bildirgec.org

karuma76

11 yıl önce üye olmuş, 36 yazı yazmış. 30 yorum yazmış.

Kıbrıs’ta Neler Oluyor-III

karuma76 | 18 July 2010 14:58

İşte son dakika haberi! artık KTHY Kıbrıs Türk Havayolları diye birşey yok. Herşeyiyle silindi. Fakat şu yapılalilirmiş. Öz Kıbrıs Türk Havayolları. Şey gibi: Hakiki Koç, Öz Hakiki Koç, En Öz Hakiki Koç…
Neyse biz konumuza devam edelim. Bu batma olayında ya da tam anlamıyla batırma olayında havayollarının yarısını satın alan şirketin parmağı olduğu çıktı ortaya. Kendileririni bataktan kurtarmak için Bizim havayollarını batırmışlar. Bu sayede KTHY’nin uçuş izinlerini de ele geçirmiş oldular. Bu arada ilgili şirketin birçok yere uçuş izninin olmadığını ve KTHY sayesinde bütün engelleri aştığını biliyor mudunuz? Anlayacağınız KKTC’nin milli bir kuruluşu olan KTHY üzerinde emelleri olan başka bir şirket tarafından batırıldı. Yine esas trajedi KTHY çalışanlarının bile şu an Rum tarafındaki Larnaka Havalimanından YUrt dışına uçması. Başkaları batırdı derken çalışanların hakkını yiyiyorum.Neyse batan battı. Gelelim diğer konuya.
Adanın Rumla birleşme çabaları. Malumunuz Rum tarafı AB üyesi oldu. Bizimkiler de Rumla birleştiklerinde AB’ye girme hayali kuruyorlar. Oysa Birleşme olduğunda Biz mi AB’ye gireceğiz yoksa Rum mu bize girecek bilmiyorlar. Tabii durum böyle olunca Ada ikiye bölünüyor. Birinci kısım Savaşı görmüş ve milliyetçiliğini kaybetmemiş sağcılar, ikinci kısım ise Türklerin adada işgalci olduğuna inanan, vatanı satmaya çalışan ve bunun için mitingler düzenleyen aşırı solcular. Tam solcu dememek lazım, Solculara ayıp olur. Menfaatçi desek daha iyi. Bu kesim genelde gençlerden özellikle de öğretmenler ve onların öne sürdüğü öğrencilerden oluşuyor. Okullarda Tarih kitapları bile değişti bir ara. Neredeyse Rum tarihine yakın bir tarih okutuldu.
Ve yeni hükümet. Top yine sağda. devletin başında sağ da olsa sol da golü yiyen hep halk oluyor ama bir türlü akıllanmıyor. Sonunda icraatler o kadar çok benziyor ki, sağımı solumu karıştırı oluyorum. Ada küçük olduğundan en göze çarpan şey Torpil. Her hükümet kendi yandaşlarını işe aldığı için (özellikle seçim dönemlerinde) kurumlar lüzumsuz işçi dolu. Sonra ağlayın Anavatan diye de gelsin paralar. Hatırlıyorum, Bir ay Türkiye para göndermedi ve maaşlar ödenmedi. Hayat felç oldu. Herkes ayağa kalktı. Bankalarda yığınlarca mevduat dururken herkes isyanı tercih etti. Grevler, mitingler, eylemler… Gören de paraları gasp edildi sanacak.
Yine bir dönem sırayla bir sürü banka battı. Bankayı batıran bir sürü kodaman paralarla birlikte sırra kadem bastı. Adaya bir bakın, göreceksiniz ki sadece 10 kişinin elinde. Zengin tabaka az ama malın büyüğü onlarda… Ve ben geçenlerde onların arasında Bir bankanıı seminerine katıldım. O bankalar dolusu paraya sahip zenginler Ekonomiyi düzeltmek için ellerini yine garibanın cebine attılar. Asgari ücret düşsün dediler. Oysa ceplerine giren paradan biraz kısmayı düşünseler. Adaya ilk geldiğim zaman alışverişe çıktığımda gelmeden önce aldığım kazağın aynısını burada da buldum ama küçük dilimi de yuttum. Tam 5 katı paraydı. Bir yuh çektim ki bağırmam Türkiye kıyılarına vurmuştur. Aynı kazak ve 5 katı para. Gümrük vergisini bahane olarak gösteren uyanık esnaf fiyatların üzerine koyuyor da koyuyor. Al alabilirsen. Bakın sonra ne oluyor? İnsanlar yaz tatilini fırsat bilerek alışverişlerini Türkiye’de yapıyor. Buraya kadar tamam. Bir de alışverişe Rum tarafına giden var. Onlar beni çileden çıkarıyor. Ekmeğini bile Rum tarafından alan vatan hainleri var. Ben de geçtim o tarafa ve geçer geçmez bir baş ağrısı başladı ve orada olduğum sürece devam etti. Anladım ki bu taraf bana göre değil. Zaten bizi orada hiç mi hiç sevmiyorlar…
Devam edecek.Çok yakında final var ve bitiyor.

