bildirgec.org

epistemofili

11 yıl önce üye olmuş, 30 yazı yazmış. 31 yorum yazmış.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan

epistemofili | 12 April 2007 23:10

Son günlerin en çok tartışılan konusu Recep Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanı olup olmayacağıdır hiç şüphesiz. Kimileri böyle birşeyin olmaması için var güçleri ile çalışmalara başlamışken, kimileri de, karadeniz sahil yolunun açılışında gördük ki, hazırlamışlar afişleri var güçleri ile destekliyorlar Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığını.

İsteyenler ve istemeyenlerin olduğu bir durumda tabii ki söylemleri ile bunu destekleyen ve desteklemeyenler de oluyor. İşte bu yapılırken de söylenen şeylerden vatandaşın aklı karışıyor. Anayasa ne diyor? Ceza Kanunu Erdoğan’ın seçilmesine engel mi? Seçildiği takdirde Anayasa Mahkemesinin vermesi gereken muhtemel karar ne? 184 ne oluyor, neden bazıları 367 olmalı diye ısrarcı?

Birinci Geleneksel Pillinetwork Siteleri Buluşması

epistemofili | 12 April 2007 11:42

pillinetworkte nasıl para kazanılırla ilgili bir yazıokuyunca hemen daha ikinci paragrafta işaret edildiğinden bir heyecanla girelim bakalım şu sosyomat’a dedim. heyecanlıydım çünki giriş sayfasında pillihesap tüm pillinetwork sitelerinin kapılarını açar diyordu. sosyomat’ın üye alımlarını durdurduğunu biliyordum ama koyu yazarak üstüne bastırdığım ifadeler dolayısıyla “hıh oğlum bizi almayacaklarda kimi alacaklar!” edasıyla kullanıçı adımı şifremi girdim. girdim girmesinide üye alımlarının durdurulduğu izah edilmeye çalışılıyordu. tam “ulen ben kimim biliyor musunuz?!” tehditleri savurmadan önce gözüme birşey takıldı “sosyomat adana buluşması”. sonra bir baktımki bu buluşmalar sadece adanada olmamakta. türkiyenin dört bir yanından insanlar türkiyenin dört bir yanında buluşmaktalar. e tabi gençler sosyalleşsin…

Bayanlara Sanal İmajmaker

epistemofili | 12 April 2007 08:11

sıkça bayanların “hangi saç rengi bana gider?”, “bu elbise bende nasıl durur?”, “makyajımı nasıl yapsam?” gibi sorular sorduklarına şahit olmuşsunuzdur. bu sitede giyim-kuşamdan saç rengine, makyajdan takılara kadar herşeyi kendinize en çok benzeyen mankeni seçip denetebiliyorsunuz. geriye sadece en yakın kuaföre, mağazaya yada güzellik salonuna gitmek kalıyor.

Mutluluğun Şifresi’ni Keşfettim

epistemofili | 08 April 2007 08:01

Tamam tamam henüz öyle birşey keşfetmiş değilim ancak en azından haftada bir kaç kere keşif yolculuğuna çıkıyorum. Bu yolculuğun ücreti ise sadece 2.5 TL. Yani ortalama her Türk vatandaşının bu fırsatı yakalamaması için hiç bir neden göremiyorum.

Gazetelerin sağlık sayfalarında, pazar eklerinde, dergilerde, televizyon ve radyolarda bir doktorun konuk edilip konuşturulduğu sabah programlarında, arkadaşlarla yapılan bir konuşmanın tam orta yerinde yani hemen hemen olduk olmadık her yerde okuduğumuz ya da duyduğumuz bir haber var ki o da çikolatanın ”penilatilamin” içerdiği ve çikolata yendiği zaman salgılanan ”serotonin” hormonu sayesinde çikolatanın kendimizi mutlu hissetmemize yardımcı olduğu. Tamam penilatilamine bende ilk defa rastlıyorumda serotoninide duymuşsunuzdur!

Şarj Bitti Derdine Son

epistemofili | 07 April 2007 15:54

Hepimizin başına gelmiştir: Çok önemli bir konuşmanın orta yerinde -bilmiyorum neden orta yeri ama- şarjımız bitiverir. Şarjımız bitmesede mutlaka kontörümüz biterdi orası ayrı konu.

