bildirgec.org

aksangrav

11 yıl önce üye olmuş, 69 yazı yazmış. 484 yorum yazmış.

Ayak

aksangrav | 06 November 2003 00:37

Bazen gerektiğinden daha mı büyük adım atıyorum, yoksa mesafe olması gerekenden daha mı kısa, anlayamıyorum. Ama ayağımın gitmesini istediğim yer ile gittiği yerin uyuşmadığından eminim. Ya ben son günlerde hiç bir şeyi beğenmez oldum, ya da hiç bir şey beğenilecek gibi değil. Yoksa ben fazla mı ileri gidiyorum? Belki de akılsız başımın cezasını çekiyordur ayağım, yazık. O, işini bilemez mi? Oraya götürüyorsa oraya giderim, ne var? Ama niye beklediğim yere varmasın ki, bana bağlı değil mi bu ayak? İçimi sıkıyor bu durum. Mayına basmak istemiyorum. Kimse sıkılsın da istemiyorum, o ayağa bağ olmak da. Kendi istediği gibi yürüsün, değil mi? Beynimle ayağım arasındaki sinirlerde bir gariplik varsa, zaten ben istesemde düzelmez.

Say

aksangrav | 05 November 2003 01:09

Bir ay kadar öncesinde, merminin kendisinin değil ama, sesinin sağ kulağı rahatsız ettiği yer. Karşıda trafik lambası.

Kırmızı, sabit bir adam; 52, 51, 50…

“Ağabey, saatin var mı?” diyor midyeci çocuk. “On bir buçuk”. “Sağol”. Sigaradan ilk nefes.

41, 40, 39…

Polis aracının ışıkları. Kırmızı, kırmızı, sonra mavi, mavi; tekrar kırmızı, kırmızı, yeniden mavi, mavi. Ses yok. Sigaradan bir nefes.

25, 24, 23…

Arkada oturan evsiz adam ile yanındaki delikanlı konuşuyorlar. “Ne iş yapıyorsun sen?”, “Ayakkabıcı”, “Haa”. Sigaradan bir nefes daha.

sonsuzluk bir yanilsamadan mi ibaret?

aksangrav | 09 October 2003 22:31

Uzun yillar once Leonardo da Vinci ve unlu astronom Kepler, gunes sisteminin dodecahedron (20 polyhedron nokta, 30 polyhedron kenar ve 12 pentagon seklinden olusan poligon) ve buna benzer geometrik sekillerden olustugunu iddia ediyorlardi.
Bugunlerde ise Dr. Jeffrey Weeks onderliginde bir grup bilim adami, big bang teorisine ait haritalar uzerinde yaptiklari arastirmalardan yola cikarak, uzayin bakildiginda ayni yildizlarin birden fazla kopyasinin gorulmesiyle meydana gelen sonsuzluk yanilsamasina neden olan 12-yuzlu aynalar dehlizi oldugunu iddia ediyorlar. Bu bilim adamlarina gore, soz konusu model dogruysa, bu yeni teori, icinde bulundugumuz evrenin, cok daha buyuk kapsamli alemlerin icinde yer alan bir cok baloncuktan biri oldugunu savunan, populer big bang teorisinin curutulmesine neden olabilir.
Dr. David Spergel onderligindeki bir grup bilim adami ise, ayni veriler uzerinde surmekte olan analizlerinin soz konusu yeni modeli curutmeye yetecek duzeye ulasmak uzere oldugunu iddia ediyorlar ve sonuclari en kisa zamanda Internette yayinlayacaklarina dair soz veriyorlar.
Simdi bilim adamlari Wilkinson Microwave Anisotropy Probe (WMAP) tarafindan 2007 yilinda gonderilecek olan Planck adi verilen uydunun, evrenin gercek sekli(?) hakkinda gonderecegi bilgileri bekliyor.

Senoi

aksangrav | 04 October 2003 20:28

Biz kafamizi yastiga koyduktan bir sure sonra beynimizde gormeye basladigimiz goruntuler, yillardan beri bilim adamlari tarafindan inceleme altinda. Simdiye kadar bazi ozellikleri bulundu da. Ornegin ruyalarin REM (Rapid Eye Movement) denilen sureclerinin olmasi, konuyla ilgili bulunmus onemli hadiselerden.

