bildirgec.org

kelebeklerozgurdur

11 yıl önce üye olmuş, 31 yazı yazmış. 2597 yorum yazmış.

Oğlan bizim , kız bizim

kelebeklerozgurdur | 13 October 2008 09:45

Kültür değerlerimizin önemli kısımlarından birini teşkil eden kına gecesi , peygamber efendimize kadar uzanan en eski islam adetlerimizden biridir.

Bu tören içindeki kimi uygulamalar, gelenek görenek ve adetler yörelere göre değişiklik gösterse de amaç, baba evinde son kez geceleyecek genç kız için yeni hayatına hem eğlenceli hem buruk bir şekilde yollanacağı bir veda gecesi olmasıdır.

Gelin olacak kız için baba evinden ayrıldıktan sonra gideceği her yer mesafe ne olursa olsun “gurbet” tir. Bu nedenle de kına gecelerinde yoğun olarak ayrılık ve gurbete dair şarkılar söylenir.

UnUt GiTsİn !!!

kelebeklerozgurdur | 07 October 2008 11:56

Kapıyı açar açmaz bir çift ağlamaktan kızarmış gözle karşılaştım. Aaa nooldu demeye kalmadan kollarıma atılıp hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı. Bi taraftan hüngürdüyor bi taraftan da ağzına geleni söylüyor.

Yok kızım erkek milleti değil mi, canları cehenneme. adam bi de ahlaktan mertlikten, dürüstlükten bahseder.e be terbiyesiz, e be şerefsizin hası, sende adamsın öyle mi !

Kızım anlatsana ne bu şiddet bu celal diyorum ııh nafile…

Kurulmuş makineli tüfek gibi saymaya devam ediyor, İnanamıyorum yaa, bana sevgilim, aşkım derken hayatına bir başkasını da dahil etmiş iyi mi? . Nasıl yapar ya nasıl. bende bunu bişey sandım, yurt dışında master yapıp bilmem kaç dili konuşmakla adam olunmuyomuş demek ki..Bir kadın biraz ilgi göstersin adamın gönlü anında o tarafa kayıyo, bir kaç ay önce de ufak çaplı bi kriz yaşadık geldi geçti. ama bu kadarını hiç ummuyordum doğrusu. Atı alan nice zaman önce üsküdarı geçmiş meğer, ben hala ayakta uyuyormuşum.Gel de ondan sonra bu erkek milletine güven!

Aman doktor, canım cicim doktor…

kelebeklerozgurdur | 26 September 2008 13:10

Kapıyı çalarken kalbim küt küt atıyor, ayaklarım titriyor. Biraz sonra yıllardır yaptırdığım rutin sağlık kontrollerinin birinden geçecek olmama rağmen, nedense her gelişimde aynı heyecanı yaşıyorum. İşten geleceğim için saat 18.00 sonrası randevumu onaylatamadığım hemşiresine çocukça bir şımarıklıkla “ doktoru bağlayın lütfen kendisi verir” diyerek neyse ki istediğim saati koparıyorum.

Kapıyı “O” açıyor her zamanki karizmatikliği ve yakışıklılığı ile karşımda. Bakışlarım hayranlıkla üzerinde dolaşırken “ Bir insan 15 yıl boyunca en ufak bir bir değişime uğramadan, nasıl bu kadar fit görünebilir” diye düşünmeden edemiyorum.

küçüktüm …

kelebeklerozgurdur | 03 September 2008 15:26

Küçüktüm,

Üşümekten burnum kıpkırmızı, yüzüm soğuğu hissetmez haldeydi. Annem yeni doğmuş kız kardeşimi bohça gibi sımsıkı sarmıştı.Dışardan bakan biri bu görüntüyü, “mayası tutsun” diye sıcak tutulmaya çalışılan yoğurt sanabilirdi.

Küçüktüm,

Ellerimde eldiven, başımda tepesi pomponlu kukuletam ile babamın gelmesini bekliyordum.Ahh babam nerde kalmıştın ? oysa elinde gaz bidonu ile gideli çok zaman olmuştu.Saati bilemiyordum, babam gittiğinde biz kahvaltı ediyoduk oysa şimdi karanlıktı.Annem akşam yemeği için çorba yapmaya koyulmuştu, demek ki çok saat geçmişti.
Derken kapı çaldı, yerimden ok gibi fırladım, yaşasııın! babam gelmişti, ısınabilecektik artık.
Annemin kapıyı açtığı andaki görüntüyü unutamam ; babam üzeri karla kaplı, bıyıkları buz tutmuş haldeydi. gözlerinin açık mı kapalı mı olduğu bile belli değildi.
Bezgin ve titrek bir sesle “bulamadım” dedi.Üzüntüsü sesine yansımıştı adeta.
Annemin “olsun napalım bu gece de battaniyenin altına gireriz” cümlesinin altında yatan hayal kırıklığını ise hissetmemek mümkün değildi…
Birden elini cebine sokup, gazete kağıdına sarılı küçük bir paket çıkardı babam. “gaz bulamadım, onlarca dükkan gezdim var denilen yere koşa koşa, düşe kalka gittim ama hiçbirinde yoktu.Olanlarda zaten satmıyor, kendilerine tanıdıklarına saklıyorlar belli ki.Son gittiğim bakkal akşama dek kapı kapı gezmekten yorgun düşmüş,zavallı halime acımış olmalı ki, istersen bu var diyerek elindeki paketi uzattı.Çaresiz aldım hemde değerinin beş katı paraya”Annem gazeteye sarılı ufak paketi özenle açtı, içinden çıkan şey her ne ise ise gözleri sevinçle parladı. “Allaha şükür, neyse ki balığı bu akşam yiyebileceğiz” diye mırıldanarak mutfağa yöneldi. Bende ne olduğunu anlamak için peşi sıra.