İngiltere menşeili bir firma olan chargebox sadece cep telefonu değil ipod, cep bilgisayarları, Blackberry gibi cihazları sarj etmek için imal edilmiş bir can yeleği. Ne varki bu cümleyi her ne kadar ‘hızlıca’ sarj etmek şeklinde kurmak istediysemde bu mümkün olmuyor. 40 dakikalık kullanım süresi olan chargebox’a 2 TL ödemeniz gerekli.

Summer Again No Stay in

epistemofili | 07 April 2007 10:18

Beni tanıyanlar bilir ortaokul zamanlarımdan itibaren bugüne kadar yaz tatillerinde GSYH’ye yaptığım katkılar ile ülke ekonomisi için bir lokomotif olmuş, olmaya devam etmekteyim. Yine beni tanıyanlar hatırlayacaktır, tanımayanlarda öğrenmiş olsunlar, geçen sene yani 2006 yazında Work and Travel programı ile Amerika Birleşik Devletlerine gittim. George olsun, Donald, Dick olsun, özellikle Condy ve sevgili Amerikan halkı ile süre gelen dostluğumu pekiştirme imkanı bulduğum bu 3 aylık süreçte, Amerika Dışişleri Bakanının Ekonomiden Sorumlu Yardımcısı Alan’ın gözünden, Amerikan Ekonomisine yaptığım katkı kaçmamış olmalı ki, 2007 yazında, hiç olmadı ülkeye ayak basmam psikolojik bir etki yaratır, piyasalar moral bulur vs. diye Amerikaya davet aldım. Sınavlar biter bitmez denk gelecek şekilde uçak biletimi dahi ayarlamışlar. Yazdığı mektubunda Condyciğim ‘yeme, içme hadi müslümansın biraz sorun olabilir ama yatmayı hiç sorun etme!’ demiş.

Kampüscell’li Sevgili Arıyorum

epistemofili | 04 April 2007 12:03

Bir arkadaşımın 50 kontör karşılığı 5000 mesaj alıp, derste yan yana otururken bile mesaj atması süretiyle tacize uğradıktan sonra, bende mart ayında en azından onu aldığı bu vahşice zevkten mahrum edebilmek için bende adı geçen kampanyaya katıldım. Ne varki bir aylık süre dolunca kendi kendilerine yenileme yaptıklarını bilmiyordum. 50 kontörümü daha düşürüp 5000 mesaj daha verince toplamda şuan kampüscellden kampüscell’e 9400 civarında mesaj hakkım var. Baktım sabahları günaydın, geceleri iyi uykular, günlük; iyi günler, nasılsın, naber mesajları atmakla bu iş olmayacak, insanlara şiir yazıp göndermeyi bile denedim. Şiir deyip geçmeyin Necip Fazıl Kısakürek’in sakaryasından, Uğur Aslan’ın Kavuşursak Biteriz Bizine, Nazımdan tutun, Yahya Kemal’inkilere… İşin aslı Ömer Seyfettinden, Mevlüt Kaplandan hikayeler yazayım dedimde onu gözüm kesmedi.

Bırakalım Dağınık Kalsın!

epistemofili | 02 April 2007 09:43

Sinemanın sıkı bir takipçisi olduğumu iddia edebilirim. Teknik anlamda olmasa da… Buradaki teknik anlamda olmamakla kastettiğim size filmlerin çekiminde kullanılan teknikleri söyleyemem. Bilmemde o yüzden. Hatta öyle birşey var mı onu da bilmem. Çünkü hiç bu konuda teknik bir eğitim almadımda o yüzden.

Sinema hakkında bilgim gazetelerin sinema eklerinde yazılanlarla, birkaç internet sitesiyle, alıp okuyamadığım birkaç sinema tarihi kitabıyla sınırlıdır. Ne var ki ona bağlılığım onu hayatımın vazgeçilmezleri arasına sokmuş durumda.

Birçok durumda yaptığım gibi bunun nedenlerini kendi içimde aradığım zaman, yani popüler tabiriyle çocukluğuma indiğimde, bulduğum cevap çocukluğumda bu sektörden uzak kalmış olmam. Çoğu insan söylediğimde inanmaz ama bizim hiç televizyonumuz olmadı. Ciddiyim! Neredeyse çeyrek asırdır bu dünyadayım ama ben evimizde hiç televizyon görmedim.