bildirgec.org

nevdalist

11 yıl önce üye olmuş, 81 yazı yazmış. 1747 yorum yazmış.

Ruh Evi- NEVİSTİ

nevdalist | 19 April 2007 11:18

evim evim güzel evim
evim evim güzel evim

İlk fikir kopanisti’den çıktı, ahanda burada. Sonra yorumlar gırla birbirini takip etti ve şöyle bir sonuca vardık. Vardık değil mi? İş ortağıma soruyorum, olur da vazgeçmiştir, o zaman başka bir ortak bulmam gerekir. NEVİSTİ’nin açılımı: Neye Eğiliminiz Varsa İsteyin Size Tastamam İndirelim.
Efendim ruh evi açıyoruz. İntihar etmek isteyenler, acaba nerede yapacağım diyenler, elimi kana bulamam diyenler bize başvurabilir. Tabi ki, bazı şartlarımız var. Öncelikle 16. noter Nihat Beyan Beyfendiden intihara uygundur yazısı getiriyorsunuz. Ruh evinden geldiğinizi söylerseniz size indirim yapacaktır. Sonra bizim kapımızı çalıyorsunuz. İşte diğer kurallar:

1-Bir yakınım içerde, bakıp çıkacağım cümlelerini yemiyoruz.
2-Gayet steril koşullarda çalışıyoruz. Sterilizasyon konusunda şikayetiniz olmasın.
3-Bir yakinini getirene, bir bedava. Fiks menü hesabı.
4-Her türlü tekniğimiz mevcuttur. Çatıdan mı atlamak istiyorsunuz, biz varız. Çatıya beraber çıkıyoruz. Elnizi tutuyoruz, selamlarınızı alıyoruz. Baktık siz konuşmayı iyice uzattınız. Çaktırmadan bir tekme atıyoruz, hopp aşağıdasınız.
5-Ödemelerimiz peşindir. Katıyyen kredi kartı, bonus, çek mek kabul edilmez.
6-Öyle canım sıkıldı, intihardan vazgeçtim olayları yok. Ruh Evi’nin kapısından içeriye girdiğiniz an, her şey bitmiştir. Geri dönüş yoktur yani.
7-Eee ne duruyorsun? (göbek atsana diye tamamlamayacağım) Ruh Evi’ninn kapıları size açık.

Altkültürler ve İletişim

nevdalist | 18 April 2007 16:42

Altkültür tanımı çeşitli kavramlar ile açıklanabilir. Merkezin dışına itilen, ötekileştirilen, gelenekten ayrı düşen bütün kavramlar, sanat, kişiler altkültür öğesi olarak tanımlanır. Kültür kavramının bir başka boyutudur. Konuyu biraz daha açarsak; popüler / popülist kültürün dışında kalan, kendi kendini yaratan ve haliyle kendine has kuralları ve yaşantısı olan topluluklara verilen addır. Peki altkültür olduğunu nasıl anlıyoruz? Neye göre bir oluşuma, seçime, kültüre altkültür diyoruz. Veyahut altkültür olmak kötü bir şey midir? Altkültürü belirleyen unsurlar genellikle grubun estetik, dinsel, mesleki, siyasi ve cinselliğe bakış açılarıdır.

Altkültür yapısı gereği muhaliftir. Muhalifliği ise dışlanmışlığıyla alakalıdır. Geleneksel veya popüler kültüre zıttır. Zıtlıklar ise çatışmayı veya ayrışmayı getirir. Her şeyden önce azınlıktır ve azınlıkların doğası gereği kendi içine kapanır ve kapalı bir kutu olarak yaşamayı sürdürürler. Bu çalışmadaki amaç; bu kapalı kutuya nasıl dahil olacağımız veya iletişim yolları olup olmadığıdır. Altkültürden bu kadar bahsetmişken, genel kültürden bahsetmemek olmaz. Toplumun genel özellikleri, beğenisi, sanat ve estetik anlayışı, inançları kısaca somut ve soyut her şeyi diye tanımlayabiliriz.

