bildirgec.org

guddicini

11 yıl önce üye olmuş, 53 yazı yazmış. 404 yorum yazmış.

DOĞMAK

guddicini | 25 April 2007 13:53

Bazı şeyler de teknoloji aldı başını gidiyor.Ama bir bebeğin doğuşunda acaba ne kadar yol kat ettik.Tarlada,mağarada doğan bebeklerimiz az değil.Okulunu okumamış,eğitimini almamış köy ebeleri sayesinde,ilkel yöntemlerden dolayı hayata merhaba demeden göçüp giden bebelerimiz.Düşünüyorumda bizler gerçekten çok şanslıyız.Şimdilerde normal doğumu ?Sezaryanmı ? tabiki sezaryan ön planda nerdeyse normal doğumda kalmayacak.Ama ben bu videoyu izledikten sonra acaba hangisi diyorum

17 AĞUSTOS 1999

guddicini | 15 April 2007 19:57

17 ağustos 1999 evet bu tarih hepimize Adapazarı,Gölcük,Yalova,Çınarcık,İzmit ve az hasarla atlatan İstanbul depremi.Aradan kocaman 7 yıl geçmesine rağmen hala içimizdeki o korku geçmedi.Bir kaç arkadaş bir araya geldiğimiz zaman hala deprem muhabetleri yapıyoruz.Aslında benim demek istediğim devletimiz deprem gerçeğini bilmesine rağmen,her ne hikmetse halkını bilinçlendirmeyi pek uygun görmüyor,TRT televizyonun da aslında depremle ilgili her gün yarım saat veya haftada bir saat halkını aydınlatsa.Çünkü biliyoruz ki deprem öldürmüyor,bunu japonya’daki depremlerden biliyoruz.Japonlar nasıl okul çağında öğreniyorlar,bizede öğretilsin gerçi ben internetten araştırıyorum belki siz arkadaşlarda yararlanırsınız diye düşündüm.Hatta günlük depremleri buradan gore bilirsiniz

ERKEN UYARI

guddicini | 13 March 2007 21:24

İstanbul deprem riski altında.Ama bu okuduğum haber yüreğime su serpti.Depremi önceden bilecektik”Erken uyarı sisteminde şu anda bilim adamları sinyalin gelmesini sağlamış durumda. Ama sinyal alındıktan sonra ne olacak? Bu konu hala karar organlarının düşünmesi, karar vermesi, ‘Sorumluluğunu kim taşıyacak?’

GÜMÜŞ YILINI BURADA KUTLAYACAĞIM.

