bildirgec.org

kelebeklerozgurdur

11 yıl önce üye olmuş, 31 yazı yazmış. 2597 yorum yazmış.

2 aylık ömrüm kalmışşş :((

kelebeklerozgurdur | 02 June 2008 11:22

Dört arkadaş, çimlere atılmış minderlere kaykılmış vaziyette oturuyoruz.hava sıcak, gözlerimiz boğazın muhteşem manzarasında arada çaylarımızı yudumluyoruz .fincandan oldum olası hazetmem, benimkisi ince belli ama büyükçe çay bardağı..

Dördümüzün de canı sıkkın.bugünkü bulaşmamızın asıl sebebi ise, bişeyler içme bahanesi altında birbirimizi “geçecek” teskinleriyle rahatlatmak.

Uzun siyah saçlımız, evli birine tutkun. açılacağından söz edilen boşanma davasının yegane sebebi olmamakla birlikte ne yapacağını bilemez halde..aklı ile duyguları arasında med cezirler yaşıyor..

Mavi gözlü kalkık burunlu ve en güzelimiz, eşinin ilgisizliğinden şikayetçi, hayatı ve çocukların sorumluluğunu tek başına yüklenmekten yorulmuş, kocasının ilk zamanlardaki sevgi dolu halini özlemekte…


Ufak tefek, gözlüklü olanımız, hayatın her alanında
iyi niyetinin kullanıldığından hayıflanıyor, kimseye hayır diyememekten muzdarip.İyi bir psikolog araştırma aşamasında…


“Bırakın çayları hadi kahve içelim”
diyerek garsona 4 orta kahve söylüyorum..köpüklü kahvelerimiz, buzlu sularımızla birlikte 10 dakika sonra geliyor.

İçim acıyor suslara !!!!

kelebeklerozgurdur | 29 May 2008 14:58

Pembe elbisesini giymiş, uzun siyah saçlarını annesine ördürmekteydi…
Evin içinde alışılmışın dışında bir koşuşturma hakimdi.Annesi, mutfakta babasının en sevdiği yemekleri pişirmekteydi kalktığından bu yana. Kendinden 3 yaş buyuk abisi ve 2 yaş küçük erkek kardeşi annesinin bir türlü bitmeyen istekleri için ev ile bakkal arasında ha bire mekik dokumaktaydı
_”aliii” diye seslendi annesi camdan bahçedeki buyuk oğluna.”Kuş üzümü unutmuşum. Halil efendiden alıver hemen”.Ali ok gibi fırladı yerinden 2 dakika sonra kuş üzümünü mutfağa bırakırke, tencerelerin kapaklarını teker teker kaldırıp içindekilere baktı.
tarhana çorbası, güveç, elde açılmış ıspanaklı börek gözlerinin parlamasına neden oldu..Annesi sütlacı kaselere boşalttıktan sonra dolmayı hazırlamaya koyulacaktı, kuş üzümü istediğine göre..Saate baktı 3 olmuştu..Babasının gelmesine birkaç saat vardı demekki…

“durdurun dünyayı inecek var”

kelebeklerozgurdur | 15 April 2008 07:56

Daha öncede ağladım ben, daha öncede içim acıdı.. etlerim lime, lime ayrıldı kemiklerimden..yaralarımdan kanlı irinler aktı…..ama hayatımın en önemli muamması değildi hiçbiri…bilirdim, acının stajı yapılmadan mutluluk sağlam olmazdı …

oysa buna hazırlıklı değildim ben…bir ömrü gözden çıkarıp inandıklarımın çöküşünü izlerken, karmaşık bir harabiyetten başka hiç birşey hissetmemiştim şimdiye dek..

sonra……..sonrası yok, sonrası derin sessizlik……bir ömrün özeti, birkaç cümleye sığacak kadar yalın ve kısa işte…
geç oldu..…senden öncesini yok saydığım için, yalnız uyuyacağım ilk gece olacak bu…..yastığını yere attım, yatağın tam ortasında sere serpe yatıyorum..ohh be dünya varmış, tek başıma yatmayı özlemişim nice zamandır… istediğim gibi deli yatmayı, kıpır kıpır sağa sola dönmeyi, yataktan aniden fırlamayı, ayaklarımın ucuna basmadan yürümeyi, şakk diye elektrik düğmesini açmayı özlemişim… istediğim saatte yatıp, istediğim saatte uyanmayı, yatağa duş sonrası bornozla yatmayı, balkon kapısı açık halde rüzgarın serinliği ile uyumayı özlemişim..

