bildirgec.org

super hero

11 yıl önce üye olmuş, 60 yazı yazmış. 648 yorum yazmış.

KURALI KOYAN DÜDÜĞÜ ÇALAR

super hero | 21 November 2009 16:47

Dönüp dolaşıp hep aynı şeyleri yazıyormuş gibi bir izlenim vermek istemiyorum; ama dönüp dolaşıp hep aynı şeyler gözüme takıldığından kendimi tutamadım.

Son zamanlarda bir değişim fetişizmidir gidiyor. Zamanın artık değiştiğini, buna ayak uydurmak gerektiğini vurgulayan vurgulayana. Sanki dünya daha önceden hiç değişmiyormuş, sanki değişim olgusu insanoğlunun başına yeni geliyormuş gibi. Oysa değişim hep vardı; sadece, birileri Amerika’yı yeni keşfediyor anlaşılan, hem de çıktıkları karanın henüz yeni bir kıta olduğunu anlamamış ilk kaşifler gibi yanlış yorumlayarak.

H1N1 DOMUZ GRİBİ SALGINI (3)

super hero | 26 October 2009 11:54

DÜNYA ÇAPINDA SAĞLIK ALARMINI HAKLI ÇIKARMAK İÇİN VERİLERLE OYNAMAK

The H1N1 Swine Flu Pandemic: Manipulating the Data to Justify a Worldwide Public Health Emergency adlı makalenin, yazarın izniyle yapılmış çevirisinin devamıdır. Çevirinin 1. kısmına buradan, 2. kısmına buradan erişebilirsiniz.

Aşağıdaki metin kutusunda niteliksel belirteçler kullanılmıştır. 1. gribin yayılması, 2. solunum hastalıklarının yayılması ve 3. sağlık hizmetleri üzerindeki etkileri çizelgelenmiştir.

H1N1 domuz gribinin yayılması sabit belirteçlere göre belirlenmemektedir.

Haritalar incelendiğinde (tablolardaki linklere tıklayın) H1N1’in yayıldığını kesin olarak gösterecek belirli bir kalıp ya da eğilim görülmemektedir.

Bildirimde bulunan birçok ülkede ya bilgi elde edilememektedir ya da veriler belirli bir eğilim göstermemektedir.

Buradaki soru şudur: bu bilgi nasıl olur da belirli bir grip türünün, H1N1’nin yayılmasını teyit etmek için kullanılır.

H1N1 DOMUZ GRİBİ SALGINI (2)

super hero | 25 October 2009 11:35

DÜNYA ÇAPINDA SAĞLIK ALARMINI HAKLI ÇIKARMAK İÇİN VERİLERLE OYNAMAK

The H1N1 Swine Flu Pandemic: Manipulating the Data to Justify a Worldwide Public Health Emergency adlı makalenin, yazarın izniyle yapılmış çevirisinin devamıdır. (1. bölüm burada)

DSÖ’nün 10 Temmuz tarihli kılavuzu, ulusal bazda veri toplama konusunda yetersiz ve eksik bir yapı oluşturulmasına zemin hazırlamıştır. DSÖ’ye üye ülkelerin ulusal hükümetlerinden, H1N1 virüsünün yayılmasına dair verilerde laboratuar testi onayı istenmemiştir.

H1N1 DOMUZ GRİBİ SALGINI

super hero | 22 October 2009 12:42


DÜNYA ÇAPINDA SAĞLIK ALARMINI HAKLI ÇIKARMAK İÇİN VERİLERLE OYNAMAK
– 1

Bu yazı The H1N1 Swine Flu Pandemic: Manipulating the Data to Justify a Worldwide Public Health Emergency adlı makalenin, yazarın izniyle yapılmış çevirisidir.

