bildirgec.org

firatocal

11 yıl önce üye olmuş, 80 yazı yazmış. 19 yorum yazmış.

KARANLIK KOYUN KANLI SULARI

firatocal | 18 July 2010 17:18

The Cove Belgeselinin Afişi
The Cove Belgeselinin Afişi

Son dönemlerin en etkileyici belgesellerinden biri olan The Cove ( KOY ) dün gece ( 16 Temmuz 2010 Cuma akşamı ) NTV ‘ nin Belgesel Kuşağı ‘ nda izleyicilerle buluştu… Daha önce NTV Belgesel Günleri ‘ nde sinemalarda beğeniyle takip edilen olay yaratan Oscarlık belgeseli , gündemde değilken çok önce gözyaşları içinde izlemiş , etkisinden uzun bir süre kurtulamamıştım…

Çocukluğumun Flipper dizisinin afişi
Çocukluğumun Flipper dizisinin afişi

Çocukluğumun en sevdiğim televizyon dizilerinden biri olan Yunus Flipper , beni o yaşlarda bile en ateşli hayvanseverlerden biri yapmıştı… Her yıl gittiğimiz Altınoluk ‘ taki yazlığımızda kah tekneyle açıldığımızda , kah sahildeyken rastlaştığımız yunusları , keyifle seyretmiş ve çocukluk yıllarımda masum gözlerimle beğenerek izlediğim Flipper ‘ ı çocukluk hatıralarıma dala çıka anmıştım…

Dikkat !!! DEHB Çıkabilir !

firatocal | 15 July 2010 23:39

hiperaktivite problemi
hiperaktivite problemi

Hayatta başımdan geçen hemen hemen tüm olaylarda şansım yaver gitmiş. Allah nazardan saklasın… Bu şans beni doğumumdan beri takip etmiş annemden duyduğum kadarıyla… Yalnız aynı şeyleri dünyaya gözlerimizi birlikte açtığımız tek yumurta ikizim VOLKAN için söyleyemeyeceğim..

Doğumumuzun ilk aylarında rahatsızlanmamız üzerine narkoz verilmiş , ben gözlerimi açabilmişim ama sevgili ikizim VOLKAN malesef açamamış.. Cennette huzur içinde uyusun … Dedim ya , ta doğumdan beri bu şans yanımda… Umarım hep öyle sürer..

Gelinlerin En Güzeliyle Bin Kere Daha Evlenmek…

firatocal | 15 July 2010 17:35

” Şu tepedeki kutuda ne vardı , indir bakalım bi ” , cümlesinin bizi geçmişin en tatlı hatıralarına dalıp götüre ceğini kim tahmin ederdi ki … Yıl 2003 davullu zurnalı bir köy düğünü … Bende jilet gibi damat lıklar – şimdi lerde içine sığamadığımı belirtmeliyim , ahh kör olmayasıca yıllar – eşimde de yazımın konusu olan tarihi filimlerden fırlamış kıyafetleri andıran inanılmaz gösterişli ipekli tüllü gelinliği…

Clio Symbolümüzün Tamir Macerası ve Ciğeri Beş Para Etmez Ruhsuz Satıcı

firatocal | 15 July 2010 16:39

Aaah ah dostlar , dertliyim şu sıra… Bugün bir hesaplaşmayı kaleme aldım , bu seferlik mazur görün beni… Başlığım bile ne iç karartıcı öyle değil mi??? … Kim derdi ki 2007 model hiç tamirsiz diye satılan Clio ‘ nun bizi perişan edeceğini… Hiçkimse bilmese de bir kişi , o da hain ruhlu , ciğeri beş para etmez satıcı biliyormuş ve avını bekleyen vahşi barbar misali pusuda bekliyormuş bizi…

Tamirat yüzünden tatilimi 3 – 5 gün daha uzatmamız kötü olmadı tabiki … Ama keşke yüz güldüren sebeplerle bu uzatmaları oynasaydık… Gönül isterdiki bu şerefsizin ağına düşmeden yaşasaydık keyifli vakitleri… Beni asıl üzen şeyse telefonda bize söyledikleri… ” Arabayı alırken bana mı güvendiniz ” ile başlayan , tamirciye söylediği ” bir conta tak , sepetle yolla ” demeye kadar varan , duyanı insan olmaktan utandıracak sözler işitmek kahretti beni…

Akhisar ‘ ın Yollarında Yanlız Bir Gezginin Notları…

firatocal | 14 July 2010 17:40

Şehirde işlerimi halledip son otobüsle köye dönüyorum… Biraz yorgun biraz dalgın aklım bir yerlere takılıyor dalıp gidiyorum… Gözümü açar açmaz köy çatımızı kaçırdığımı otobüsün inmem gereken yeri geçip gittiğini farkediyorum…

