bildirgec.org

pillibebekkuyuda

11 yıl önce üye olmuş, 123 yazı yazmış. 13266 yorum yazmış.

Tik-tak..

pillibebekkuyuda | 20 March 2010 10:29

Derinden ve tek tek aldığı üç nefesten sonra attığı adımlarının birbirine dolaşmasından korkarak dikkatlice geçti koridorları..Her defasında böyle heyecanlanırdı..

Her nefes alışından sonra üzerindeki bir parçayı geride bırakarak ilerlerdi sanki..Yolun sonuna geldiğinde çıplacık kalırdı, üşürdü..Yüreğindeki bu soğukluğu ısıtacak hiçbir giyisisi olmamıştı bu güne kadar..

Yine yalnız ve yine cesurdu. Biraz terlemişti. Kendine ayrılmış odasında üzerini değiştirdi. Son kez aynaya baktı.

Teklik..

pillibebekkuyuda | 10 March 2010 09:09

Kadının birilerini mutlu etme huyu vardı..
Bu gün öyle bir gündü..Şehirdeki işlerini bitirmek üzere evden ayrıldı. Cüzdanın iyilik köşesine, o küçük altını yerleştirdi.

Acaba onu almayı kim becerebilecekti. Durup dururken birine verse, o kişi hiç ihtiyacı olmayan biri olabilirdi. Karşılığında biraz emek ve çaba gösteren birine vermeyi daha uygun buluyordu. Bir otel cafesinde kahve içecek, bozukluklarla beraber onu da verecekti. Sonra adam ya da kadın avucunu açtığında bu parlayan şeyin bir sihir olduğunu düşünecek ve nereden geldiğine akıl erdiremeyecekti. Düşündü, altının değerini sadece sarraf anlardı ama olsun. Vazgeçti bu hiç heyecanlı değildi.

Bir dakika..

pillibebekkuyuda | 27 February 2010 12:45

Kadın düştüğü yerden bir hamlede kalktı..Eteklerindeki tozları hafifçe sirkeledi..
Kısa, sarı saçlarını her zamanki gibi toplamıştı. En çok bu halini severdi..
Kadın;
-Yine geciktin.
Adam;
-Her defasında şu dakika hesabını yapma lütfen, topu topu bir dakika.
Kadın;
-Tamam, yapmayacağım artık ama bir dakika bile benim için çok kıymetli biliyorsun..

Adam sıkıca sarıldı kadına, sanki hiç gitmeyecekmiş gibi. Deli gibi öptüler birbirlerini, özlemek susamak gibiydi..Onlar birbirlerinin gözlerine baktıklarında, hiçbir gerçeğin aşk kadar güçlü olamayacağını biliyorlardı..

Oynama..

pillibebekkuyuda | 23 February 2010 14:34

O gün aldatıldığını öğrenmişti..Oysa ki, her sevgi aşkla başlanmasa da, onda bulduğu değişik çekiciliğin peşinden gitmeye karar vermişti.

”Hadi canım”, dedi..

Yakın arkadaşlarından birinden telefon gelmiş, sevgilisi için zayıf, ince belli, uzun siyah saçlı bir kızla el ele yürüdüğü söylenmişti..
Hemen telefon açtı, cevap verilmedi..

O aldatılmaya alışık değildi..Hayat rollerden ibaretse, hangi rol onun olmalıydı şu an?
Bu rolü iyi oynarsa Oscar’ ı alıp sahneye çıktığında Merly Streep gibi acı acı gülebilecek miydi..

Kedinin laneti..

pillibebekkuyuda | 22 February 2010 10:19

Kedimizi, hayvan bürosuna teslim etmeden önce, eşimin arkadaşı aramıştı o gün.

Hararetli bir telefon konuşmasından sonra açıklama yapmak için yanıma geldi..Bir arkadaşının kedisever bir kız arkadaşı olduğunu, hayvan bürosuna teslim etmekten vazgeçtiğini söyledi..Benim için hiç problem değildi, önemli olan bir an önce gitmesi, kısacası ondan kurtulmamdı..

Tam evimizin önünde siyah bir jeep durdu..İçinden bir kadın indi..Ve kapıya doğru yöneldi..

Evlen, benimle..

pillibebekkuyuda | 20 February 2010 18:57

Bahçesine ilk adımını attığında, ormanın kuytuluklarındaki bu güzel okul, onu bir hayli ürkütmüştü..