BİR SANİYE

karuma76 | 16 July 2010 13:02

Ansızın uyandı. Ter içinde kalmıştı. Kötü bir rüya görmüştü herhalde. Ama bir türlü hatırlayamadı. Susamıştı. Yataktan kalkıp ışığı yaktı. Gözleri rahatsız olmuştu. Saate baktı. Geceyarısını biraz geçiyordu. Mutfağa gitmek istedi. Geçerken gözüne bir zarf takıldı. Anlaşılan biri gelmiş ve kapının altından mektup bırakıp gitmişti. Peki neden hiç zil sesi falan duymamıştı. Belki de zil hiç çalmamıştı. Zarfın üzeri boştu. İçini açtı. “Sevgilim,…” diye başlıyordu. Bir çırpıda mektubu okudu. Yüzü kızarmış ve titremeye başlamıştı. Hemen üzerini değişip evden çıktı. Merdivenleri uçarcasına iniyor, gözyaşlarına engel olamıyor, bağırmamak içinse kendini zor tutuyordu. Hemen ilk bulduğu taksiye atladı. Yüzü cama yapışmış öylece duruyordu. Telaşla taksiden inip kordon boyunca koştu. Tam da o tenha köşede, her zaman buluştukları köşede durdu. Etraf kalabalıktı. Çığlıklar atılıyor, insanlar anlamsız hareketlerle sağa sola savruluyordu. Hemen kalabalığın içine daldı ve onu yerde yatarken gördü. Etrafta savrulan barut kokusu, kan kokusu ve bir de sevgilinin güzel kokusuydu. Gelmeden bir saniye önce ölmüştü. Yıkıldı… Elinde sıkı sıkı tuttuğu mektubu buruşturuyordu. Avazı çıktığı kadar bağırmak istiyor ama sesi çıkmıyordu. Nefes almak istiyor, boğazı düğümleniyordu. Uzandı, yerde kanlar içinde yatan o güzellik abidesinin elini tuttu ve kendini bıraktı. Ağlıyordu…Gözlerini açık göremediği o son “bir saniye”ye ağlıyordu…
“Sevgilim,
Seni sevdiğimi ne zaman anladım biliyor musun? Seni ilk gördüğümde bir saniye olsun gözgöze geldiğimiz an. Beni sevdiğini ne zaman anladım biliyor musun? Her ayrılışımda elimi çekine çekine utanarak bir saniye olsun tuttuğun an!
Ama ben sonsuzluğu seçiyorum, sensizliği, yalnızlığı… Seni ilk buluştuğumuz yerde son “bir saniye” gözgöze gelmek için bekliyorum… ELVEDA…”

ALINYAZIMIZ

karuma76 | 16 July 2010 10:55

Sor bakalım gözlerime
Seni doyasıya seyretmiş mi?
Sor hadi ellerime
Ellerinin sıcaklığını hissetmiş mi?

Ne oldu?
Niye ağlıyorsun?
Ben mi istedim böle olmasını?
Ben mi aramadım bu sevginin arkasını?

Suçlusun, inkar etme!
Sen yaşattın bize bu ızdırabı
Hatta sen utandırdın karşımızda mehtabı.

Ağlama ne olur
Ağlama yeter
Suçlu da olsan
Yakışmıyor ağlamak sana
Sorun biz değiliz
Alınyazımız, anlasana…

BAZEN

karuma76 | 15 July 2010 13:43

Yaşadıklarım boşunaymış gibi geliyor bazen
Ağladıklarım, güldüklerim boşuna
Çektiklerim boşunaymış gibi geliyor bazen
Haykırdıklarım, anlattıklarım boşuna.

Bazen düşünüyorum kara kara
Ben kimim, ben neyim, neredeyim?
Bazense anlıyorum. Galiba…
Ben boşum, ben hiçim, acınacak haldeyim.

Aklıma ölüm geliyor bazen
Bazense aklım duruyor, unutuyorum.
Tek kurtuluş ölüm diyorum bazen
Bazense yaşamak ağır geliyor, ağlıyorum.

Tek bazeni olmayan sevgilim var.
Ona kurduğum cümleler bazenle başlamıyor.
Ona duyduğum sevgiler bazenle bitmiyor.
Tek bazeni olmayan sevgilim var, SENİ SEVİYORUM.

