bildirgec.org

nevdalist

11 yıl önce üye olmuş, 81 yazı yazmış. 1747 yorum yazmış.

Bekçi

nevdalist | 05 February 2009 10:07

1986 yapımı Bekçi filmi
Ali Özgentürk’ün yönettiği karısı Işıl Özgentürk’ün senaryosunu yazdığı bir filmdir. Ki bir dönem karı- kocanın bütün filmelerinde birlikte çalıştıklarını ek bilgi olarak ekleyeyim. Benim çok beğendiğim, naif konusu ile çarpıcı bulduğum bir filmdir. Film aynı zamanda Venedik Film Festivali’ne kabul edilen ilk türk filmi olma özelliğini taşıyor.

Sarah Maple

nevdalist | 23 January 2009 11:18

you
you

Bugün siz sevgili hafif.org izleyicilerine uçuk, kaçık bir ablamızı tanıtmak istiyorum. Ablamız dediğime bakmayın kendisi henüz 23 yaşında. Sarah Maple annesi Kenyalı babası İranlı olan müslüman bir ailenin çocuğu. !985 yılında İngiltere’de doğmuş. Yaptığı işler tartışmaya açık ve kışkırtıcı. Tabir-i caizse kışkırtıcı. Ablamız çağdaş sanatın bütün nimetlerinden faydalanıyor. Zaten İngiltere’de sanat okulunda eğitim almış. Fotoğraf ve resim yapıyor. En ünlü işi ise Self Portrait With Breast of Kate (Kate Moss’un göğüsleriyle portrem) adını taşıyan resmi. Resimde annesinin başörtüsü ile kendisi ve tabii ki Kate Moss’un göğüsleri var.

Transamerica

nevdalist | 13 January 2009 09:55

Duncan Tucker’in hem yazıp hem de yönettiği 2005 yapımı Transamerica filmi; kadın olmaya çalışan bir travestinin ameliyatından 1 hafta önce bir oğlu olduğunu öğrenmesiyle başlıyor. İşin komik tarafı eski adı Stanley yeni ismi Bree olan kahramanımız hayatında tek bir defa bir kadınla cinsel ilişkiye girmiştir. Ve ondan bir çocuğu olduğunu 17 yıl sonra öğrenir. Telefonla kendisini daha doğrusu babası Stanley’i arayan Toby ondan kefaletini yatırmasını ister. Annesi bir süre önce ölmüştür ve onu hapisten çıkaracak birilerine ihtiyaç duymaktadır. Bu andan itibaren de Bree’nin erkek haliyle yüzleşmeleri, oğlu Toby ile tanışması ve America’nın doğusundan batıya doğru devam eden bir yolculuk başlar.

Bree karakterini Desperate Housewives’ın umutsuz ev kadınlarından Felicity Huffman’ın canlandırıyor. Ki bu rolüyle 2006 en iyi kadın oyuncu oscarına aday olduğunu ama oscarı alamadığını belirteyim. Oğlu Toby rolünde Kevin Zeggers karşımıza çıkıyor.

Hafif Kurallar

nevdalist | 08 January 2009 09:08

Efenim hafifin bazı kuralları var. Tabii ki kanun hükmünde kararname değil. Kültür gibim bir şey. Hani hepimiz uysak, hayat güzel olsa.

1- Yazı yazarken noktalama işaretlerinin arasına bir tık boşluk bırakın. Bırakmayanı dövüyoruz.

2- Kendi yazınızı tutmayın, sonram size görgüsüz demeyelim. Siz yazdınız zaten, kötü olsa niye yazasınız.

3- İlk yazınıza yorum yapmayın. Bırakın insanlar yazsın, zorla gözümüze sokmayın.

4- Eski yazılarınızı ayaklandırmayın. Herkes yapsa halimiz nice olur.

5- Ön sayfaya yazmak için duyulmamış konuları seçin, hem daha ilgi çeker, hemi de bilmediğimiz bir şey öğrenmiş oluruz.

Çilehane

nevdalist | 28 November 2008 12:22

Hafif’e yazmak istediğim, bu amaçla yola çıktığım hiçbir konu gerçekleşmiyor. İlginç bir biçimde vazgeçip, başka bir konuya dönüyorum. Yine aynısı oldu. Yalnızlık üzerine, yalnızlığın fiziksel ve psikolojik anlamı üzerine yola çıktım. Sonra olmadı, iki paragraftan sonra her şeyi çöpe attım. Yerine birazdan okuyacağınız -yani okuyacağınızı umduğum- bu yazı çıktı.

Kendinize “bu benim Çilem” dediniz mi hiç? Ya da hayat bana hep oyunlar oynuyor diye sormadınız mı? Bir gece mesela kalkıp bileğimi kessem çok kan akar mı demediniz mi? Sahi hiç mi ister ilahi bir güç, ister hayat, ister kader çilem bu olmamalıydı diye isyan etmediniz mi?

Uzunca zamandır yazmıyorum. Yazmak gelmedi bir türlü içimden. Belki her şeyin bir zamanı olduğundan, belki artık yazıların gözden kaybolmasından. Bilmiyorum, bildiğim tek şey epeycedir çilehanelerin beni etkilediği.

saçmaladım

nevdalist | 14 July 2008 12:53

Çok yorgunum be usta diyesim var. Sebebini bilmediğim acayip bir yorgunluk. Bana has, bana özel de sanıyordum. Herkes de var. Herkes de olduğu için gıcığıma gidiyor.

Almanya’dan bir sürü çikolata aldım. Evde dolapta duruyor. Ben çikolata yemem. Eve gelenlere vereceğim. Eve hiç kimse gelmedi. Bir allahın kulu, arkadaşım uğramadı. Duruyor paket paket çikolatalar. Yemeye başladım. Ne iğrenç tadı var, içinden fındıkları ayıklamaya çalıştım; olmadı. Sonra gidip kustum. Ordan taksim’e çıktım, çikolataları yanıma almadım. Evde gelip yemeleri lâzım.

Furuğ Ferruhzad- dünya sevmek için çok küçük

nevdalist | 29 June 2008 18:31

Bugün size “dünya sevmek için çok küçük” diyen İran’ın hüzünlü kadın şairini, ismini söylemesi zor olan; ama inanılmaz şiirler ve inanılmaz bir hayat yaşayan, Onat Kutlar’ın yakın arkadaşı olan Furuğ Ferruhzad’ı anlatmaya çalışacağım. 1967 yılında henüz 33 yaşındayken, soğuk bir kış günü, trafik kazasıyla hayata gözlerini yuman, boşandıktan sonra bir daha oğlunu hiç görmeyen, zamana inanmayan, belki de zamana hiç inanmadığı için o günler isimli bir şiir yazan Furuğ’u. Hiç görmediği oğlu büyüyüp İngiltere’ye mühendis olmaya gidecek ve 1 yıl sonra bu işi bırakıp ressam olacaktı. Ressam olduktan sonraysa annesinin şiirlerinin peşine düşecek ve annesini resmedecekti. Hatta İran’a geri dönüp, orada yaşayacaktı. Ancak daha buraya çok var.