bildirgec.org

ma chahell

11 yıl önce üye olmuş, 15 yazı yazmış. 102 yorum yazmış.

yeni polisler II

ma chahell | 27 July 2007 09:31

Bu gençlerin aslında yaptıkları şey nedir?
diye soruyorum.
(kendim. kendime)

‘toplum’ kelimesiyle anlamlandırdığımız hareketliliğin, kendi kendisinden tiksinmesini sağlıyorlar.

şeklinde bir önerme* ile karşılaşıyorum. Soruyu cevaplamak için izlediğim bütün yolların yukarıdaki cümleyle kesişmesi söz konusu oluyor.
Böylece; kendime sorduğum sorunun en muhtemel doğruluktaki cevabının, bu cümlenin vücuda getirmek istediği anlam olduğunu düşünmeye başlıyorum hemen..
Oluşan bu yeni doğru -kendi gerçekliğini sağlama almak için-, bir başka fikir peydahlıyor zavallı beyin organımdan:

yeni polisler

ma chahell | 23 July 2007 14:46

toplumumuzun kural denetleyiceleri hep ilgi çekici oldu.
(tabii ki ben’ den bahsediyorum)

yani, üniformaları vardı,
birde silahları..

çocukluğumdan falan bahsetmeyi deneyip, buradan genel bilince bir sıçrayış yapsam mı şeklinde bir plan yapmaya çalıştım fakat olmadı.
çünkü hal-i hazırda anlatmak istemediğim anılarım var (samimiyetsizlik aslında.). ve bunların araya girmesi anlata-mamama sebep oluyor.

hakkında konuşmak istediğim şey ‘yeni polisler’.
benden bir iki yaş küçük oldukları için, üniformalarının çocukluğumun acziyetine yaptığı derin etkilerin bütün tesirlerinden uzakta yorumlayabilirim onları.

Mesai

ma chahell | 13 July 2007 21:40

Son on iki aydır mesai şeklinde isimlendirilen rutin üreticisiyle iç-içe yaşamaktayım.

Her sabah 08.00 da yapmaya başladığım işi, saat 12.00 -13.30 arasında ara verdikten sonra 17.30 ’a kadar yapmaya devam ediyorum.

Devlet tarafından tatil ilan edilenler dışında hafta içi her gün.

Hafta sonlarını seviyorum artık. Çok seviyorum.

Mesai boyunca, işleri ve bu işlerin yapılmış olmasını sağlayacak olan alt eylemleri. -neredeyse- otonom gerçekleştiren bünyenin yaşamdan tek beklentisi, saatin (08.00-11.59 arası) 12.00 ı ve (13.31-17.29arasi) 17.30 u biran evvel tanımlaması..

Be .T. ta

ma chahell | 13 July 2007 11:45

Aslında gayet sıradan olabilecek bir gündü.
Deniz vardı ve de akşam üstü.
Akdeniz de bir yerlerde, bulutlu bir kış akşamüstüsü.

Güneş aralardan bir takım manevralar deneyip, çok severek satınaldığı güneş gözlüğünü anlamlı kılıyordu.
Bunlar gayet sıradan şeyler.
Ve bunların sıradan olması durumu bir çeşit güvenlik duygusu vermeliyken… -öyle olmadı.

Ayaklarıma bakma gafletinde bulundum.

Yürürken ayaklara bakmak gerçekten tehlikeli olabiliyomuş.
bunu anladım.

Küçük kareler halinde dizilmiş parke taşları -kendi hür iradeleriyle- alçalıp yükseliyordu.
Sanki akışkan bir zemin üzerinde yürüyormuşum gibi hissettim.
ilginç oldu.
ve dengede kalabilmek için, agırlık merkezimi çok sık değiştirmem gerekti.
-aslında kıvrak hareketlerdi.-
ama derinlerde bir yerlerde ; bu -kıvrak- hareketlerin, diğer insanların gerçeğine uymadığı şeklinde bir ‘farkındalık’ mevcuttu.

Teselli, gerekli.

ma chahell | 24 February 2007 18:05

Üç-beş tane ötüşken kuştan oluşan neşeli bir çocuk grubu, 20 mt. ilerideki ağaçta birbirlerine vik-vik bağırırlaken, birden uçmaya başladılar ve altına uzandığım ağaca olanca hızlarıyla gelip birbirlerine bağırmaya devam ettiler.

İnsanlara ait bütün pisliklerden uzak kalmasını sağlayabilecek kadar yol-suz bir bölgede, akşam-üstü nün ikramı olan ılıklık hissi ve huzurlu bir su sesi eşliğinde, küçük kuş çetesinin yaptığı bu hareket, insanın içini huzurlu bir canlılık hissiyle doldurur.
Yani doldurmalıdır.
Böyle birşey var di mi?
Kuş seslerinin baharı, bereketi ve dolayısıyla mideyi doldurmanın kolaylığını müjdelemesiyle ilgili bir şartlanmanın sonucu olabilir bu..
Yada belki sadece bu seslerin kulak organımızda oluşturduğu ‘tiz ve taze hareketlilik hissiyatı’ dır içimize dolduğunu düşündüğümüz huzurlu canlılık.