Kıbrıs’ta Neler Oluyor?-II

karuma76 | 14 July 2010 10:49

Bu aralar ada çok sıcak.Heryer, herşey, insanlar kavruluyor. Bu yüzden olsa gerek(!), insanlar burada 14.00-16.00 saatleri arası uyur. Hem de her yaştan, herkes…
Uyuyan bir devletin, uyulmayan kuralları! Avuç içi kadar bir adada, orana vurursak neredeyse Türkiye’de olandan fazla Trafik kazası oluyor. Neden araçların çokluğundan… Herkesin evinde en az iki, çoğunda da 3 araç var. İş arabası, Eş arabası, gezmek için araba, bayramlık araba falan. Burada herşey modadan ibaret. Düşünün ki yeni bir araba aldınız. Bir süre sonra yeni bi modeli geldi. Burada anında araba değiştirilir. Onun çocuğu şu okula gidiyor benimki de gitsin. Onun çocuğu keman dersi alıyor benimki de alsın. Bir sürü gereksiz moda ve gereksiz yarış. İki kardeş sırf bu yüzden birbirine giriyor. İki aile düğün günü nikahı iptal ediyor hem de ailelerden biri diğer aileden daha fazla çikolata yedi diye. Sanki çikolata kutusu suçluymuş gibi havuza fırlatılıyor. Ve en tirajı komik kısım. Bir sonraki gün adanın en tirajlı gazetesinde bir ilan: “Ben bilmem kimin oğlu bilmem kim, bilmem kimin kızı bilmem kimle hiçbir bağlantım kalmadığını tüm sevdiklerime duyururum.” Nokta…
Evet! Bu adada insanlar biraz garip. Neye inandıklarını, ne için yaşadıklarını bilmiyorlar. Ama kesinlikle kendileri için yaşıyorlar. Burada yaşayan herkes kendi cebine girecek paraya bakar ve öyle yaşar. KTHY niçin battı sanıyorsunuz? Eğitim nasıl böyle dibe vurdu? Neden Adanın marka olan ürünleri teker teker tarih oluyor?
Bu yazımda şu an gündemde yer eden KTHY konusunu ele alacağım. KTHY nasıl battı? Aslında “Battı mı batırıldı mı?” diye sorsak daha doğru olur.
İki-üç haftalık bir olay bu. Çok taze ve çok güncel. Tabii yine sade vatandaş gözüyle anlatacağım. Biri çıkıp itiraz ederse bunu dikkate alsın. Zira benim gözümde bu şekilde yer etmiş demektir. İki-üç hafta önce herşey dedikodularla başladı ki, bu adanın en ünlü eylemi dedikodudur. Anında haber yayılır. Kısa zamanda duymayan kalmaz adada. Hatta medya bile haber doğrulanmadan ilk baskıya verir. Sonra seyreyle gümbürtüyü. Hemen yer yerinden oynar, ortalık bir anda karışır. İlk olarak çalışanlar eylem yapmaya başlar. Batan bir geminin tabanına eylem yaparak bir delik de onlar açar. Sonra bu bir avuç insandan çıkan ses bir anda bütün adaya yayılır. Hemen toplu grevler, mitingler başlar. Çoluk çocuk herkes yollara dökülür. Çoğuna sorun orada niçin bulunduğunu bile bilmez. Ama hep bir kalabalık oluşur. Peki bu batış hikayesinin nedeni nedir? .Şimdi içi su ile dolu bir kova düşünün ve biraz yükseğe asılı. Altında da bir sürü insan. İçlerinde suya ihtiyacı olan da var olmayan da. Fakat herkes eline bir çivi alıp kovayı deliyor. İşte şimdi o kova (KTHY) bomboş. Firma çalışanlarının bazılarının ömür boyu ücretsiz bilet hakkı, bazılarının 5-6 bilet hakkı ve bazılarının da tek bilet hakkı olduğunu biliyor muydunuz? Aslında çalışanlar kendi kazdıkları kuyuya kendilerini ittiler. Şimdi gelin bakın meydanlarda “KTHY batmadı batmayacak.” naraları atıyorlar. Oysa çoktan infaz gerçekleşti ve artık KTHY diye bir havayolu şirketi, yavruvatanın bayrağını üzerinde taşıyan bir şirket yok. Devam edecek….

