bildirgec.org

beatnick-hafif

11 yıl önce üye olmuş, 59 yazı yazmış. 87 yorum yazmış.

kominiti komunite komunitö?

beatnick-hafif | 12 February 2002 10:07

“Commune” sözcüğü ingilizcede “görüş alışverişinde bulunmak” anlamına da geliyormuş. Community’nin anlamlarından biri de “ortak iyelik” yani ortak mülkiyet… Bunlara dayanılarak “Komünite” dendiğinde salt bir merkezin etrafına doluşmuş kişilerden oluşan bir grup değil, hoşgörü(tahammül diyelim), kolektivite ve ortak inisiyatif gibi kavramlar da kafamıza çalınıyor mecburen.

Şimdi bir komünitenin komünite olması için “biz komuniteyiz ağğbi” demesi yeter mi acaba? Keza Türkçe’ye topluluk olarak lök diye çevrildiğinde evet artar bile. Unutulmaması gereken, maça giden kalabalık bir grup da bir topluluğu oluşturur, Hacc’a giden Hacılar da. Zira sözkonusu ve benzeri gruplar kendilerine “biz komunitiyiz, valla da öyleyiz” derlerse “iki dakka durun abi” demek de farz olur. Mesela Masonlar bir komünitedir, beğenilsin ya da beğenilmesin.

İntihar, FRP, Satanizm, vs…

beatnick-hafif | 22 January 2002 02:22

Allah Satanist gözlerden sakınsın, FRP kitapları da sahte dinlerdir, oyun oynamak da ritüelleridir zaten. Hem ben intihar etmek isteseydim satanist bir FRP’ci olurdum, amma da yakışırdı ha! İstatistik bilimine bir şekilde bulaşmış olanlar bilirler, sayılarla çok kolay yalan söylenebilir. Keza medya lumpeni Fatih Altaylı’nın sıcak günlerin dinamik programı Teketek’inde de bu gece “bilim adamı” olarak rüştlerini ispatlamış birtakım moloz beyinlilerin istatistik kullanarak FRP denen oyuna nasıl bok attıklarını izledim. Neyse, çok önemli değil, günümüzde psikiyatrinin misyonunun bireyi bu sakat topluma “yedirmek” olduğu da apaçık ortada zaten. Ağlak gözlerle vah vaaaahh, çocuklara ne olmuşşş, FRP kötü bir şey ki, sen oynarken de ben demiştim diyerek yanımda TV’ye bakan anneciğime biraz bağırıp susturduktan sonra sinirimi atamadım ve bu yazıyı yazmaya başladım. Şimdi bir istatistik yaptım, -bu arada bu gerzekler Radiohead’e de sataştılar, kıçımla güldüm- programdaki eksik beyinlerin çoğu, sürekli ABD filmlerindeki iki ebeveyn ve iki kardeşten oluşan mutlu aile modelinin özlemini duydukları kesin. Bu adamlara öyle bir şey olmadığını kim anlatacak? İntihar eden bir sürü insanın FRP’den veya Satanizm’den filan değil de, geçim sıkıntısı, aile baskısı vs.’den öldüklerini kim bilecek? Dedim ya, düzenle bir sorunun olmazsa, hep iç ya da dış mihrakla uğraşırlar. Bunlara ben “kurbağa” diyorum, upuzun dilleriyle ufak ufak sinekleri avlamakla uğraşırlar, ammavelakin, oturup semirmekten başka bir boka yaramazlar, çünkü üzerinde oturdukları bataklık, sürekli kendi boklarıyla besleniyordur. OHH, rahatladım!

