bildirgec.org

dasein

11 yıl önce üye olmuş, 70 yazı yazmış. 3 yorum yazmış.

Kör biri için…

dasein | 06 January 2008 17:21

Şunlar yazıldı:
Kör olabilirdim. Ama. Kör olmadan önce insan olabilirdim. Kör insan olabilirdim. Körlüğü insanlığa sarılmış biri olabilirdim.
Kısalan körlük olayları karşısında dimdik durmuş bir baş olabilirdim.
Sadece bir baş olabilirdim.
Olabilirdim.

Başını kaldırıp, etraflıca bakındığında gördüklerini yazmaya başladı.

Amalie, karşıdan karşıya geçmeye çalışan kör bir adamın kolundan tutup, geçtikleri şeyleri söylüyordu.
Beyaz kimlikli bir yarasa. Tepemizde. İşiyor. Duyumsadınız mı ?
Birkaç cümle daha, senler sizlere dönüşüverdi.
Bir yanlışın, siz ve ben, üstüne işeyen bir şey, biri olabilir mi ?
Cevap veren bir ağaçkakan değildi. Resmiydi.

saklandığınız yerden çıkın.

dasein | 03 January 2008 10:09

Bizet üflemeyiniz.
Üzerimiz yeteri kadar kalabalık.
Bir diken de siz vurmayanız.
Çünkü, sabahlar geç uyanır bu şehirde.
Carmina.lar sokağı çoktan geçmiştir.
Geçilmiştir.
Ve soluklaşan bir yıldızın içi kıyılır.
Derince.
Bir paltonun içi ağlar.
Annesi bile kurtaramaz
Onu kendi içinden.
Silgiler gerek dede. Büyük büyük silgiler.
Dedeler ölmez anna.
Dedemin annesi bir yalnızcadır.
Ve tuhafi cümleler bırakır
Yerin yüzüne.
Bir annesi olmalı yüzün.
Dedem öyle döver.
Bir annesi ve dedesi.
Kalp atışlarının ritmi bozulmadam.
Çenesi düşmez torunların..
Dedesi kaçık bir çıngırak ve cümleleri kesinleşen bir tış takımı.
Yeşil küllüklerde şekerlikleri kaybolan bir anne yarımı.
Çok şey mi ister insan.
Anne.

GRİ…..

dasein | 03 January 2008 10:05

a
a

“Beyaz çabuk kir tutar.”
Diye bir şey yoktur.
Bütün renkler kirlenir.
Ama bunu çabuk yapan sadece
Beyazdır.

Kara-siyah dermiş ki;
“Yer yüzünün insanlık insancaları,
Beyaz olmayın öğüdümtür size.
Görülmeğe çabalamayın, göstermeğe çalışın.
Ancak böyle varolabilirsiniz.”

Beyaz yanıtlamış;
“Ben olmasam, senin farkına varılmaz.
Senin yokluğun benim varlığımdan sorulur.”

Ve bir ülkede aklanmak için karalaşan insanların gri hayatları,
Kirlendikçe kir tutuyor.
Bu ülkede beyaz olmak suç mudur?
Karalar yanıtlasın.

yalnızlar bu yazıyı okumasın !!!