nassı “koduk” ama

kelebeklerozgurdur | 03 April 2008 03:26

İşe geldiğimde kahvaltı ederken buldum ofistekileri…sarIyer börekçisinin tel, tel kıymalı böreği ve yanında ona eşlik eden tavşan kanı çay…börek tekliflerini geri çevirip sadece çay aldım masama ilerlerken..yok yok, diyette falan olduğumdan değil, kalktığımdan beri kendimi bir acaip hissediyordum..mideme kramplar giriyor kalbim taşikardi olmuş gibi küt küt atıyordu…kendimi hiç iyi hissetmiyordum hiç…gün boyu telefonlarla isteksizce konuştum, hemen her gün girdiğim hafife hiç göz atmadım, gelen misafirlerim tarafından pek suskun ve düşünceli bulundum..algılama yeteneğim dibe vurdu, aklımdan geçenle ağzımdan çıkanı bir türlü dengeleyemedim…öğlen yemeği yemedim, bol miktarda kahve tükettim…gün boyu süren huzursuzluğum çıkma saatine yakın daha da arttı..biliyordum elbette nedenini, akşamın derdi gündüzden gerdi durumlarındaydım ben bugün…

sen de mi brütüs…

kelebeklerozgurdur | 26 January 2008 23:51

eski yazılara ve yorumlara göz atıyordum az önce, zamanın hararetli tartışmacılarının birer birer siteden ayrıldıklarını gördüm..içlerinde tanımadıklarım olsa dahi, sonradan okuduğum yazı ve yorumlarından bilgi ve birikimlerinin oldukça yüksek yazarlar olduğu belli…

serdar sabri
baby 700
benbey
inan6666
mefkud ( misafir yazar)

ve son olarak görüyorum ki, KOZA 68 de hesabını silmiş siteden…

güle güle sitenin ağır topları…giden gider kalan sağlar bizimdir dense bile, bilirim ki gelen gideni her zaman aratır…

olmaz ki, böyle de yapılmazki !

kelebeklerozgurdur | 22 January 2008 02:15

Uzun zamandır konuşmuyorduk, aradım.mutsuzluktan bezginleşmiş bir sesle “alo” dedi.. önce sesinin tınısındaki bu tuhaflığı anlayamadım.” hadi bana gel, özledim seni. çay içeriz. börek yaparım ve en sevdiğin mozaik pastadan da.dertleşir deliler gibi güleriz eski anılara” dedim..uzun süre sessiz kalmasını, gelmek istemediğine yorup “ mazaret kabul etmiyorum ha” diye kararlı bir tonla tamamladım cümlemi….
“ben iyi değilim, hiç iyi değilim” derken sesinde bir tuhaflık, bir gerginlik vardı…” neden ama” dedim korkuyla karışık bir merakla..”biliyormusun, o öldü “ dedi iç çekişinin arasında fısıltıya benzeyen bir sesle… “ne ne ne, ne diyorsun sen,nasıl yani,şaka olduğunu söyle” diye bağırmamla gözümdeki yaşların yavaşsa süzülmeye başlaması bir oldu. “neden aramadın, neden söylemedin,neden haberim yok , sen ne durumdasın” diye soruları makinelı tüfek gibi tek solukta sıraladım ardı ardına…”ehh işte” dedi, “ alışmaya çalışıyorum,ilk zamanlar günlerce kendime gelemedim, yataktan hiç çıkmak istemiyor, boş gözlerle saatlerce tavana bakıyordum. 1,5 ayı biraz geçti, daha yeni yeni dış dünya ile irtibata başladım..kalbim cayır cayır yansa da elimden gelen bir şey yok ne yazık kı “…” hemen geliyorum” diyerek cevap vermesine fırsat vermeden telefonu alelacele kapattım…birkaç dakika içinde gözlerim ağlamaktan kan çanağına dönmüş, başım zonklamaya başlamıştı…bir taraftan elime ne geçtiyse giymeye çalışıyor, bir taraftan da “ nasıl olur allahım, neden ama neden” diyerek anlamsız sorulara anlamsız cevap şıkları üretiyordum zihnimde…” bu kadar severlerken, bu denli emek verilmişken,pamuklara sarıp sarmalamışlarken birbirlerini…
Birlikte göğüsledikleri günler, askere uğurlanması, sabırla beklenmeler, buram buram özlem kokan, sevgi kokan mektuplar. dönüşünde iş sorunları yüzünden, ilişkilerinin üzerinde dolaşan karabulutları özveri ve sabır ile atlatmaları…en umutsuz anda hem de en iyi şartlara sahip işin bulunması, sevinçten deliye dönmeleri…ilk maaşla kızkulesinde gülüş, cümbüş, mutluluk içinde üçümüzün yediği yemek…sevgilerine şahit olarak beni seçmeleri ve yanımda çocuk sevinci ile birbirlerinin parmağına taktıkları yüzükler…dans edişlerinde gözlerinin en içine sevgiyle bakmalarından duyduğum hayranlık ve “aaahhh ah” diye birazda utana sıkıla “ darısı başıma” derken gözlerimin dolu dolu olması….

