bildirgec.org

dasein

11 yıl önce üye olmuş, 70 yazı yazmış. 3 yorum yazmış.

insanlar yalan söyler.

dasein | 21 January 2008 18:43

Sahipsiz şiirler çöplüktür.
Sahibini ararken kırılanlar çöpçü.
Herkes her şey gibi yapa.lıyor.
Yapayapa.
Genz dipleri….,,,
Kendini ağırlıyor
Yüz çizgileriyle.
Konuşuyor.

çünkü,
“insanlar yalan söyler.”

ölmek için çok fazlalar

dasein | 19 January 2008 20:04

Bırakın, hayatınızı.
Bu ülke, zehirli.”

Pekçok ad ve soyda
Yanyan(a)
Zarfzarf(a)
Bırakın adları soyadlarda.
Ölmek için, çok fazla.(lar)

kötü bir şaka gibisin….

dasein | 19 January 2008 20:00

Kötü bir şaka gibi gelmişti bu adam.
Şiirselliği kondurmuştum, hafifce.
Farklı bir sözcük buğusu içine kapanmıştı.
Camın ardından bakan gözleri
Işıl ve ışıktı.

Son darbeyi de yemişken. Günün devamını tahninleyebiliyordum.

Zıırtttt telefon direkleri yırtıldı.
Kaymıyorum dedim hiçbir yana. Buradayım ve sesim ağzımda.
Buğulanıyor cismim.
Allık ve cisimcik olarak yanız.
Bir tarafız. Dünyanın bir tarafıyız.

Nerden çıktı bu grilik ?
Beyaz duvar yelpazesi içindeki renkler dağılıyor.
Bir tutam çiçek olasım gelmiyor. Artık.

ve….nin devamı.

dasein | 18 January 2008 19:09

Aşık olmuş gözlüklere ve diyarlıca dillerini kapatmış
Hüzün ekmiş ve dolaşmış durmuş aynı yönde.
Aynı okların aynası da kendine dönecektir. Nasılsa. Hayat kendine dönecektir yeşilleşmiş gözlere. Ve tutunmuş demeçlere.
“Sarı boyalar ile kendini çizen bir resmin aynasından kedisine dolanan bir çift gözün ışığı altında geceliyor yaş bekçiler.”
aşk haykırınca dedi.Ve ardından çöpçüler dağılıyor. R.ler kendini kaybediyor. Daktilonun dili düşüyor ve yapayalnız şairler çoğalıyor. Kelimelenmelerini sağlamlaştırıyor. Yağmur yağıyor ,içleşmiş.
r.ye aşık olmuş kadınların okluğu ezikliğinde bir saklambaç sobesi gerekiyor kendi duvar içlerimizde. Bir yenilik daha lütfen. Kendi içimizden olacak. Lütfen.

harf işçiliği…masallar yalan savurmaz.

dasein | 18 January 2008 18:39

Aşık birer adımdık dünyada
Karlarımız bizimle düşerken
Ağlarken
Ve geçmişte dururken
Biz yalnızca kendimiz için bir iyiliktik.
Ve sadece bir iyilik olarak kalınmanın ağır işçiliğinde kendi dünyamızdaki yerelliktik.
Biz birer harf işçiyiz diyorsa da şairler ben bir yerüstü yalanıydım.
Cümlelerimiz üstleniyor ve geberme anına kadar bekletiliyoruz.
Yarın, yarından sonra gelecek ve tüm işçiliğiyle kendince duracağız.Masallara sığmayan sabahları olmalı insanın sonra.
ve sonra……

Dünya neden sanatsal yaklaşımlarını kaybetti?

dasein | 17 January 2008 09:44

Dünya, neden sanatsal yaklaşımlarını kaybetti? Sanat bir vedadır. ve son vedasındaymış gibi yaşanıyor bu zamanlarda. Bunun bilincinde yaşamış beyinler sanatın ayrımlarında kendini yaşa bırakmanın yollarında geziniyor. Bu gezinme insanları, yavaşlatıp, sanattan uzaklaştırıyor.

takım arkadaşları aranıyor

dasein | 17 January 2008 09:41

biliyorum hiç bakmadı.
yüzünü çevirdi
rakam rakam rakam
tut ellerinden rakamların
çevir ve evir
kalıp kapı kal..
artık. burada.
duvar harflerini yırttık sonra bize.

bir düşün sanrısı

dasein | 16 January 2008 07:21

İçinize dökülen ne varsa eskisinden daha koyu olacak şekilde dağılmasına yardımcı olunuz. Sayfa 132de bunlar yazarken kendine doğru ıpıssız bir yolculuğa çıkacak cüceleri yoluna, zihnin yoluna dizmişti. Yararlanalıcak yol, kaybedilen en hakiki yoldu.
Bir çizgi halinde dağılacak noktalar eşliğinde yabancı harflerin toplamından kaçının yalancı olduğunu bildirmek üzere kan damlatacaktı izi.Bir dünya yalanı nasıl taşınır? diyecek ve susacaktı.Düş görüyorsun dünya. Tüm bu yaşadıklarımız bu düşün bir parçası.
İnsanın tüm söyleyecekleri bu kadar olabilir mi ?

mesele…

dasein | 16 January 2008 06:03

Birinin yüzündeki hüznü gülümseyişe dönüştürebildiği bir mesleği olmalı insanın. işi değil.
bunu yapmak iş olamaz..olsa olsa bir meslek..belki.
Sonra o meslekte sulanmalı.
Sulandırmalı insanları.NOKTA.
(iki nokta arası gerçekleri bir tedirgenliği çamber yapmaya yeterli miydi )

şarabın patates püresi üzerine demlemeler

dasein | 14 January 2008 14:21

Bacaklarımın ve vücudumun neden bu denli yorgun olduğunu bilemiyordum. Patates püresi düşünmeğe başlamıştım. Biraz kesik ekmek ve bir kadeh su. Hepsi tüm bu oluşan yorgunluğumu alacak, götürecek gibi geliyordu. Sıcakveçoksıcak bir su dökünmenin ardından, sabah gelmişse de duymayışım onu hissetmeyişimdendi. Biliyor gibiydim. Bilmek durumundaydım. Bilmeyi öğrenme durumundaydım. Her şey kafasız bir posta ile gönderilebilirdi. Kurye içinde hafif bir posta, azvebiraz satır. Beklemek yarına kalacaktır, nasılsa.
Gazeteleri yokluyordum. Satır satır özlem geliyordu. Özlemin kırdıkları ve sonrasında düzelen telefon kesitleri.
Telefon sesini duyamıyorum. Şarabın sesinden.
Lütfen arayın beni. Bay şarap. İhtiyaçtan ve acizlikten .
Hastalıktan yorgun düşmüşsünüz, siz.
Yüzünüzde az allık, çok yorguncalar ve bitip-tükenmeyen hastalık izleri taşıyorsunuz, yüzünüzde. Takvimin rakamları üzerine bir duyuru.