dasein | 02 January 2008 14:02

“yıl başı gecesi ne yaparken yalnızdık ?”
1.kırmızı ya da öbür renklere bulanmış şarap kadehlerini serçe parmağınla tokuştururken, sağlığına, güzel bir yıla(n) derken, hayatına, sıkıcı zamanlarına laf sokuşturma üslubuyla ortanca parmağını bunları yerin yüzüne, gökten ayrı bırakırken.
2.”içmeliyim ki unutmalıyım” anlayışını yıkıcı güçlerinle onarırken teve izle demişken bir de kendine ,kendi başında, parmaklarının aralığında sert bir cisim ne izlesem, neye izlensem diye düşünürken tüm düşevlerinde kaybolurken, 1 yaş daha geriledi tüm umutlarım, umut, tanrının köpeğidir-derken, hala elinde dökülmüş şarap izleri dolaşırken ve sen saçmasalak sarhoşluk numarası yayarken….saçları yeni uzamış makassız bebek başlarına benzeyen bir bayülgen karşına çıkıvermiş olabilir tam bu adamdan kurtulmuşken şimdi nerden çıktı bu herif diye söylenedururken aaaa yeni yıla nasıl başlarsan bütün yıl öyle devam eder dürtüsü aklına gelmiş..hatta ilerlemiş aklını çelmiş ve birden yapayalnızlık içinde, en yumuşacık koltuğuna devrilmişken, toparlanıvermiş, duvarlara en sertinden bulaşmış,,,büyük bradere ince bir selam çakmış ve 2008. demiş olabilirsin.
-2008, bütün neşemle seninim.
hayır-ı sever bayülgen dedeyle, ekranlarda beyaza düşmüş yaşamına…konuklarıyla koyulan hoşboş sohbet aralığından sıyılıp elvis huysuz’a dönebilirsin. öfff deyip ser cisimciğinin öte rakamlarına uzanabilir. che’ye en hafifinden gülümseyiş bırakbilirsin. saçma ama biliyorum. burda olsaydın beni yaşatabilir miydin ?
kendi yalnızlığının içinde…dedirtebilirsin içbenliğine castro’dan farklı ama ayrık olamadan..he he he diye ağlamaya tutunabilir selim ışık olsaydı şimdi ah olsaydı boynuna sarılıverirdim. deyiverirdin. tutunamayan bir iç dürtüsüyle yenilenmiş, genişleşmiş olabilirsin.
3.00.00 olmuştur zam-lanan anlar. bir yıl daha bitti. bir yıl daha bitti. demişken o sırada refael yanına ilişmiş bulunmuş…sen benden daha pissin biliyorsun demiştir.
susmuşsundur. suskunluklardan birisin sen de artık diye kulağına i.o.anar fısıldamışkan…sızmış olabilirsin…tevede yağlı göbek dansöz gölleri…sırıtan erkek beyinleri…taksim, kadıköy ne halt etti haberleşmeleri…şu kadar kişi hayata veda etti tesellileri..rakam sayıya geriledi kahkaları…eğlenceli sesleri bozucu hava durumu felakat bağışlıyıcıları…gece gündüz 1 ocak 31 aralık günbegün çalıştıkları için şişilen gazetecilikler…e tarkan..eses oğlanın platonik şarkı sözlenmelerinden bir demet..kıravatıyla dans eden bir yalan, yılan gibi…şıngırdak cızcızlanmaları…yine sevmedik bu adamın şarkılarını dinleye dinleye seviyoruz deyişleri…tarkan’ın buna bir kıç darbesiyle yerlegökt etmesi…ekrandan koltuğa kunuşmaları…hüp diye çek beniii…..hüp diye uçur beni….ve benzerleri….
4.sıkıldım, sarhoşum galiba, yalnızım, uyumak istiyorum.la biten gece.
yine başbaşayız. yalıncacık. kendime dönük ve kıvrımsız.
kaç kadeh devirmişimdir? devirmişizdir?
yalnızlık kuklası: “bütün yalnızlar tek çizgide istemese bile birleşir.”

“yeni”len savaş….

