bildirgec.org

http://haber.tnn.net/haber_detay.asp?ID=1800415&cat=SAM

Daha önce, altıüstü tasarımda da görme engellilerin
erişim sorunlarıyla ilgili bir yazı yayınlanmıştı.

Görme engelliler için yapabileceklerimizden biri de
mp3 biçimli sesli kitaplar oluşturup yayınlamak.

Çizgi‘de dolaşırken
içimizi ısıtanlar bölümüne rastladım ki gerçekten taktire değer.
Gönüllülerin seslendirip kaydettiği mp3 dosyalarını
indirip dinleyebiliyorsunuz.

Şuradaki habere göre, şirketler artık web sitesi sahibi olmak zorunda.
Bu da, web tasarım sektöründe ciddi bir iş olanağı
artışı demek.
Her sermaye sahibinin bakkal açar gibi şirket kurduğu ülkemizde,
web tasarımla ilgili olarak da aynı zihniyeti taşıyan
firmalar var.

Bu işte para var, biz de girelim mantığıyla kuruluyorlar.
Bunun zararlarından biri, her zaman olduğu gibi
asıl işi yapanların emeğinin sömürülmesi;
bir diğeri ise, biz amatörlerin gerektiği gibi bu
işten kazanç sağlayamaması.

http://teknoajan.com/turk-telekomun-seksapeli-yetersiz-yazar_561.html

http://www.8sutun.com/node/14105

Ne mebusu lan! Gadınlara mı galmış bu işler!
Daha ne günler göreceğiz, oturun oturduğunuz yerde!***
Geçenlerde Müge Anlı ile Şenay Düdek,
programa davet ettikleri Yaşar Nuri Öztürk’e,
kadınların siyasete katılımıyla ilgili isteklerini ve görüşlerini
ilettiler. Bu eskiden beri olagelen şeylerden biriydi.

Ka der‘in bıyıklı gadın resimleriyle sunduğu reklamlardan sonra yazı yazma zamanının geldiğine karar verdim.***
Hep söylerim, kadınla erkek arasında fark yok.
Önemli olan insan olmak.
Erkekegemen kavramı, Batı’nın kakaladığı uydurmalardan biridir.
Erkekler dünyada herşeye egemense, kadınlar da erkekler
üzerinde egemendir.***
Şurası doğrudur, karakollarda, kışlalarda kadın sayısını artırırsanız, tavır ve davranışlarda ister istemez düzelme görebilirsiniz, tecrübeyle sabittir.

Daha az okuyan, daha az düşünen, daha az araştıran bir toplum olup çıktık. Turgut Özal’ın önderlik ettiği ve öncü olduğu
tek tip insan modeline uyum sağladık.
Merak bile “başımıza gelenler”in iki sebebinden biri oldu.

***

Eski Türk filmlerinin bahanesi neydi?
Teknik ve maddi imkansızlıklar… Ya şimdikilerin?

Birbirinden aptalca klişe sahneler, birbirinden iğrenç ucuz espiriler…

ABD yapımı polis akademisini, malum tv kanalı defalarca oynattı.
Yetmedi ki türk usulü sürümleri birbiri ardına çıkmaya başladı.

Benim küçüklüğümde, çocuklar büyüklerden çekinirdi.
Sokaklarda oyun oynarken azarlanırdık bazen.
Daha da öncesinde, çocuklar yaşlıların gözüne görünmeye bile korkarlarmış.
Bu elbette ki yanlış bir durum.
Çocukların korkuyla yetiştirilmelerini doğru bulmadım hiçbir zaman.
Ama zaman öyle değişti ki,
herşey öyle tersine dönmeye başladı ki…

Artık büyükler çocuklara ilişmekten çekiniyor.
Küçücük çocuklar, kendi dedelerine ve ninelerine karşı saldırganlıkta öyle cüretkar davranıyorlar ki…

Çocuklardan masumiyeti, çocukluğu aldık yavaş yavaş.
Her güzellik gibi çocukların güzelliğini de kaybetmeye başladık.

Bir günün nasıl geçerse, ömrün de öyle geçer.
Geçer ve gider…

Bir günümüze, bir ömrümüze şöyle bir bakalım.
O kadar aptalca, o kadar düzeysiz şeylere vakit harcıyoruz ki…
Örövizyonlar, ana haber bültenleri, sözde kadın programları…

Şöyle bir geçmişimize baksak,
yaşadığımız hayatın muhasebesini yapsak…
Koca bir ömrü nerelerde yitirdiğimizi sorgulasak…

Lanet olası örövizyon gene gündemde.
Hayatta ıskaladığımız o kadar çok güzellik var ki,
hayatta ıskaladığımız o kadar çok incelik var ki!

Burada, farklı lekelerle beyaz bir tişörtü sanat şaheseri haline getireceksiniz.

Sonra da siteye yollayıp oy almasını bekleyeceksiniz.

En çok oy alan üç kişiye Siemens çamaşır makinesi hediye edecek.
İyi lekelemeler!