bildirgec.org

Galanthus

11 yıl önce üye olmuş, 56 yazı yazmış. 3732 yorum yazmış.

Hediye Mevzusu

Galanthus | 16 March 2009 13:58

Oldum olasıbaşkasına hediye almak zorlamıştır beni. Bir çok nedeni var tabi; bunlardan birisi hediye almaya gitmişken kime hediye alacağımı şaşırman. Hediye alınacak kişiyi unutup kendim için alışveriş yapmam, ya da kendimi ödüllendirmek için bir neden bulup , ilk beğendiğim şeyi kendime hediye etmem olabilir. Başka bir neden ise , hediye alacağım kişinin zevklerini, ihtiyaçlarını unutup, kendi zevkime göre o kişiye hediye almam olabilir. Ya da daha başka bir sebep ise biri bana bunu alsın,bunu istiyorum diye ortalıklarda dolanmam olabilir…E düşünün çevremdekilerin halini!

Hastane Derdi

Galanthus | 14 March 2009 15:02

Bu yazı kesinlikle gerçektir, kesinlikle kurmaca değildir. Belki dertleşmek istiyorum belki şikayet etmek istiyorum ya da ne yapacağımı şaşırdım bende bilmiyorum…

Annem rahatsız bu aralar, ciddi birşey değil belki de ama ellerini kullanamıyor şu anda. Felç değil, ama kilitlenme var, taş gibi kaskatı elleri, ve çok acıyo canı…Teşhis doktorlarımızın süper becerikliliği yüzünden konulamadı hala… Şimdi yeni doktor yeni hastane arıyorum…

Daha önce Çapada Romatoloji bölümünde olan anneme romatizma ilaçları diye kullandığımız ilaçları için bir tanıdığımız (sağlık sektöründe kendileri) ağrı kesici olduğu söylendi, ciddiye almadık doktor vermiş devam edelim doktoru kadar iyi bilemez dedik,sonra anneciğim elinde kaşıntılar başladı, doktora sorduk ilaçlar yapmaz dedi, devam ettik,kaşınıt arttı, damarlar kızarmaya başladı,ve en sonunda olan oldu, annemin elleri taşa dönüştü resmen, kitlendi kaldı. Çapadaki doktora ulaşmamız, randevu almamız mümkün değil! Kadıncağız ellerini kullanamıyor! Hemen doktor arayışına girdik , doktor tandıklara anlattık, ortopediye götürün dediler.Adını vermekten çekinmiyorum Medical Park’tan randevu aldık…

Hastaneler Beni Çok Yorar

Galanthus | 12 March 2009 09:58

Yine bir hastane. Yine aynı trajedi.

İçeri girer girmez bir şeyler yüreğimi sıkıştırıyor- bir şey değil sadece bir çok şey , hepsi bi anda hatta aynı anda-.Ben hastanelerden nefret ediyorum. Doktorum yasakladı bana bu cümleyi , eğer bu şekilde cümle kurmaya devam edersem yaşadığım ataklar devam edecekmiş , öyle söylüyor.

Doğru söylediğinden bile emin değilim.

Tekrar tekrar söyleyesim geliyor;

-Ben hastanelerden nefret ediyorum!

İlk panik atağımı hastanede yaşadım ben. Her seferinde ilk panik atak aklıma geliyor.

Maggie Taylor ve Alice Harikalar Diyarında

Galanthus | 12 March 2009 09:31

Maggie Taylor
Maggie Taylor

Bu ay ki Fotoğraf Dergisinde Maggie Taylor için bir bölüm ayrılmış görünce ben de Maggie Taylor hakkında biraz araştırma yapayım dedim.

Maggie Taylor
Maggie Taylor

Cleveland Ohioda 1961’de dünyaya gelen sanatçı, aslında felsefe mezunudur.Ama Fotoğrafçılık eğitimini 1987’de Florida Üniversitesinde alır. Max Ernst’ten etkilendiğini itiraf eden sanatçının çalışmalarında surrealizmin öncülerinde Salvador Dali çalışmalarına benzerlikler görüldüğü de söyleniyor, bence tabi ki bu sürrealizmden kaynaklanan bir durum sadece.

Tik Tak-3

Galanthus | 10 March 2009 15:28

Kucağıma aldım Sumru’mu. Kapıdan çıkmak için yöneldim, Sumru’nun sevinciyle Kuşkuş dedeyi unuttuğumu fark ettim. Arkamı döndüğümde yine gözleriyle karşılandım. Gözleri yine parlıyordu, sanki eskisinden fazla parlıyordu.
– Sumruyu kucağına alınca beni arkada bırakıyordun az kalsın dedi ve güldü.

