bildirgec.org

nevdalist

11 yıl önce üye olmuş, 81 yazı yazmış. 1747 yorum yazmış.

ben çok büyüdümm

nevdalist | 16 January 2007 21:07

BU BİR UYARIDIR, İLK VE TEK DUYGUSAL YAZIM OLACAK.

Bugün lünaparka gittim, sonra Cankurtaranda gezintiye çıktım. Epeyce zamandır gitmiyordum. Erol Taş’ın kahvehanesinin yerinde çok şık bir kafe vardı. Oturamadım. Önceden atlayıp Göksü deresine, şuraya buraya giderdim. Artık anlamsız geliyor. Eskiden bir bara gidip oynamak da çok cazipti. Artık o da anlamını yitirdi.
Bütün bunların bir sebebi olmalıydı. Çünkü herşeyin bir nedeni vardır. İlk önce tükettiğim için artık cazip gelmediğine karar verdim. Sonra büyüdüğümü, değiştiğimi farkettim. Oysa hiç değişmem zannediyordum. Bir yerlerde çocukluğumu bıraktım. Ki herkesin kırılma noktası farklıdır. Benim kırılma noktam; babamın ben 23 yaşındayken ölmesidir. O öldü, dünya da durdu. Kız çocukları için babanın çok daha farklı bir anlamı var. Otorite, güç, iktidar vb. bir sürü şey baba figüründe canlanır. O gidince yapayalnız kalırsınız bu koca dünyada.

HAFİF YAZARINDAN HİPANGEL’E

nevdalist | 18 December 2006 11:28

Yazdıklarını içerik olarak eleştirmediğimizi söylemişsin, yanlış. sana yazılanlara bakarsan, kesinlikle içerikle ilgili eleştiriler var. Durumu en güzel naylon vicdan özetlemişti. Tekrarlamıyorum.
Yazdığın bir şeye kesinlikle katılmıyorum. Üretmek her aklına geleni yazmak değildir. Çünkü bunun sonu yok. Yazmak herşeyden önce zihinsel bir süzgeçten geçirmeyi gerektirir. Acaba ben bunu nette herkesle paylaşmalı mıyım sorusunu sordurur. Yazdığım belli bir olgunlukta ve yeterlilikte mi sorusunu da bence sormalısın? Hem kendi gelişimin hem de bizim gelişimimiz için.
Yazılar sırasıyla yayınlanıyor, hiç düşündünüz mü? Sizin gönderdiğiniz 20 yazı yüzünden diğer insanların bir tane olan yazısı sırasını bekliyor. Peki o hep bahsettiğiniz sevgi ve adalet bunun neresinde. Söylediğin ve haklı olduğun tek şey, buranın bir editörü var, karışmak bize düşmez.
Son bir şey burası bir blog değil. İstiyorsan bir blogda bunları yazarsın, ben de istersem okurum. Sadece kendi yazınla ilgilenmem, habire teşekkür etmen, özelden yazılması gerekne birçok şeyi genele açman, insanları sev cümleleri bana samimi gelmiyor ve bunu belirttim. Neoturk’un yazısına yorum yazabilirsin, hatta korkma yorum yaz. Ama hayır! Yeni bir başlıkla ve derdini yine çok uzun cümlelerle anlatman gerekiyor. Ayrıca lütfen diğer yazıları oku. Burada relic’e, naylon’a neler neler söylendi. Onlar hiç de size küstüm, hadi eyvallah demediler. Çatır çatır cevaplarını verdiler.
Burası sanal bir dünya, hayat değil ki yahuuu.

Yine de bu sanalda birilerini üzdüysek, Affola!

Hafif’te liste yapıyoruz.

nevdalist | 13 December 2006 22:33

Hafif’te liste yapıyoruz. Herkes bu listeye kendi adayını eklesin. kategorilerimiz:

En alıngan: Naylon Vicdan
En sosyal sorumluluk sahibi: Koza 68
En küfürbaz: Herkes
En kibar: Hiç kimse
En geyik: Benbey
En bilimsel: Serdarsabri,
En çalışkan: Serdarsabri, Asymptot
En kırmızı noktalı: Astral, Ocak
En duygusal: buddhala

HAFİFTE NELER OLUYOR?

nevdalist | 28 November 2006 13:29

Sabahın köründe hafif editöründen bir mail aldım. Komik ve eğlenceliydi. Yazınız yeterli bulunmamış, isterseniz geliştirip yollayın vs. yazıyordu. Ne yazısı diye baktım. İki cümle. Şimdi editör dediğimiz kişi editler. Biçer, çizer, eksikleri tamamlar, yazının özüne dokunmadan. Bu yazı değil ki, editleyesin. Bu bir resim altı, ama ortada resim yok. Çünkü resim yüklenmemiş.