dasein | 31 December 2007 12:05

Yeni yıl süprizi kanatlarda.
Bir gün daha,
Yuvarlandıkça
İçine dolantılı yaslanacak.
Noel babalar
Kışkırtıcı cazibeli sakallıklar
Dağarcığında yığıntı bırakırken
Hiç an.sız, hediyesiz.
Dağılmak kalıyor
Geyik çekçeklerine.
Çünkü yerimiz bir daha kanamayacak.
Kan akacakken ya da çoşacak
-Kill jouan
Diye ağlayacağız.
Bir dil süprizi bize beklenmeyecek.
Bir işteş çakısı içinde
Yeni, hiç yaşanmamış
Bir tarihte tarih olmak için uğraş vermek.
Uğraşı
Küçük dünyacıkların uğraşı olmaktan başkası değilse
NEDİR ?
Hastasın sen 2007.
Bitmemiş çiçeklerin ağzında.
Yeni bir döllenme nöbetindesin.
Perece olasım geliyor
Senleyken
Ya da sensiz benleyken.
Kanın içindeki döl türevleri için
Sağ ol mu denmeli ?
Sağ ol. Ölümlü bebek cesetlerince.
Sağ bırakılmamış ölümlerden
Sağ bir kelime daha çıkarmak
Sorulsaydı.
Ölüm olurdu.
İkibinsekizlerden çıkarmayı, ölüm sözcüğünü çıkarmayı.
Sorulsaydı.
Babasını savaşın gözlerinde yitirmiş bir çocuğa.
Baba ölümüne
İstençlenir.
Kanı deme vurana kadar.
Çok yağmur akacaksa da yeryüzüne.
Bugün dönüşsün.
Demek için.
Vurulmak için
Efalarca
Svaşın dediklerine.
Silah seslerinin yankısı dinmemişken gözlerimde
Diye başlayacaktır güne
008.in ilkine, iliklerince.
Sonra diyecektir.
Biz bir kalp yarattık. Yüreklerimizden.
İçine beynimizin solunu koyduk.
Yapamazken,
Deliremezken,
Bir eşitlik arandık.
Sözcükler
Durana değin.
Masa, defter ve benzerleri.
İyi seneler…

bayramdan sonra..

dasein | 25 December 2007 06:21

Özlemiş miyim.
Delirmiş mi.
Virgülsüz
Ya da
Sadesiz.

Her şey, bıraktığım gibi.
Klasikçe.
Olduğu gibi.
İşlerimi yapmalıyım.
Birikmemiş.
Yeni çıkın.
Yeni, beyaz, bir kalem var.
Bayramlaşmanın artığında
Yeni bir şeyler aranan birinin
Yeni bir kalemi.

Kolay ekilmiyor
İlk iş günü.
Parmaklar değdikçe
Klavyenin parmaklıklarına.
Kolay görünmüyor
Bırakılmış ya da adına bakılmadan bitirilmiş işlerin
Yüzüne yeniden, tekrar bakmak
Bayramın araladığı günlerden sonra
Kolay gösterilmiyor.
İşlerin elinden tutup, çevirmek.
Bir su bardağı
İçinde toz çiçek çayı.
Yudumyudum
İş işten geçti.
Odam aynı, masamın kıvrımları aynı yerlerinden dokunuyor.
Yemek listesi aynı sıralanışta.

Hiç kolay değil bayramdan sonra işte olmak.

BAYRAM (n)EŞESİ

dasein | 19 December 2007 15:33


friendlife.net

Ayaklarınızı uzatıp, şöyle bir nöbetleşe bayram olaylarını düşünmeye hacetlenirken, kayan bir gökyüzü gibi. Derinden yaralanmalarımızı anımsarız. Şöyle ya da böyle deriz. Bu ya da şuyuzdur. saat.08. bilmem kaçıncı sayıda namazın vakti kılınır bir cami dolusu eğilmiş gövde minarenin yanılsamasından bize seslenir. O gün hayvanların kurban edildiği bir gündür. Kutsi ve pekveyaçok dünyevi bir güncükler, dörtüz günlükcükler. Kesilen boynuzlar ayrı bir simetride farklı anların ölümlüklerine tutunarak günbegün ölüm tarihlerine otlanırlar. Yenen etlerin salyası akarken bir çocuk biz yokuz. Hayır yavrum, yoksuluz. Ama baba yoksul olmak , yok olmak demek değil mi. OLMAK, yalnızca olmak demek. Ne kadar emek eder?
Susuz suskunluklar birkaç defa kendine ait bir masal tutar. Ve çok geçmişli bir deniz hikayesi anlatmaya başlanır. Bir gün denizin biri, akarken düşüneyazmış, yüzmenin kurallarını tanımam deyivermiş. Birden, o anda. Şimdiki anda. O anın şimdiki zamanında kurallar, yüzmenin kuralları silinmiş. Denizler masal masal al al akınmış. Bir dilek eyle ey baba efendi. Yüzme öğütle şu koyunlara. İçleri dar gelsin. Yürekleri dağlasın.
Ben bugünün anlamını biliyorum. Diyene bakınma koyan koyuna bakan öteki adsız koyun. Neymiş, pekala bu gün neymiş. Dediğinde inek olan böğürtü bıraktı dünyanın yüzelliğine, güzellik olsun diye. Güzelin ne olduğuna bilinemeden. Kurban bayramı. Bilmiyor musun.kurbanların bayramı. Sen bayram ne değildir biliyor musun ?