Okyanus gözlüme…

kelebeklerozgurdur | 05 August 2008 15:38

Yaşamımdaki en güzel şey seni kucağıma almaktı, gördüğüm en buyuk mucizeydin sen….

Bebek odasının camına gözlerimi dayayıp ağlayarak seni yıkamalarını, boyunu ölçüp tartmalarını, küçücük tulumunu saniyeler içinde giydirmelerini hayranlıkla izledim…

Seni hemşirenin elinden kapıp, annenin yanına çıkardım. Baban; yorgun gözleri kapıda, merakla seni bekleyen annenin yanına oturmuş saçlarını okşuyordu…

Seni onun kucağına bırakmadan, kulağına yavaşça “annen seni iyi ki doğurmuş” diye fısıldadım..

ah zaman, sende böyle yitip gidecekmiydin aşklarım gibi, daha dün gibi..

sihirli bir değnek olsa !

kelebeklerozgurdur | 25 July 2008 14:25

Çocukluğumu zamane çocukları ile kıyasladığımda “amma salakmışız” diyorum kendi kendime…

Şimdi hangi çocuk bu şakalaşmaları yapar ve komik bulur allahaşkına !

İşte aklımda kalanlardan bazıları;

– saatin kaç?harrrt diye kol ısırılır
eti kemik geçiyooo

– şişe desene
– şişekıkırdayarak
git duvara işeeee

– ne söylersem geneyim de tamam mı?
– Tamam
– Amerika
– Geneyim
– Almanya
– Geneyim
– Çin
– Geneyim
Çingeneeee, çingeneee

misafir ol gel bana, börekler açarım sana

kelebeklerozgurdur | 22 July 2008 12:40

Öz mutfağımızın yabancı mutfaklar karşısındaki yenilgisi gün geçtikçe tescilleniyor.Lezzet dünyamızda bildik ne kadar tat varsa yerini dürümcülere, hamburger, pizza, suşi ve benzerlerine terk ediyor.Hemcinslerim belki kızacak ama, çalışan bir kadın olmama rağmen bu zaman dek tembelliğin ve “zaman yok” bahanelerinin arkasına sığınıp evdeki hesabı fast fooda uydurmadım :))

bir buluşma ertesi

kelebeklerozgurdur | 18 July 2008 13:15

Önce yazdığımız sitedeki yorumlarla dikkatimi çekti. Kibar, sakin, esprili,hoşgörülü bir tavrı vardı herkese…Ardından posta kutularımıza mesajlar atmaya başladık . Kimsin, nesin, nerdensin ? cinsinden…
Yaşadığım semtte 25 yıl geçirdiğini öğrenince, onu daha da yakın hissettim kendime. Ve mail adresleri girdi devreye.
Dostluğundan keyif almaya başladığım bu kişiyle yüz yüze görüşmeyi arzu etmeme rağmen benim İstanbul onun Antalya’da yaşaması sebebi ile bu şimdilik mümkün görünmüyordu.
Derken İstanbul’a geleceği
müjdeli haberini aldım ve çok mutlu oldum, ancak onun geliş tarihi ile benim tatile çıkma tarihimin aynı döneme denk gelmesi tüm keyfimi kaçırdı.Yıllık izinlerimiz haftalar öncesinden belirlendiğinden değiştirme şansım yoktu. Bunu ona söylediğimde beni havalara uçuracak cevabını verdi. “Sorun değil, ben İstanbul’da uzun süre kalacağım görüşmemizi tatilden sonraya bırakabiliriz”

Tatilden geldiğimde ilk işim, ona mail atıp görüşeceğimiz zamanı ayarlamak oldu. Ve “o gün mü, bu gün mü, gece mi, gündüz mü, orası mı burası mı ?” olsun derken nihayet dün akşama randevulaştık. Akşamı zor ettim. Kendisinden bahsettiğim birkaç yakın arkadaşım bile bu heyecanıma şaşırdı. Buluşma yerine vardığımda onu 2 adım önümde oturmak için masa bakarken gördüm.Geldiğimi hissetmişcesine arkasını döndüğünde gözgöze geldik, ve gülümseyerek birbirimize bakıp sarıldık. Konu konuyu açtıkça birbirimiz hakkında daha fazla bilgi sahibi olduk, birbirimizi yakın hissedip özel hayatlarımızı deştik, dertleştik, güldük, şaşırdık, hafifi çekiştirip, ikimize farklı bilgiler veren hafif pinokyolarını kara listeye aldık:). Ve 3 saate yakın zamanımızın nasıl geçtiğini anlayamadık. (Selam gönderenlere burdan teşekkürlerimi yolluyorum)

vakit tamam, bu bir VEDA havasıdır …

kelebeklerozgurdur | 14 June 2008 18:36

9 ay 12 gün önce, aynı başlıktaki bir yazı ile başladım “HAFİF” hayatıma…kısa bir süreç gibi görünse de, ilk başladığım günlerde bebek bekleyen bir anne adayı varsayımı ile yola çıkarsak, bu zamanlarda onu dünyaya getirmiş olacaktım…

Bu güne dek beni eğlendiren, ağlatan, düşündüren, güldüren, öfkelendiren, merakta bırakan, bilgilendiren, şaşırtan, heyecanlandıran, gerginleştiren, sakinleştiren, mutlu eden, hüzne boğan binlerce yazı ve ahkam okudum.

Kendime yakın bulduklarım da oldu, uzağımda kalanlarda..Herkesi kafamda şekillendirmeye çalıştım bunca zamanda. Ama kimseyi diğerine
benzer bulmadım
.
Niceleri geldi, niceleri gitti, niceleri gelmekte…