bildirgec.org

Evrim

infuscoare | 04 November 2002 09:20

En ağır şey nedir ki, eğileyim önünüzde omuzlarıma almak için ve kaldırayım ki, sevineyim kuvvetime….

En büyük acı nedir ki,yaşayayım, ağlayayım karşınızda ki, sevineyim gücüme…

Bu kibrini zedelemek için alçalmak mı, hikmetiyle alay için deliliğini belli etmek midir? Hasta olmak ve teselliye geleni geri çevirmek ve senin istediğini hiçbir zaman duyamayan sağırlarla dostluk yapmak mıdır?

Bizi hor görenleri sevmek ve bizi korkutmak isteyen hayaletlere elini uzatmak mıdır?

İçinde gerçek var diye kirli sulara dalmak ve soğuk kurbağaları, sıcak yengeçleri itmemek midir?

Bırakın açlığa ve susuzluğa dayanayım engin çöllerde, bırakın bütün bunları yükleneyim kendı çölüme doğru ağır bir deve gibi.

Fakat ne yapabilir bir aslan bir devenin yapamayacağı?

O hür olmak ve kendi çölüne egemen olmak ister. Burada son efendisini arar. Son tanrısına düşman olmak ister o. Ve zafer için onunla boğuşmak…

Artık ruhun efendi ve tanrı olarak tanıyamadığı büyük dev nedir? Büyük devin adı `sen yapmalısın`dır. Fakat aslanın ruhu `ben isterım` der.

Sen yapmalısın onun yolunda altın kıvılcımlarıyla parlayan pullu bir hayvandır ve her pulun üzerinde altın bir parıltı ile `sen yapmalısın` parıldar. Bu pulların üzerinde binlerce yıllık değerler parıldar ve devlerin en güçlüsü şöyle der: bütün değerler bende parıldar. Bütün değerler yaratılmıştır ve bütün değerler benim… Dev böyle söyler.

Fakat henüz insanlara uzağım. Ben onların gözünde bir deli ile bir ölü arasındayım. Bu kulaklara uyan ağız değilim henüz. Gözleriyle işitmeyi öğrenmeleri için kulaklarını mı patlatmalı ?

Fakat söyleyin bana bir aslanın hangi yapamadığını küçük bir kız çocuğu yapar ?Aslan niçin çocuk olmuştur?

Çocuk bir günahsızlık, temizlik, bir unutmadır. Bir yeni başlama, bir oyun, kendiliğinden yuvarlanan bir tekerlek, bir ilk hareket ve kutsal bir evettir.

Şimdi işitilmemiş şeyler için kulağı olanın kalbini mutlulukla dolduracağım.

Şimdi ruhum hareketsiz ve kuşluk zamanı kadar aydınlık.

Şimdi unutmaya başlıyorum bildiğim bütün dilleri.Başım ağrıyor. Başım çok ağrıyor…

AKP

WeaponX-hafif | 04 November 2002 08:53

Akşam sinemaya gittim. “Intervention Divine”e. Komik bir film gibiydi ama anlamsızdı. Geçen hafta da “Kedma”ya gitmiştim. O daha beterdi. Sinema’dan çıkınca dıptıs dıptıstan sıkılıp radyoyu taramaya başladım. Tesadüfen bir konuşma duydum: “Merkez eridi. Ne sol kaldı ne sağ. CHP %19’da ikinci…” “Acaba…” dedim “…acaba ANAP mı?” Ama eve varınca yanıldığımı öğrendim. Tayyip konuşmalar yapıyordu. Sevinçliydi ama gözlerinde bri korku vardı. Her an milletvekilliği hatta tüm partinin varlığı tehlikeye girebilirdi. Düşündüm de, eğer koalisyon olsaydı AKP daha hırçın bir tutum izlerdi. Ancak herkesin emin olması gerekn şuydu ki, düzen AKP’ye değil, AKP düzene uyacak. En ufak hatalarında partiyi kapatacak bir yargı duvarı var önlerinde. AB mi? Aman boşverin, onlar nasılsa bir bahane bulup oyalardı bizi. Kapatmalara laf eden zihniyet, dindar kesimin de demokratik hakkını mı savunuyor? Umurlarında değil. Seçimi LDP kazansa umurlarında olmazdı, hatta DEHAP. AB Türkiye’yi oyalıyordu sadece. İçimden bir ses istemeyerek AKP iktidarında bir şeyler değişecek ve çok da kötü olmayacak diyor. Eğer önümüzdeki 5 sene iyi geçerse ılımlı İslamcılık yanında köktencileri de sırtlayarak tepeye kadar götürecek, farkında olmadan…

