bildirgec.org

aRRoGaNTe HoMbRe

11 yıl önce üye olmuş, 47 yazı yazmış. 2784 yorum yazmış.

Haşarı İlacı

aRRoGaNTe HoMbRe | 18 March 2008 15:08

Efendim, size konusuz konusuz yazılar yazdım son dönemlerde. Sonra bir durup düşündüm. Niye durduysam? Halbuki (‘Halbuki Takamuro’, Japon savunma bakanı, yuuuh. halbuse var bi de) Ne diyordum, evet halbuki ben durmadan da, hareket halindeyken de düşünme yetisine sahip (Yetiiiiiii, huuuuuu..!) bir modelim. Model 348-ARX. Evet, düşündüm ve size haksızlık yaptığıma karar verdim. En azından bu yazımda bir şeyler anlatmalıyım, bir konum olmalı, unutmamalı, sevgiyle anmalı dedim kendi kendime. Bakın bir anı anlatayım o vakit size. Valla laaan, bak aşağıda..!

bir daha yazmayayım diye yapıyorlar, biliyorum. ama sen duuu, daha duuu..!
bir daha yazmayayım diye yapıyorlar, biliyorum. ama sen duuu, daha duuu..!

Ben küçükken…Bak ya anlatamıyorum. Aklıma yine bir şey geldi. Sen küçükken kaç yaşındaydın diye de embesil bir soru vardır ya, küçük çocukları ambale etmek için sorulur.(ambale de ne acayip bir kelimeymiş) Ulaaan esas sensin o ambale, küçücük çocuğa o soruyu sorduğun için. Ambaleeee. Ayıp be ayıp. Kaç yaşında adamsın, eğlencene bak. O çocuk sana şimdi senin ben muğa koim, böyle soru mu olur, allağaaan gerizekalısı dese iyi mi olur?

Bi bi bibip

aRRoGaNTe HoMbRe | 13 March 2008 20:45

Hep bana Ne eğlenceli insansın. Senin yanındayken hep gülüyoruz. En sıkıntılı anlarımızda bile bütün o ruh halimiz gidiyor, neşemizi buluyoruz diyorlar. Sıçarım ben böyle işe ama. Maymun muyum lan ben? Bir kere de gel sen beni güldür, ne var yani, alla hallah. Ben ise ağlayan palyaçoyum. Başkalarını güldürürken, içinde fırtınalar kopan (havva), dertlerle boğuşan, hüzünlü mü hüzünlü (hüzünlü kek) bir adamım ben. Biraz da naniiiik depresifim. Yok lan manyak, sen de hemen inanıyorsun ha. Hepsini attım. Yok be, atar mıyım hiç. Ben sana yalan söyler miyim? bu arada sen kimsin yahu. Bu senli benli muhabbet de nereden geliyor acep?

yııımıırtaa
yııımıırtaa

Evet, farkettiniz degil mi? Benim yine konum yok. Konusuzum yine. Toplu Konu İdaresi’ne de yazdım bu durumu. Yardımcı olamayacaklarını söylediler. Ben de kendimi yine sınamaya karar verdim. Bakalım aynı şeyi bir daha yapabilecek miyim, konusuz bir yazı daha yazabilecek miyim dedim. Geçen yazdığım yazıyı okuduktan sonra size bir öğüt vermiştim ya hani (verin onu bana geri). Bir adam, konusuz bu kadar uzun yazabiliyorsa anormaldir, uzak durun ondan deyü. Ben o yazımı okuyunca zaten önce bi duraksadım, bi ürktüm, bi çekindim, bi tırstım, bi bi bibip. (road runner). Lan ben manyak mıyım, biraz oynak mıyım diye de düşünmedim değil hani. Bu yazı bitince bunu da okuyacağım ve nerelere kaçsam onu düşüneceğim. Kendinden kaçmak nasıl bir şeyse artık onu deneyeceğim. Kendimden kaçmak istiyorum, benden uzaklaşmak istiyorum, vidi vidi bik bik. Bak sen yaaa. Var mı böyle bir şey arkadaşım.

