bildirgec.org

webking

11 yıl önce üye olmuş, 37 yazı yazmış. 0 yorum yazmış.

Vize

webking | 29 December 2009 13:59

Vize
Vize

Vize kelimesinin sözlük anlamı “Bir ükeye girmek veya bir ülkeden çıkmak için yetkili makamlardan alınması gerekli izin” olarak geçmektedir. Yani dünyadaki bir çok ülkeye girmek için ülkemizden herhangi bir insan o ülkeden izin almak zorundadır ve izin mercileri de malumunuz üzere ilgili ülke konsolosluklarıdır. Peki bizim vize uyguladığımız ülke var mı? Cevap vereyim; Hemen hemen hiç yok, yani en aç ülke olan Etiyopya’ya bile vize uygulamıyoruz, daha doğrusu vize adı altında bazı ülkelerden giriş haracı alıyoruz o kadar. Yani bizim vizemiz ya da iznimiz satılık. Para karşılığı eşine “izin” veren kadınlar gibi aciz bir durum. Ama örneğin Amerika, Almanya, Fransa, Kanada ya da Ingiltere gibi gelişmiş ülkeler aynı durumda ne yapıyor dersiniz? Önce vize başvurusu yapacak kişiden bizim diğer ülkelerden aldığımızın çok üstünde bir vize işlemleri ücreti alıyor.

Malta dil okulları

webking | 25 December 2009 15:55

Malta
Malta

Malta, gerek bir tatil beldesi olmanın verdiği güzellikleri, her mevsimde denize girebilme olanağı, tüm dünyadan dil eğitimine veya turistik amaçlı gelen değişik kültürlerden insanları ve bir de üstüne yakınlığı ile son zamanlarda ülkemizden özellikle tercih edilen bir tatil ve ingilizce eğitim beldesi olmayı başarmış şirin bir adadır.
Malta’nın en güzel ve turistik yöreleri Sliema ve St. Julians ‘ta genellikle yoğunlaşan dil okulları artık bir sanayi durumuna gelmiştir. Malta eski bir İngiliz sömürgesi olduğundan ikinci ana dili kaçınılmaz olarak ingilizce olmuş, ve bu durum Ingiltere ve Amerika’da dil okullarının pahalı olması ile birleşince, Malta’nın otomatik olarak en popüler ingilizce öğrenim tercihi durumuna gelmesini sağlamıştır. Ülke profili oldukça sıcak ve Türk insanına benzer tipte insanlardan oluşmaktadır, ve genellikle Malta adasının iç yörelerinde yaşamaktadırlar. Malta’nın bir uçtan diğer ucunun sadece 35 km olduğu düşünülürse, aslında tarım açısından hemen hiç toprak olmayışını ve hemen her tarım maddesini ithal etmelerinin gereği kolayca görülebilir. Maltaya en yakın ülke olan Italya ile ticaretleri her açıdan oldukça gelişmiştir. Malta’nın dışında buraya bağlı iki ayrı ada daha bulunmaktadır ve bunlar yan yana dizili olarak sırasıyla Gozo ve Comino adalarıdır, ve bu adalar da Malta’ya bağlıdır.

Almanya Vizesi ‘ne sevinelim mi?

webking | 15 December 2009 15:30

Almanya
Mmm.. Bi düşüneyim..

