bildirgec.org

kadirgunay

13 yıl önce üye olmuş, 37 yazı yazmış. 170 yorum yazmış.

Acılı Adana ve Kağıt Helva

kadirgunay | 20 August 2007 13:58

dün gece dıdısının dıdısı olan birisi ile konuşurken konu birden kaç kardeşsin olayına intikal etti. klasik aile soruları ve cevapları beklerken birden afalladım. kendisinden hiç beklemediğim bir yaklaşım ile abla bana “ailenin en büyük çocuğu aslında ailenin acemiliğine denk gelmiştir, bu yüzdendir ki onlar biraz daha bastırılmış duygular içine girmişlerdir…” dedi. ben olayın bu yüzüne hiç öpücük atmamıştım daha önce. üzerinden biraz düşündüm ve gerçekten ailenin büyük çocukları üzerinde eskiden kalma hep bir acı hep bir iz hep bir küçük emrah modeli vardı. belki isteyerek belki istemeyerek. ama büyük çocuklar abiler ablalar hep ailelerin kötü zamanlarına, parasız durumlarına denk gelmiş ve bu durum hiç düzelmemiştir.

Karanlık Odadan Mektuplar 2

kadirgunay | 16 August 2007 09:35

Kalıplaşmış hayatın ortasında geçmiş yaşamların kıyısında bulunuyorum. Geçmişimin batısında geleceğin doğusundayım istemeden. Yaşam ile ölüm çizgisi üzerinde gelecek ile geçmiş kavramlarının henüz olmadığı bir zaman dilimi burası. Ne yakın geçmiş ne de yakın gelecek var anlatımlarda. Hiç denilen basit bir nesne tanımı ile şey dediğimiz anlatım bozukluğu gibiyim. İstemeden gelişmiş olaylar dizisi var bende ve de hiçbir zaman yaşamak istemeyeceğim hikayelerim var elimde üçüncü bir kişi olarak…
Varsayılan bir kavram aslında herkesin bildiği gördüğü ama bir türlü çözmeye yanaşmadığı bir kavram. Hatalarım sorgularım var. Yanlışlarım üzerinde oynanmış küçük kalem darbeleri. Her üç yanlışım bir doğrumu götürmüş bu tekdüze hayatta. Bir insan var yakınlarımda konuştuğum ama anlatamadığım derdimi. Bir insan topluluğu var karşımda beni anlarken benim onları bıraktığım. Bir aile var uzakta soyut ve somut her şeyim ile beni bekleyen ve bir ben varım asla ne kendimi ne karşıdaki insanları anlayamayan…
Kendimi anlamadan insanları anlamaya çalıştım her defasında ve başarısız oldum. Anlamadan sevmeye kalktım yine yarı yolda kaldım. Her bir başarısızlık ilerisi için bir başarıdır deseler de benim her başarısızlığım ilerisi için hep sorun oldu. Ve bir gün tamam dedim anlamak için kendimi verdim. Bu sefer de anlayacak insan kalmadı çevremde. Artık günlük yaşıyorum hayatı. Bakıyorum gün sonunda eğer hala gözlerim açık ve başımı koyabildiysem yastığıma ve benim için yanan varsa bir sigara gerisi yalan olmalı…
Ve yine sabah kalktığımda değilsem başka bir mekanda bugünün zorlu sınavı başladı diyorum kendime gülerek… Aynaya gidip bakmıyorum. Elimi yüzümü yıkarken söylenmiyorum. Hayata artık gülemiyorum… Zorlanıyorum çünkü gülebileceğim bir durum kalmadı diyorum.
Yaşananlar yaşanacakların teminatı olmamalı gelecek geçmişin gölgesinde kurulmamalı… Sen de kendin için hep iyi olanı yapmalısın;
“Yalnız olduğunu unutmadan yaşamalısın…”

