bildirgec.org

Ben nasıl yokolabilirim ki?

nisyankar | 01 December 2001 06:40

Son günlerde unutmanın ne demek olduğunu ya da yaşamımda ne kadar derin büyüdüğünü anlayarak saatlerce ayakta kalabiliyordum. Kitap okurken ya da sabit sobanın kızaran demirlerine bakarak…

O kadar arttı ki unutkanlık ya da adı neyse bilmediğim şey. Sobanın o kızaran demirlerinde ya da alı kilim desenlerine 3 boyutlu resimlere bakar gibi bakıp orada çeşitli derinliklerde farklı nesneler görebiliyorum. Sadece bunlarla da kalmayıp artık başka insanlara da zarar vermeye başlamış olmam aslında beni bunalıma sokuyor. Bugün yoldan taksi çevirdim bilgisayar kasamı bi yere götürüp bırakıcaktım. Yerler ıslak olduğu için kasayı ilk başta kasayı yanıma almayıp taksiyi evin kapısına götürüp yoluma devam edeyim diye düşünüyordum. Evin önünde duracağımı unutup (ya da evi unutup) taksiyi 50 mt. kadar ötede durdurdum geri gidelim de demedim garip olmasın diye. Koşarak eve geldim. Kasayı aşağıda görmemiştim. Evden başka birşey alacağımı zannediyordum o an. O birşeyi hatırlamaya çalışırken botlarımı çözerek odama girdim. Odamda dolanırken oğlum sen gitmedin mi şeklinde bir ses duydum! Annem aynı zamanda bilgisayarını ne yaptın diye de sordu. O an kasanın aşağıda olduğu aklıma geldi fakat vakit bana göre baya ilerlemişti. Taksi hala bekliyor olamazdı. Azcık oturmak için çekyata yöneldim. Biraz sonra sokaktan korno sesi yükselmeye başladı. Taksici yarım saattir aşağıdaydı. Panikledim. Gidip o ana kadar yazan paray versem adam beni dövebilir diye düşündüm. Evden çıkmamak en iyi çözüm diye de düşündüm. Öyle de yaptım fakat en iyi çözümün bu olmadığını sonradan anladım. O kadar sıkılmıştım ki. Yağmurlu bir havada ekmek parasını çıkarmaya çalışan bir adamı boş yere bekletiyor durumuna sokmuştum kendimi. O an annem pencereye yöneldi ne bu korna sesi diyerek. Onu engelledim. Dur bakma şeklinde geçiştirmek istedim. Sonra kapı zili çalmaya başlayınca durumu izah etmek durumunda kaldım. Ufacık bir olayı kocaman bir kördüğüme soktum. İntihar etmeyi düşünmedim de değil aslında. Cidden çok kötü oldum fakat yapacak hiçbirşeyim yok gibiydi. Adam bir süre daha zili çalıp apartmana girip kapımıza kadar geldi. Evi bilmemesine rağmen. Kapıyı açmadım ve açmak için direten annemi engelledim. Evden hiç çıkasım yoktu fakat çıkmak da zorundaydım. Herşeyi unutmak için uyumayı seçtim.

Ama hala uyuşmuş değilim 🙁

Büyük Hizmet: Aşk Dosyası

olhor | 01 December 2001 01:30

Baktım ki olmuyo, Hafif bünyesinde ki bir çok birey aşk olayından dertli, hatta bunu gereksiz bi şekilde ifade etmeyede meraklı, soruna el atmamak olmaz diyerek bu büyük dosyayı açtım. Aşk denilen mantıksız durumu yapışkan duygusallıktan kurtardım, metodlu bir şekilde yazdım. Daha dogrusu şimdi yazmaya başlıyorum.

Bölüm 1: Bir kız/erkek seçtim nasıl tanışıcam?

Aşk olayının en karmaşık konularından biridir. Hele söz konusu bireyle henüz yakın temas kurulmamışsa, yani bu birey arkadaş çevresinden vs vs değilse yapılacak şey göz teması denilen olayı beklemektir. Göz teması kurulduktan ve kurulan göz teması değerlendirildikten sonra olayı fazla uzatmamak gerekir. Yani Türk illerinde “abi hatunla bi kesişiyoruz ki” cümlesiyle ifade edilen duruma düşmeye hiç gerek yoktur. Bu cümle olan bitenin vakit kaybı veya yalan olduğunu ifade eder, başkada bir manası yoktur. Yalancı veya beklemeye meraklı insan grubundan değilseniz yapılması gereken şey harekete geçmektir, bu noktada “hiç düşünme, git içinden geleni söyle” diyenler kötü niyetli arkadaşlardır. Ortamlarda başlangıç cümlesi diye bilinen bu kavram ciddiye alınmalıdır. En iyi yöntemlerden biri direkt olmak ama durumu korumaktır, böylece söz konusu kızın/erkeğin 18’inize kabus gibi çökmesi önlenir ve press sizin ceza sahanız yerine orta sahada başlar. Durumu örnekler üzerinde anlatalım.
Bir bayan/erkek seçtiniz, göz teması kurdunuz, olan bitenin olumlu olduguna karar verdiniz. Bu bireyle okulda, işte, sabah yürüyüşünde (oha) karşılaştınız, öncelikle sakin olun, söz konusu bireyin yanına gidin vede kendisiyle konuşun, fazla uzatmayın, açık olun. Örnek:

– Merhaba (hafif gülümseme)

– Merhaba (gülümseme)

– Derslerin kaçta bitiyo? (okul durumu için)

– 2 gibi

– Çıkışta kahve içelim mi?

– olur/olmaz/tabiiki/sacmalama/oha
türü bir cevap alınabilir.

Cevap olumsuz olsada kaybedilmiş bişi yoktur, sakin olmak gerekir.
Dediğim gibi bu yöntemlerden biridir, çok güzel yada kötü değildir, genellikle yapılması gereken şeydir.
Gerçi insanlık tarihinde gerçekten güzel olan “giriş cümleleri” de olmuş olabilir ve fakat bunlar bize ulaşmamıştır vs vs.
Cidden güzel girişlere bir örnek ver derseniz henüz copiraytını alamadıgım bir fikri hemen ortaya serip genel kullanıma açarım.
Bu yöntemi uygulamak için (benim durumumda) ingilizce bilen, müzik kültürü ortanın üzerinde olan vede gerçekten güzel bir kız bulunmalıdır. Sonrasında biraz önce belirttiğim aşamalardan iyi sonuç alınmalıdır. Durum olumluysa söz konusu bayanın yanına gidilmeli diskman/walkman’in kulaklığı uzatılmalı ve kendisine Pixies-Hey dinletilmelidir. Size hitap ettimi bilemem ama biri bana yapsa o an dünya bi yana o birey bir yana olur benim için. Yıldızlı beş veririm, saygı duyarım, severim.

aylar geçti.. nerede

coach | 01 December 2001 01:19

aylar geçti.. neredeyse sene olacak! buna rağmen bthaber gibi bir sitede halen “4 – 9 eylül 2001 bilişim fuarı” reklamı durabiliyor…