Konusuzsanız Konu Sizsiniz

aRRoGaNTe HoMbRe | 12 March 2008 16:32

bugunku yazımı yazmak icin şimdilik bir çıkış noktası (konu, eni konu) bulmuş değilim. yani öylesine başladım yazmaya, bakalım bu yazı nerelere gidecek. yani şu an çok konusuzum. konusuzsanız konu sizsiniz. (böyle saçma mesaj kaygılı bir cümle vardı. umutsuzsanız umut sizsiniz. oooldu..) ama siz beni bir konu bulduğumda görün. en basit konu üzerine dahi (bile anlamındaki dahi bu ha, ona göre. bir de dahi/deha var. deha erus. yok lan deha muhtar. yaa sen var ya sen, neyse..) ne diyordum, evet en basit konu üzerine bile (hadi iyisin bak bile, bu da yıllar ayırsabile) uzun uzun nutuklar atabiliyorum. hiç konum yokken bile bakın ne kadar çok şey yazmışım. yalan mı, ha yalan mı? yalan mı dedim de aklıma özcan deniz’in yalanmış meğer şarkısı geldi. bu da bir arkadaşım ile yaptığımız kötü bir geyik konusudur. o da şudur ki ; yalanmış meğer, oysa ki ben temiz, el değmemiş, dokunulmamış olanı arıyordum. bu yalanmış. kim yaladıysa artık, onun allah belasını versin. bela okuma bela okuma, bela dolaşır seni bulur derdi şimdi babaannem yazıyı okusa. (ulan manyak babaannem nereden bulsun bu yazıyı da okusun a benim tıntın yarim.)

konusuz yazıya ne resmi koyacağıdııım başka
konusuz yazıya ne resmi koyacağıdııım başka

evet sevgili arkadaşlar, bakın şu kadar zamanınızı ayırdınız ama gördünüz bi halt yok yazıda. ne halt var, ne bir konu. (haaalt 7 kere 9) sizin bu yazıyı okurken geçirdiğiniz zamanı (sarımsaklasakta mı sarmalasak acep ne etsek) boşa geçen zaman olarak nitelemeniz ise beni ayrı üzer, onu da baştan söyliyim. neden? çünkü….şeey..bilmiyorum cevabını. zaten yalan söyledim. bana ne ki! hiç de üzmez beni. istediğiniz gibi niteleyin. tınmam bile, tırs gelir tırıs gider haha. nitelemek ne, bi önce onu öğren sen, sonra eyleme geç derler adama. adam olana zaten bir kere söylenirmiş. ayrıca adam olan anlar. ne demişler, hiçbir şey bilmiyorsan sus da adam sandler, yani sansınlar. sansınlar da bir Türk boyu ismi gibiymiş. şu bölgelere oğuzlar, şu bölgelere sansınlar yerleşti. ya şu bölgelere? evet evet şu bölgelere? o bölgelere de gaynımgiller taşındıydı. sonra çok gürültü yaptıkları için oradan çıkarttık onları, buzdolabının üzerine yapıştırdık. böyle bir şey var bir de degil mi? buzdolabı çıkartmaları. n’oldu heyecanlandın degil mi sayın okur, bu kadar zamandan sonra sonunda üzerine konuşulacak bir konu bulduk degil mi? ama hiç heveslenme, bu konu hakkında bir şey yazmayacağım. işte güzel türkçem, hiç önem vermesem yazmıcam der kestirip atardım. bu da ne pis bi lafmış, kestirip atmak. yuuhhaa.

Leblebi

aRRoGaNTe HoMbRe | 11 March 2008 14:56

Hesap makinesini önünüzden alıp, bir bilim adamı edasıyla acayip tavırlar eşliginde tuşlara ardı sıra basan, işini bitirdikten sonra da makineyi tekrar önünüze atan ve “al, bak bakalım” diyen tipler var. Alıp baktıktan sonra anlam veremeyip “ne ki şimdi bu” diye sordugunuzda ise makineyi ters çevirip yazdıgı o anlamsız, saçma kelimeyi gösterirler size. “Leblebi“…

Aman da amaaaan, ne hoş yetenek..! İşte o tiplere ceza olarak çok hızlı bir şekilde bir avuç dolusu leblebi yedirilmeli ve hemen üzerine su içmeleri sağlanmalıdır. Esasında benim uygun gördügüm bir başka ceza şekli daha var ki o da o avuç dolusu leblebilerin, şahsın deliklerinden (ki bu delikler cezayı uygulayanın tercihine baglı olarak degişir.) birer birer sokulmasıdır. Bak bir daha yapıyorlar mı ! Bu tür bokluklar yapanların sayısı bir toplumda ne kadar fazla ise o toplumun hayat damarlarından birinin durumu için hiç de iyi şeyler söyleyemeyiz bence ki o derece kötüdür bu olay. Yapmayın….sakın ha..