Şöföre olan kızgınlığım otobüsten inince yerini dinginliğe bırakıyor… Çünkü Akhisar – Gördes yolunun ıssızlığı içinde günbatımını renk cümbüşü pırlıtıları gözümü alıyor… Akşam yelinin tenime her değişi tüylerimi diken diken ederken , ıssızlığın ürpertisi kaplıyor içimi… Yürümeye başlıyorum… Rüzgarın yaramaz bir çocuk gibi salladığı yaspraklar sanki benim için güne veda danslarını sergiliyorlar… Hüşu içinde izliyorum…

Boydan boya uzanan boş yolun ıssızlığını ve sessizliğini virajı alan arabaların gürültüleri gürültüleri yırtıyor… Yolun kenarına dikilmiş yazlılara bağlanmış köpekler önlerinden geçerken biraz sinirli biraz korkak tanıma dıkları bu yabancıyı süzüyorlar … Rüzgar etkisini giderek arttırıyor… Üstüm ince , bir üşüme alıyor beni… Oğlum rüzgarı düşünerek içimi ısıtmaya çalışıyorum… Bir taraftan da dalgınlığım için kendime kızıyorum… Eeee nede olsa hep akılsız başın cezasını ayaklar çekiyor…

Nihayet yol çatısı ve köy tabelamız ufukta gözüküyor… Adımlarımı hızlandırıyorum… Karanlık çökmeye başlamış ve güneş etkisini iyiden iyiye kaybetmiş … Deklanşöre basıp gün batımının o son demlerini fotoğraflayarak güneşle vedalaşıyorum… İçeriye bir kilometre kadar yolum var… Güneşi arkamda bırakıp köy yoluna dönüyorum… Islık çala çala esen rüzgara ben de bildiğim güzel melodilerle eşlik ediyorum…

İlerlerken karşıma dikilen heybetli bir ağaç , gür dalları ve rüzgarda heyecanlı bir şeyler söyler gibi hararetli hararetli sallanan yaprak larıyla beni etkiliyor … Hemen onu da fotoğ raflayıp ölümsüz leştirip heybetinin hakkını vermeye çalışıyorum … Ne de olsa bu koca yolda tek başına bekçilik yapıyor… Yolun bu cesur şövalyesiyle vedalaşıp yoluma devam ediyorum…

Karşıma babamızın Milli Piyangodan çıkan parayla çaktırdığı 250 metre kadar derine giden bu kaynağın suyu döşenen tesisatla köyümüzdeki tüm hanelere dağıtılıyor… Babam bu hareketinin herkesin yapması gereken bir insanlık görevi olduğunu söylüyor.. Sanırım fazla söze gerek yok…

Köy yolunda ilerlemeye devam ediyorum… Artık evlerimiz bir bir görülmeye başlıyor… Köyümüzün en yüksek binası olan Merkez Cami ‘ mizi de notlarımın ve fotoğraf larımın arasına alıp evimizin hemen aşağısında yer alan beni haleti ruhiye siyle fazlasıyla etkileyen köy kahvemizin önünden saygıyla geçiyorum…

Sabah ki şehir koştur macamı köyü müzün yolunda dingin ve etkeliyici akşam yürüyüşü ile atmak bedenimi ve ruhumu dinlen diriyor … Huzur içinde evime , eşime ve oğlum Rüzgar ‘ ıma varıyorum…

HOŞ BİR NOSTALJİ: DEDENİN YERİ

firatocal | 14 July 2010 14:56

Mütevazi görünümlü Dedenin Yeri
Mütevazi görünümlü Dedenin Yeri

Akhisar gezimi , lezzet duraklarını bir bir takip ederek sürdü rüyorum … Benim için nostaljik bir tadı olan , ama bir o kadar da yedikle rinizden dolayı sizi asla pişman etme yecek lezzetleri barındıran Dedenin Yeri ‘ ni ziyaret ediyorum… Dışarıdan küçük , mütevazi bir dükkan gibi gözükse de , unutulmaz tatları ve hatıraları saklıyor…

Ustamın elleri pek maharetli
Ustamın elleri pek maharetli

Nostaljik oluşu ehliyet aldığımız dönemlere dayanıyor… Burayı ilk keşfedişimiz de tam bu döneme denk gelir… Sürüş derslerimizden her çıkışımızda eşimle birlikte soluğu Dedenin Yeri ‘ nde alırdık… Önce yorgunluklarımızı söylediği demli çaylarla atar… nefeslendikten sonra ekmeği kendi yağına bandırılmış , bol baharatlı sade kokoreçimizi yer , hiç bir zaman doyamadığımız için hemen ardından söylediğimiz ikinci partı kokoreçlerin içine parça dalak attırarak mideye götürürdük…
Ehliyetimizi ilk alışımızda da kutlamak için birbirimize küçük birer hediye aldıktan sonra Dedenin Yeri ‘ ne ziyafet çekmeye gelmiştik…

