bildirgec.org

deborahhh

11 yıl önce üye olmuş, 31 yazı yazmış. 325 yorum yazmış.

Anneannem

deborahhh | 26 April 2006 05:09

Şu anda evde üç-buçuk nesil kalıyoruz.Bizi özleyen anneannem, annem,ben ve kız kardeşlerim.Yalnız ben anneanneme taktım.Kadının gözünden hiç bir şey kaçmıyor.Bakın benim bazı sözlerime verdiği yanıtlar:*Bilgisayarım yetersiz dediğimde;
“git diz-üstü al”*Param yok ;
“git bankadan kredi iste”*Bana vermezler;”okulunu zamanında bitirseydin”
Bir başka diyalog:*ben bu yazarı beğenmiyorum;
“sen artık prefesör olmuşsun,kimseyi beğenmessin”*adam hakikaten yalan yanlış yazıyor;
“yalan mı söylüyorum kızım?”
Bir diyalog daha:*Anneanne bu danteli sen mi serdin buraya?;
“Beğenemedin mi?”*Yok canım güzel olmuş;
“Bana yaranmaya çalışma”*Anneanne niye öyle diyorsun?;
“Sus Aliye’yi izliyorum”*Biraz bende izleyeyim bari;
“Sen gidip çet mi çut mu onu yapsana!”
kısacası biraz afalladım..Anneannem Erdener Abi’ye dönüşmüş!

itiraf ediyorum

deborahhh | 24 April 2006 21:54

İtiraf ediyorum. Erkek arkadaşımı kıskanıyorum. Ama bu kıskançlık sevgili kıskançlığı değil. Her ikimizide tiyatro oyunları yazıyoruz. daha doğrusu yazmaya çalışıyoruz. zaten böyle tanıştık desem herhalde klişeden kurtulamam. O zaman demediğimi varsayın. Herneyse. ben yıllardır yazıyorum. ama o daha üçüncü denemesinde oyununu sergileme şansını yakaladı. Hem de üç kere sergiledi. hatta yetmezmiş gibi devlet tiyatrolarından teklif aldı. bu da yetmezmiş gibi mayısın 19’una gün verdiler. Ee tüm bunlar yeter mi? Yetmez… Ankara’nın en büyük sahnesini verdiler…
Sonuç 1: onunla gurur duyuyorum
Sonuç 2: Provalar yoğunlaştığı için benimle ilgilenmiyor
Sonuç 3: Benim provaları izlememi istemiyor (Efendim benden korkuyormuş beğenmem diye…)
Sonuç 4: Sahne amiri sevgilime asılıyor
Sonuç 5: Ben bunalıma girmek üzereyim
Soru 1: hatalı mıyım?
Soru 2: Bu olanların üzerine yaşadıklarım doğal mı?
Soru 3: Kıskanmak ilkel bir duygu mu?
Soru 4: Benzeri bir şeyler yaşamışınız ve önerisi olanınız var mı?

yazım nerede?

deborahhh | 24 March 2006 02:12

yorum yazdığım zaman hemen ekranda görebiliyorum,ama günlüğe yazı yazdığımda aynı çabukluğu göremiyorum.çabukluk bir yana yazım tamamen ortadan kayboluyor.nedenini merak ettim de?

küçük arşivimden uzak durun!

deborahhh | 24 March 2006 02:10

neden herkez birbirinin kitap,cd ya da kaset arşivine göz dikmiş durumda?zaten zar zor alabildiğim cd ve kitaplarım daha ben okuyamadan ya da dinleyemeden ortadan kayboluyor.ve bir gün,ansızın hiç beklemediğim bir arkadaşımın evindeki raflardan birinden çıkıyor.”senin olduğuna nasıl emin olabilirsin?”diye sorabilirsiniz.ama emin olmamam mümkün değil.çünkü hepsinde bu bana aittir diye bas bas bağıran el yazımla,aldığım günün tarihi ve o güne dair küçük bir not bulunuyor.bu samimi arkadaşlıktan doğan bir yüzsüzlük müdür?yoksa sadece edebsizlik midir?ayrıca çoğu arkadaşımla ne kitap zevkim ne de müzik zevkim uyuşmaz.buna rağmen bu durum hep başımaa geliyor.neden ben?neden?

