Dostoyevski’nin 1870 yılında yazdığı ünlü Ecinniler romanında bir yerlerde karakterlerden biri “Dünya’nın daha fazla ilerlemeye ihtiyacı yok. İnsanlığa gereken bütün ilerlemeyi yaptık zaten,” der.
İlk bakışta insanın gülüp geçtiği şu gelecekle ilgili yanlış tahminlerden biriymiş gibi görünse de, büyük ustanın bu önermesini söz konusu yanlış tahminlerden ayıran önemli bir özellik var; o da doğru olması.
Bilgisayar başında sohbet ederek sabahlamayı hayat tarzı haline getiren bir nesil için henüz elektriğin bile icat edilmediği bir dönemi teknolojik açıdan yeterli görmek çok saçma gelse de bir düşünün: teknolojik ilerleme bugün duracak olsa, bundan sonra hiçbir yeni icatla karşılaşmasak bile hayatımızı bugün olduğu gibi sürdürebiliriz. Ama bizden değil 150 yıl sonra, sadece 10 yıl sonra yaşayacak olanlar bile onların sahip olduğu imkanlar olmaksızın nasıl olup da yaşadığımıza şaşacaktır. Tıpkı, daha on yıl önce ilk çıktığında zenginlerin yeni oyuncağı olmaktan başka bir işlevi yokmuş gibi görünen cep telefonlarının bugün hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline gelmesi, zamanında nasıl olup da cep telefonsuz idare edebildiğimize kendimizin bile şaşması gibi.