”Önümüzdeki aylarda, özel ve kamu sektöründeki ortaklarımızla birlikte ve devletin her kademesinde, daha ciddi bir H1N1 virüsü salgını olasılığına karşı daha kararlı bir biçimde hareket edeceğiz. Farklı senaryolara karşı planlar geliştirmek için elimizden gelen her şeyi yapacağız. Amerikan halkından, kendi hazırlıklarını yaparak ve tedbirlerini alarak etkin bir şekilde katılım göstermelerini rica ediyoruz. Bu, hepimizin paylaştığı bir sorumluluktur.” (ABD Hükümet Rehberi, flu.gov)

”Dünya çapında bir kamu sağlığı tehdidi, emsali görülmedik bir ölçekte yayılmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), 4,9 milyar doz domuz gribi aşısı düşünmektedir.

Başkan Obama’nın Bilim ve Teknoloji alanındaki danışmanlar kurulu, ”H1N1 salgınını ABD için ciddi bir sağlık tehdidi olarak görmektedir – 1918 İspanyol gribi kadar değil; ama 1976 domuz gribi salgınından daha kötü boyutta.”:

Yeni H1N1 salgın türü önceki grip tehditlerinden daha ölümcül değildir; ancak çok az insan bağışıklık sahibi olduğu için daha fazla insanın etkilenmesi olasıdır.” (Domuz Gribi Aşısını Hazırlayın)

bilginin kıymeti

super hero | 05 September 2009 12:36

Diyelim ki yapılması gereken belirli bir iş var. Müşteri size kullanmanız için gereken verileri gönderiyor. Bu veriler sizinkine çok benzeyen başka bir iş için kullanılmış. Müşterinin gözünde, iki iş birbirine gerçekten çok benzediği için hiçbir sorun yok. Alt tarafı onun gönderdiği verileri alacaksanız, üzerinde bir iki küçük düzeltme yapacaksınız, oldu bitti.

Ama öyle değil. Dışarıdan bakıldığında işler birbirine çok benzese de ikisi birbirinden tamamen farklı. Müşterinin kullandığı veriler hiçbir işinize yaramıyor. Sizin için hiçbir kullanılabilirliği yok.

televizyonun tuvalet kağıdındaki gizli enflasyon üzerindeki etkisine dair hafif fikir yazısı -2

super hero | 26 August 2009 10:45

televizyonun tuvalet kağıdındaki gizli enflasyon üzerindeki etkisine dair hafif fikir yazısı -2

Esra Erol’un aldığı astronomik maaşı, o kadar para artık nesine yetmemişse istediği astronomik zammı, o kadar zam vermeyen yanaşmayan kanalın Esra Erol’u işten çıkartıp yerine onun taklidini yaparak beğeni toplayan bir oyuncuyu işe aldığını duymuşsunuzdur. Acaba bununla ilgili geyik yapmayan kalmış mıdır?

Esra Erol'la İzdivaç
Esra Erol’la İzdivaç

Televizyon dünyasında bu kadar büyük paralar alanlar hiç de az değil aslında. Bundan en az 10 yıl önce, Hande Ataizi’nin “Ben ayda 40 milyar kazanıyorum.” diye beyan verdiğini hatırlarım -ki kendisi daha sonra başka bir diziden ayda 2000000 YTL kazanmaya başlamıştır. İçinde bulunduğumuz seneye girmek için yapılan kutlamalarda, TRT’nin Tarkan’a astronomik miktarda bir ödeme yaptığı da yine gündemdeydi.

televizyonun tuvalet kağındaki gizli enflasyon üzerindeki etkisine dair hafif fikir yazısı -1

super hero | 15 August 2009 13:11

Siz de fark ettiniz mi, evdeki tuvalet kâğıdının fiyatı aynı kalmasına rağmen artık eskisine göre daha çabuk bittiğini? Ben fark ettim. Verdiğimiz para üç aşağı beş yukarı hep aynı. Hatta arada sırada kampanyaya denk geldiğimizde daha ucuza aldığımız bile oluyor; ama buna karşılık kullanım ömrü akıllara ziyan derecede azaldı.

