bildirgec.org

ELOY

11 yıl önce üye olmuş, 149 yazı yazmış. 728 yorum yazmış.

kişisel birşey bu II

ELOY | 02 October 2002 15:04

dediğim gibi kişisel bir şey bu. kendime adıma sevindim yalnızca.

aybaşı geldi. cebimle birlikte dolabımıda doldurmayı başardım. yalnızlıktan yaptığım şikayetlere son noktayı koydum. okurken ev arkadaşım olan volkan’ı yanıma aldım. hemde herifi ankaradan buraya getirdim. ne iş var, ne güç, ne de okul.

gel dedim… geldi…

bugünde kız arkadaşı geliyor. sanırım gelmiştir. canan.

şimdi işteyim ve eve gitmek için can atıyorum. artık evimde beni karşılayacak, gülecek, eğlenecek, yemek yiyecek, şikayet edecek, muhabbet edecek biri var.

ayyy canım ya. bu herifi acayip seviyorum. dün gece konuşuyorduk. dedi ki ” anneme seni seviyorum diyemiyorum. babamada, sevgilimede… kimseye! ama seninle telefonda konuşurken seni seviyorum diyebiliyorum…”:)

nasıl bir arkadaşlık, nasıl bir dostluk bizimkisi bilmiyorum. ama okulu bitireli bir sen olmasına rağmen hala okulda bizim ev muhabbetlerimiz anlatılıyormuş.

önceden de dediğim gibi çok şey istiyorum ve alıyorum.

her ne kadar iki aydır haftasonunu beklesem de yorulsamda mutluyum artık.

bunları neden mi yazıyorum? bilmem…

nasıl göründüğüme baktım da iyi görünüyorum.

Labirent

ELOY | 25 September 2002 20:54

Klasik, klişe, sıradan lanetli bir labirent. Yaşam!

Çabalıyorum işte boşu boşuna! Her zaman istediğim, hiç bir zaman olamadığımdı… ve zamanın realitesi ne kadar kaçsama ensemde oldu hep.. hep sıkıştım aşk’la dosktluk arasında. Seni Seviyorum demek hep zor geldi. Olmayacak kılıklara girdim durdum.

Saplantılarım oldu çoğu zaman, birde amaçlarım. Ama bu amaçlar diğerlerine hep saçma geldi. – hayal, ütopya… ama hepsi pembeydi… – Klasiktir bir şey çıkar karşına son sürat gidiyorken, frenlersin. Mecbusundur. Çünkü onu öldürmek istemezsin… ama nerden bile bilirsin ki onun daha sonra seni öldürebileceğini…

Tanıdıklarım, isteklerim, çevrem ve hayallerim hep çakıştı durdu. Dünyayı taşımak istedim… Dünyayı taşımak olanaksız mı?.. Hiç denemedik ki!..

Dostlarım oldu bir de, ama bunlar gerçek olanlarıydı, sadece sandıklarımda vardı… Şimdi bir daha düşünüyorumda hayat bir labirent değil mi?..

izmit’te sonbahar…

ELOY | 24 September 2002 14:31

izmit’te sonbaharı seviyorum…belki kendi şehrim olduğu için. ama en çok her zaman üzerine giydiği kasvetli sonbahar havasını seviyorum. akşamları sevgilisiyle demiryolu caddesinde yürüyen insanları, bütün gün sahilde içen kimsesiz şarapçı çocukları. gece yarısı daha bi seviyorum izmit’i boş ve ıslak sokaklarımda yere vuran ışığın yansımasını seviyorum. yağmurumu seviyorum bir başladımı durmak bilmeyen yağmurumu. yağmur şehrin gözyaşlarıdır bence öyle dağların denize paralel olmasıyla alakadar değil. istasyonumu seviyorum. biramı yudumlarken bütün izmit’i gördüğüm tepelerini, kıla, tüye, yüne, boka pisküle herşeye festivalleri olan değirmendere‘yi seviyorum. köyümü seviyorum… birde evimi…