Kaybolan Çalgı- Santur

nevdalist | 17 April 2007 07:45

santur
santur

Efendim uzunca zamandır yazmıyordum. Tembel biriyim ben, yoruluyorum. Yazının yarısına gelince daha da sıkılıyorum. Sonra link ekle bilmem ne. Velhasıl yigenlerden copy- paste yapmışsın diyenlere cevabım hazır. Yaptım, araştırdım, sorguladım, sen de yap, güzel oluyor.
Birileri müzik yazısı yazacağımı söylese, git işine derdim. Hiç enstrüman çalmadım. Böyle bir şeyle ilgilenmedim bile. En fazla ortaokulda flüt çalmışımdır. Kötü bir dinleyiciyimdir, aynı zamanda. Sadece slogana uydum, meraklı oldum. Bu yüzden yanlışım var ise şimcikten affola!

Bu kısacık ısınma turundan sonra konumuza geçebiliriz. Meşhur Kamkars Kardeşleri Harbiye Açıkhava’da dinlediğimde çok şaşırmıştım. Kanuna benzeyen bir alet çalıyorlardı. Tınısını çığlığa benzetmiştim. İnsan çığlığı değildi bu ses. Hayatın, çocukluğun, doğanın çığlığıydı. Sonra birkaç hafta önce İstiklal Caddesinde yürürken bir gruba rastladım. Felaket yağmur yağıyordu ve buna rağmen santuru çalmaya devam ediyorlardı. Sonra Feyruz’un şarkılarında santuru duymaya başladım. Santur en eski çalgılardan biri ve vurmalı çalgılar arasında yer alan bir enstürman.
Biçim yönünden “Kanun”a benzeyen bu çalgı, Osmanlı müziğinde uzun yıllar kullanılmış. Ancak Türkiye’de, belki de müzik sistemimize uygun bulunmaması gerekçesiyle bir dönem unutulmuş. Yirminci yüzyılın başlarından sonra bu çalgıya bir ilgi olmuş ancak bu da oldukça sınırlı kalmış.

susma hakkı- intihar

nevdalist | 20 March 2007 09:16

Oysa biz hep bir düş kazasında
Karşıdan karşıya geçerken
Eli bırakılan çocuklardık

Hapishaneden çıkar çıkmaz ilk ne yaptığı bilinmiyor. Herhalde gözlerini oğuşturmuştur. Onca yıl içerde yattıktan sonra, güneş ışığı gözlerini kamaştırmıştır. Sonra Bayrampaşa’nın sisli caddesinde babasını gördü. Koşup sarılmak dışında elinden bir şey gelmedi. Sonraysa ne yaptığı, neden hayatına son verdiği bilinmiyor. Şairlerin hep yalnız olduğunu bilmiyordu, bilmediği için de intiharı seçti.

Ağladığın Duyulmasın- Sabahattin Ali

nevdalist | 25 February 2007 22:56

Sabahattin Ali
Sabahattin Ali

Sizin hiç dağ başında çırılçıplak bırakılarak, başından ağır darbe alarak öldürülen yakınınız oldu mu? Filiz Ali’nin oldu. Sizin hiç nerede olduğunu bilmediğiniz, sağ mı ölümü günlerce aradığınız bir eşiniz oldu mu? Aliye Ali’nin oldu.

Bir çoban buldu, onu. Cesedi görünce mide bulantısı ve ağlamak geçti içinden, çobanın. Sonraysa sessizce gömüldü bir köye. Ama bu da yetmedi, cesedi tekrar çıkarıldı, çünkü kim olduğu bilinmiyordu. Başı koptu, morgda vücudu ve başı ayrıldı birbirlerinden. Bir türlü huzur bulmasına izin vermediler. Katiliyse arkadaşı zannettiği, güvendiği, kendisini yurtdışına kaçıracağına inandığı, Ali Ertekin’di. Solcuydu, saftı, komik ve yaratıcı biriydi. Şair, yazar ve gazeteciydi. O başın öne eğilmesin diyen Sabahattin Ali’ydi.

