bildirgec.org

nihansage

11 yıl önce üye olmuş, 35 yazı yazmış. 171 yorum yazmış.

HİBRİT(SOYU KESİK) TOHUMLAR

nihansage | 07 January 2011 18:51

Günümüz de çarşı pazara giden pek çok kişi, aldığı ürünün hormonlu mu yoksa hormonsuz mu olduğunu kendine sormadan edemez.Aslında asıl kendimize sormamız gereken soru bu değildir.

Çizgi filimlere dikkat

nihansage | 02 January 2011 10:55

Çizgi filim izlemek tüm çocukların olduğu gibi küçük kızımında hoşuna gidiyor.Fakat bazı çizgi filimler, tuhaf yaratıklar ve saçma sapan konulardan oluşuyor.Bu durumda seçici olmak biz ebeveynlerin görevi olmalıdır.TRT bu konuda üstüne düşen görevi fazlasıyla yapmaktadır.Manon, çuf çuf diyarı, paytak, pepe ve diğer çizgi filimler çok başarılı.Çocuklara dostluk, hayvan sevgisi, nazik olma ve terbiyeli davranmaları konusunda çok güzel telkinler vermekteler.Çizgi filimler, çocukları yönlendirmek ve onları istediğiniz gibi düşünmelerini sağlamak için bir silah olarakta kullanılmaktadır.Çoğu anne ve babanın bunlardan haberi bile yoktur.Çizgi film ressamı ilk önce işlemek istediği konuyla ilgili objeyi çizer.Bu bazen cinsel içerikli dahi olabilmektedir.Daha sonra da resmi, bir kuş yuvasına bazen de insan yüzüne çevirmektedir.Çocuklarımız masumane bir şekilde çizgi filmini izlerken, bilinç altı da filmin, aslında vermek istediği mesajı alır.Ve sonuç ; ahlak yoksunu bir nesil olur.Çocuklarımızı ekranın karşısına oturturken gayet seçici olalım.Bu anne ve baba olarak bizim görevimizdir.

GÜÇ RUHU UTHA

nihansage | 31 December 2010 10:50

Akşam oluyordu.Obaya dönemezlerdi.Mete çevreden odun topladı ve mağarada ateş yaktı.Yanlarında getirmiş olduğu yiyecekleri İbrahim dedeyle birlikte yediler ve çok geçmedende günün vermiş olduğu yorgunlukla hemen uyudular.O gece mete çok değişik rüyalar gördü.Rüyasında, içinde yatmiş oldukları mağarada, toplu halde intihar etmiş olan halkı gördü.Onlardan biriymiş gibi aralarında gezindi.Onlarla konuştu.Hepsi ümitsizlik içersindeydiler.Halkın içersinde bulunan şaman ile göz göze geldi ve uykusundan sıçrıyarak uyandı.Rüyasını ibrahim dedeye anlattı.O bölgede yaşayan, eski ilmleri bilen bir adam vardı.İbrahim dede meteyi, onun yanına götürdü.Rüyayı ona da anlattılar.Yaşlı adam rüyayı büyük bir dikkat ile dinledi.Yaşayan bir şaman’ ın meteye büyü yapmış olabileceğini söyledi.En büyük delili ise metenin şaman ile gözgöze gelmesiydi.O şaman’ı bulmalarını tavsiye etti.O nu bulmak ve meteden ne istediğini anlamaları için ise tekrardan mağarada bir gece geçirmelerini tavsiye etti.Mete’ nın kendini koruyabilmesi için Ayetel kürsiyi yedi defa okumasını istedi.Ellerine okunmuş su verdi.Bunu daire şeklinde yere dökmelerini ve içersinde uyumaları gerektiğini anlattı.Mete alime pek inanmamıştı.Ama ibrahim dede yaşlı alimin her dediğini büyük bir itinayla yaptı.Mete de ayetel kürsiyi yedi defa okudu.İkisi birden dairenin içersinde yattılar.

O gece de mete rüya gördü.Rüyasında, içinde bulundukları mağaradaydı.Etrafına bakındı.İnsanlar vardı.Elbiseleri yıpranmış,üstlerı toz toprak içersindeydi.Bu insanların eski türkler olduklarını anladı.Onlarla konuştu.Ve konuştuğuna cevap aldı.Demek ki bu insanlar da onu görüyorlardı.Konuştuğunu duyuyorlardı.Fakat bu konuştuğu dil çok farklıydı.O da onlar gibi eski türkçe konuşuyordu.Şaman ın yanına gitti ve ona sordu.-Sen kimsin?-Benim adım GÜÇHAN.Son şamanım.-Benim ile neden rüyamda konuşuyorsun?-Sana ulaşmamın ve dikkatini çekmemin tek yolu buydu.-Benden ne istiyorsun?-Atanın yarım bıraktığı işi tamamlamanı istiyorum.Senin atan metenin bana vermiş olduğu bir söz var.Onu senden istiyorum.-Neymiş bu söz?-Atan metenin soyundan gelecek olan ve duru görüye sahip bir taşıyıcı.Bu taşıyıcı atan metenin çocuğu olacaktı.Ama savaş sırasında öldürüldü.O da halkının kurtarılması karşılığında, soyundan gelecek kişiyi bana verdi.

şamanizm

nihansage | 28 December 2010 11:15

Şamanizm günümüz de orta asyadaki Türklerin dini diye söylense de aslında bir din değildir. Din olması için gerekli şartlar Şamanlıkta bulunmaz. Din kurucusu, dini kitabı, inanç esasları, ibadetleri ve cemaati yoktur.