Kültürel İşkence

kadirgunay | 14 August 2007 13:43

Örf ve adetlerine düşkün olduğumuz her halimizden belli olan bir milletin aslında. Hoş onların bazıları olmasa birlik ve beraberliğimiz konusunda bazı şüphelerimiz olmuyor değil. Ama bugünkü olay biraz farklı… Her zaman ki gibi akşam saatleri ve yine evimde sigaramı yakmış, kahvemi almış uzun zamandır izlemek istediğim “The Birds – Kuşlar” isimli BBC yapımı belgeseli izlemek üzere odamda tam tesisat ayarlanmış şekilde bulunmaktaydım. Fakat ne varki apartmanların bile 20 metre aralıkla yapıldığı, çok küçük olmasa da küçük bir sokakta bulunan evim birinci katta… Sokakta konuşalan hemen hemen herşeyi duyabildiğim gibi biraz başımı kaldırmamla beraber konuşma içerisinde olan insanları da görebiliyorum. İşte tam herşey hazır belgesel aksiyonuna başlayacağım sırada sokaktan kopan gelen ve kulaklarımın içine bir çığlık gibi yerleşen o elektro gitar sesi ile bütün dünyam değişti. Tüm planlarım altüstü oldu ve aklım yerinden kaçtı. Sebep düğüne hazırlık olan kına gecesi denilen eylemin sokak versiyonu…

İpler Geriliyor!

kadirgunay | 14 August 2007 11:14

22 Temmuz seçimlerini büyük bir galibiyet ile atlatan AKP’ de ipler geriliyor. TBMM başkanlığına getirilen Köksal Toptan için muhalefete bir jest yapıldı söylentileri almış başını gidiyor. Aslına bakarsanız jest falan da değil. Köksal Toptan yaptığı işler ve kişiliği ile tanınmış ve sevilen bir simaydı. Hem millete yakın hem de milletvekillerine…
Son günlerin en tartışmalı sorusu şu: Gül adaylıktan çekilecek mi? Herkes bu soruyu soruyor kimilerine göre Gül köşke çıkmalı kimilerine göre Dışişleri Bakanı olarak kalmalı. Gül’ ün Cumhurbaşkanı olması ülkede büyük bir kaos yaratacağının habercisi aslında. Bildiğiniz gibi seçimler öncesinde bütün kılıçlar çekilmiş ve TSK “Bu cenaze bu bacadan çıkmaz” demişti. Bunun üzerine Başbakan Erdoğan, Yaşar Büyükanıt ile görüşerek ortamı biraz yumuşatmıştı. Fakat şimdilerde bu sorun yeniden patlak verdi. Erdoğan Gül’ e adaylıktan çekilmesi gerektiğini söylemesine karşın Gül halen sözlü ve yazılı bir basın açıklaması yapmadı. Bu durum da AKP’ de iplerin gerildiğini gösteriyor. Toplanacak olan AKP MYK’ da Gül’ ün adaylıktan çekilmesi için baskıların yapılacağı ve onun yerine eşi türbansız bir kişinin Çankaya’ ya çıkarılması kararlaştırılacak.

Ne diyelim “Kendimiz Ettik Kendimi Buluyoruz…”

Karanlık Odadan Mektuplar 3

kadirgunay | 13 August 2007 15:50

Sırlarımın sessizliğine giden yolda
Usulca dökülen gözyaşlarımın tadına vardım
Kıyamet gibi çekilen her acının
Verilen her değerin anlamsızlaştığını anladım
Kurulan cümlelerin aslında çalıntı olduğu
Kuranlarınsa hiç olduğu kanısına vardım
Verilmiş yeminler, sözler, ve gelecek kaygısı
Utanılacak eylemler, olgusuz düşünceler ve insanoğlu
Tutulacak ellerin kalmadığı bir vatan burası
Sevilecek insanların olmadığı, sevenlerin keriz sayıldığı
Değer yargılarının yalanlarla yıkandığı bir yer
Küçük hatta mini minicik tatlı yalanların bile abartıldığı bir yer
Bu dünya hayatı değil, bu ölümden sonraki zaman hiç değil
Şimdi biz sevdik de ne oldu?

Karanlık Odadan Mektuplar 4

kadirgunay | 04 August 2007 16:42

Oldurulmayan sevgilerin her bir sonrasına ihaneti gibi, yakılmış tüm ağıtların hediyesi bu sözcükler. Senin gidişlerinde yalnız kalan ruhun senden sonrasına alışması için geçen bir süreç. Tadı değişik, kokusu değişik, davranışları değişik…
Aç susuz geçen günlerin sonunda bulunmuş, kurumaya ramak kala nemlenmiş ağaç kökleri gibi. Aşık olmak değişik bir kimya içine girmekmiş. Dünyayı olduğundan daha farklı kabul etmek, hayatı sorgusuz sualsiz yaşamak. Doğacak yaraların vereceği acıları önceden kabul etmek ve sonunda sessizce başını öne eğip beklemekmiş. Sabahları kalktığında aldığın nefesin tadı daha önce hiç tatmadığın bir içki gibi. Bitirmek için çabaladığın ve sonunda keşke dediğin bir çift söz aslında.