bildirgec.org

Galanthus

11 yıl önce üye olmuş, 56 yazı yazmış. 3733 yorum yazmış.

Küstüm , oynamıyorum…

Galanthus | 18 February 2009 13:16

Bugün(18.02.2009) Ahmet Altan’ın taraftaki köşe yazısını okuduktan sonra, bir sessizlik çöktü üzerime. Kimseyle konuşmak istemiyorum, telefonlar çalmasın, insanlar halimi hatırımı sormasınlar, yalancı gülücüklere değil sahicilere bile tahammülüm yok…
Çünkü ben küstüm, oynamıyorum…
Kabullenemiyorum…

Tamam, kabul ediyorum, o çocukların bir çoğu zehirleniyorlar, bir çoğunun annesi, babası , bir abisi, komşusu, ya da vs si, onlara bir şeyler anlatıyor. Kafalarını dolduruyorlar. Tamam, o çocuklar yanlış bir şey yapıyorlar. Tamam, asıl onları dolduranlarda suç , onları kullananlarda. Ama içimdeki ses bas bas bağırıyor, ben susarken! Bunun başka bir çözümü olmalı!

Uçurtma Avcısı

Galanthus | 16 February 2009 09:09

The Kite Runner, Türkçemize Uçurtma Avcısı adıyla çevrildi ve ilk basımı Everest Yayınları tarafından Mayıs 2004’te basıldı.

Khaled Hosseini

Yazar, Khaled Hosseini Kabil, Afganistan’da 1965 yılında doğdu.Babası diplomat, annesi ise Farsça ve Tarih öğretmeni olan yazar 1976’da babasının görevi dolayısıyla Paris’e taşındı. 1980’de ülkelerine geri dönmeyi düşünen aile ülkelerindeki iç karışıklık ve Sovyet birliklerinin işgali ile yurtlarına dönmekten vazgeçer ve ABD den siyasi sığınma hakkı talep ederek oraya yerleşirler. Hala Güney California’da yaşayan yazar , doktorluk mesleğini de devam ettirmektedir. Uçurtma Avcısı ise kendisinin ilk kitabıdır. Bunun haricinde yazarın yine Afganistan’da geçen “Bin Muhteşem Güneş” adında ikinci bir eseri daha bulunmaktadır.

Irk ve Gurur

Galanthus | 13 February 2009 18:06

Başlangıcının ne zaman olduğunu bilmiyorum ama bizlerin yıllardır yaptığı bir şey var; başka ırklara özenmek, hadi biraz daha yumuşatılmışını söyleyeyim imrenmek. Peki, neden bu kadar imreniyoruz? Neden sahip olduklarımıza sahip çıkmak yerine sürekli ve sürekli, hep başka ırkların, milletlerin özelliklerinin bizde olmasını istiyoruz? Ya da özenmek istemediğimiz milletler, kültürler var mı?

Tabi yanlış anlaşılmasın; tüm ırklara özenmek gibi bir durum söz konusu değil, bizim özendiğimiz hep malum Avrupa ülkeleri. Haklarını yememek lazım, gerçekten güzel bir sistem geliştirmişler, düzenli bir şekilde yaşıyorlar, insan haklarını biliyorlar ve insanlarına bizim insanlarımıza verdiğimiz değerden kat be kat üstün değer veriyorlar. Bunlar gerçekten ister istemez insanı cezbeden şeyler ama şöyle bir durum var ki biz onların gelişmişliklerinden, teknolojilerinden, sistemlerinde farklı bir şeylere imreniyoruz. Ne zaman biri Fransız kızlarına benziyorsunuz, tarzınız onları andırıyor derse ya da ne zaman biri İngilizler gibi gözüküyorsunuz derse sevinirim. Ama iş biri gözlerin İranlıların gözlerine benziyor derse değişir! Çünkü İran tu kakadır. Kızları karadır, beyazlamak için kremler kullanmak zorundadırlar.

ABD’de 9 yaşında bir velet…

Galanthus | 13 February 2009 09:42

Tüm yazarlar ve insanlar ne olursa olsun konu olarak ortak bir payda da buluşurlar hep.O konu kadın erkek ilişkileridir. Önce Adem sonra Havva yaratıldığında böyle bir mesele gündem de yoktu elbet, ama sonra topluluktaki kadınların ve erkeklerin sayısının artmasıyla birlikte kadınlar erkekleri , erkekler kadınları anlamaya çalıştı ve tabi ki yazarlar her iki tarafı da anlamaya çalıştı. Ne gariptir ki benim fikrime göre ortada kat edilmiş bir arpa boyu yol bile yok.İki cins sürekli olarak birbirlerini anlamaya hatta birbirlerine benzeyerek aradaki anlaşmazlıkları ortadan kaldırmaya çalışıyor.Malesef anlama çabaları sonuçsuz kalıyor. Benzeyerek anlama çalışmaları ise ortaya amazon tipli çalışan kadınlıklarını unutmuş kadınlar ve de fazla yumuşamış erkekler çıkardı ortaya… Aslına bakarsanız bu iki yeni türde genelde pek sevilen,aranılan türler arasına giremiyor…Erkeklere sorsanız sürekli bir “kadın gibi kadın” arayışı içindeler; evinde otursun , yemek yapmayı , ev işlerini, ingiliz dikişi dikmeyi bilsin , aynı zamanda çalışabilsin, para kazansın , evin ekonomisine destek olsun. Bunları bilmek -yapabilir olmak- yetmez her daim uygulansın istiyorlar aynı zamanda. Kadınlara sorsanız ise onlar da “erkek gibi” erkekler istiyorlar ; maço olmasın, kesinlikle şiddet uygulamasın, sadece ne istediğini bilsin, kırmadan dökmeden yöneticiliğini göstersin, evinin reisi olurken kadınını ezmesin , gururunu incitmesin… Bulunur mu bilinmez ama herkes bir arayış içinde.

Yahudi Efendi

Galanthus | 05 February 2009 14:02

Sayın Toksöz B. Karasu’nun kaleme almış olduğu Yahudi Efendi, Everest Yayınlarından ilk basımı 2006 yılında basıldı , daha sonra cep boy kitaplar furyasına bu eser de katılarak 2008 Eylül ayında cep boy olarak 2. basımını yaptı ve o zamandan beri kitaplığımda sırasını bekliyor okunmam için.

Nihayet kendisini okumaya fırsat bulduğumda bu kadar geç kaldığım için üzüldüm. Tarih romanı sevenler ve özellikle Osmanlı Çöküş Dönemi hakkında okumayı sevenler için kaçırılmaması gereken bir kitap. O dönemin yaşayış tarzına ayna tutulabiliyor. Duyarlı yazarımızın kitabın başında yazılanların gerçek olduğunu belirtmesi de ayrıca sevindirici bir unsur. Tarih romanları çoğu tarihe ilgi duyanlar için hassas bir konu,genelde yazılanların ne kadarı kurgu , ne kadarı gerçek sorusunu oluşturduğu için , bu ayırımı yapmamızı engellediğini düşünüyorum . O yüzden bence böyle bir ibare yerinde olmuş.