bildirgec.org

Kuzey Amerika ve Batı Avrupa devamlı sınır dışı ediyo ya kaçak göçmenleri. Yeni bi hareket başlamış. adı: sınır yok, bilumum sınır dışı olayına karşılar kimi nereden ne uzerinden sınırdışı ediyosun abi? diyorlar… son kampanyaları da işte şurda. bu sınırdışı olayını genellikle ozel firmalar yapıyormuş. boş uçuşlarını böyle dolduruyorlarmış. protesto ad-busters tarzı. mantığı da şöyle: e özel firmalar ne için çalışır? kar için. insanlar bu sınırdışı olayına sinir olup bu firmaları değil başkalarını tercih ederlerse bu firmalar da bu işi yapmayabilir. Bi bu dert var bi de tabii genel olarak sınır dışı meselesini gündemde tutmak. ne demek sınır dışı etmek? hele hele göçmenleri, o ülkeye çaresizlikten gelmiş insanları sınırdışı etmek?

ispanya’ya gitmem lazım konsoloslugu aradım ne lazım diye. hani oole bi rituel var ya. hani hep aranıyo küçük güven hisleri alınıyo. yahu bütün bu paketi hazırlayanlar var dolayısıyla ben de hazırlayabilirim. ben de yollara düşebilirim hissi. ne de olsa ben de biriyim. benim de hayatım var gücüm var hissi. beni de alabilir yuce avrupa kısa bir sure icin bile olsa. nutfen allahım nutfen nutfen alın beni… neyse işte aradım ve de demezler mi bu bilgiyi telefonda veremiyoruz. NEY??? telefonda bu bilgiyi veremiyoruz. Websiteleri de yok. ne yani? nasssı yani? devlet sırrı mı ulen? bu vizeyi biz alıcaz. ayrıcana bir de vize bolumu var. bu insanlar telefonu da acıyo. ama sadece bu soruya cevap vermiyceklerini soylemek icin. NASSI YAHU? ve de uc kere gitmek lazım. bir ogrenme turu. iki basvuru uc pasaportu geri alma. bravo. ordaki kadın bu arada isterseniz sikayet edin benim de hosuma gitmiyor bunu boyle yapmak ama kurallar boole dedi. ve de dediim gibi websiteleri de yok. dolayısıyla sorularım: 1) İspanya konoslosunu tanıyan var mı kocaman bir sikayet dosenecegim de kesin eline ulasmasını istiyorum bu yuce kişinin. korkmayın terbiyesiz filan olmıycak cok edepli filan olucak ama ciddi bi sikayet olucak. tanıdıksız ulasmaz adama eminim. 2) yakınlarda ispanaya gidenler.. ne istiyorlar abi turist vizesi icin ogrenci olan birisinden?

yahu bugun taksiye bindim taksici beni universite son sınıf sandı, bu guzeldi. ama kadınlar gunumu de kutlamadan edemedi. etmez olaydı şöyle devam etti konuşma -tabii kadın mısınız değil misiniz bilemiyorum ama -sessizlik -yani hani kadın değilsinizdir diye soyluyorum. (yani aklınca bana iltifat ediyor) -hayır belki de onemli degildir -tabii tabii.. (sessizlik) de nasıl onemli olmaz olmasın mı yani -hayır belki de herkesindir bugun demiştim falan filan… ayy ayyy ayyy… gerisini anlatamıycam. kadınlar icin cok tanıdık oldugu icin cok sıkıcı … erkekler icin de sadece sıkıcı.. sorun da bu adama kızamamak. zaten ne demisler neydi kadınlar günü kadınlarla ilgili herşey mesela??? yemek, cocuk, cicek, bahce vss… kadınlar mı kızlar mı gününüzü kutlayamıyorum.

Pazar gunu Ayse Buğra (Ekonomist; Boğaziçi Üniversitesi) ile bir söyleşi vardı. Şöyle bir soru sordu: Bizim Arjantin gibi olmamamızın sebepleri neler değildir? Tekrar ediyorum neler değildir? Arjantin gibi olmamamızın sebepleri inanmak istediğimiz gibi, bizim onlardan daha gelişkin, yahut daha zengin olmamız değil. Gelir dağılımımızın daha adaletli olması da değil. Çünkü bilumum istatistikler (ve de bu istatistikleri de verdi) bizim onlardan bir bucuk iki kat daha fakir, gelir dağılımı daha adaletsiz ve de yaşam kalitesi çok daha düşük olduğumuzu söylüyor. O zaman ne? Burada şöyle bir şey dedi: (Buradan itibaren ben de kendi yorumumu yoğun bir şekilde katıyorum, söylemiş oliim) Bir, bizde de bunalım işaretleri var. Bunlardan birincisi artan suç oranı, kapkaççılar, falan filan. Ama bunun hakkında her zamanki gibi doğru dürüst datamız, neden sonuç ilişkisi kuracak kadar bilgimiz yok.

ve şimdi bitti deniliyor. dedim ben dedim. bitmeyen biter mi. bitirtirsen biter aptal kafa!…ben istedim ben dedim. dedirttim sana. şimdi elimde dediklerim yürümem lazım. çünkü senin de dediğin gibi oyun değil bu..

kendi elimle seçtim. yalnızlığı mı? neyi? ve şimdi nereye, şimdi nereye gidicem. uyuyamıyorum, uyuyorum uyuyamıyorum. şimdi seninle de konuşmamam lazım. bunu da yazmamam. doğrular nasıl yapılır ki? nerede yapılır? nereden alınır? oraya gitmek istiyorum. ve şimdi ilk defa ömrümde, yalnız kendi hatalarım var önümde. sana oradan gelmek istiyorum. dememem lazım biliyorum ama diyorum işte. özür dilerim. hepsi için.

Hürriyet gazetesi 24 Temmuz

Size sadece dun NTV’de adalet -3 temel ihtiyac programının sonunu anlatmak istiyorum. Bu bolumu bekaret testi ve namus cinayetleri ile ilgiliydi. Bir çok şey delirticiydi ama sonu gerçekten öteki tarafa geçti, çözdü ve pembeleşti. Programın sunucusu Oğuz Haksever resmen şöyle dedi:

Birazcık (ama gerçekten birazcık)konuları topladıktan sonra, “Programımızı Marco Polo kadar ünlü bir başka gezginin sözleri ile kapatmak istiyoruz. 14. yuzyılda Turk dunyasını gezen gezgin İbn Batuta şöyle der: Buralarda ilginç bir adet vardır Türkler kadınlara çok değer vermektedir. Öyle ki erkeklerden daha değerli oldukları söylenebilir. 2001 yıllında olduğumuz şu günlerde artık kadınlar tek bir hücre cekirdeğinden anne olabiliyor, bu teknolojilerle kadınlar anneliğin tadını tadabiliyor. Demek ki cennet hala anaların ayakları altında.”konu namus cinayetleri…. dalga mı geçiyoruz? noluyo allahım?

B’Tselem, Israil İşgal Altındaki Topraklardaki İnsan Hakları İhlalleri Bilgi Merkezi Orada bir yerlerde neler oluyor diye merak edip, medyadan edinebildiginiz bilgilerden biraz kıllanıyorsanız…

Kararsız mı Kaldınız? Lübnan’ı Bombalayın Evet cok iyi yazılmış, ilginc biraz da hüzünlü bir yazı. Eski ABC Televizyonu Muhabiri ve de Lübnan Hizbullahı trafından rehin alınmıs olan bir gazeteci Lübnan’ın kaderine aglıyor.

how to give birth to yourself show your wound