ARKASI (Y/K)ARIN

Duvar. Hafızadır.

dasein | 04 December 2007 16:04

duvar +çivi
duvar +çivi

Duvar. Hafızadır.“duvar iç bükey yalanlarıdır.”
.

SEÇİMLER

dasein | 03 December 2007 12:15

İnsanlar aynı düş içine sığamadığından hepsi kendi düşleri arasında erir ve yeşerir. Kendi kalıplarına kalplerini koyar, oradan gökyüzünün yaşanmışlıklarını izlemeye tutulurlar. Tutulma gerekçeleriyle kendilerini gerçekleştirme güçleri arasındaki derin çizgide salınıp, dönerler. Bir oyun, kalabalığa karışmış bir oyundur tüm bu devinimler. Asıl harflerini kaybetmiş ya da erirken düşürmüş Seçmen-women.LARIZDIR. Seçim yapma eyleminin düzlemi üzerine dipçikler kondururken kendi dünyalarımızı yaratırız. O dünyalardan da başka dünyalar, onlardan da başkaları. Dünya döner ve artığı olarak kalarak Biz harfleniriz. Harflendikçe cümle oluruz, aş oluruz iş oluruz. Ben pamuk prenses olmak istiyorum diyen bir cüce olamayız. Ama hepimiz, para denenin artığı olarak çizgi halinde ülkenin farklı bölgelerine dağılmış birer masal kahramanıyızdır. Masalların bir yerinde ip kopana dek oynarız. Ne vakit ipler kesilir o vakit biz düşeriz. Düşlerimizden. Yaşamımızdan. Ayrı ayrı düşlerde aynı düşüşler gerçekleşir.
Aynı sandıkta lekelenir. parmaklarımız aynı elin aynı parmağı aynı tırnağı.. genel ve gizli oyuzdur bir günlüğüne. 1 günlük bir ihtiyaç olarak ihtiyaçlarımızı gidermek için seçim yaparız. Kıt kaynaklarla yetinemeyen dahası için günlük saatlerini tüketen birer tüketici ve hayal ekici olarak. Her şey birer yanılgıdır. Yanılgının izleçi yaşamımızın uç noktasını oluşturur. Bir uç nokta olarak ardımızda ekmek kırıntıları bırakarak yürürüz. Genelde kırıntı bırakmayanlar koşar. Ve yürüyenler onların neden koştuğunu sorar.Yürümek, koşmanın başkalaşmasıdır. Başkalaşmış anılarıyla göçen bir tanıklık, biziz-iz yansımasından ötesi değildir. Partiler dizilir, o kısaltılmış sözcüklerin bizim için anlamı üzerine yaşamımızdan ne kadar saatciği harcadığımız meçhul ve gereksizdir ekonomik kazanımlar mührümüzün yönünü belirleyecektir nasılsa. Bireysel kazanımlar belirleyici oylanmalarla oyunu bitirir, oyun içindeki oyunları ayıklamaya, görmeye, tartmaya başlarız. Her gördüğümüzü bağırtmamayı öğrenmişizdir. Bağırmamayı öğreten yanlarımızdan Benim avuç içlerime ne akıtmıştır bu parti şu parti demişliklerimiz vardır. Bu bir oyundur. Ya da kim benim için ne yapacak soru işaretinin noktacığı; bizlerin sorgusu ve yaşanmışlığı.