Almanya bizimle birlikte 1. dünya savaşında bulunmuş ama bizden önce savaşmayı bırakmış, eski bir müttefik devlet olarak şu anda bir de yabancı (özellikle de Türk) düşmanlığı ile yine ön planda. Bu ülke zamanında kendi yaralarını sarmak amacıylaTürk işçilere ihtiyacından bir çok insanımızı ithal etmiş ancak bunlara, ta o zamandan başlayarak sadece para vermiş, bunun dışında hiç bir şey katmamış ve tersine sömürmüş bir millettir. Günümüzde bile Türk insanı, bu ülkede ya itilmiş, ya da mecburiyet ve korku karşısında kendini teslim edip asimile olmuş durumdadır. Ülke gayet ürkütücü atmosferi ve robot benzeri ruhsuz insanlardan oluşmasına rağmen, robotların mükemmel yaptıkları üretimi ile ekonomik gücü elde etmiş ve hükmedici hale gelebilmiştir. Diğer taraftan benzer badirelerden geçmiş olan ülkemiz, kendi iç çatışmalarıyla uğraşmaktan muasır medeniyet seviyesini günümüzde dahi yakalayamamış olmanın ve hala “gelişmekte olan” ülke olmanın acılarını çekmektedir.
Almanya zaten alışık olduğu bu dışlamayı ülke boyutunda, Avrupa Birliği seviyesinde de her defasında tekrarlamaktadır. Bunun içindir ki, Almanya’nın başı çektiği AB’de sürekli çifte standartlara ve kötülemelere maruz kalmaktayız. Anlaşılamayan şudur ki, ülkemiz sadece ekonomik koşulları iyileştirmek için bu birliğe üye olmaya iyi niyet göstererek çabalarken, AB ve özellikle Almanya tamamen kendi yarattığı ve körüklediği Türk düşmanlığının boyutlarını genişletmeye çalışmakta ve bir zamanlar kendi saflarında savaşmış bir ülkeye haksızlığı bir adım daha ilerletmekte hiç bir sakınca görmememektedir.
Bu tip politikalarla her defasında yıpratılmak istenen ülkemiz, Almanya vizesi uygulamasının işadamlarına ve parası olan veya para getiren sektörlere açılacağı duyumu ile bile heyecanlanabilmiştir. Yani düşünün ki bir ülke bizim istediğimiz ekonomik iyileştirmeye karşı çıkıp, tam tersine bizim ekonomik anlamda iyi olan kişi ve kuruluşlarımızı da sömürmek için bu tip bir uygulamaya gidiyor ve biz buna seviniyoruz.. Çok ilginç!!
Yakın zamana kadar Almanya konsolosluğu önündeki uzun kuyrukları, orada yatan ve her gördüğümde içimin acıdığı insanlarımız göz önünde bulundurduğumda, bizi her bulduğu fırsatta Türk topraklarında bile süründürmeyi başaran bu ülke ve buna benzer düşüncede olan diğer ülkeler ile neden hala birleşmek isteyelim diye düşünmekten ise kendimi alamıyorum. Atatürk’ün yüzümüzü batıya dönelim derken eminim “her ne pahasına olursa olsun” diye düşündüğünü de hiç sanmıyorum.

Ingilizce, Çince ve Türkçe

webking | 10 December 2009 12:05

Ingiltere, malumaliniz ingilizce’nin vatanı olması nedeniyle, oxford, cambridge vb. semtlerinde bulununan üniversiteleriyle, çeşitli ülkeleri bir yüzyıl boyunca etkisine almış ve sömürmüş tecrübeli bir ülkedir. Bu dış ilişkiler sonucu ingilizce dünya çapında yaygın ve adeta her insanın bilmesi beklenen bir dil haline gelmiştir. Geçen yıl çin’de bulundum ancak ingilizce konuşulan yerlerin sadece batı toplumları olduğunu bir kez daha anladım. Benim konuşmaya çalıştığım hiç bir çinli insan ingilizce’nin “i” sini bile bilmiyordu. Dünyanın 3’te birinin çinli olduğunu düşünürsek en azından %3’ünün de ingilizce bildiğini farzedersek, dünyadaki en azından %30 insan ingilizce bilmiyor demek oluyor, bu sadece Çin’de tabii bunun dışındaki ülkelerde de mutlaka ingilizce bilmeyenler vardır. Bu da daha yüksek bir oran demek oluyor yani o kadar da iyi sömürememişler dünyanın bu kısmını.
Tabii bu devirde para kazanmak veya bir işe girmek isteniyorsa mutlaka ingilizce bilmek gerekiyor, ve çince bilmenizin pek bir yararı yok, ancak çinlilerin hepsi çince bildiğine göre ve bu da dünyada her üç kişiden biri ise, böyle büyük bir kitlenin konuştuğu dili bilmek özellike iş adamları için kesinlikle bir artı olacaktır. Ingilizce eğitimi mutlaka önemli ve yüzünü batıya dönmüş olan ülkemiz bu nedenle ingilizceyi hızla öğreniyor ve ülkemizin ikinci dili kürtçe veya lazca değil, kesinlikle ingilizce olmuş durumda. Bunda tabii Amerika’nın da etkisi yok değil, malum bu ülkede de değişik bir aksanda olsa bile yine ingilizce konuşuluyor. Amerika’nın nüfusu ise ingiltere’ye oranla oldukça fazla ve daha da önemlisi bu iki ülkenin dış işleri çok kuvvetli. Öte yandan sosyalist bir yapıdaki çin tamamen kapalı bir toplum. Bu nedenle çince, ingilizce’nin hızında yayılamıyor.
Ingilizce veya çince bir yana Türkçe ne durumda diye bir bakarsak durumun acıklı olduğunu söylebiliriz. Bizim Türk menşeili olarak bildiğimiz hiç bir ülke Türkçe konuşmuyor. Bunlar tam tersine Rusça’yı gayet iyi biliyorlar, çünkü ticareti Rusya ile yapıyorlar, onlara bağımlılar ve daha az güçlü olan Türkiye’ye ve diline pek bir ihtiyaçları yok. Hatta Kuzey Kıbrıs Türkleri bile Türkçe’yi mümkün mertebe kullanmamaya özen gösteriyorlar. İlginç’tir, para’nın ve dış ilişkilerin gücü burada ortaya çıkıyor ve ülkenin prestiji’de böylelikle tartılıyor.
Türkçe’mizi ingilizceleştirme çabaları da gitgide yaygınlaşıyor tabii, dürümcü; dürümland, kahveler;cafe, eposta;mail, bakkallar;market, siteler;rezidans oldu bile. Bu isim değişikliğini neden yapıyorsunuz diye sorulduğunda ise alınan cevap hep aynı. “Bu şekilde daha çok insan talep gösteriyor, veya daha şık duruyor” şeklinde. Türk dil kurumu bence bu durumu görüp özellikle yeni giren yabancı kelimelerin yerine, Türkçe olanların bir çok varyasyonunun türetmeli ve gençler arasında hangisinin tuttuğunu test edip bunu yaygınlaştırmalı. Malum genç bir toplumuz ve gençlerimiz dil alışkanlıklarımızı oluşturan kişiler, aslında. Ülkemizin içinde, dilimizde ve kültürümüzde yabancılaşma bizim kaçınmamız gereken şeylerin başında gelmeli. Çünkü dilimiz ve kültürümüz çok güzel, diğer ülkelerin görüp te örnek alması gereken düzeyde. Bu konularda örnek alımlar yerine teknolojik konularda bizden ileri ülkelerden faydalınılabilir, o kadar. O da tabii bizim onlardan daha iyi teknoloji üretebileceğimiz düzeye geldiğimizde bitecektir, ki ülkemizin potansiyeli ve zeki insanlarımızın dünya çapında yaptıkları ortada.