Vintage- karşı duruşun resmi

nevdalist | 14 February 2007 10:45

Son dönemlerde ağırlıklı olarak moda dünyasında kullanılmasına rağmen yeni bir kavram yaşamımızda yer etmeye başladı. Bu kavram 1980 li yıllardan itibaren tutulmaya başlayan Vintage.

Vintage kavramı şarapçılıktan ithal edilmiş bir kavram. Şarap üretiminde şarapların kalitesini, belli bir döneme ait oluşunu vurgulamak için kullanılıyor. Vintage Latince bir kelime olan ‘vinus’tan, yani ‘şarap’tan geliyor. Günümüzdeki kelime anlamı, bağbozumu şarabın üretim yılı yani yaşı gibi anlamlar çıkabilir. Vintage bir şarap, yıllanmıştır ve iyidir, hatta belki de az bulunan bir şişedir. Vintage giysi eski olmasına eskidir ama aynısından milyon tane olan eskici malı değildir. Vintage giysi eski ama tek veya özel. Vintage aynı zamanda cesarettir. Çünkü topluluktan farklı düşersiniz. Kendi tarzınızı ve stilinizi yaratırsınız. Küf kokan vintage mağazalarını dolaşırken, aynı zamanda tarihle aranızda bağ kurarsınız. Vintage ağırlıklı olarak moda için kullanılsa da, mobilya, müzik aletleri vb gibi eşyalar için de kullanılır.

Enderunlu Fazıl ve toplatılan ilk kitap

nevdalist | 08 February 2007 21:30

Enderunlu Fazıl’ın ismini ilk defa Murat Bardakçı’nın bir yazısında okumuştum. Kendisinin “entellektüelim diyen herkes Osmanlıca bilmelidir” sözüne katılmadığımı ilave ederek devam ediyorum. Daha sonra araştırırım diyerek hafizamın bir köşesine ismi not etmiş, ama malesef tembelliğimden isim o köşede kalmıştı.

Sonra iki gün önce başka bir haber dikkatimi çekti. Haber biraz bayat, ama kitaplar zamanın çok ötesinde olduğundan yazıyorum.
Osmanlı Döneminde nikaha karşı çıkıyor diye toplatılan, ilk kitap olma özelliği bulunan Zenânnâme 168 yıl sonra nihayet tam metin olarak Türkçededir. Üstelik kitabı Türkçeye kazandıran da Kadın Argoları kitabının yazarı Filiz Bingölçedir. Kitap hakkında detaylı bilgi burada.

Medya Dedikoduları-1

nevdalist | 16 January 2007 22:07

Medya dedikodularını epeycedir yazmak istiyordum. Ama işte tembelliğim yüzünden hep erteliyordum. Üstelik dedikodu güzel bir şey. Gerçi kamuya açmak nasıl dedikodu olacak, bilmiyorum ama….

Kitle iletişim araçları günümüzde 4. kuvvettir. Hatta 5. kuvvet için internet, bilişim diyebiliriz. İlk özel tv-starın kuruluşuyla birlikte, medyanın manipülasyon gücü keşfedilmiş oldu. Haliyle iktidara, güce oynamak isteyen işadamları ve zenginlerimiz milyon dolarlık bu alana el atmaya başladılar. Aynı zamanda medyanın siyasi iktidarlar üzerindeki gücü de keşfedilmiş oldu. Doğan grubunun bu kadar büyümesi basın tarihi incelenirse eğer, Mesut Yılmaz ikitdarı döneminde olmuştur. Ne zamanki Yılmaz meclis dışı kaldı ve kendisine yüce divan yolu göründü, işte o zaman doğan grubu da ortaklığını bitirmiştir.