bildirgec.org

wassago2000

12 yıl önce üye olmuş, 17 yazı yazmış. 903 yorum yazmış.

“Fanİler”

wassago2000 | 17 February 2007 14:00

Koç yumurtası, takı?
Koç yumurtası, takı?

1981 Ankara doğumlu Pınar Yolaçan’ın 2005 yılında New York Rivington Arms Galeri’de açtığı “Faniler” sergisinin tamamı Türkiye’de ilk kez Kâzım Taşkent Sanat Galerisi’nde
2 – 28 Mart 2007 tarihlerinde izlenebilir.
Edward Said “Şarkiyatçılık: Batı’nın Şark Anlayışları” adlı büyük yapıtında bir kültürün kimliğinin nasıl bütünüyle, “Ötekiler” ile yan-yanalıklar yaratarak geliştirildiğine özellikle dikkat çekmişti: “Her bir kültürün gelişmesi ve devamlılığı, farklı ve yarışan bir diğer alter ego’nun varlığını gerektirir”.

Koç yumurtası, takı?
Koç yumurtası, takı?

New York’ta yaşayan Türk sanatçı Pınar Yolaçan da “Faniler” (“Perishables”, 2001-2004) adlı çalışmasında eleştirel biçimde Said’in tezleriyle ilişki kuruyor. Sanatçının bu projesi “Ötekiler” olarak Batılı dişil arketiplerine bakmasına olanak tanıyan bir kavramsal fotoğraf serisi. “Faniler” Yolaçan’nın hayvan etlerinden yapılmış takılarla ve giysilerle giydirdiği yaşlı kadınların çarpıcı portrelerinden oluşuyor.
Yolaçan daha önce Wild Girls (New York), Melek Yüzlü Yabancı/Strangers with Angelic Faces (İstanbul, Londra), Goodbye to All That (New York), Xhibit (Londra), The Cloth Show (Londra) gibi grup sergilerinde yer aldı. 2004’te New York Times dergisinin açtığı “Capture the Times” fotoğraf yarışmasında ikinci oldu. 2006’da National Portrait Gallery’nın (Londra) The Portrait Now kitabında sanatçıya yer verildi. 1997’den bu yana Art in America, ArtReview, i-D, Tank, Jeunes Createurs, Sanat Dünyamız gibi dergilerde ve birçok gazetede hakkında yazılar çıktı.

Welcome Home

wassago2000 | 08 February 2007 13:34

Ekmek Makinasına İstinaden! Dvd, Home Theater gibi teknolojilerle ve kopya alanının denetimini gevşek tutmalarından daha yüksek bir rant yakaladıklarını sezmiştim insanları evde tutan teknolojilerle reklamları daha ulaşılır ve bir kaç mecraya indirmenin etkileri tabi ki unutulamaz. Sırada ne var? Evde ayakkabı yapımı olabilirmi kasaptan aldığımız organik deri yerine mesala türlü labarotuvar paketleri olabilirmi? – bir soru daha soracacağım sizce saçmalayan ben miyim yoksa insanların sahip olduğu konfor+samimiyet+kendi kendine yaratabilmek “üretim hazzı”nın sizden habersiz kullanımı mı? Bunda kötü ne var diyebilirsiniz ben de diyorum! Söylemeye çalıştığım bu çözümleme ve fazlası dışarıda kol geziyor ve biraz rahatsız edici uçlara dallanıyor. Dünya üzerindeki psikolojik araştırmaların kontrolü genellikle askeri denetimde özellikle “Farklı Bilinç Halleri” denen bir yekün varkı 5.türden sonrası beyin yıkama faliyetlerinde kullanılabileceğinden kontrol altına alındığı yasal açıklama! Bir de şartların dayadığı bir kişiliğimiz var zamanla oturan!?

Neden Sadece Hıyarlar Akademik Kariyer Yapar?

wassago2000 | 18 January 2007 20:41

Çok içten soruyorum gerçekten nedenini anlayabilmiş değilim, okuduğu bölümü, mesleğini seven kafası çalışan bir şeyler üretebilecek kişiler direk mesleğe atılır malumunuz ancak ne kadar yüzeysel bilgi sahibi derin düşünemeyen karaktersiz vede af buyurun “Popo yalayıcısı” varsa bunlar derhal okulda kalmanın yollarını arar ve bulurlar. Mezuniyet ortalamalarıda yüksektir bu zat-ı muhteremlerin. Soru şu, bu sadece bu toprakların mı yoksa evrensel bir gerçeğin kesiti mi? Her iki durumda resmen kıyım! Çünkü başımıza prof. oluyorlar, toplanıp akademik kadro oluyorlar sonra sen sağ ben selamet!