guddicini | 10 March 2007 13:56

Tüm eleştirilerinize rağmen,araştırıyorum,öğreniyorum gereken neyse yapmaya çalışıyorum.Bekli kafalarında soru işareti olanlara, yararı olur .Birlikte öğrenip,birlikte büyüyelim istiyorum.25 yıl sonra gümüş yılımızı burda kutlamayı düşlüyorum.Çünkü altın yılını kutlayanları örnek alacağım. Düşünsenize zaman içinde her türlü oyun ortadan kalkıyor ve sadece sen ve o kalıyorsunuz. Ve bu sizi mutlu edebiliyor ve o sonsuz sevgi ile birbirinize bakıyorsunuz. Çünkü zaman içinde O Sen’leşiyor, Sen de O’nlaşıyorsun.İnadım inat Sevgi iki yarım insanı bir bütün yapmaz. Sevgi iki bütün insan arasında gerçekleşir. Bütün insan olmak ne demek? Partnerinden sana sunmasını beklediğin özelliklere kendinin sahip olmasıdır. Hiçbir insan bu dünyaya bir başkasını mutlu etmek göreviyle gelmiyor. Her insan bir ilişkiye o kişiyle mutlu olacağına inandığı için girer. Başka insanı mutlu etmenin en etkin yolu kişinin kendisinin mutlu olmasıdır. Mutlu insanın yanında olmaktan kim mutlu olmaz ki.
Her sabah uyandığımızda birbirimizi öpüyor ve birbirimize güzel şeyler söyleyerek sarılıyoruz. Güne enerjiyle başlıyoruz.
Birlikte çok gülüyoruz. İki çocuk gibi eğleniyoruz ve espriler patlatıyoruz. Bu hayatımızı eğlenceli kılıyor.
Birbirimizi hayatımızın en öncelikli olanı yapıyoruz ve ilişkimize özen gösteriyoruz.
Birbirimize bağlıyız, bağımlı değiliz. İkimiz de kendimizi ilişki içinde özgür hissediyoruz. Sevginin ancak özgürlük içinde geliştiğini biliyoruz.
Birbirimize ihtiyaç duymuyoruz, ama birlikte olmaktan müthiş keyif alıyoruz.
Birbirimiz için bazen anne/baba, bazen iki yetişkin, bazen iki çocuk oluyoruz. O an hangi iç benliğimizin arzuları ve talepleri ön plandaysa.
Evde ikimizin de belli görevleri yok. Çamaşır, bulaşık vs gibi işleri kimin eli değerse o yapıyor. Evimizde kadın işi- erkek işi ayrımı yok.
Hayatın her boyutunu eşitlik içinde paylaşıyoruz.
Her gün yeni şeyler öğreniyor ve birbirimize öğretiyoruz.
Birbirimizin başarılarından kendi başarımız gibi mutlu oluyoruz.
Arada bir kavga ediyoruz, sonra da çok uzatmadan barışmanın keyfini çıkarıyoruz.
Birbirimizin farklılıklarına saygı gösteriyoruz. Tıpatıp aynı olsak çok sıkıcı olurdu.
Birbirimize sıkça sürprizler hazırlıyoruz. Sürprizlerin yaratıcı olmasına özen gösteriyoruz. Hayatımıza heyecan kattığı için ilişkimizin monotonlaşması mümkün olmuyor.
Olayları birbirimizin gözünden görmeye çalışıyoruz. Birbirimizin en iyi dostuyuz.
Sevdiğimiz işi yapıyoruz. Verdiğimiz eğitimler bizi de sürekli geliştiriyor. Yaşamı ve kendimizi sürekli keşfetmek için yaşam boyu öğrenen olmaya kararlıyız.

Herkese Günaydın!!

guddicini | 08 March 2007 11:57

Bu gün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü.Ama işin aslı,8 Mart 1908 yılında Amerikalı kadın işçiler, erkeklerle eşit ücret ve doğum izni için kendilerini fabrikaya kilitlemişlerdi ve içeride çıkan yangınla 129 kadın yaşamını yitirmişti. O sebeple, çalışan kadınların kazandıkları hakları kutlama günüdür 8 Mart.Yani aslında Dünya Emekçi Kadınlar Günüdür; tam da bizim günümüzdür.Kulağımıza yapışmış telefonla, onca iş yükü ve strese rağmen rujumuzu sürüp gülümseyebildiğimiz için, ince topuklu pabuçlar üzerinde günde en az 10 saat koşturabildiğimiz için, hem işimize, hem eşimize hem de evimize ilgi gösterebildiğimiz için,ekonomik bağımsızlığa önem verdiğimiz ama paylaşmayı unutmadığımız için,2 aylık bebeğimizi sütten kesilmeden evde bırakıp iş gelebilme metanetini gösterebildiğimiz için bugün bizim günümüz.

EVET EVET EVET!!!

guddicini | 08 March 2007 11:24

Bugün hava çok güzel eh… bir de yeni evli olunca hayata bakış açınızda daha farklı oluyor.Hayata pembe gözlüklerle bakıyoruz,benim artı bir özelliğim hayata pozitif bakmam.Fazla olumsuzluklarım yok.Çok şeker, çok sevdiğim bir eşim var.Evliliğimizin temelini sağlam attığımızı düşünüyorum 7 yıl dile kolay birlikte büyüdük,birlikte olgunlaştık,zorlukları birlikte aştık.inşallah örnek bir evliliğim olur.Bizide tecrübelerinizi paylaşarak olgunlaştıra bilirsiniz.Özellikle uzun evlikleri olan arkadaşlar evliliğin püf noktalarını anlatırlarsa sevinirim.Bir çok sitede okuduğum yazılar hiç de iç açıcı değil.Eşine ihanet edenler adına söylüyorum.EVET derken sadece eşimizi değil orda mutluluğumuzu paylaşmamıza ortak olmuş insanları da kandırmış olmuyormuyuz?Ya evet dememeli yada hakkını vermeliyiz.EVET kelimesini söyleye bilmek için 7 yıl düşündük. Bize şahitlik eden misafirlerimizi asla yanıltmayı düşünmüyoruz.