SAN FERMİN FESTİVALİ VE ŞAMPİYON MATADORLAR

firatocal | 14 July 2010 13:15

Muhteşem futbollarıyla Barcelona takımı
Muhteşem futbollarıyla Barcelona takımı

Yıllardır Avrupa ligleri içinde futbolundan en çok lezzet aldığım takım Barcelona ‘ dır.. O göze hoş gelen , makine mükemmeliğinde ve bir sanat icrasını andıran paslaşmaları , ulaşmak istedikleri tek şeyin güzel futbol olduğunu ortaya koyuyor… Aslında oyunlarındaki bu coşku , ruhlarındaki bu tutku kültürlerinin de ateşli bir yansıması …

Pamplona şehrinden alışıldık bir San Fermin Festivali görüntüsü
Pamplona şehrinden alışıldık bir San Fermin Festivali görüntüsü

Bu yansıma gösteriyor ki , İspanyollar festivalleriyle her fırsatta yaşamdan nasıl tat alınacağını tüm dünyaya ispat ediyorlar… Şu sıralarda ( bu yazıyı 13 temmuz 2010 itibariyle yazarken festival 2. gününü yaşıyordu.. ) keşke orada bulunsaydım da eğlencenin bir parçası olabilseydim dedirten San Fermin Festivali tüm hızıyla devam ediyor… Bir de buna Dünya Şampiyonluğu ‘ nun kutlamalarını da ekleyin… Deymeyin İspanyolların keyfine…

Festivalin en can alıcı anlarından biri olan boğa koşusu
Festivalin en can alıcı anlarından biri olan boğa koşusu

Festivalin en tehlikeli ama bir o kadar da en eğlenceli ve en kaçırılmaması gereken boğalarla birlikte çılgınca koşma sekansı , şu sıralar yaşandı yaşanıyor eli kulağında… Festivali İspanyol televizyonlarında an be an izleyerek bu güzelliğin bir parçası olmaya çalışıyorum… Bir gün mutlaka canlı canlı içinde olacağım , biliyorum… Ama şimdilik tüm iştahımla kendimi adarcasına ekran başından tadını çıkarmaya çalışıyorum…

Dünya Kupası Finali ve Hüzün….

firatocal | 14 July 2010 13:11

Dünya Kupası final maçı öncesi son günün hüznü çöküyor üstüme… Bir ay boyunca her maçta taraf olup , var gücümüzle maçlara katılmak , çığlıklar haykırışlar içinde kendinden geçmek yerini kupayı kazanacak takımın analizlerine yada dünya kupası kritiklerine bırakacak…

hoşçakal güney afrika
hoşçakal güney afrika

Maçın başlamasına çok az süre kala , ilginçtir maçın başlamasını hiç mi hiç istemiyorum… Biliyorum ki , maç istediği kadar uzasın , penaltılara kalsın , isterse iki takım da takım karşılıklı 200 er penaltı atsın… Ne olursa olsun malesef bu maç son maç… Şampiyon belli olduktan sonra , kupaya son noktayı koyacağız…

hollanda ve canım turuncu...
hollanda ve canım turuncu…

En sevdiğim renk turunculara bürünmüş formalarıyla gazete sayfalarında arzı endam eden Hollanda milli takımının o hayat dolu fotoğrafları , yerini sıkıcı , banal siyasilerin fotoğraflarına bırakacak…

Fernando Torres ve İspanyolların seviç gösterileri
Fernando Torres ve İspanyolların seviç gösterileri

İspanyolların ateşli taraftarlarının haberleri , karnaval tadındaki maç kutlama yazıları ve enstantaneleri bir süre sonra yerini bizim kısırdöngünün ötesine geçemeyen lig maçlarına ve yazılarına bırakacak…
Gel de üzülme , gel de yanma coşku dolu bir ruhla yaşadığım Dünya Kupası ‘ nın sona ermesine.. Keyifli anlarla vedalaşmanın hüznünü yaşama ruhunun derinliklerinde , mümkün mü…
Şuan tatil için geldiğimiz köyümüzde akşam yemeğimizde misafirlerimizi ağırlamaya hazırlanıyoruz… Gelecek ahbablarımızla ve ailemizle keyifli bir final maçı izlemeyi umuyorum… Bu çok özel ve hüzün dolu anları sevdiğim ve değer verdiğim insanlarla birlikte yaşayacağız… Sanırım vedaları yada özel anları unutulmaz ve önemli kılan da bu duygular… Sizin de bu kupa gecesini en sevdiğiniz ve beraber olmayı istediğiniz insanlarla geçireceğinizi umuyorum…

2014 Brezilya Dünya Kupası ' nda görüşmek dileğimle...
2014 Brezilya Dünya Kupası ‘ nda görüşmek dileğimle…

2014 de Brezilya ‘da en özel anlarda tutkulu ruhların buluşma arenası Dünya Kupası ‘ nda buluşmak dileğimle…Keyifli seyirler dilerim.. Sevgi ve saygılarımla… Fırat ÖÇAL