Yatılı kısmına eşyalarını babası getirmişti..Onu başlarından mı atmışlardı, yoksa iyi eğitim almasını istedikleri için mi, terketmişlerdi..Yıllar geçse de cevabını bulmakta zorlandığı sorulardan sadece bir tanesiysi..

-Zeynep, benim akıllı kızım, böylesi daha iyi olacak..Annenle aramızdaki sorunların senin okul hayatını etkilemesini istemiyorum..Sadece çalışmalısın, seni hep izleyeceğim..

Japone..

pillibebekkuyuda | 18 January 2010 09:22

Ayrılmazdı bu eller,
Karşı sokaktaki,
En büyük ağacın,
Kendine benzemeyen,
Dağılmış gölgesinden,
Çıkışta, al beni.

Bu bir hikaye mi ? Size göre evet, bana göre hayır..
Bir hayat hikayesinin içinden bir gerçeği alıp düşe yerleştirmek istedim. Düş kabul etmedi. Nereye koyacağımı şaşırdım, burayı uygun buldum..

”Küçük Japon kız” dı onun adı, aynı okuldaydık..

Hayatının aşkını buldu, hiç tereddüt etmedi, hemen evlendi. Herkesi kıskandıracak mükemmel bir aşk yaşandı.
Tam on yıl sonra, eşini kalp krizi sonucu kaybetti.
Yanına gitmek istedim, acılı Japon arkadaşımın. Tam 6 ay geçmişti ölümünden. Beni bekliyordu, tek başına..Öyle yıkılmıştı ki.. O’nu görür görmez omuzlarım düştü, içim çekildi. Sarılır sarılmaz ağlamaya başladım, ne sulu gözdüm..

Pamuk Prensesler ve Carmenler..

pillibebekkuyuda | 15 January 2010 18:19

Anneler, teyzeler, ablalar, halalar, babaanneler ve anneanneler..

Bu kişilerin ortak yanları, hepsinin kadın oluşları. Ama birbirlerinden şiddetle ayrılırlar..

Kadınlar vardır, kırılgan, narin.Söz söyleyemezsin, en ufak bir olumsuz cümlen hayatlarını karartır, bunalımlara girerler. Erkekler onlar için baş tacıdır, sözlerine karşı gelemez, her dediklerini kanun gibi yerine getirir, himayelerine girerler.. Söz sahibi olmadan, uyuşmuş halde yaşarlar tüm hayatlarını..Çoğunlukla erkekler, onlarla evlenirler, ama sadece evlenirler, aşık olurlar mı, tartışılır..Bu kadınlar, erkeklerin soylarını devam ettirecek, huzurlu yapıya sahip Pamuk Prenseslerdir, her zaman ağlarlar, terk edemezler..Tam erkek ”çok mutluyum” derken, bir Carmen görür, elleri ayaklarına dolaşır, gönülleri kayar, istemeseler bile..Bir Carmen aynı zamanda Pamuk Prenses in, en büyük kabusu olabilir..

Kırılan, hayatın altın dalları..

pillibebekkuyuda | 11 January 2010 10:38

Evlerinin bahçesindeki altın ayva ağacına, kendi diktikleri köpek kulübeli desenli etekleriyle tırmanıp, caddeden geçen insanlara gülüp, güneşin batışını izlemek miydi, tek dertleri.

Bir çok ilk e birlikte imza atıp, resmini yapıkları ve adına ”Rüya Cüceleri” dedikleri tablodaki cüceler gibi, dağıldı hayatları herbir yana..
İkisinin de ortak özellikleri, oldukça güzel denilebilecek, iki ayrı depresif kadının çocukları oluşuydu. İki zor kadın, hayatla olan mücadeleleri asla bitmeyecek olan iki güzel, mutsuz kadın..

Geceler özel..

pillibebekkuyuda | 29 December 2009 16:35

Bir yılbaşı gecesiydi, yalnızdım..
Sen ise O’nunlaydın, kararsızdın ama onda kaldın..Aslında benim rüyamdı yarım kalan, aslında kırık olan vals’imizdi. Özürlüydü bu aşk, bana gebeydi. Bir başka rüyada aşka doğmayacaktı çocuklar..

Sıkıldım, çıktım evden. Bir barın koltuğuna iliştirdim kendimi. Sana yazdım mesajımı..

”Benden daha mı çok sevdin”..

Sarhoştu parmaklarım..Umutsuzdu..Biliyordum ki, ben beklemenin uğranmayacak durağıydım..Giderken tek gelişli köprüleri yıkmıştın..