Bu ömür kısalığının iki sebebe bağlı olduğunu söyleyebilirim. Birincisi, başta bağırsak hareketleri olmak üzere tuvalet kağıdı kullanmayı gerektiren durumlardaki artış. Ayrıca burundaki sümüklenmenin fazlalaşmasının da bu etkenler içinde olduğunu söyleyebiliriz. İkincisi ve kanımca daha asli olan sebepse üreticilerin fiyat rekabetine ağırlık verirken sürekli artan maliyetlerle başa çıkmak için bazı küçük cinliklere başvurması ki bu da kısaca aynı fiyata daha az tuvalet kağıdı anlamına geliyor. Hatta yanlış hatırlamıyorsam bu şark kurnazlığına vurgu yapan tuvalet kağıdı reklamları olmuştu.

Çift Yönlü Bilgi

super hero | 23 August 2006 19:36

İşe girmek için yüzlerce CV gönderirsiniz, nihayet biri cevap verir. Sizi çağırırlar. Görüşmeye gidersiniz. Bir sürü soruyla karşılaşacağınızı bildiğinizden çok önemli bir sınava hazırlanırmış gibi hazırlanırsınız. Sizi beğenmeleri için özene bezene giyinir, özene bezene konuşursunuz.

Kendinize ait bir eviniz yoksa, belirli aralıklarla ev aramak zorunda kalırsınız. Kafanızda belli bir fiyat aralığı emlakçı emlakçı, ya da emlakçıya verecek paranız yoksa sokak sokak gezip ev ararsınız. Çoğu kez daha evi bile görmeden “Ne iş yapıyorsun? Evli misin? Evlenecek misin? Kaç kişi kalacaksın,” bir ton soruyla karşılaşırsınız.

bilgi kıskançlığı

super hero | 03 July 2006 11:51

Kitaplarda, filmlerde, hatta bu tip konular kişisel ilgi alanıza giriyorsa kim bilir belki gerçek hayatta kara büyüyle ilgilenen biriyle karşılaştıysanız, hemen her büyücünün ortak tavrı o gizemli böbürlenmeyi, “Benim bildiklerimi sen bilemezsin, bilsen bile anlamazsın, anlasan bile bu o kadar büyük bir yüktür ki kaldıramazsın,” havalarını fark etmişsinizdir. Bu kadar güçlü bir bilgiye sahip olmalarına rağmen neden bütün dünyanın iyiliği için, hadi o bir yana, neden kendi çıkarları için kullanmadıkları anlamazsınız, ama büründükleri gizemli havadan, iki lafın arasına soktukları yabancı kelimelerden ve isimlerden etkilenip saygı duyarsınız.

Değişim

super hero | 03 June 2006 17:26

Dostoyevski’nin 1870 yılında yazdığı ünlü Ecinniler romanında bir yerlerde karakterlerden biri “Dünya’nın daha fazla ilerlemeye ihtiyacı yok. İnsanlığa gereken bütün ilerlemeyi yaptık zaten,” der.

İlk bakışta insanın gülüp geçtiği şu gelecekle ilgili yanlış tahminlerden biriymiş gibi görünse de, büyük ustanın bu önermesini söz konusu yanlış tahminlerden ayıran önemli bir özellik var; o da doğru olması.

Bilgisayar başında sohbet ederek sabahlamayı hayat tarzı haline getiren bir nesil için henüz elektriğin bile icat edilmediği bir dönemi teknolojik açıdan yeterli görmek çok saçma gelse de bir düşünün: teknolojik ilerleme bugün duracak olsa, bundan sonra hiçbir yeni icatla karşılaşmasak bile hayatımızı bugün olduğu gibi sürdürebiliriz. Ama bizden değil 150 yıl sonra, sadece 10 yıl sonra yaşayacak olanlar bile onların sahip olduğu imkanlar olmaksızın nasıl olup da yaşadığımıza şaşacaktır. Tıpkı, daha on yıl önce ilk çıktığında zenginlerin yeni oyuncağı olmaktan başka bir işlevi yokmuş gibi görünen cep telefonlarının bugün hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline gelmesi, zamanında nasıl olup da cep telefonsuz idare edebildiğimize kendimizin bile şaşması gibi.