bildirgec.org

bir çoğumuza html öğreten bboz bildiğiniz gibi bundan bir süre önce sitesini kapatmıştı.zoque’de bu konuda baya tartışmalar yaşanmış ama sonuçta bboz kendi sitesini kapatmıştı.fakat bu işin içinden kopamayan bboz yeni ve çok daha güzel bir site ile karşımızda.tasaryum.com adresinde şu an “test yayını” modunda açılan site için aktiflik konusunda belli tarihler belirlenmiş.uçuş modu diye tabir edilen sitenin full aktif olma zamanı ise 31 aralık 2002’den sonra..

yine belki bilmeyen vardır diyerekten; xnview viewer’dan bahsedeyim..

300’den fazla grafik formatını desteklediğini söyleyen bu viewer’a ilk ısınma nedenim, ücretsiz ve küçük olmasıydı.. tabi 300 format’da az değil; c64’ün koala paint (koa, rpm, gg) dosyasından quake texture (wal)’ına, sony psx (tim)’den, nokia logo file (nlm)’a kadar gayet farklı formatları gösterebiliyor..
el altında bulunmalı..

sinema ile pek fazla aram olmamasına rağmen uzun süredir beklediğim filmler ne alemlerde diye bir bakındım bugün. mesela;

yüzüklerin efendisi (afiş | web | imdb | fragman | fotoğraflar)

tüm dünyadaki tolkien hayranlarının merakla beklediği yüzüklerin efendisi (The Lord of the Rings: The Fellowship of the Ring) kitabı gibi üç bölümden oluşuyor (1. 2. 3.) ve ilk film bu yılın son ayında çıkması bekleniyor. fantastik filmlerden hoşlananların kaçırmaması gerek.

harry potter (afiş | web | imdb | fragman | fotoğraflar)

kitaplarıyla hayal kahramanım olan küçük harry potter de 7 kitaplık bir serüven. türkiye’de üç kitabı çevrilen bu serüvenin filmi de 16 kasım’da gösterime girmeye hazırlanıyor. biz “çocuklar” bekliyoruz heyecanla.

the matrix, revisited (imdb)

işte hakkında hiçbir bilgi edinemediğimiz, ilki ile tarihe geçen film matrix. aynı oyuncu kadrosuyla devam ettikleri haricinde pek bir bilgi bulamadım, bulanlar yazsınlar lütfen.

1.20 versiyonu toplamda 190 müzik formatını destekleyen deliplayer‘ın özelliklerini şuradan görebilirsiniz..
aslında deliplayer’a çoğumuz yabancı değiliz.. keza amiga zamanında en baba player’lardan biriydi..
pc versiyonu da oldukça başarılı diyebiliriz, geçtiğimiz günlerde 1.30’ü de çıkan bu player’ı;

http://www.deliplayer.com/ adresinden görmek ve dl etmek mümkün..

son günlerde kafayı renklere takmış biri olarak, renklerle ilgili bilgi arayanlar için çok başarılı bulduğum iki sayfayı sizlerle paylaşayım istedim;

http://www.colormatters.com/

ve

http://www.colorcube.com/

yıllardır çeşitli filmleri izliyoruz. gerek star wars olsun gerek star trek olsun, çeşitli uzay filmlerini görüyoruz. hayatımızda yer eden bilgisayar olgusunu bu filmlerde de görüyoruz. ama bir eksiklik de hissetmiyo değiliz hani. [en azından ben ediyorum] nedir bu bilgisayarların sırrı?

başlıyalım star trek’den. koca bir gemi, çeşitli insanlar, ve bir amaç var filmler ve diziler boyu. bu amaca hizmet eden araç ise sevgili enterprise uzaygemimiz. kendisi ökeleb şekliyle, boynuyla, motorlarıyla, ışınlama ünitesiyle yıllarca beğenimizi kazanmış bir gemidir. gerek kaptanı körk, gerek tayfası vulcan gezegeni sakini mr. spack, doktor bey [neydi ki adı? zaman geçmiş üstlerinden…], ohara, [adını unuttuğum] derisi beyaz olan adam ve [gene adını unuttuğum] gözleri görmeyen ama aparatla gören adam olsun hepsinin az çok elinin altında kontrolü sağlayan bilgisayarları var elbet. hepsinin yıllarca ön kalkanlara güç ver olsun, silahları yükle olsun çeşitli komut ve istekleri başarı ile ve bu bilgisayarlar aracılığıyla yerine getirdiğini görmedik mi? görmez olur muyuz….

geçenlerde bildiri yaptığım siteyi hacklemişler. belki de aptal’ın dediği gibi web sitelerine hit kazandırmanın çamur bir yöntemiydi. ne dersiniz?

