bildirgec.org

Lobachevsky uzayı

Psychedelic | 23 February 2003 16:49

Eukleides geometrisini herkes bilir. Bu geometriye göre bir üçgenin iç açıları toplamı 180º dir. Yani Aº+Bº+Cº=180º. Yaşamımızda da Eukleides uzayını kullanıyoruz. Örneğin şu anda Eukleides uzayına göre bir monitöre bakıyorsunuz. Lobachevsky geometrisi diye bir geometri varmış. Sizi bilmem ama ben yeni öğrendim. Şimdi buna göre bir üçgenin iç açıları toplamı 180º den küçükmüş ve ikisi arasındaki fark üçgenin alanı ile orantılıymış. Yani 180º-Aº-Bº-Cº=sabit. Bu sabite atıyorum k dersek k/üçgenin alanı=çok küçük olması gerekiyor. Şimdi bu üçgeni Eukleides uzayında şöyle gösterebiliriz. Bu durumda bu üçgenin alanı da kendi yöntemiyle hesaplanmalı. Çok küçük olması geren bu sayının da küçüklük mertebesini bulamadım. Lobachevsky uzayı Hollandalı ressam Mauritus C. Eschertarafından resmedilmiş. Bu resimdeki siyah balıklarla beyaz balıkların aynı biçim ve büyüklükte düşünülmesi gerekiyor. Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz: Eukleides uzayında Lobachevsky uzayını göstermek zor oluyor! Kaynakça

Ben Drive… Direct Drive…

yeryuzu | 23 February 2003 16:29

Arçelik’in son reklamında (direct drive teknolojisine sahip çamaşır makinası) olayını amma da abartmışlar, üstelik sadece abartmakla da kalmayıp bi de işi kandırmaya dökmüşler. Anılan direct drive teknolojisi, bundan yıllar önce çamaşır makinalarında LG (Eskiden Goldstar diye bildiğimiz firma ile ünlü Lucky firmasının birleşimi Lucky Goldstar -LG-) tarafından zaten kullanılmaktaydı. Burda da sistemi anlatıyorlar. İşin marketing hikayesini falan da anlatmışlar.

kediler

eceligelenfare | 22 February 2003 16:01

Kadıköy rıhtımındayız.. beremi eldivenlerimi işyerinde unuttuğumdan kulaklarım ve ellerim buz tutmuş.. buna rağmen beşiktaş iskelesinin karşısındaki büfeden sosisli yiyip ayran içme konusunda taviz vermiyoruz.. ilk sosisliyi sağ elle ikincisini sol elle yiyorumki nöbetleşe ellerden birini cebime koyup ısıtmaya çalışıyorum.. koskoca yüksekokul müdürümüzün sık sık tekrarlardığı “yumurtalıklarınızı üşütüceksiniz ouğlüm” sözünü şimdi anlamaya başladım.. birden bembeyaz, tertemiz, dilenci bir kedi geldi.. başladı yavşamaya.. ilk defa bir kediyi bu kadar sevdim.. ne tırmalıyor.. nede hain bakışlar fırlatıyor.. nede petshoplardaki 150 $ lık iran kedileri gibi sahte ve masum görünmeye çalışıyor.. onla oyalanırken otobüs kaçacağını biliyordum.. bu ufak yaratık 20 dakika daha o soğukta üşümeme sebep oldu.. eve gittim uyudum.. rüyama girdi mendebur.. ama tek değildi.. deli saçması rüyalardan biriydi, bizim evde işyerindeki müdürümle birlikte bilgisayarın başında birşeyler yapmaya çalışıyoruz, elektrikler gidiyor.. içerdeki aydınlık ile dışardaki karanlık yer değiştirmeye başlıyor.. perdeler kapalı.. birden pencere büyük bir cisim çarpıyor. ne olduğu nu çözmek için perdeyi çektiğimde o kediyi cama yapışmış görüyorum.. bize zarar mı vermeye çalışıyor yardım mı dileniyor çözemiyorum.. ardından biri daha tırmanıyor pencereye.. bir tane daha.. bir tane daha.. kediler heryerde.. hepsi hain hain bakıyor 10,20 derken 50 civarı kedi üşüşüyor pencereye.. siyam,duman, sarı, gri renk ren boy boy kediler pencereme saldırıyor ! uyanıyorum.. su içip gene yatıyorum.. uyumaya çalışırken yarın aynı kedi karşıma çıkarsa ne yapacağımı düşünüyorum ? bi tekme atıp gözünü mü korkutsam ? bi daha rüyama girmeye cesaret etmesin..