bildirgec.org

astral

11 yıl önce üye olmuş, 262 yazı yazmış. 308 yorum yazmış.

YAKILAN EĞER

astral | 19 October 2006 23:37

Duvarlarım
Haykırışlarım olduğunda

Al beni götür buralardan
Damarlarında ben olduğumda

Kaçalım kuytu derin
Bir karanlıkta

Karanlıklarımda
SenOlacaksan eğer
Eğerleri yakayım

Yakayım bu geceyi
Ve seni olduğu gibi

(derya’ya)

VE SEN

astral | 19 October 2006 23:21

Yalnızsın buralarda
Yalnızsın
İnan her diyarda
Her diyarda umutsuzluk seni kovalarken
Sen aslında hiç yaşamamış
Ve
Yaşam sana küs
Bir gece yarısı ürkütücülüğü var
Ve sen

Altı yaşında küçük bir çocuk

deniz batmış gözlerinde

astral | 19 October 2006 23:16

Aşkıkapı aralarında aramamak gerek
Düşler
Gecelerde saklanıyor
Kaçtıkça
kendimi buluyorum
bir yolun sonunda
deniz batmış gözlerinde
ağlamak bu gece
dışarıda
kimsesiz soğuklar
meçhul istemlerin mateminde
sarılmadan güneşe
ve
o kadar
umarsız
o kadar
aralığında kapının
geliveren bir sitem
şimdi
aşk

YASAK

astral | 19 October 2006 23:03

Yasaklar
Düş görmüyor

Yüreğimse

Yasak
bilmiyor

OLAMAZ

astral | 19 October 2006 23:00

Akustik ses boyutu

Güneşin beyninde ıslanırken

Bilimsel emeğin hakkı

Kötek olamaz

KAMÇI

astral | 19 October 2006 22:56

Aşk açtır

Tecavüz eden yüzler

Adaçayı içmek gibi bir şey

Değil ki bu

Sansasyonel hayatlar

Et

Ettiğin

Öldür

Ruhunu

ELDEN GİDEN TÜRKÇE

astral | 19 October 2006 00:45

harschena’nın dilimiz üzerine yazısına atfen!!

Thedor Adorno Frankfurt Okulu’nda bu duruma kültür endüstrisi diyor. Öyle ki mesajı aktarandan, ideoloji sistemli ve düzenli olarak kitle iletişim araçlarından hedef kitleye ulaşmaya devam ettiği taktirde ileti bir süre sonra pekiştirilir, farkında olmadan içselleştirilir.

Devletin İdeolojik Aygıtları’nda Althuser bizim de doğal olarak değişim göstermememize neden olan ideolojinin eğitim kurumları, devlet ve aile aracılığıyla nasıl yayıldığını anlatır.

Bu anlamda değişim normal fakat hangi konularda değişmeli buna dikkat etmeli. Küreselleşmeye tamamen kaptırıp yerel bir değer olan dilimizi tamamen boşlamalı mıyız??

İ.Cem’in Fransa Kararına Yorumu

astral | 16 October 2006 13:56

İsmail Cem Fransa kararı hakkında Can Dündar’a yorum yapıyor.

“Türkiye, Ermeni soykırımı yapmamıştır” demek Fransa’da yasal bir suç oldu. Nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bu yasa, Fransa’nın kendini adeta zorla soktuğu bir sınava dönüştü. Fransa kendi geçmişini, özgürlükçülüğün Avrupa’daki öncüsü konumunu, “1789 İhtilal-i Kebir”ini, Fransa’yı Fransa yapmış değerleri, bir bakıma kendini inkâr etti. Farklı düşünmeyi ve bunu ifade etmeyi yasaklayan, cezalandıran bir Fransa’nın, dünya önüne çıkıp da özgürlükten söz etmesi sahtecilikten başka şey olamaz. Bunu gün ışığına çıkardığı ölçüde, Fransız parlamentosunun girişimi “hayırlı” bir gelişme olarak nitelenebilir. Türkiye, insan haklarını ihlal eden Fransız girişimi karşısında, savunma konumunda değil, tam aksine, iddia makamında olmalıdır. Fransa’nın özgürlükçü görünümü altındaki bu sahtecilik boyutunu bütün gücümüzle dünyaya duyurmalıyız. Edilgen değil, etken olmalıyız. 3-5 oy uğruna, Fransa’yı bu duruma düşürenler utansın…

AŞKIN KREDİSİ

astral | 16 October 2006 00:12

Merhaba tatlım. Dün gece seni rüyamda gördüm. Bunu niye yazdığımı ya da bir anlamı olur mu, olmaz.. Yalnız belki de görüşmeyelim demem, seni aklımdan, ruhumdan çıkarmamı sağlamıyor. Belki sadece bunu bil diye.

Üzgünüm, çünkü hiçbir zaman sevgimi anlamadın. Aslında en başından beri anlamayacağını da biliyordum. Sen de zaten ‘hiçbir zaman hiç.bir umut vaat etmedin’.

Buraya kadar her şey normal. O zaman sorun olmamalı değil mi? Değil. Sana çok defa söylemiştim ya, birlikte uyuyabildiğim tek yaratık sensin diye…

Aslında hiç uğraşmamalıyım. -Bu yazıyı yazmak uğraşmak sayılırsa.- yani ‘e beni anlamıyorsa, bunu sana söylediğimde değiştirmek için hiçbir çaba sarf etmiyorsan, en azından ya hayır de, bir çiçek al gel, semboliktir ama bir şey anlatır en azından senin edimsizliğinden daha fazladır…

KAVURAN

astral | 15 October 2006 23:30

içimi kıyan tüm yağmurlar
aynı hasatın tohumuymuş…
bilmez dediler
dinlemedi gözlerim

sevmez dediler
-her zaman ki gibi-
gündoğumunda çıkar acısı
din le me dim

ağladım
geceler boyu

kime
kendi salaklığıma

31.ağustos’05