bildirgec.org

behman

11 yıl önce üye olmuş, 44 yazı yazmış. 50 yorum yazmış.

içimdeki saat…

behman | 05 February 2008 03:52

içimdeki saat
içimdeki saat

…İçimdeki saat durmaksızın işliyor.
tik tak, tik tak.
zaman nasıl akıyor farkında olmadan.
su gibi. duru, sessiz ve sonsuzluğa uzanır gibi uzak.
içimdeki saat akıyor su gibi. ama berrak, ama bulanık.
ama akıyor durmaksızın.
ne de güzeldi en başlarda.
yeni. yepyeni. taze.
hem saatim hem ruhum.
mutlu ve umutlu
soluyordum tik tak, tik tak.
fakat zaman aktı su gibi.
ama şimdi acımasız ve gür.
herşeyi mahvedercesine
yıkıp dökercesine,
engelsiz, manisiz, hür.

Coca Cola nereden çıktı?

behman | 04 February 2008 13:16

...

Zevkle içip duryoruz ama acaba tarihçesini, ilk kez nerede, nasıl çıktı ortaya biliyor muyuz?
coca cola‘dan bahsediyorum

İlk kez 8 Mayıs 1886’da Eczacı Dr. John S.Pemberton tarafından, Georgia Atlanta’da üretilip eczanesinin bahçesinde bardağı 5 cent’ten satışa sunulmuş. Dr. Pemberton’un ortağı Frank Robinson kendi el yazısıyla Coca-Cola’nın logosunu yarattı. bugüne kadar değişmedi bu logo.

Dr. John S.Pemberton
Dr. John S.Pemberton

Coca-Cola’nın şişelenmesine 1894 yılında küçük bir şekerci dükkanında tek makine ile başlandı.
Bugün dünyada 200 ülkede satılan, her yaştan, her cins ve ırktan insanın tanıdığı ve kullandığı bir marka oldu.

Yerli Dizilerin Süresi Kısalıyor!

behman | 03 February 2008 19:59

yaprak dökümü
yaprak dökümü

yerli diziler kısalıyor nihayet!

Son dakika; Galiba sonunda yerli yapımcıların aklı başına geldi ve dizilerimizin uzunluğundan sıkılan izleyicileri mutlu ettiler. Nasıl mı?
Yabancı dizilerin ortalama süresi reklamlarla maksimum 60 dakika iken yerli dziler 120, hatta 150 dakikaya kadar tırmanıyor. Hem izleyenler hem de diziyi çeken ve oynayanlar bunalıyor.

Engin Günaydın ve Burhan Altıntop

behman | 03 February 2008 00:14

burhan altıntop
burhan altıntop

düşünüyordum; acaba bu stand up’ı izledikten sonra ona karşı düşüncelerim ya da izlerkenki tepkim nasıl olacak? engin günaydın‘dan bahsediyorum nam-ı diğer burhan altıntop. avrupa yakasını ve onu bilmeyen yoktur heralde. 2 şubat akşamı ankara’daki stand up’ı son derece başarılı ve gayet insanları gülmekten yerinde oturtmayan cinstendi. doğal halinde idi ve bu da bana şunu sordurttu. engin günaydın “burhan altıntop”u oynarken ne kadar rol yapıyor acaba?

algı ve seçicilik

behman | 02 February 2008 21:40

bir saat aralıksız bakılacakmış..evet, işkence gibi..
bir saat aralıksız bakılacakmış..işkence gibi..
en basiti koku...
en basiti koku…

Algı’da Seçicilik

yaşantımızdaki her hareketimizin sonucu ve bunların etkileri ve bize dönen tepikileri. eğer tepkide en ufak bir eleştirel yan varsa algı mekanizmamızla bunu geri tepe biliyoruz. eleştiriye açık olamamamız bu yüzdendir. algıda seçicilik yapıyoruz ve onu “en basit” tabirle eleştiri olarak görmüyoruz. çünkü, o bizim davranışlarımızın yanlış, kötü olduğuna dairdir.
ve son olarak göstermek istediğim bir şey var. bir siteden buldum.
söylenene göre bir saat aralıksız bakınca göz bozuklukları geçiyomuş .. şekil 1 A

Fist of Zen : İşkence Mağdurları

behman | 01 February 2008 23:06

Fist of Zen’in İşkence Mağdurları

Mtv’de ara ara denk geldiğim, izlediğim, izlemekten zevk mi alıyorum yoksa zevkten ziyade bastırılmış “saldırgan” duygularımı tatmin mi ediyorum tam çıkartamıyorum (aslında bu cümle bambaşka bir konu, bambaşka bir tartışma, çünkü program izleniyor ve izleyenler de izlerken gayet zevk alıyor, kahkahalar atıyor. sebep? işkenceden, birilerinin canını acıtmaktan bu kadar çok mu zevk alıyoruz?) ama bildiğim bir şey var ki, bu programdaki işkence uyugulamaları korkunç ötesi.

işkencenin alası ..
işkencenin alası ..