Yurtdışında dil eğitimi almanın farkı

webking | 24 November 2009 14:01

Yurtdışı dil eğitimi
Yurtdışı dil eğitimi

Dil eğitimi almak günümüzde gerçekten önemli ve gerekli. O nedenle her yıl binlerce kişi çeşitli kuruluşlardan dil eğitimi almak için başvuruyor. Yurtiçinde dil eğitimi ülke dışına çıkma problemi olanlar için geçerli bir seçenekken aslında iki kat hızlı ve daha iyi eğitim olanakları yurt dışında bulunuyor. Yurtdışı eğitimprogramlarının yurtiçindekilerden en büyük farkı aslında ingilizce veya genel dil pratiğinde yatıyor. Yani yurt dışında eğitim aldıktan sonra eğitim dışında da bu dili kullanma zorunluluğu aslında anahtar bir durum. Böylece hem günlük dil kullanımında gelişim oluyor, hem de aslında bunun için zorunlu ortam da oluşmuş oluyor.
Türk dil kursları artık yabancı bir çok öğretmen çalıştırmakta, bu aslında önemli bir gelişme, çünkü Türk öğretmenlerin bir çoğunda bulunan aksan problemi bu öğretmenlerde yok. Böylece en azından burada eğitim alanlar, kelimelerin gerçek aksanları ile telaffuzunu duyabiliyorlar. Ancak okul dışında normal hayatlarına döndüklerinden ve zorlanmadan Türkçe devam ettiklerinden bu eğitim oldukça yavaş ilerliyor.
Diğer taraftan yurtdışı dil eğitimi alan öğrenciler, yeni bir kültür, yeni bir ülke ve en önemlisi bu dil ile ilgili destek ortamını bulmalarının yanında, en önemlisi dili yaşayarak çok daha hızlı ve doğru öğrenebilmektedirler. Yurtdışında dil eğitiminin en güzel yanlarından biri de, döndüğünüzde anlatacağınız maceralarınız dışında aslında yeni bir şeyler yaşamanın verdiği olağanüstü deneyim ve kazanacağınız özgüven olacaktır. Herkesten duyduğunuz ve kesinlikle tavsiye edilen tabii ki bu ülkedeki sizin gibi bir amaçla gelen veya diğer Türkler ile sosyalleşmemek olacaktır. Bu amacınıza ters düşeceği gibi, size ve o kişiye pek bir şey katmayacağından mümkünse arkadaşlarınızı öğrenmeye çalıştığınız dili iyi konuşanlardan seçmeniz önemlidir. Bir erkek veya kız arkadaş şeklinde beraberlik durumu ise bu pratik sürenizi uzatacağından kesinlikle tavsiye edilir.
Yurtdışı dil eğitimi fiyatları ise artık pek te öyle cep yakacak türden değil. Bu okulların fiyatları gayet makul ve Türk dil kursları ile karşılaştırıldığında kesinlikle buna değer. Yurtdışı dil okullarında ülkemizden en çok rağbet gören ilk 7 ülke sırasıyla
1. Malta
2. Avustralya
3. Ingiltere
4. Amerika
5. Kanada
6. Yeni Zelanda
7. Singapur
olarak sıralanıyor. Bu ülkeler fiyatları ve diğer kalitesel özellikleri ile ülkemizden en çok tercih edilen dil okullarını barındırmakta. Ülkelerden sonra şehir seçimleri de o ülkede sıkılmamanız açısından önemli, bununla ilgili bilgileri yurtdışı danışmanlık firmaları veya internet üzerinden bulmanız ve buna göre bir seçim yapmanız yerinde olacaktır.
Sebebiniz ne olursa olsun, yurtdışına ayırcak en az 6 ayınız varsa, bu sizin herhangi bir dili orta veya daha ileri düzeyde konuşabilmeniz için (ve bu özellikle bir yurtdışı eğitimi olduğundan) yeterli bir süredir. Döndüğünüzde yeni yeteneğiniz ve artmış özgüveniniz ile bir çok kişiyi etkileyeceğiniz ise neredeyse kesin bir durum tabii..