tungsten T

cyrus | 04 November 2002 02:49

palm galiba şirket tarihindeki en akıllı hamleyi yaptı. tungsten t, palm’dan beklenmeyecek derecede donanımsal ve yazılımsal yeniliklerle dolu olmasının yanı sıra, nokia 8910’a kardeş, en az m500 kadar şık bir tasarım da sunuyor. hayırlısı diyoruz.

Evime hırsız girdi bugün …

unutulan-hafif | 03 November 2002 23:30

Gece 4.30 Suları … Biraz nette takılmışım , Gözlerim kapanmak üzere ama daha asp ile coding yapmam lazım … Midemdede bir gaz varki anlatamam … Gidim mutfağada bir soda patlatıyım bir ikide tıkınıyım kendime gelirim dedim …. Akabinde mutfağa gittim … açtım sodamı içtim birazda çokokrem yedim sonra bilgisayarımın başına döndüm … Odamın evdeki konumu şöle… Eve giriyorsun ilk girişte solda mutfak var , ardından hemen salon ve salonun sonunda hole açılan bir kapı ve holün sonundada benim odam … Odamdayım saat 05:15 suları mutfaktan bir takırtı geldiğini duydum akabinde hemen hole yöneldim ve salondan gelen sesleri dinledim … Babamın pantolonu alınmış sandalyenin üstünden ve karıştırılıyordu anahtarlık sesinden anladım tabi bu arada beyzbol sopamda elimde pür dikkat bekliyorum derken midemden o dinmeyen sancı gene bastırdı ve dayanamadım … Çıkan sesten ürken hırsız amcam mutfağa doğru koştu arkasındanda ben fırladım salona ve hemen mutfağa yöneldim … Mutfağa girdiğimde pencereden atlamak üzere idi elindeki bıçağı gördüm o anda ama sopa ile atlamak üzere olan hırsız’a bir tane indirdim ve o darbe ile atlayamadan düştü … arkasından bende atlayacaktım ama yemedi çok yüksek 2. Kattayız ve ben biraz şişman olduğumdan ayağımın bacamın kırılacağını düşündüm … adam orda yatıyordu nede olsa bağırdım evdekilere hırsız var diye ve kapıdan çıktım ön bahçeye dolanıp adamı yakalamak için ama bahçeye gittiğimde yoktu baya dolaştım bulamadım ama bıçağını düşürmüştü … hemen 155 ‘ i aradım ve telefona çıkan memur 2 saatten önce gelemeyiz uyuyor numarası yapın ve evden çıkmayın dedi bana … Ardından dikilitaş karakolunu aradım ve onlarda yoğun olduklarını ve gelemeyeceklerini söylediler… Evimde gayrettepe 2. Şubeye yaklaşık 500 Metre Uzaklıkta … Neyse saat 06.45 ‘ te 2 polis memuru geldi ve tutanak tutup ifadeyi aldılar … Parmak izi ekipleri gelecek hiçbirşeye dokunmayın dediler ve beklemeye koyulduk saat 14.20 de parmak izi ekipleri geldi bıçağı ve Sopamı , mutfaktaki parmak izlerini yalan yanlış alıp gittiler… Zaiat fazla yok ama allahtan erken uyandım işe :-))… Neyse sonunda polisin olaya ne kadar eren geldiğini öğrenmiş oldum ve hemen yeni bir sopa edinmem gerektiğini anladım … ama eleman 2 Arada Cep telim + Cüzdanımdan 250 $ + 85 Milyon ve 8 Vesikalık + 4 Kredi kartımı + babanın Cüzdanındanda 150 milyonu aldı ….. Neyseki ucuz atlattık …