bildirgec.org

uuuucar

11 yıl önce üye olmuş, 48 yazı yazmış. 50 yorum yazmış.

C’est Arrive Pres de Chez Vous

uuuucar | 18 December 2009 18:19

c'est arrive pres de chez vous
c’est arrive pres de chez vous

C’est Arrive Pres de Chez Vous” anlam olarak “Mahallenizde oldu” diye Türkçe’de karşılığını buluyor. Fakat filmin içeriğine en uygun çeviriyi İngilizce’ye çevrilirken buldu;”Man Bites Dog” yani;”Köpeği Isıran Adam” anlamı taşıyor. Burada, medyanın “köpeğin adamı ısırması” haber olmaz fakat “adamın köpeği ısırması” haber olur mantığıyla uyuşmaktadır.

Film tüm zamanların en gerçekçi televizyon eleştirisini gerçekleştiren, çok fazla insanın ilgisini çeken hatta Fransız Studio dergisinin tüm zamanların 50 kült film listesine 15. sıradan girebilmiş küçük bütçeli öğrenci filmi.

Bornova Bornova İzlenimleri

uuuucar | 18 December 2009 09:43

Bornova Bornova
Bornova Bornova

Altın Portakal almadan önce de Ece Temelkuran‘ın kardeşi İnan Temelkuran ‘ın uzun metrajlı film çekmiş olduğunu duydum ve bu filmi merak etmeye başlamıştım.Tabii Altın Portakalı da alması ilgimi,merakımı arttırdı.Çok fazla izlemek istediğim halde Bursa‘da o kadar sinema salonu olmasına karşın, vizyonda yer bulamadı.Saçma sapan,hiçbir halta yaramayan,sadece para kazanıp insanların cebindeki üçbeş kuruşa göz diken tüccar filmleri yüzünden bu filme gidememiştim.Ta ki Bursa Nilüfer Belediyesinin kendi kültür merkezinde bu filmi gösterime soktuğu ana kadar.Bu haberi aldım ve hemen ertesi gün filmi izlemek için koştum,biletimi aldım ve gösterim saatini bekledim.Bekledim,bekledim fakat gelen giden yoktu.Boş denilebilecek salonda, çok az kişiyle bu filmi izledim.Salondaki en genç kişi bendim (25 yaşındayım).60 yaşlarında bir çift,50 yaşlarında bir kadın,40 lı yaşlarında iki adam ve 30 lu yaşlarında üç kadın vardı,benim dışımda.Bütün arkadaşlarımın hatta babamın bile; “2012 yi izledin mi?” gibi sorularından sıkılmama rağmen hala “izlemedim ve izlmeyeceğim” demeye devam ediyorum.Kimse bana “bornova bornova ‘yı izledin mi?” diye sormuyor ,ki zaten çoğunun böyle bir filmden haberi bile yok!

Dünya İşleri

uuuucar | 20 November 2009 09:44

Herakleitos‘a inanıp yıllarca devinimin peşinden koştum.Oysa ırmaktan akan suyun yeniden bulut olduğunu ve yağmur olup yeniden ırmaktan aktığını farkettiğimde devinim yalanını keşfettim.Yıllarca peşinden koştuğum değişimi öldürdüğümde kendimi keşfettim.

MTV başka bir gezegenden gelen kaçak yayındır.

üretim simülasyonu
üretim simülasyonu

-Artık üretimi makineler(robotlar) yapıyor.İnsanlara kalan şeyse o üretilenleri pazarlamak.Pazarlama çağında tüm yalanlar mübahtır ve tüm yalancılar haklı!

üretim simülasyonu
üretim simülasyonu

-İnsanların, Eyfel kulesi gibi bir demir yığınını,sanayi devriminin simgesini romantik bulmaları onları aşağılamanın en kestirme yoludur.

-İnsanları tanıdıkça tanrının zaaflarını görüyorum.

-Dünya bir bok çukurudur.Bizler de onu tüketen bok kurtları.

