşınızdaki, sizin hissettiğiniz duyguyu daha önce hissetmediyse, anlattıklarınız sadece karşınızdakinin canını sıkar. kimi anlar vardır, birden fazla duyguyu aynı anda yaşarsınız. sevgili ile beraber olmanın mutluluğu, bir yandan da kaydebilecek olmanın korkusu, hatta duruma göre toplumun tepkileri [eşcinsel bir ilişki ya da kan davalı olduğunuz sülaleden birini sevmek gibi]… bütün bu düşüncelerle duygularınız çok ama çok çeşitli ve karışık olabilir. iyi de zaten bir duyguyu anlatabilmek, bizim için yeterince büyük bir uğraşken bu kadar karışık bir durum nasıl ifade edilir? kaç kelimeydi günümüz türkiye’sinde konuşan insanın kelime sayısı? 100? 200? hatırlamıyorum. benim de acınası bir miktar kullandığım kesin. bu kadar az kelime kullanarak nasıl anlatırım size içinde bulunduğum durumu? anlatamam . neredesiniz kelimelerim? bildiğim ihtiyacım kelimelerim? ya da bilmediğim ve öğrenmemin şart olduğu kelimeleR? oysa ne kadar çok isterdim söylediklerimle hissettiklerim aynı , en azından aynı olmasını. siz en iyisi hayal gücünüze güvenin. zaten benim de buna güvenmekten başka şansım yok.

etkisi bütün yeryüzünde hissedilen nerdeyse tek politika çeşidi.öncelikli olarak Amerika’nın tekelinde olan, kitleleri yönlendirmenin en kolay aracı belkide.insanlara ‘bakın benim dediğimi yapmazsanmız evinizi , işinizi, karınızı , çocuğunuzu herşeynizi kaybediceksiniz,işte şu barbarlar babil kulesi nasıl yıkıldıysa bizi de öyle yıkıcaklar derseniz emin olun kaybetme korkusu duyan insan herşeyi kabul eder.

insanoğlu ilk olduğunda da bilmezdi ölmüden sonrasını, insanı insan yapan şeyi,herkesi bi dünya yapan olaylar zincirinin yekpare etkisini, şimdide bilmez.Ama o bunlarla yüzleşmekten korktuğundan yada sıkıldığından veyahut delirme korkusundan bulmuştur kendisine bir sürü icat.yarı çılgın dolaşacağına ,bilinmez soruya kafayı takan ihtiraslı öğrenci gibi hayatı azaphaneye çevireceğine, tekerlekti,baltaydıdı,sabandı, elektrikti motordu bulmuştur kendine bir sürü icat.maksat zaman geçsin zaman ölsün sıkıntılar oyuncaklarda hapsolsun.ama tembel atalarımızın acısını biz çekmeye devam ederiz olsun. hele şu zamanda insanın kendiyle yüzleşmesi neredeyse imkansız hale geldiği bugünde.