hasta ve yalnız bir adam ……

kelebeklerozgurdur | 18 December 2007 15:19

Soğuk…camıma yağmur damlacıkları hızla vuruyor, üşüyorum…Benim de düşlerim yağıyor camıma….Yasa bürünüyor gecem, en zifirisinden…İçime çöken hazanın etkisiyle yazıyorum, birkaç dakika ağlamışlığın ve göz yaşının üzerine..Hayat bu işte,bir varoluşun içinde kaybolmak

Bu yazıyı, X’ den eve geldiğimdeki iç sıkıntım ile yazmaya başladım.. Sabrımı taşıran son nokta, hazır çorba oldu, evet yanlış duymadınız bildiğiniz hazır çorba

X 2 gündür hasta…Soğuk algınlığına bağlı şikayetleri var. Cumartesi beraberdik. keyifsizdi ama, günümüz güzel geçti.Pazar günü bütün gün yattı.yalnız yaşadığı için aklım haliyle onda.mesaj ve konuşmalarımızda “ yedin mi,içtin mi,uyudun mu,öyle yap,bunu et vs” diyerek annevari bir endişe duyuyorum…

Hayat,ölüme şükret seni onun yüzünden seviyorum !!!

kelebeklerozgurdur | 21 November 2007 09:44

Büyük umutlarla bakmıştı herkes gibi, O da geleceğe…Hayalleri adım adım gerçeğe dönüşecekti. Başarıyı yakalayacak, adından söz ettirecekti tüm eş dostuna….Mutluluk hep peşinde dolaşacak,sevmenin ve sevilmenin verdiği en görkemli coşkuyu sonuna kadar yaşayacaktı….

Bu gün gidişinin 2.yılı….Düşlediği hiçbir şeyi beceremedi yazık ki….İsteklerini sadece aklında hapsetti, bunları uygulamaya geçirecek adımı atamadı bir türlü…Oysa ne çok isteği vardı zamanını beklediği….
Bu gün gidişinin 2.yılı….Gökyüzü aynı o gece gibi kıpkırmızı,fırtınanın ürkütücü sesi kulaklarımı tırmalıyor…Gözlerimi tavana dikmiş,düşünüyorum…ÖLÜM NEDİR ????
Gidenin bir daha gelmemesi ile sınırlı sonun başlangıcı mı,Gidenin yepyeni bir hayata başlayacağı yolun başlangıcı mı ?

bekledim seni, yanıtsız sorular gibi

kelebeklerozgurdur | 26 October 2007 10:34

Orhan Veli ” beklememek,beterdir beklemekten” der…

Hepimiz beklemişizdir, bir şeyleri…mutlaka beklemşizdir, istemeyerek de olsa bekletilmişizdir…

Özlemle, korkuyla, endişeyle, inançla,sabırla…Bıkmadan usanmadan nice beklentilerimiz olmuştur.
Oysa ki; Beklemek durağan bir olgu da değildir…Geçmişle gelecek arasında bir köprüdür sanki…

Ya hiç bir şeyi beklemeseydik? Ya da hiç kimse tarafından beklenmeseydik?

O zaman ne düşler kalırdı ne hayaller!…
Ben de bekledim…hiç ama hiç gelmeyecek bir trenin sadık yolcusu gibi bekledim !…

harç bitti,yapı paydosss

kelebeklerozgurdur | 18 October 2007 13:08

Kadın boşanmak istiyorum dedi yavaşça…Sesi öylesine olağan bir şey söyler gibi çıktı ki,arkası dönük adam su içtiği bardağı masaya koyarken, omuzlarını kaldırarak olur dedi ve diğer odaya geçti sakince…Kadın şaşırdı bu sakinliğe….Mutfakta yemek yapmakta idi o iki cümle dudaklarından döküldüğünde…Hem soğanları kavuruyor hem de şaşırsın mı üzülsün mü bilemiyordu adamın bu tavrına.
Yarım saat sonra, masayı hazırlamak için diğer odaya geçti….Adam tv izliyordu, bir Kemal Sunal filminin bilmem kaçıncı tekrarını…Kadın masayı hazırladı ve hadi dedi adama..adam kumandayı koltuğa fırlatırcasına atarak oturdu masaya..Göz göze gelmemeye çalışarak yediler yemeklerini sessizlik içinde..Kadın hissediyordu,fırtına öncesi sessizliği idi bu aslında…Adamın bu sakin kabullenişi hayra alamet değildi çünkü…..