kişisel birşey bu

ELOY | 22 September 2002 11:33

dediğim gibi kişisel bir şey bu. kendime üzüldüm yalnızca. dün gece eve gittim. acıkmışım, dolap tam takır. ceplerimi karıştırdım, dolaba eşlik ediyorlar. sonra son zamanlarda ki hayatımı inceledimde. içler acısıyım. yalnızlığı seviyorum. ama bu kadarını değil. sürekli çalışmaktan hiç kimseyle görüşemiyorum ve eve gidince bi çift laf edecek insan yok. yok sevgilim olsun, yok ailem olsun, yok şu olsun, bu olsun diyen biri de değilim. istemiyorum zaten böyle şeyler. ama ne biliyim son zamanlar yaptığım tüm konuşmalar – iş harici – hafifte… sosyal hayatım yok. bi sn sosyal hayat ne? biliyordum ama… sizede oluyor mu bilmem ama işten kimseyle dışarda görüşmek istemiyorum. kalın orda. zaten hayatımın büyük bölümünü almışlar. bi de uyku dışı üç beş saatlik vaktimi sizle geçiremem. hee böyle görmediğin birileriyle görüşmek daha mı iyi? yok onu da bilmem. sadece is yerinden kimseyi görmek istemiyorum. şey istiyorum ay başı gelsin yine. hafta da bir aybaşı gelsin. dolaplar dolsun. cepler dolsun. aman karman çorman oldum. gerçekten dün gece düşünürkende böyleydim. o dal senin bu dal benim atladım durdum. alış veriş yapmak, dolabımı doldurmak, yeni giysiler olmak, yeni ayakkabılar almak – abartıp orospu olmamak kaydıyla tabii- sinemaya gitmek, dışarda yemek, arkadaşlarımla görüşmek, aynada yüzümü görmek ve ertesi gün işe gitmeyeceğim bir hafta sonu yaşamak istiyorum. biliyorum çok şey istiyorum. ama teker teker de istesem, hepsini birden de istesem değişen bişey yok. hayat kör noktaya yuvarlıyor beni. bundan kurtulmak için yapabileceğim bir şey var mı diyorum. yok onu da bilmiyorum. kurtulmaya çalışıyor muyum? bu muallak. ee ben bunları neden yazıyorum…….. sıkıntı işte sürekli çalışırsa insan kaçmak için yer arıyor. belki de bunları yazmam sebebim sırf işten kaytarmak içindir. nasıl göründüğüme baktımda sanırım ters giden bişeyler var.

korku

ELOY | 21 September 2002 11:25

nereden buldum bilmiyorum. ama tiksindim resmen. tamam hepsi gerçek olmayabilir. oynanmış bazılarıyla ama yooo çoğu gerçek. ve insanlar bunları nasıl yapıyorlar anlamıyorum. kazalar tamam. ama ya o kendini olmadık şekillere sokmalar falan. insanlıktan çıkmalar. insan olmaktan tiksindiğim zamanlar -yuhh be bu da insan mı benim gibi- dediğim olmuştu ama böylesini daha önce ne görmüştüm ne de duymuştum. buradakiler bilmiyorum yorum size ait. küçük bi hatırlatma; eğer midenize güvenmiyorsanız asla!

sesimde… sessizliğimde… nedenim sensin…

ELOY | 18 September 2002 10:51

ahhh bebeğim. ne acılarımız ne de korkularımız bizi yüceltmeye yetmiyor.

hayatın bütün ağırlığını, bütün acılarını bağıra bağıra taşırken sessizliğimize insanları suçluyoruz. oysa ne yaptık ki biz. eleştirmekten ve üzülmekten başka. sözlerimiz neden hep havada kaldı. neden gülümseyişimizin altında hep gözyaşlarımız yattı.

önce birbirimizi anlamadık. insanları anlamamazlıkla suçladık. benim hayyam tadımı kim bilir senden başka. kimse. bu sana özel. senin için.

senin gözlerinde, sözlerinde eridiğimi kim bilir. kimse bilmez bunları. belki sen bile bilmezsin. her cümlemin altında saklı sundum sana aşkları. ya duymadın yada duymak istemedin. buna hiç içlenmedim. olur dedim kendime hayat ne zaman senin yanında oldu ki…

ISO 14001

ELOY | 17 September 2002 17:15

az önce ISO 14001 denetimine girdik. arkadaşlar harikaydı. bütün sorulara harika cevaplar verdiler. belgeyi aldık. 6 aylık çalışmalarımız boşa gitmemiş oldu. bu konuda isteyen herkese yardımcı olabilirim. çok mutluyum.