Yurtdışı Vize

webking | 16 November 2009 10:18

Vize
Vize

Vize, ya da bir başka ismiyle “ülkeye girme izni”, ne yazık ki hala bizim ülkemiz için bir problem teşkil etmeye devam ediyor. Avrupa Birliği‘ne dahil olma çabalarımız, hatta ön üyeliğimiz bile buna hiç bir katkı sağlamıyor. Tersine bize vize uygulayan ülkeler her yıl bizden aldıkları vize harçlarını enflasyon olmamasına karşı fahişt bir şekilde arttırıyorlar ve üstüne de prosedürlerini daha da komplike hale getiriyorlar. Bize vize uygulamayan ülkeler de var tabii bunların bir listesini aşağıda bulabilirsiniz. Ama göreceksiniz ki ülemize vize uygulamayan ülkelerin bir çoğu zaten bizden geri durumda. Onlar doğal olarak bizim ekonomilerine getireceğimiz katkıyı istiyorlar. Ama yine de bu listenin artmasını, özellikle Avrupa ülkelerinin artık inadı bırakıp ülkemizin tüm insanlarına vize yolunu açması çok önemli.

lacivert pasaport
lacivert pasaporta vize uygulamayan ülkeler

Her tür pasaporta, vize istemeyen ülkeler (!! Harf sırasına göre)
Andorra, Arjantin, Arnavutluk, Bahama, Barbados, Bati Samoa, Belize, Bolivya, Bosna-Hersek, Dominikan Cumhuriyeti, Ekvador, El Salvador, Fas, Fiji adaları, Filipinler, Gambia, Grenada, Güney Afrika Cumhuriyeti, Güney Kore, Hirvatistan, Hong Kong , İran, Jamaika, Japonya, Kazakistan, Kenya, Kirgizistan, Kolombiya, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Kosta Rika, Makedonya, Maldiv Adaları, Malezya, Mauritius, Monako, Santa Lucia, San Marino, Seyseller, Singapur, Solomon Adaları, Şili, Swaziland, Tayland, Trinidad/Tobago, Tunus, Tuvalu, Uruguay ve Vatikan.

Top 15 HD Wallpaper , Duvar Kağıdı

webking | 11 November 2009 11:24

Tüm bilgisayar kullanıcıları şu anda bir wallpaper, ya da ekran arkaplanı kullanmakta, bu da ekran arka planlarının popülerliğini günden güne artırıyor ve her gün yeni ekran arka planları üretiliyor.
Burada sizlere en yeni ve özel seçtiğim arkaplanları paylaşmak istedim. Bunların çoğu digital art yani bir dijital ressam tarafından yaratılmış. Bu da bu arkaplanların güzelliğini ve özgünlüğünü sağlıyor. Yani etrafta her yerden bulabileceğiniz manzaralar değil, özellikle bu işle uğraşan kişilerin yapmış oldukları eserler. Aşağıda benim seçtiğim 15 tane en çarpıcı HD ekran arkaplan seçimlerimi bulabilirsiniz.
Bu sayfaların üzerine tıklandığında ekran büyüyecektir. Buradan daha sonra bunu indirebilir, ya da direkt sağ tuşa tıklayarak arka plan olarak ayarlayabilirsiniz. Bu arkaplanların bazıları sizin ekranınız için büyük olabilir o takdirde bunu küçültmeniz gerekbilir. Ama yeni bir bilgisayarınız veya yüksek çözünürlük bir ekranınınız var ise, zaten bu HD arkaplanları direkt kullanabilirsiniz demektir.

