bildirgec.org

dağın başında sting-fragile’la

cafe del mar | 07 March 2004 22:24

Yola koyuldum ve gidiyorum bir kucuk cocuk annesi ve babasiyla ne kadarda mutlu güçlü huzurlu ne kadarda kendin den emin etrafina bakiyor konusuyor cok mutlu.Benim bu kadar mutlu olmayali yillar oldu. Cok masum gozleri var bir o kadar da yaramaz.Etrafini koruyon melekleri var karlarin icinde ne kadarda melek.Aklima onu gordukce ben geliyorum annem geliyor babam geliyor yillar once gunah olmamistim ben keske benim de koruyucu meleklerim olsaydi,aglasaydim gozumden tas deilde yas ciksa. 3 gun kendi cocuklugum geldi aklima hep ona bakarak agladigim zamanlarda annemin bana teselli vermesi babamin bana cikolata getirdigi gunler geldi hep aklima ona bakarak.Artik kendime aynada baktigim zaman gunahlarim geliyor ne kadar yil gecti cafe del mar ? Sonra gece oldu alkoller alindi,gecici dostluklar kuruldu.Herkesin golgesinde alkolle beraber sarji biticek dostluklar kuruldu sarilidik,gulerken hep beraber agladik.Sonra ruyalara dalindi benim kutumda da sen ciktin. Basladin ruyama kurdugum oyunuma.Soguk bir hava bos islak bir yol ve yolun ustunde bir masa 2 sandalye hazir lamistin salonunda.Yolumuz uzundu ve sen anlatiyordun bitmiyordu konusman bitmiyordu islak yollar agliyorduk… Uyan cafe del mar!!! Senin gozlerinde actim uykumu sen oldum gene…

Şidettele istiyorum

UVERCANKi | 07 March 2004 21:17

Arkadaşlar bir mp3 arıyorum load etmek için. yardımcı olursanız sevinirim. Grup Reflex’ten “Sen Hep Benimsin” diye bi parça. Sabırsızlıkla istiyorum bu parçayı lütfen bana yardımcı olun.

Seckin Atilgan görüyor

seckin atilgan | 07 March 2004 16:42

Sacma sapan bir Istanbul sabahi, herkes yeni kalkmis kimi kalkmamis ben ise heyecan icinde kosusturuyorum görevimi yapmak üzere, biri iki ifadesizlik ,bir iki ifade yola koyuluyorum kafamda bir sürü hikaye, “bir tip yaratılması lazımdır bu hastalikli ruh halim icine” cünkü konusurken ve yasarken kendim degilim ben, hikayelerle kendini bulan biriyim, fazla tercih edilmeyen ikinci sinif bir otobüste yalnız yyolculuktayim kimse farkında degil ben bir gizli sizofrenim.. kafa her zamankinden çok karisik , aynada kendimi gördügüm o kadar az ki o azlar birlesip bir gün tam olarak beni olusturucak veya soyle söyliyeyim oyle bir inancım var, nedense dalga gecilme konularında her zaman bir numaraydım ve sanırım her zaman bir numara olarak kalıcam ve bir gün bu deli sıfatımı bogaza fırlatıp bir sigara yakıcam, arasıra düsünmüsümdür acaba yanar mı bogaz ictigimiz tüm sigaraların izmaritleriyle?Bu sizofrenin sanırım ne is yaptıgını kimin bu ise bu zavallıyı aldıgını düsünüyorsunuz degil mi? evet bir gizli sizofren ne yapabilir de diyor olabilirsiniz, hiç birsey yapmıyorum bana kalırsa insanlar bana birseyler yapıyormusum gibi davranıyorlar o kadar iste beni tek sevindiren bu gerceklik oluyor “ben ilk once kendimi sonra insanları kandırıyorum”bu degil midir beni bu noktada yaratıcı kılan .Hayatımın insanı ile tanısmak üzere ortaköy yolunda yavas yavas elimde sigara yürüyorum, o kadar büyütmüsüm ki kafamda hickimse yok sanki o an cevrede sadece “O”, hayran olunan kisiyle bir soylesi var, cebimde bir ses kayıt cihazı, inanlımaz bir heyecanla geliyorum soylesiye: -Nasılsınız?ben Seckin, Seckin Atılgan Ihlamur Gazetesi muhabiriyim, bu soguk Istanbul günü sizinle bir soylesi ne büyük mutluluk -Memnun oldum Seckin Tesekkürler, hosgeldin, beni soylesi icin aradılar gecen gün bende bulusulacak yer olarak burayı gösterdim.Atmosferi daha rahat buluyorum sanki..neyse uzatmadan dilersen roportaja gecelimHic birsey konusmak istemiyorum hani birini cok büyütmek kafada aptalca bir gerceklik derler bence yalanmis iyiki onu büyütmüsüm cünkü yüzünü izlemek benim icin bir mutluluk o an iki saniyede olsa bunu farkediyorum konusmalar kafamda bir tür yanki gibi veya birer ugultu.Yüzünü uzun zamandır tek net görebildigim insan var karsımda ben bunun garip heyecanını yasiyorum, ilk defa bir gerceklik karsımda; beynim sadece onun görüntüsünü net alıyor sanki: -Ben hayatınızı merak ediyorum gercekten istediginiz isleri yapabildiginize inanıyor musunuz? -Ilk soru bu mu? -Evet -(Anlamsız bir sesizlik)Evet kesinlikle yapıyorum kendimi yaptıgım iste cok mutlu hissediyorum. -(Yalan, benim saglıklı görünümüm kadar yalan o kadar mutsuz ki biraz daha üzerine gitsem göz yaslarıyla beraber bogazın icinde kaybolacak. Hangisini yazmali evet cok mutluyumu mu? yoksa gözlerden gelen hayır ifadelerini mi?bilmiyorum)Anladım demek cok mutlusunuz ne güzel ,ne mutlu size.Peki son yaptiginiz is? -Ne yarattin sen kafanda? yoksa sen bana asik misin? -Ne? -Evet hep aynı ifade ,hep asik hayran suratlar ama icini bilmedigin bir ülke bu; senin o gördügün tanıdıgın yarattıgın kisi degilim ben seckin.(kelimeleri soylerken bir sigara yakıyor ve aglamaya baslıyor, inanamıyorum ya bu bana hasta kafamın yaptıgı bir saka yada yalan gibi bir gercek) -Ne soyluyorsunuz? -Hadi yapma allah askina niye geldin ki sanki buraya benim sacma sapan hayatımı merak ettigin icin mi? -Ben…. ben …söylesi,Seni mutlu ederdim.. -Beni mutlu ederdin? -Cok heyecanlıyım ,anladın iste saklayama calıstım ama, bak ben seni rüyamda goruyorum ve hep seni rüyamda kurtarıyorum -Nasıl? -Sen küçük bir cocuksun rüyada ve ben omuzuna dokundugumda büyüyorsun ve sen oluyor o kisi ” beni bırakma” diyorsun.Elindeki sigarayi söndürüp yüzüme bakıyor ve aglamaya baslıyor sanki bütün dünya basıma yıkılıyor gibi ses fırtınaları dalgalanıyor beynimde,masaya hesabı bırakıp hızla uzaklasıyor.Onu bir daha görmüyorum daha dogrusu bir daha ondan baska kimseyi göremiyorum.