Banu Avar

uuuucar | 11 September 2009 13:32

Banu Avar
Banu Avar

Batıya endeksli ve bize sadece batıdaki hayatı özendirmeye çalışan medyamızın içinde bize kendimizi sevmeyi söyleyen gazeteci,belgeselci,yazar,program yapımcısı ve sunucu;Banu Avar.
18 temmuz 1955 Eskişehir doğumlu olan Banu Avar,gazeteciliğe Süreç dergisinde başladı.Ardından Günaydın,Dünya ve Vatan gazetelerinde gazeteciliğe devam etti.Londra City University televizyon bölümünde üst lisans yapan ve BBC Tv Belgesel kurslarını bitiren Banu Avar BBC Türkçe bölümünde yapımcı ve sunucu olarak çalıştı.Ardından Trt ‘nin Londra muhabirliğini yaptı.
Trt 1 ve Trt 2’de yapımcılığını,sunuculuğunu ve yönetmenliğini üstlendiği programları yayınlandı.
“I”, “Ceasar”, “Crimean War”, “The Great Game” ve “Troy” gibi BBC ve Discovery Channel belgesellerinin künyesinde Türkiye prodüktörü olarak yeraldı.
“Denizciler”, “Bir Zamanlar Kıbrıs’da”, “Artık Biz de varız!”, “Devlerin Savaş Alanı Afganistan”, “Türkiye Sevdalıları” gibi belgesellerden “Ohri“, “Güzel Ohri” Makedonca’ya çevrilmiş ve Makedon Ulusal TV Kanalında 13 kez gösterime girmiştir; Haydar Aliyev belgeseli ise Azerbaycan Devlet Kanalında defalarca gösterime girmiştir.
Banu Avar Haziran 2004’de TRT 1’de “Banu Avar bugüne kadar;Sınırlar Arasında, Avrasyalı Olmak,Hangi Avrupa ve Böl ve Yut olmak üzere dört kitap yayınladı.
Şubat 2009’dan bu yana da Avrasya tv de Dünya Düzeni adlı haber programını sunmaktadır.
Dünyaya ve Türkiye’ye bakışıyla birçok insanın takdirini ve beğenisini kazanan Banu Avar her türlü sindirme politikasına rağmen hala yayın hayatına devam etmektedir.

Sercan Yıldırım

uuuucar | 05 September 2009 18:25

Sercan Yıldırım
Sercan Yıldırım

Transfer döneminin başladığı günden beri Türk spor kamuoyunun gündeminden hiç düşmeyen Türk futbolunun yeni yıldızı;Sercan Yıldırım.5 nisan 1990 doğumlu genç santrafor, aslında uzun zamandır hem yurtiçi hem de yurt dışındaki menejerlerin dikkatini çekmişti.

Sercan Yıldırım milli formayla
Sercan Yıldırım milli formayla

Tom Jones

uuuucar | 01 September 2009 16:54

1963 yapımı film 4 dalda oscar ödülünü layık görüldü.Filmin yönetmenliğini Tony Richardson yapıyor ve Albert Finney,Susannah York,Hugh Griffith gibi döneminin önemli oyuncuları rol alıyor.
Tom Jones (Alfred Finney) adlı gencin hayatının konu alındığı filmde,aslında Tom,gayri meşru doğan fakat soylu bir aile tarafından büyütülmüş genç ve yakışıklı bir adamdır.Çevresi tarafından da sevilen Tom’un tek kusuru kadınlara karşı olan aşırı düşkünlüğüdür.
Komedi anlayışının o günden bugüne ne kadar değiştiğini anlamak için güzel ve eğlenceli bir deneyim olabilir.

Easy Rider

uuuucar | 29 June 2009 16:24

Filmin afişi
Filmin afişi

Çekildiği günden bugüne kadar gençleri etkileyen; giyimlerini, tavırlarını, hayata bakışlarını, duruşlarını, yürüyüşlerini, konuşmalarını ve hatta beğenilerini alt üst eden tam manasıyla Kült bir film.
Easy Rider ın Türkçe karşılığı “geniş insan” dır. Çalışmayan, para kazanma derdi olmayan, güncel sorunları kafasına takmayan insan tipidir. Zaten film de Amerika’yı motorlarıyla gezen iki hippinin,Wyatt (Peter Fonda) ve Billy’nin (Dennis Hopper), öyküsü anlatılmaktadır. Ardından bu öyküye Jack Nicholson da katılıyor ve film tadından yenmez bir hale geliyor.Bağımsız sinemanın en önemli filmlerinden biridir. Hiç bir zaman değerini kaybetmemiş, aksine her geçen gün değerine değer katmış bir yol filmidir.
Ayrıca o günler de stüdyo dışında da sinema çekilebileceğini ispatlaması açısından ve düşük bütçesiyle Hollywood’a kafa tutan bir yapıdadır.Kendi dönemine ait; Dustin Hoffman ile Jon Voight döktürdüğü Midnight Cowboy ve Alice’s Restaurant la birlikte sinema tarihini kökünden sarsan özelliğe sahiptirler. Bu yüzden de muhafazakar kesimler tarafından pek sevilmeme gibi bir durumları da söz konusudur.