Bird on a branch
Bird on a branch

Bitkileriniz ile irtibatı kaybetmeyin

webking | 29 October 2009 16:15

Bitkileriniz Twitter da.
Bitkileriniz Twitter da.

Arkadaşlarınızla, ailenizle veya işinizle internet üzerinden konuşabilirsiniz. Ama bitkileriniz ya da bahçeniz ile internet üzerinden konuşabilir misiniz? Tüm tanıdıklarınız ve değer verdikleriniz online durumdayken, neden bitkileriniz de olmasın ki? Bitki Twitter Aparatı ile artık bitkileriniz de online. Onları ihmal etme gibi bir şansınız da artık yok. Bitkileriniz artık size suya ihtiyaçları olduğunda mesaj yollayacak ve daha sonrasında ise onları suladıktan sonra teşekkür edecekler. Tek yapmanız gereken bu aparatı bitkinin dibine dikmek o kadar.

Bluetooth ile konforlu cep telefonu görüşmeleri

webking | 29 October 2009 12:09

Bluetooth kablosuz cepten konuşma aparatı
Bluetooth kablosuz cepten konuşma aparatı

Bluetooth ile elleriniz serbest olarak konuşmak şüphesiz ki, hem trafik için hem de sizin konforunuz açısından günümüzün yoğun iletişim trafiğinde oldukça önemli. Bu artık direksiyona takacağınız ve aracınıza da gayet teknolojik bir görüntü veren bir aparatla çok kolay. Bu araç bluetooth teknolojisi sayesinde telefonunuz ile kominikasyon kurarak sizin gözünüzü yoldan ayırmadan aracı rahatça kullanırken telefon görüşmelerinizi yapabilmenizi sağlıyor. Bu aparat bir mikrofon ve iki tane 2 watt gücünde hoperlör kullanıyor ve çok kolay bir şekilde direksiyonunuza tutuşturulabiliyor. Eko iptali ve gürültü azaltma özellikleri ile net bir kominikasyon sağlayan cihaz teknolojinin de son ses teknolojilerini barındırıyor.

Recep İvedik 3

webking | 28 October 2009 13:09

Türk Filimleri arasında en çok izlenen film olma rekorunu elinde tutan “Recep İvedik” serinin son çıkacak filmi olan Recep İvedik 3 ile Şubat 2010’da seyircilerinin karşısına çıkmayı planlıyor. “Recep İvedik 3″ün çekimleri ekim 2009’un son haftası başlıyor. İstanbul’da film için özel çekim platolarının oluşturulan filim içinse yönetmenliği Şahan’ın kardeşi Togan Gökbakar üstlenecek. Filmde, Şahan Gökbakar’la birlikte rol alacak oyuncular için seçmeler devam ediyor ve henüz bunlar belli değil.
Şahan Recep ivedik II filminden sonra değerlendirmesinde bir üniversitede şunları seyircilerle paylaşmıştı. ”Recep İvedik filmini çekerken “ya tutmazsa” diye değil, “ya tutarsa” diye düşünüyordum. Filmi çekerken bu filmin bu kadar fazla gişe yapacağını ve Türk sinemasının rekorlar filmi olacağını öngörmedik. Yapımcımız da öngörmedi. Fakat çekimler bitti, elimizdeki ürünü gördük. ve sonra inanmaya başladık.”
Filim hakkındaki eleştiriler ile ilgili olarak ta Filimin keyifli kısmıyla ilgilendiğini dile getirerek, ”Geri kalan kısımlarını filmi çekerken de yazarken de çok düşündüm. Sonuçta ben de edepsiz, ahlaksız biri değilim. Benim de hayatımda ahlak kuralları var. Bence yapılan filmin içinde kullanılan kelimeler ve esprilerin çoğu hepimizin günlük hayatında rahatça yaptığı ve yapmaktan çekinmediği espriler. Bunun aksini de iddia eden olmadı. Edenleri de sosyal hayatlarında gördüm. (Ben hiç küfür etmem) diyen birine inanmıyorum” şeklinde bir savunma yapmıştı.