Klima

aRRoGaNTe HoMbRe | 03 March 2008 16:13

Bizim ofiste benim bulunduğum katta iki ayrı departman var. Biri operasyon departmanı, diğeri de satış-pazarlama departmanı. Ben operasyon’dayım. Satış pazarlama departmanı da toplam beş kişi. Sadece biri erkek. Bu bilgilerin ışığında bizim ofiste hem operasyon hem de satış-pazarlama departmanına dahil kaç kişi vardır? Bunların kaçı hem ingilizce hemi de almanca konuşabilmektedir? küme biçiminde gösterin, ama ven olsun, n’oooluuuur laaan. Neyse efenim, bunlar habire klimayı açıp duruyorlar. Bunlar dediğim bayan olanlar, bunlar zaten çoğul, erkek sayısı da bir olduğundan ‘bunlar derken bayanları kastediyorum demek’ gereksiz bir açıklama olmuş. Neyse o kadar yazdık, şimdi silmeyeyim. Yeyiiiiiim../Cilalı İbo. Bu güzel havalar (ki beni onlar mahvetti, yoksa fetti mi, ne fettisi laaan. fetti ne! Fethi Paşa) da bile 30 derecede çalışıyor klima.

Umbrellaaa…!

aRRoGaNTe HoMbRe | 29 February 2008 14:36

Efendim gecen gun evde Prison Break seyrediyorum. Bu gecen gun dedigim de dun. Ama herhangi bir sorun yok, dun de gecen gunlerden biri degil de ne, hee sorarım sana kucuk dostum. Var mı bi hata, yok, ben de oyle tahmin etmistim. Evet seyrediyorum diziyi sienbisie’den. Evde de digiturk var. Hava boka sarınca (örnek veriyorum fırtına, yoğun yağış vb.) yayın gidip gelmeye, durmaya, kesilmeye başlıyor. Adeta bir üst geçitten “abi valla super görüntü, bir problem cıkarsa ben hep buradayım. getir kafama at” diyen bir işportacıdan alınmış bir vcdyi seyretmeye çalışıyormuşcasına. Ne guzelmiş lan bu laf. ‘Çalışıyormuşcasına’ haha çok zevkliymiş soylemesi. Aaa ‘soylemesi’ de hic fena degil hani. Dizinin de son kısımları, gerilimin heyecanın arttıgı anlar. Kocakafalı, karizmatik adam Lincoln Burrows (Scofield’ın abisi, ağabeyi, soyleyin ağalar beyler..) Scofield’ın yavuklusu Sara ile kendi oğlu yani Scofield’ın yeğeni L.J’yi arıyor. Ne komik lan yabancılardaki akrabalık ilişkilerini anlatmak, hiç inandırıcı gelmedi bana ‘Scofield’ın yeğeni L.J’ lafı. Daha komiği var Scofield’ın babaannesi.. O ne lan! ehehehe, koptum olm.