dünyanın en çok söylenen şarkısı hangisidir?

uuuucar | 25 June 2009 16:27

Bu şarkı “Happy birthday to you” dur.Dünyanın heryerinde belki de hergün söylenen tek şarkıdır.Ülkemizde bile “iyi ki doğdun” yerine bu şarkıyı söylediğimiz düşünülürse bu sonuç hiç de şaşırtıcı değil.
Bu şarkının özü; “Good Morning to All” yani “hepinize günaydın” dır ve bu da Amerikalı iki kız kardeşe aittir.Telif hakkı kız kardeşleri aittir onlardan sonra da Warner Chappel müzik şirketine geçmiştir.Tüm ticari kullanımlar da bu şirkete telif ödemek zorunludur.

Down by Law

uuuucar | 23 June 2009 10:34

Film afişi
Film afişi

Amerikan bağımsız sinemasının yapıtaşı, babası ve bugün bu kadar değer görmesinin en büyük nedenlerinden biri Jim Jarmusch’un yazıp yönettiği bir yol filmi. Yol filmlerini moda haline getiren alt sınıf Amerikalıları anlatan üst düzey bir film. Hollywood’un binlerce testle, veriyle, tezle, deneme-yanılma yoluyla oluşturduğu kurgusal matematiğine baş kaldıran asi adam Jim Jarmusch’un rüştünü ispatladığı bu filmde Tom Waits, John Lurie ve Roberto Benigni başrolü paylaşıyor. Filmin konusu; DJ Zack (Tom Waits) ve kadın satıcısı Jack (John Lurie)’in işlemedikleri bir suçtan dolayı hapise giriyorlar ve orada İtalyan göçmen Roberto (Roberto Benigni) yle tanışıyorlar. Roberto berbat ingilizcesiyle onları eğlendiriyor ve bu iki adamın arasında arabulucu pozisyonunu üstleniyor. Üç kafadar Roberto’nun sayesinde hapisten kaçıyorlar ama bir türlü yolu bulamıyorlar. Ormandan, bataklıktan geçiyorlar ve sonunda toprak yolu buluyorlar. Burada onları özellikle de Roberto’nun yaşamını değiştiren bir olay gelişiyor. Film ana hatlarıyla, Amerikan yaşam tarzını ve çok uluslu bir toplum olmanın üzerinde durarak önemli mesajlar veriyor.
linkler:
Film için;http://www.downbylaw.com/
(imdb)
http://sozluk.sourtimes.org/show.asp?t=Down+by+Law (ekşi sözlük)

Night On Earth

uuuucar | 21 February 2009 10:20

Film afişi
Film afişi

Jim Jarmusch‘un yönetmenliğini, senaristliğini ve yapımcılığını yaptığı yani herşeyiyle tam bir Jim Jarmusch filmi. filmde farklı şehirlerdeki taksi şoförlerinin bir gecede yaşadıkları olayları ve onların dertlerini eş zamanlı olarak izleriz. Los Angeles, New York, Paris, Roma ve Helsinki deki taksicilerin dertlerini o şehirlerin yapılarını, ara sokaklarını ve insanlarının karakterlerini Çehovvari bir yapıyla oldukça yalın, sade bir şekilde gözlerimizin önüne seriyor.Büyük oyuncularla yapılmış minimalist bir film de diyebiliriz. Özellikle Winona Ryder‘ın performansı oldukça iyi. Tabii canlandırdığı karakterde ona oldukça uygun bir karakter. Bunun dışında Roberto Benigni‘nin canlandırdığı karakterde oldukça eğlenceli ve ona uygun. Fakat bunların yanında benim en çok beğendiğim bölüm Helsinki de geçen bölümdür.