İnzivaya mı Çekilmeliyim?

deborahhh | 19 March 2006 01:14

Bazan düşünüyorum da acaba yıllarca boşu boşuna mı okullar okuduk,kitaplar karıştırdık,dil öğrenmeye çabaladık….. Özgün bir şey düşünebilmek için hiçbir şeyden etkilenmemek olanaksız gibi görünüyor.. Örneğin son öykülerimi büyük bir umutla kardeşime okutuyorum. Aldığım yorum gayet açık: Çok klişe! Elbette etki-tepki prensibini hemen uygulamaya geçiriyor ve kardeşime bunun fazlasıyla özgün,orjinal v.s. olduğunu ispatlamaya çalışıyorum. Ama aynı sayfaları iki gün sonra bende okuyunca klişe buluyorum. Ya bir kitaptan, ya bir filmden ya da başka herhangi bir şeydn etkilendiğimi görüyorum…. O halde nasıl özgün olabilirim? Kendimi bir kuleye mi hapsetmeliyim? Ya da üniversiteye ilk başladığımda öğretmenlerin dediği gibi “daha önce öğrendiğim! herşeyi unut” malı mıyım?…… Belkide inzivaya çekilmek tek çaredir!

diaspora

deborahhh | 07 January 2006 02:27

diaspora’nın Yunanca da yayılma anlamına geldiğini sanıyorum.Ama son zamanlarda Türkçe’ye telafuz ve yazım şekli bile değişmeden olduğu gibi yerleşti.Acaba Türkçe’de tam olarak hangi anlamda kullanıldığını bileniniz var mı?Hatta Yunanlı grup Omega Vipes’in diaspora zmirni,kanada….diye bir şarkıları bile vardı..

tutkuyla yaşam

deborahhh | 19 December 2005 23:39

bazı şarkıları dinleyince dünyadan tamamen uzaklaşabilen bir arkadaşım vardı,kendi kendine dalar giderdi.Bir başka arkadaşımda play-station oynarken kayboluyordu,bir diğeri sabahtan akşama kadar dalga teorisiyle uğraşıyor,momentuma kütleyi nasıl dahil edebileceğini düşünüp duruyordu,başka birinin kendini notaya,solfeje verdiğini hatta uluslar arası başarılar elde ettiğini biliyorum.Bir diğeriyse kendini yamaç paraşütüne adamıştı,bütün rutin işlerini bitirip haftasonunu beklemeye başlardı.Bu örnekleri o kadar arttırabilirim ki..Faydalı ya da faydasız,veya kimine faydalı,kimine faydasız..Öyle ya da böyle kimi insanlar bir şeylere tutkuyla bağlanabiliyorlar.Hayatlarının merkezine koysalarda koymasalarda,kimi insanlar kendilerinden uzaklaşabilecekleri dünyalar bulabiliyorlar kendilerine..Bu azmi,çabayı nereden nasıl temin edebildiklerine anlam verememişimdir.Ben de bir şeylere ne zaman tutkuyla bağlanabilirim.Galiba bunun tek nedeni maymun iştahlı oluşum ve hiç bir şeye karşı kendimi yetenekli görmeyişim.Tutkuyla yapabildiğim yegane şey okumak.Ama sanki bu da işin kolayına kaçmakmış gibi gelmiyor mu?ben uzaktan okur,önceden birilerinin yaşadığı heyecana ucundan kıyısından ortak olurum.Üstelik burnum bile kanamaz,oturup çalışmam,kafa patlatmam gerekmez…Burada hazır yaşanmışı var.ben dışardan seyredersem yeter mi?

link

deborahhh | 19 December 2005 20:57

bu link denilen şeyi bana birileri anlatabilir mi? lütfen cehaletimi mazur görün

yelpaze

deborahhh | 18 December 2005 23:40

yelpazeyi kimin,nerede ve ne zaman bulduğunu bilen var mı? yelpaze,kepaze,şempaze…birbirlerine ne çok benzeyen sözcükler…

radyasyon

deborahhh | 18 December 2005 19:06

hamam böcekleri radyasyondan neden etkilenmezler?Ayrıca bu kadar güçlü yaratıklar neden bir terlik yediklerinde nalları dikiverirler?