Hayır! Bir de çok kibar. Bana böyle bir cümle gelse, kim bu ya! der, hemen doğru düzgün falan yazın derdim. Neyse velhasıl bilgisayarla arasında gönül bağı olan ben, hafifte link, resim vs. eklemelerde sorun olduğunu yazmak istedim. Bu sadece benim başıma gelmiyor, anladığım kadarıyla bir sürü arkadaşın da başına geliyor. Demek ki! Ne yapacağız? Tez elden bilgisayar operatörleri duruma el koyup, sorunu çözeceğiz.

KADER

nevdalist | 26 November 2006 23:16

Zeki Demirkubuz ya sevilir, ya nefret edilir. Kendisi bir röportajında böyle demiş. Ben sevenler tarafındayım. Bütün filmlerinde kadın erkek arasındaki ilişkilere, aşka derinlemesine yaklaşır. Hiçbir olay onun için basit değildir. Yoksa kim, kendisini aldatan karısına “Sadece itiraf et, bende insanım, sadece itiraf” der ki…(İtiraf filminden bir sahne)

Kader filmi de öyle. En beğendiğim filmi olduğunu söyleyemem. Ama masumiyeti çok sevmiş biri olarak ve bu film masumiyetin başlangıç öyküsü olduğundan yine de etkilendim.

Filmi izlerken komik bir olay da, (Mehmet Ali’ye gülen halkımın) bir grup 20’li yaşlarda gencin ne kadar terbiyesiz, küfürlü bir film deyip salonu terk etmesiydi.

AJDAR VE YURDUM İNSANI

nevdalist | 26 November 2006 22:55

Kendini sanatçı zanneden bir deli ve onun üzerinden para kazanmaya çalışan yurdum insanı. Toplum olarak delirdik mi nedir? Ya da onlar akıllı, biz mi deliyiz?

Burası neresi yahu. Bekir Hazar yazmış, buyrun okuyun

kardeşini seçebilirsin

nevdalist | 15 November 2006 18:52

Ülkemizin çocuk pornosuyla çalkalandığı bu günlerde herkezin ismini bildiğini düşündüğüm, çok güzel işler yapan bir site var.

Hafifte daha önce bu siteden bahsedilmiş, ben çok geç gördüm, yine de eklemek istedim
Para hariç istediğiniz herşeyi yollayabilirsiniz. Ben bu site aracılığıyla bir çocuğun okul masraflarına yardım ediyorum. İşin maddi boyutu bir tarafa, çocuk için motivasyon kaynağı oluyorsunuz. Ben de okumalıyım, başaribilirim diyorlar.

ECEVİT ÖLDÜ; AMA BİR DÖNEM KAPANMADI

nevdalist | 06 November 2006 21:44

Dün gece tv da bir altyazı. Ecevit öldü, bir dönem kapandı. Oysa O bizim dönemimizin idolü olmadı hiç. Biz bize anlatılanlarla tanıdık O’nu. Çok mütavazi olduğunu, şiiri çok svediğini ve yazdığını bildik. Birde Rahşan’ı çok sevdiğini. Şair birinin bu derece hırslı olmasını ben anlayamıyorum. Ya siyasetçiliği ya da şairliği yalan gibi geliyor. Zihnimdeki görüntü yürümekte zorlanan yaşlı bir adam görüntüsü. Sahi neden siyaseti hiç bırakmadı. Annem hep bırakmasını bilmelisin derdi. Oysa Ecevit bunu hiç bilmedi. Keşke bilseydi. Belki o zaman “Evet! Bu ülkede de birileri koltuklarından vazgeçebiliyor” derdik. Keşke….

tecavüz bir insanlık suçudur

nevdalist | 05 November 2006 00:05

Süleymaniye Cami çıkışında İspanyol bir genç kız tecavüze uğradı. Bir ülkeyi görmeye, tanımaya gidiyorsunuz ve o ülke için kutsal olan bir mekanı ziyaret ediyorsunuz. Sonrası ise hayatınız boyunca unutamayacağınız bir kabus. Basın bir anda “eyvah bütün dünyaya rezil olduk” sloganıyla haberi vermeye başladı. Kimsenin aklına bu kızın yaşadığı travma gelmedi bile. Tecavüzün bir insanlık suçu olduğu vb. durumlar yine unutuldu, sadece dünyaya rezil olmamız kaldı. Sahi bu kaçıncı rezil oluşumuz?