Tüylerim diken diken oldu birden. Hayatta en çok korktuğum şeylerden biridir; ne yapacağı ve ne yapabileceği tahmin edilebilir olmak. Şimdi de Kuşkuş Dede, az önceki hatamı fark etti. Hata demek doğru olmaz aslında, bir anlık şaşkınlığımı, sevincimden dolayı onu unuttuğumu fark etti. Bunun fark edilmesi beni rahatsız etti yani küçükte olsa bir hatamın fark edilmesi durumunu sevmem ben, sevmedim. Aslında öyle çok yadırganacak bir durum değil sonuçta insanlık hali, daha çocukluğumu bilir o benim bunları da böylesinde rahat bir şekilde keşfedebilmesi – keşfetmek mi?-çok normal.

Aslında Bir Konu Var; Yasemin Mori

Galanthus | 07 March 2009 11:34

Yasemin Mori, By Mehmet Turgut
Yasemin Mori, By Mehmet Turgut

İlk defa müzikle bağlantılı olarak bir şarkıcı hakkında yazı yazacağım. Her türlü müziği merak eden ama edebiyata duyduğu ilginin yarısını müziğe vermeyen ben için bu durum biraz zor tabi!

Konumuz Yasemin Mori, onun da dediği gibi Aslında Bir Konu Var.

Kendisini Mehmet Turgut ‘un çalışmalarını takip ederken bir çalışmasında gördüm. Merak ettim sonra bu kimdir ,kimin nesidir diye? Google amcaya sordum,kendisi de sağolsun bildiği nesi varsa anlattı ve bende Yasemin Mori’yi böylece tanımış oldum, o zamanlardan beri de dinlerim.

Tik Tak

Galanthus | 21 February 2009 09:40

Tik tak
Tik tak, zaman geçiyor, bense elimde kâğıt kalem, düşünüyorum. Kendimi her zaman sevdiğim bir eylem olan yazmaya hapsetmek istiyorum, defterimin içine gömülmeliyim. Oturup saatlerde parmaklarım yorulup bileğim acıyana, keşke sol elimi de en az sağ elim kadar güzel kullanabilseydim diyene kadar yazmak istiyorum… Ama konu bulamıyorum…

Konu nedir ki diyorum kendi kendime bazen, bir yazar için her şey konu olur, hatta bir öykü yazarı için aynı bir fotoğraftaki gibi “o an” bile konu olabilir. Bir fotoğrafın anlatabildiğini, sadece uygun zamanı bekleyip, doğru yerde doğru zamanda çıkarılan bir deklanşör sesinin anlattıklarını, şimdi uzun uzun dallandırıp budaklandırıp, kalemin kağıdın üzerinde gezinme sesiyle anlatmak istiyorum. Uzun uzun ,ince ince bir oya gibi işleyip sonunda “oh be bu sefer oldu sanırım , bu sefer istediğim derinliği yakalayabildim, dibine vurdum” demek istiyorum. Tabiri caizse bokunu çıkardım da denilebilir. Dediğime göre tabiri caizdir zaten.

Saçmalama hakkı

Galanthus | 19 February 2009 14:21

Saçmalama hakkımı kimse elimden almasın…
Ben “ben” olarak içimdeki tüm bencilliğimle istediğim şeyi söyleme, istediğimi yazma hakkında sahibim, çektiği fotoğraflar bile bunu anlatır.Evet, ben , kötü bir fotoğrafçıyım,kadrajım berbattır, renklerden anlamam, zaten moda fotoğrafı da çekmem , tiksinirim moda fotoğrafından…

Benim amacım olanı yokmuş, olmayanı da varmış gibi göstermek. Malum objeleri insanın beyninden silmek , gerekirse tuz ruhu, çamaşır suyu ve arap sabunu kullanmaya hazırım.

Arap Sabunu demişken, çok severim kokusunu. İçime bir temizlik aşkı yayılır. İnsanların beyinlerinden objeleri sileyim derken kendimi elimde bez, gözlerini oyarken bulurum. Gözlerini silemediğim zamanlarda kezzap kullanmak isterim. O zaman boş boş bakan gözlerle fotoğraflarımı seyredebilirler. Ne de olsa insanların gözlerini silerken “crop” ya da “delete” yapmak imkanım yoktur. Hem delete yaparken , mazaallah tümden silerim o insanı piyasadan, ki bu hiç istediğim bir durum değildir. Ne gerek var insanları ortadan kaldırmaya. Benim tek istediğim gözlerini silmek , gözlerini sileyim ki gözlerindeki objeleri de sileyim sonra onlar benim fotoğraflarıma ve objelerime boş gözlerle bakabilsinler. Ancak o zaman çalışmalarımı anlayabilirler.

taş izi

Galanthus | 18 February 2009 14:57

http://www.taraf.com.tr/makale/4063.htm