dillerinizi çıkartın, kontrol

chirkinordek | 06 March 2004 22:59

bir kimse, bilgisayarda gördüğümüz bazı dilleri web üzerinden encode/decode yapmamızı sağlıyor. burada binary , orada da hex dillerini çevirebiliyorsunuz 🙂 örneğin; binary’de..

011100110110100101111010001000 000110001001101001011110100110 100101101101001000001110011101 100101011010110110111101110011 011011000110000101110110011000 010110101101111001011000010110 110011111101011011000110000111 111110011101001111110101110010 011000010110101101100001011011 010110000101100100111111010110 101101101100011000010111001011 111101011011011111110101111010 011001000110000101101110011011 011111110101110011111111010110 1110111111010111101000111111

Kayıp?

Breathtaskiss | 05 March 2004 01:44

Nerdeyim? Tam olarak bilmiyorum ama nedense içimde sürekli birşey bunu soruyor. İlerlemek, sürekli ilerlemek.. Ama ne için.. nereye doğru? Boyutsuz, zaman kavramının bile insan tarafından yaratıldığı bir evrende ne yöne ilerlemek.Bazen şu Fight Club ın meşhur lafı aklıma geliyor. “Self-İmprovement is masturbation,masturbation is self-destruction”.

Bakıyorum da küçüklüğümüzden beri kahraman olmak üzere yetiştirilmişiz.. Bütün o çizgi filmlerde bile hep tek başına(!) bir kahraman vardır. Hiç ortaklık, topluluk arasında eriyip gitmekten bahsedilmez.Bu yüzden belki insanlar üzerlerine dikkat çekici sözde kendilerini ifade eden şeyler giyiyorlar. Kendilerinin farklı olduklarını varsayılması için.. Tam bir mastürbasyon bu anlamıyla. Peki ya ben. Bunu yapmıyorum ama çok da mutlu değilim. Herkes özel olmaya çalışıyor ve bende.. Bu yüzden bütün bu ilerlemeler.. İnsanların kafasını dolduran bütün bu felsefeden bilime, giysiden içeceğe herşey insanlara yaşadıklarını hissettirmek için yapılmış sanki. İşe de yarıyorlar doğrusu ama nedense bütün bunların içinde kendimi pek yaşıyor hissetmiyordum. Taki şu kendini geliştirme kurslarına gidene kadar. Peki ya sonra?? Kapıdan çıkarsın.. İçinde bir mutluluk, yapacağını bilmenin mutluluğu neyi yapacağını ne istersen peki sen ne istiyorsun? İşte benim 100 puanlık sorum. İlerleme insanların boyutlandırdığı evrende yanlızca insanların istediği yöne gitmekle olur. Peki ya ben ne yapıyorum.Kendimi basit görüyorum. Aslında kendine uzaktan basit, çürüyen bir canlıymış gibi bakmak hoş oluyor. En azından sürekli övdüğün Sokratesi biraz anlayabiliyorsun ya da şu 6 defa izlediğin Fight Club ı.. Sonuç?.. Yok.. İlerleme yok sadece doldurulmuş reklamlarımız var. Size ihtiyacınız olmayan birşey varmış gibi gösteren reklamlar.İlerlediğinizi hissettiren reklamlar.. Nedenini bilmiyorum belki sağ beynim çok etkisinde kaldı ama 1984 kitabında daha kötü bir gelecek görüyorum önümde. En azından orada yaşıyan son bir insan ruhu vardı(İnsan ne demekse!)..