Çok satan kitapların gerçek yüzü…

behman | 01 February 2008 18:52

yeni yazarlar..
yeni yazarlar..
yeni yazarlar..
yeni yazarlar..

Gerçek Bestseller!

bir kitap “çok satanlar” listesinde bir sene zirvede durur. sanırsın ki binler, yüz binler satmaktadır. fakat sene sonunda bir dergide gerçekle yüzleşirsin! bunca zaman listebaşından inmeyen kitap sadece 20.000 ( evet sadece yirmi bin) satmıştır. peki sebebi nedir? korsan satış patlaması mı?? bence kesinlikle değil! sebebi “kitap okuma alışkanlığımızın” olmaması. ona gerek, ihtiyaç duymamamız. yeterince şeyle meşgul olmaktayız gün içre. dışarıda iş, evde iş ve bunlara bir de “televizyon” faktörünü eklersen; gel de kitap oku, ona vakit ayır! kesinlikle okumayanlara da hak veriyorum!

.. devam edeceğim 🙂

türban kurban ve tabu

behman | 31 January 2008 18:10

tabu'nun trajikomik sorusu..
tabu’nun trajikomik sorusu..

tabu‘da türbankurban mı?

çok zamandır hatta çok çok zamandır ülke gündemini meşgul eden, gündemden hiç düşmeyen, televizyonda kanal değiştirirken denk geldiğim 10 tartışma programının 10unda da bir o yana bir bu yana çekiştirilen, bir türlü bir karara varılamayan bir sorun; türban. neden bir sonuca bağlanamıyor acaba? çünkü olaya, işin içine insanların yıkılmaz “tabu”su girmiştir. inanç, din. yıkılmaz tabudur, çünkü varoluşsal bir prensiptir. doktrindir.
istismar edilemeyeceğinden muhalif olan da iktidar olan da sebepsiz bir şekilde yıkılmayan, yıkılmaması gereken duvarın dibinde sessiz sedasız beklemekte. her iki taraf da çünkü aynı tabunun mağdurudur. ve bu tabu yıkılmadıkça, bazı taşlar kesinkes yerine oturmadıkça bu sorun; türban, tabunun kurbanı olarak gündemi, gündemimizi meşgul etmekte direnecektir ve trajikomik hadisemiz olmaya devam edecektir; şekil 1A

Pushing Daisies

behman | 29 January 2008 09:24

pushing daisies
pushing daisies

Dirilen insanlar aşkına!

Yerli dizilerin uzunluğundan sıkıldığım zamanlarda kısa diziler arayışına girdim ve farkettim ki yabancı diziler hiç de bizdeki gibi uzun, bunaltıcı, sıkıcı ve bol gözyaşılı değil. Yerli ekranlarda da yabancı dizileri altyazılı yayınlayan kanallar mevcut. Pek yakında ekranımıza merhaba diyecek olan entersan bir dizi var : Pushing Daisies. Konusu ve görüntüleri oldukça ilginç. Daha çocukken ölüleri diriltme yeteneğine sahip olduğunu keşfeden Ned yıllar sonra çocukluk aşkının ölüsüyle karşılaşır ve onu tek dokunuşla hayata döndürür. Fakat bir daha asla sevdiğine dokunamaz çünkü ikinci kez dokunursa sonsuza dek ölür. Diğer bir doğa kanunu daha var ki dirilen birinin yerine bir başkası veda eder hayata. Yerli dizilerden kaçanlar “Pushing Daisies“in ihtişamına kapılabilirler..Kaçırmayın..

Hande Yener

behman | 28 January 2008 22:46

Ortalığı Hande bastı!

Son albümünün son klibiyle “Yalan Olmasın”, ekranlarda boy göstermeye başladı Hande Yener. Yine! Farkettiniz mi bilmiyorum ama son zamanlarda müzik dünyasına pek bir hakim olmuş durumda kendisi. Ya da kendileri mi demeliydim? Yani Kemal Doğulu ve Hande Yener. İki kanka. Gayet güzel şarkı ve klipler ama “Kibir”, “Romeo” ve “1 Yerde”den sonra son klip “Yalan Olmasın” pek olmamış sanki. Ama sanki! Olmuş da olabailir. Belki de o kliplerden, rengarenklikten sonra çok şey bekliyor olmamızdandır bu sitem. Her neyse yine de emeklerine sağlık.. Ha bu arada şarkı Sezen Aksuya ait ama sanki ona ait değilmiş gibi (biraz) kötülükte..Kızmasın severler 🙂