Kıbrıs’ta Neler Oluyor?

karuma76 | 13 July 2010 16:35

Adada yaşamak nasıldır bilen var mı? Tabii ki bilir herkes ya da tahmin eder az çok. Ama bu adanın adı Kıbrıs olunca işler değişir değil mi? Diğer adalardan çok farklı, yavruvatan deriz hep. Merak edip dururuz neler oluyor orada diye. Bazılarımız iyi şeyler bilir hakkında, bazılarımız da hiç iyi konuşmaz ada ve orada yaşayanlar hakkında. Neden? Bileniniz var mı? Yok elbette! Ama ben biliyorum ya da öğrendim demeliyim. Temmuz 1999 du adaya geldiğimde. Kavurucu bir sıcağın içine indim. Pistin üzerinde menemen pişerdi herhalde. Eyvah! dedim ve ilk uçakla geri dönmeyi düşündüm. Sonra uçağa arkamı döndüm ve yürüdüm. Neye yürüyordum, beni neler bekliyordu hiçbir fikrim yoktu. Çünkü ilkleri yaşıyordum bu adada. İlk defa uçağa bindim ve ilk defa adaya indim. Bu arada evliyim ve iki tane çocuğum var. Anlayacağınız üzere ev, iş ,bebiş hepsi burada. Evet doğru, burada bulunma sebebim eşimdi. Kıbrıslı biriyle evleneceğim aklımın ucundan bile geçmezdi. Neyse asıl hikaye ben değilim. Asıl olan benim burada görüp de sizin göremedikleriniz. Gazeteleri okusanız, haberleri dinleseniz bu anlatacaklarımı hayatta bulamazsınız. Çünkü bunları anlamak için önce Türkiye’de yaşamak, sonra da burada bir müddet kalmak gerekiyor. Haa.. Bir de sade bir vatandaş olmak şart. Mesela çarpıcı birkaç cümleyle başlayayım. Ben bu adaya sonradan gelmiş olmama rağmen buradaki birçok vatandaştan daha milliyetçiyim ve bu vatanı (yavruvatan) birçok vataşdaştan daha fazla savunuyorum.Kıbrıs’ta Rumlarla yapılmaya çalışılan anlaşmayı nlatırken bu bölümü daha iyi anlayacaksınız. Emin olun ki, birçok vatandaştan daha çok resmi daire biliyorum.
Burada akşam saat 7′ de sanki adanın şalteri indirilmiş gibi sokaklarda kimse kalmıyor. Hele kış aylarında bu saat daha da erkenlere çekiliyor. Yani burada yaşam sıfır. İnsanlar birbirine yatılı kalmaya gitmez. Misafirlikleri de bir saatten fazla sürmez. Tabii bunlar yaşantılarla ilgili. Esas gündem bu aralar değişti. Neden mi çünkü hükümet yeni değişti. Böylelikle neredeyse herşey tekrar ve kökten değişti. Esas anlatacaklarım işte bu son durum ve bu duruma nasıl gelindiği. Fakat benden bürokratik şeyler duymayacaksınız. Halk dilinde, halkın ağzından kendi yorum ve çift taraflı kültürümü de katarak size olanları tüm açıklığıyla anlatacağım.
Herşey bu adayı kurtarmak için verilen binlerce şehitle başladı ama o şehitlerin kardeşleri yani şu an burada olup vatani görevini yapan Türkiye’den gelen askerler burada yaşayanlar tarafından sevilmiyor. Hatta adayı terketmeleri isteniyor. Neden? Çünkü olası bir anlaşmaya engel oldukları için. Onlar olmasaydı aslında anlaşmaya hiç gerek kalmayacaktı. Çünkü o zaman KKTC diye dir devlet hiç varolmayacaktı! Şimdi gelin görün bir tanesi bile o şehitlikleri ziyaret etmiyor. Bu işin en trajik bölümü benim için. Ayrıca vatandaş olarak da sevmiyorlar Türkiye’den gelenleri. Oysa burada yapılan işlerin büyük bir çoğunluğunu Türkiye’den gelen işçiler yapıyor. Burada herkes Devlet işi dediğimiz kamu görevlisi olma derdinde. Devlet işine girmedikçe diğerlerini işten saymıyorlar. Örneğin burada KKTC vatandaşı bir amele (çok afedersiniz) bulmak zor. Tabii ben hariç. Çünkü 2004 yılından beri ben de vatandaşım. Aslında daha anlatılacak o kadar mesele var. Ama sırayla…
KTHY battı. Neden?Eğitim burada dibe vurdu. Neden? 34 tane sendika tek vücut olup greve gitti. Ama neden? Yoksa ters giden birşeyler mi var? Son bir aydır herşey altüst. Bunun sebebi kötü yönetim mi yoksa vatandaştan yöneticiye herkes mi suçlu? Daha bilmediğiniz ve merak ettiğiniz birçok konu için kalemi elime klavyeyi önüme aldım. Yazımın ikinci bölümü için bekleyin.