Uçak düştü. Yolcular, hostesler, pilot… herkes yerde. Uçağın enkazıyla birlikte… Daha birkaç dakika öncesinde yolcular, koltuklarında hosteslerin zarif tavırlarla ikram ettikleri çörekleri atıştırırken… Bulutlar dokunacak kadar yakın, yer hiç ulaşılamayacak kadar uzak ve gerçekdışıyken… Ve bir haritadaki yer şekilleri halindeyken şehirler… Uçak gökte süzülüyordu. İçindekileri yerden ve ona ait herşeyden çok uzaklara savurarak… Birazdan burnunu aşağı çevirecek ve oraya doğru süzülecek de olsa, içinde geçirilen o iki saatlik dilimde sunduğu özgürlük hissi, yere ayaklarını bastıklarında da yolcularla birlikte varolmaya devam edecekti.
Ama öyle olmadı ve düştü uçak. Hiç beklenmeyen bir anda son buldu yolculuk… Ya da yarım kaldı.