Abilerim, ablalarım; Acid diye bir muzik programından sıkça bahseder olduk. Biraz info yapıp olaya girin istedim. Acid hazır loopları sürükle bırakla müzik yapabileceğiniz acayip sağlam bir program. Official sitesi burada. Programı “Kazaa“dan da indirebilirsiniz. Bu sizin için daha hayırlı olur, nedenini Kazaa’da arama sonuçlarını görünce anlarsınız 😉

İkinci mevzuda şudur; AcidPlanet‘e üye olmanızı tavsiye ederim. Nedeni hem biraz loop ve demo sahibi olmak, hemde AcidPlanet Radio’yu dinlemeniz. Bu radyoda acidde üretilmiş müzikler yayınlanıyor ve oldukça güncel! İşin güzel yanı da şu; burada evinde müzik yapan adamların neler yapabileceğine şahit oluyorsunuz ki bazı parçalar resmen “surround” kaydedilmiş. Yani 5+1 gibi bi sisteminiz varsa, salak yerel radyoların, sıkıcı top listlerinden kurtulmuş oluyorsunuz.

Bilmem siz de arkadaşlarınızla yakın yerlere taşınıp, mahallede ya da apartmanda LAN kurma, her gece deathmatch partileri verme, etraftaki bütün arkadaşlarınızın MP3’lerini rahatça dinleme, ortaklaşa broadband’dir uydudur böyle güzel teknolojilerle donanma hayalleri kurdunuz mu? Londra da böyle mahalleler türemiş, ve şu anda bunların da kendi aralarında bağlanması organize ediliyor. direk ISP’ye bağlanmak yerine mahallenizdeki gurunun evine bağlanıp onunla Internet parasını bölüşüyorsunuz. bu taze network, lokal, global, hızlı, mümkün olabildiği yerde “wireless”, kolay yayılabilir, ucuz ve sizin benim gibi insanlar tarafından yönetiliyor. consume.net, bu network’e nasıl dahil olunabileceğini anlatıyor. nete bağlı her makinaya “node” deniyor. Londra’da olsa idik çevremizde bir “node” var mı görebiliyor idik. Bundan sonra da, consume.net’te bize en yakın “node”a ne gibi yöntemlerle bağlanabileceğimizi araştırıyor idik. Bizde buna benzer düzenekler kemer country usulü hazır malikanelerle birlikte geliyor. Geliyor gelmesine de böyle yerlerde pek komşuluk olmadığı gibi, nette de komşuluk yapmıyorlar sanırım. Sadece koca broadband bağlantıyı paylaşarak nete çıkıyorlar. Oysa birileri otursa mesela İstanbul’da Cihangir’i organize etse, muhtarda masa filan olsa, geceleri evden çıkmadan LAN partileri olsa, gigabyte’larca MP3’ü herkes göynünce dinlese, DVD’ler VCD’ler komşuya gidilmeden bizim monitöre gelse süper olmaz mı? Mesela anladığıma göre Maltepe süper connected bi yer,.. ISP’lerde Web tasarımı firmalarında çalışan bir sürü tanıdığım o tarafta oturuyor,.. hayalini kurdukça coşuyorum, yav..

yüzüklerin efendisi ile başlayan bendeki bu akım, bu değişim beni nerelere götürecek kestiremiyorum. ayrıca batıyorum. çok pahalılar ve en basiti 3 kitapdan oluşuyor. yüzüklerin efendisini alıp okuduğumda çok mutlu oldum ve halen keşke hiç okumamış olsaydım ve ilk defa okumak gibi bir seçeneğim olsaydı dedim.

ardından hasan abi’nin tavsiyesiyle harry potter’e daldım, üçünü de aldım, ikincisine başladım, farkettim ki bu kitaplar çok pahalı ve harry potter serisi 7 kitaptan oluşuyormuş.

tanesi şu an 5.5 milyon ile 6.5 milyon arasında değişiyor. daha sonradan tolkien’in almak istediğim kitaplarının da fiyatları benzer şekilde.