muhabbet puştları

aRRoGaNTe HoMbRe | 22 November 2007 12:59

– olm, geçen gün Sincanlı’ya gittik. biliyorsun dedemler hala oradalar.
– hee biliyorum, küçükhöyük’te.
– eski adı neymiş bizim köyün bil?
– nereden biliyim lan!
cidyessus.
– hade yaa haha. olm benim bildiğim cidyessus, önemli ve ciddi bir konu konuşulurken konu dışı şeylerden bahsederek türlü komiklikler peşinde koşan kişiye denir. cidyessus yazılıp, ciddiyetsiz okunur :PPP
– yuuuuuh..
– güzeldi ama lütfen.
– bu durumda cidyessus sen oluyorsun değil mi?
– bi nevi..hehe.
– neyse abicim, fazla sigaran var mı sen onu söyle?
– mantık hatası, anlam yanması, düşünce fakirliği var. ama bunlar bende değil, heeeeepsi sende.
– yok yani?
– eeeeyhh..fazla sigara ne demek lan. sigaranın fazlası mı olur? hem ben sigarayı bıraktım dün.
– eferin. iyi bok yedin. zamanını iyi seçmişsin.
– olm bak bak kim geçiyor.
– nihat değil mi o? olm bu üniversite sınavına hazırlanırken baya cozutmuş dedilerdi. napmış, girmiş mi bi yere acaba?
– ne bilim lan. dur soralım. nihaaaaat hişşşt nihaaaaat..!
– efendim abi.
– kaç aldın universite sınavında? girebildin mi biyerlere?
– eeee 3 aldım..sonra çok çalıştım 5 yaptım..bütünlemede hepsini bütünlicem işalah abi.
– ah ah ah! oğlum bitmiş bu çocuk yaa..
– sus be abi, tamam nihat git sen hadi selam söyle soranlara da..
– üzüldüm be.
– abi çocuğun yüzüne niye öyle diyorsun, alla hallah ya.
– tamam lan uzatma. gel satranç oynayalım.
– bilmiyorum ki ben.
– ögretirim ben sana, otur.

tam çıkarken misafir gelmesin mi !

aRRoGaNTe HoMbRe | 21 November 2007 12:13

– sonra neyse tam cikarken misafir gelmesin mi!
– gelmesin abi hic cekemem simdi misafir falan
– olm deyim bu deyim. geldi misafir ben tam cikarken.
– hee, tamam abi devam et.
– nereye devam ediyosun. durdu kapida. “gidecegim” diyorum “gelince buyur ederim”.
– eee abi?
– illa geleyim kisa oturacagım zaten diyor yani anlayacagin “nuh diyor, peygamber demiyor”
– niye nuh diyor abi?
– olm deyim bu, laftan anlamiyor yani..
– hmm. peki sonra?
– kizdim tabi iyice. sonra aldim elime sopayi, yer misin yemez misin..
– yemem abi birsey. yeni yedim ben, saol.
– yaaa bi siktir git yaa, siktin attin muhabbeti..
– yok abi neyi nereye atmisim
– cok fena doverim bak seni, toz ol hemen
– nasıl toz olayim abi ben sihirbaz miyim
– bak elimden bi kaza cikacak simdi
– sen sihirbazsin yani..cikar abi de bi gorelim nasilsin bu islerde

sardunya

aRRoGaNTe HoMbRe | 14 November 2007 11:05

sardunya selamladı yine beni eve gelişimde
ooo neredesiniz beyim diye, biraz da sitemli geç kalışıma
niye erken geleyim ki bu boş eve? diye sormak istedim
caydım hemen, kırmaktan korktum sardunyamı
ben neciyim burada diye sorarsa ne cevap verirdim ona…

sar dünya başa sar, değiştir herşeyi bir anda
belki daha güzel olur bu sefer
sen sardın ya bu yalnızlığı başıma, yine sen temizle

sen, sağır dünya ! duymadın mutsuzluk çığlıklarımı hiçbir zaman, desibeli ne kadar fazla olursa olsun,
senin alacağın olsun…

Mr.Dumankaya & Natalie

aRRoGaNTe HoMbRe | 26 October 2007 18:22

Normalde pek mim paylasan bir üye olmamakla birlikte, okurken cok eglendigim bir gazete haberini, daha dogrusu o haberin altına yapılan okuyucu yorumlarından birini sizlerle paylasmak istedim.

cok da güzel yahu, peh peh peh..!
cok da güzel yahu, peh peh peh..!

Efendim Leon filminin unutulmaz kücük oyuncusu (- simdi masallah taş gibi kendisi) Natalie Portman’ın “Hotel Chavalier” filmindeki cüretkar sahnelerinden çok pişman oldugunu anlatan haberin altına, Mr.Dumankaya gayet ciddi bir sitem yazısı yollamış. N.Portman’a hitaben..:D

Bizlerle de paylastıgı icin kendisine cok tesekkur ediyoruz..