şaman ritüeli sırasında davul kullanma
şaman ritüeli sırasında davul kullanma

DEPREM SABAHINDA UYANMAK…

nihansage | 09 December 2010 13:07

Çok güçlü bir şey beni uykumdan korkuyla uyandırmıştı. “La ilahe illallah” tevhidini söylerken, tam karşimda duran duvar üzerime doğru geliyor ve aynı hızla da geri çekiliyordu.
Uyku sersemi ne olduğunu anlamamıştım.Ama iyi birşeyler olmadığı kesindi.
Yanımda uyuyan kardeşim Elif’e seslendim.”Elif kalk.” dedim.İkimiz de yataktan zorlukla indik.Dönüp duran odanın içinde ayakta durmaya çalışıyorduk. “Hemen dışarı çık.” diye kardeşime söyledim.Ben ise odanın içinde eteğimi ve tülbentimi bulmaya çalışıyordum.
Ne olduğunu anlamadığım bir kumaşın içinden bacaklarımı geçırerek belime çektim.Ve yine elime gelen ince kumaşi da başıma örttüm.
Erkek kardeşimin telaşlı sesini duydum.”Dışarıya…” diye korkuyla bagırıyordu.
Biz kapının önüne gelene kadar sallantı durmuştu.”Üstünüze bir şey alın.” diye kardeşim uyardı.Kapının yanında duran askılıkta, asılmış olan pardösemi giydim. Apartmanda oturan diğer komşularımızla birlikte merdivenlerden aşağıya indik.
Dışarı çıktığımızda herkes korkuyla birbirlerine bakıyordu.
Ne olmuştu? Sorunun cevabı çok açıktı.DEPREM.
Etrafımızı saran sis hepimizin dikkatini çekmişti.Her yer sis altındaydı.Şaşkın gözlerle bakınırken, sislerin içinde, beyaz geceliğiyle koşarak gelen bir kadın gördük.Kadın panik içindeydi.Yardım istiyordu.İçinde oturduğu bina tıkılmıştı.Kendisi de enkazın altından çıkmıştı.Bizim sis diye sandıgımız şey aslında yıkılan binaların tozlarıymış.Bunu dehşetle farketmiştik.Hepimiz şok olmuştuk.
Komşumuzun evi tek katlıydı.Onun bahçesınde oturuyorduk.Eşime ne olduğunu öğrenmek zorundaydım.Arkadaşıma telefonunu kullanmak istediğimi söyledim.Birlikte eve girdik.Ev telefonunun ahizesini elime aldım.Kendi evimin telefon numarasını çevirdim.Gerçi karşıdan “alo” sesi duymayı beklemiyordum,ama duyduğum uzun zil sesi beni umutlandırmıştı.”Karşı tarafta telefon çalıyordu.Telefon çalıyorsa evim yıkılmamıştır.”diye düşünmüştüm.O zaman ki bilgimle mantığım bana öyle söylemişti.Sonradan öğrendim ki, telefon bozuk olsa dahi karşı taraf uzun zil sesini duyuyormuş.
Babamın bisikleti vardı.”Ben bir abimlere bakayım.” diye yanımızdan ayrıldı.
Biz bahçede oturmuş günün agarmasını bekliyorduk.Bir süre sonra abim, koşarak yanımıza geldi.Belden üstü çıplaktı.Bize gölcüğün yıkılmış olduğunu söyledi.Kendilerinin iyi olduğunu ve bizi merak ettiği için yanımıza geldigini anlattı.
Abimden sonra eşim de bizim olduğumuz yere geldi.O da benim akibetimden korkmuştu.Hepimizi sağ salim görünce rahatlamıştı. “Ben bir de ablama bakayım.” diyerek yanımızdan ayrıldı.
Çok geçmeden babam yanımıza gelmişti.Onun da getirdigi haberler içler acısıydı.Akrabalarımızdan bazıları enkaz altında kalmıştı ve onlara şu anda ulaşılamıyordu.
gün doğmak üzereydi.Annem, babam ve kardeşlerimle birlikte, evimin olduğu yere doğru yürümeye başladık.Manzara korkunçtu.Ancak enkazların üstünden geçebiliyorduk.Binaların çoğu yola doğru yıkılmıştı.
Evimin olduğu mahalleye geldiğimizde, etrafı tanıyamadım.Bütün yeni binalar yıkılmıştı.Ancak eskiden yapılmış, iki veya üç katlı evler ayakta kalabilmişti.Benim evim de ayakta kalanlardandı.
Kaynım, hasta olan kayınpederimi, arabasına oturtmuştu. Kayın validem, eltim ve çocukları, diğer akrabalar ve komşular…Hepsi yolun ortasına, binalardan uzak olan bölgeye kaçmışlar ve orada yere oturmuşlardı.Herkesin yüzü bir tuhaftı.Öylece etraflarına bakıyorlardı.Ben de çevreme bakındım.Her yer ama her yer yıkılmıştı.Molozların ortasında duruyorduk.”Acaba bu binalar nasıldı? Altlarında hangi dükkanlar vardı?” Uzun zaman bunları ve bazı şeyleri hatırlıyamadım.
Çok şükür o günler geçti.Güzel Allah’ım inşallah birdaha kimseye öyle günler yaşatmaz.