Seks-Para

wassago2000 | 29 December 2006 13:18

Cinsellik günümüz toplumları için vazgeçilmez bir arzu nesnesini oluşturmaya devam ediyor.Gariptirki ne erkeğin nede kadının haz aldığı şey cinsel eylemin kendisi değil nasıl olduğudur.Örneğin bir erkek karşısındaki kadının güzelliğinden ve bu kadının kendini bırakarak erilliğin tadını çıkarmasından (sesleri unutmayalım…) inanılmaz haz alır. Bu “An”ların yoğunluğu boşalmayı geride bırakıcağı gibi boşalmadan alınan hazzın katmerlenmesine sebep olur ki asıl haz sürecin kendisidir.Kadınlarda ise (“Ne diyorsun be adam?”ı gönül rahatlığı ile söyleyebilirsiniz).Kanımca asıl haz kendini bu erilliğe bırakma (paralizasyon sonucu) ve bunun bedenine yayılmasına (ki sahiplenme-sahiplenilme ilişkisinide taşır) izin vermekten kaynaklanan bir haz vardır. Kilit kelime “Paralizasyon” süreklilik teşkil ettiğinden doruklarda geçen sürenin kesin bir sonu-zamanı olmadığı gibi coşkunluktan göz yaşı bile dökebilir.Görüldüğü gibi tamamen psikolojik olan “Seks” fiziksel, görsel ve duygusal uyarımlarla şekillenir. Her insanın psikolojisi ayırım gözetmeksizin bu durumlara girip çıkabilir.Kısaca zihnin cinsiyetsizliğinden ve her insanın “Hermafroditos”luğundan bahsetmek mümkündür. Açıklamak gerekirse bir avcının nişan aldığında tuttuğu nefesi, avıyla arasında kurulan o kısacık ama bambaşka hezeyanlarla dolu anda tetiği çekerken hezeyandan paralize olur ki bu durum kadınların aldığı hazza çok yakın düşer fikrindeyim (Ayrıca av-avcı filmlerinin neden romantik düzeyinin yüksek olduğuna ilişkin bkz: Ala Geyik, L’Ours) tıpkı çocukuğumuzda ağaca çıkarken hissettiğimiz o iç gıdıklayıcı ve süreklilik teşkil eden haz gibi.

Human Management

wassago2000 | 08 December 2006 14:34

Dünya liderlerinin konuşmaları incelenirse hemen hepsinin ortak noktası görev ve sorumluluk yüklü olduğuna kanaat getirmiş olduğudur. Bu yasaklar tarihininde başlangıcıdır. Sırf öyle olursa daha rahat edileceğini düşünüp karışmak, girişken olmak adına övülen yüceltilen bir değerdir “Human Management” hususunda. Bir zihnin, düşüncenin ürünü olan ortak değer paydasında kitlesel ulaşım, ortak beğeniler, algılar oluşumunu zorunlu kılar. Şimdi bana kimse kalkıp neden sigara kullanımını yasaklayan politikaların verimlilik adına değilde insanlık adına olduğunu söylemesin.( ortalama bir sigara tiryakisi senede yaklaşık 650 ytl vergi verir.) Verimliliği ve üretken çalışanların hayatını riske eden bu faktörün vergisinin yüksekliği temelde sürümden kazanımının sistemin verimliliğine vuracağı baltadan kaynaklanıp bağımlılar tarafından sübvanse edilir!

patlamasını seyrediyoruz

wassago2000 | 01 September 2006 16:14

Aklıma gelen bir soruyu yöneltmek istiyorum neden sakladığımızla ilintili.bu tanışmalarda alışmalarda pürüzlü kısım haline gelen kendimizden bile sakladığımız şey açık fikirliliğimiz olabilirmi?
Bizi sınırlayan fikirler,iğrenç tanımımız veya güzel,saklayıp ortak bir platform yaratıyoruz adına alışma diyip patlamasını seyrediyoruz acıyla!

Hafıza Okuma

wassago2000 | 11 February 2006 12:35

Düşünün sevgilinizi sizi aldatırken gördünüz ama bir obje,hayvan veya insan’la,3 durumdada vericeğimiz tepkiler aşağı yukarı aynı olacaktır.Yani 3 durumdada farklı tepkiler üretecek beynimiz üstelik hepsi kavramsal olarak aynı amaca hizmet eden(cinsel tatmin)sex seansları hafızamızda farkedip düşünemeyeceğimizi zannetdiğimiz süre içinde şablonlara ve özellikle görsel imgelerele eşleşecek bizde tepki kusacağız!
Budurmda bizi biz yapan geçmişimiz bizim yerimize düşünüyor diyebilirmiyiz peki ama o zaman yaratıcılık diye bir kavram var ve bu şablona daha çok bir robot uymazmı?Kanım odurki düşlünce yani tasarım zamandan bile ötededir(yaratıcılık;Herakles,70’s vesaire)
Çünkü zaman bir sistemdir ve sistemler kendilerini doğuran bir diğer sisteminde kanıtıdırlar aynı zamanda!Ve unutmayınızki her sistem bir tasarımdır Bilinç sadece insanlara özgü olmayabilir ve tüm bu kaosun içinde söylebilirimki farkında olmak için sizi sarmalayan değer yargılarının üzerine gidin canınız yandığında artık hafızanızın yeniden şekillendiğini görebilirsiniz_sizin hayatınız sizin olsun beyler ve hanımlar Bencillik budur!