Tabi uzun yillardan beri uyku ve ruyalar uzerinde kesin ve tam bir bilgiye ulasilamadigi icin arastirilabilecek konular da dallaniyor. Ornegin bunlardan biri de kendilerine “Senoi” denmesinden hoslanan Malezyali bir kabile. Soz konusu toplulugun ruyalar hakkinda ilginc uygulamalari var. Ornegin kabile uyelerine kucuk yasta ruyalarindan korkmamayi ve ruya suresince bunun bir ruya oldugunun farkinda olmayi ogretiyorlar. Sabahlari yapilan kabile toplantilarinda da, bu gencler yaslari artik dedelik ninelik makamina ermis olan aile uyelerine gordukleri ruyalari anlatiyorlar, onlar uzerinde dusunuyor, yorum yapiyorlar. Isin ilginc olan bir diger yonu de savasci bir topluluk olan Senoilar’in nufusunun her zaman 12000’de kalmasi. Gorunuse bakilirsa, Senoilar Dunya uzerinde neden ruya gorduklerinin bilincinde olan ender canlilar haline gelmeyi basarmislar.

Beni kategorize etme!

aksangrav | 04 October 2003 18:17

Masanin onune gel, oyle konus departmanindan,..

Kiralik ev lazim. Bakiniyoruz haliyle sokak, cadde. Malum, bu isin miri de bu simsar milleti. Muhattap oluyorsun uyumlusuyla da uyumsuzuyla da mecburen. Simdi uyumlulari iyi hos da, uyumsuzlarinin kellelerini koltuklarinin altina veresi geliyor insanin periyodik araliklar ilen. Soyle ki; bir daire goruyorsun; penceresinde, balkonunda, bi yerinde “kiraliktir efendim, su su emlak, telefonu da bu” diyor. Olur, ariyorsun, soyle boyle, bilmem kac oda falan da filan da. E bi gorelim istiyorsun haliylen. Gidiyorsun dukkana / ofisine. Bak misal bu da muhim, zira bu simsarlarin calistigi yerlerin kimisi dukkan, kimisi de ofis. Ofis olanlar genelde uyumlu elemanlar. Yani profesyonel diyebiliriz uzerinde calistiklari konuda. Musteriyi anliyorlar, derecesinde ilgileniyorlar. Lakin dukkani olanlar tam cakal kisilikler. Hani utanmasa soyle soyle diyecegim, ama utanmiyorlar zaten. Giriyorsun dukkana, once eleman seni bi suzuyor. Selam sabah fasli falan konuya giriyorsun, “iste boyle boyle, su mevkide bir ev gordum kiralik, siz ilgileniyorsunuz galiba, nedir ne degildir, bir gorsek”. Aha, simsar dukkaninda kral olmus, basliyor seni sormaya. “Once sizi bi taniyalim!”. Len bucur, ben kendimi mi pazarlamaya geldim, sana ne benden? Yapman gerekeni yapip istedigim evi gostersene sen bana. Hadi begendim, ondan sonra varsa bi derdin konusur anlasiriz. Gorunusumde falan bisey olsa yine bu kadar kizmayacagim. Musteriye dukkanindaki 80 model dandik buro masasinin arkasindan bakabiliyorsun diye sah mi oldun aslanim? Curumun ne ki len senin, hayta? Kalkmis benden sahsim hakkinda bilgi istiyor. Beni tartacak aklinca. Elleellee, hadi yuru. Baska modelleri de var bunlarin. Misal diyorsun ki, “kiralik ev lazim, iste su su muhit bidibidi, su kadar fiyat dolaylarinda”. “Ha”, diyor, “su su var, bakmak ister misiniz?”. “Olur, bakalim”. Bakiyorsun, begendin begenmedin, ayrilmak istiyorsun. Lakin eleman bastiriyor da bastiriyor “illa ki telefon numarasi isterim, almadan dunyada birakmam” diye. E olur vereyim dersen yandin. Dirt, surda ev var, pirt burda ev var. Hani kayda deger biseyler ciksa yine icim yanmayacak. Adam gibi ev bul, benim sana soyledigim standartlarda, ara beni; o tamam. Ama eline nerden ev dusse sesimi duyma istegiyle yanip tutusuyor yaramaz. Yapma canim, yapma arkadasim. Zorlama bunyeyi. Ah soyle bi sahibinden bulsam.