Palyaço

beatnick-hafif | 22 January 2002 01:24

“halbuki korkulacak hiçbirşey yoktu ortalıktaher şey naylondandı o kadar”Turgut UYAR I.
kaç kişiyi öldürdüm düşlerimdekaç kilo çekerdi yalnızlıkkaç kere ezildim altındayaz yağmurlarınınbelki de palyaçolar ağlardı pazartesi sabahlarıher sirk geldiğinde ağlamaklı olurdukhep ağlamaklı olurduk gülünecek halimizekim sevmezdi çiçekleri filan”ben sevmezdim” dedim, “yalan”dedibunu palyaço söyledi,palyaço söyledi ben yazdımyazdım, yazmasam ağlayacaktımherkes ağlarmış biraz, ben de ağladımsırf bu yüzden mi ağladımalçaklık gibi bir şey oldu bu birazbiraz birazdım her şeydendün biraz sinirlenmiştim meselayarın bir kadını seveceğim birazbiraz biraz kör oldum bügünlerdeama rakı kadehlerini boşaltmayıneksilmesin hiçbir şeyhiçbir şeyden dahi olsakalsın birazII.
umursamıyorum yılgınlığımı filançünkü sessizce yaşanmalı her şeybir devrim sesszce olmalı meselave her sözcüğüne inanmalı bir palyaçonunbir palyaço neden yalan söylesin kiben palyaço olsaydım söylemezdimmarangoz olsaydım da söylemezdimben insan olsaydım yalan söylemezdim!hem nereden çıkardınız palyaçonun yalnızlığınıkaç kilo çeker ki bir palyaçohem neden yüzüme vuruyorsunuzbir çirkin ördek yavrusu olduğumugocunmam ki ben, ben gocunmambir palyaço ne kara gocunmazsao kadar, o kadar gocunmam işterakı doldurun! eksilmesinIII.
bitmedi, yazacağım dahayazmazsam ağlayacağım çünküalçakça olacak birazhem biz o zaman kimdik ki, nerelere giderdikher sokakta biraz daha eksilirdikbilirdim, geceleri puslu puslu olurdu bazenbazen birisi fısıldarmış gibi olurdu”duyamadım”, derdim, “tekrar et!”sessizliğe bürünürdü o vakit her şeysokaklar daha bir puslupalyaçolar daha bir ağlamaklı olurduve ben daha bir alçak olurdumağlardım birazhem sen kimsin, çekiştirme diyorumhatta kuyruğuma basma diyorumacıyor, tırmalarım,-diyorumkahrol, kahrol!diyorumIV.
geçen gün yüzüme rastladım bir ilan panosundakorktum birden, kusacak gibi oldum”olur öyle” dedi palyaço,”herkes alçaktır biraz””otur ulan!” dedim, bağırdım onaben bazen bağırırım biraz”rakı doldur!” dedim, “eksilmesin!”ben bazen eksilirim birazaslında hepimiz eksilirmişiz birazbunu sonradan öğrendimben aslında her şeyi sonradan öğrendimherkes herkesi sonradan öğrenirmişbunu da sonradan öğrendimörneğin;geçen gün bir kadıbla seviştimbiraz değil çok seviştimya işte öyle palyaçodiyorum ki,bunu da yeni öğrendimsevişmek de eksilmekmiş birazV.
kim sevmez di ki kuş ötüşlerini filan”ben sevmezdim” dedim, “yalan”dedibunu palyaço söyledipalyaço söyledi, ben yazdımyazmasam, alçak olacaktımhem ben roman da yazdım birazbazen diyorum ki, palyaço,sen olmasan ben ne yaparımalçakça eksilirim belki birazher yağmur yağışında yerindi dibine girerimhiçbir kadının kasıklarını öpemem belkiya da unuturum sonradan öğrendiklerimibiraz biraz anlıyorum ki,yüzler eller, o terli vücutlar filanher şey plastikmiş birazVI.
haydi sirtaki yapalım palyaçorakı doldur, yine eksildik biraz

Bu ülke için seve seve?

beatnick-hafif | 25 December 2001 14:32

Şimdi ben bu işi hala anlamış değilim. Bu ülke için seve seve ne yapıldığını kavrayamadım bir türlü. Hayır, halk zaten seve seve ya da s.ke s.ke yapıyordu bir şeyler yüzyıllardır. Şimdi mesela benim bir çift ayakkabıya ihtiyacım var. Bunu alamıyorum çünkü param yok. Ama “bu ülke” işin içine girince aniden kafama bir şey dank ediyor, boğazımdan filan kesip arttırıp, lütfedip de yüzde bilmem kaç indirim yapılmış “özel etiketli” bir mağazaya koşturmak suretiyle hemen bir çift ayakkabı alıyorum. Sonra bu ülkeye hizmet etmenin (!) getirdiği yüce iç huzuru içerisinde huşu ile evime dönüyorum. İlginç. Birileri çıkıp “bu ülke Arjantin’e dönmez” diye kıçını yırtıyor. E, adamlar mallarını biliyorlar tabi. Yoksulluk sınırı bir milyar tl’ye yaklaşmışken, hâlâ “seve seve” koşturup alışveriş yapmanın, onu da geçtik, “kemerleri sıkmanın”, milletimizin bölünmez bütünlüğü içerisinde huzur duymak gerektiği propagandasının halkımız tarafından ne kadar benimseneceğini biliyorlar. Ahh, Aziz Nesin ah… AdBusters usülü bir organizasyon oluşturmak gerekli bence. Buna ciddiyetle ihtiyaç olduğu kanaatindeyim. Bu pislik kar mekanizmasının ufak da olsa bir teşhiri ve anti-propagandası gerekiyor. Bu androidleşmiş halk içinde böyle bir organizasyonun ne kadar alıcısı olur bilemiyorum gerçi, ama en azından bir şey yapmış olmak, içimizdeki huzursuzluk ve öfkeyi dindirebilir diye düşünüyorum. Tartışalım derim.