Açların senede bir gün değil, 365 gün doyacağı, konu komşunun değil gerçek muhtaçların nasipleneceği, ortalığın kurban kanı gölüne dönmeyeceği, kaçan kurbanlıkların peşinden koşturan kovboyların kendini yaralamayacağı, kurban kesiyorum zannedip kendini kesenlerin acil servisleri doldurmayacağı, upuzun tatilde yollara düşenlerin kazasız belasız evine dönebileceği, bayram dönüşünde ekonomik kriz yüzünden kimsenin işine son verildiğini öğrenmeyeceği bir Kurban Bayramı diliyorum.
Sevdiklerinizle, sağlık ve mutlulukla,
akoni
11 yıl önce üye olmuş, 88 yazı yazmış. 5046 yorum yazmış.
Atatürk Devrimleri Açısından Türk Kadını
akoni | 05 December 2008 11:18
http://www.baktabul.com/ataturk-kosesi/131680-ataturk-devrimleri-toplumsal-devrimler-kadinlarin-secme-ve-secilme-hakki.html
evrenin/gökyüzünün bir başka yüzü.
akoni | 05 December 2008 09:22
http://spacesounds.com/navigator/index.html
VİNOTERAPİ ( ŞARAP BANYOSU )
akoni | 02 December 2008 17:17
Fransa’nın Beaujolais bölgesinde başlatıldığı bilinen şarap banyoları. Dünyanın ikinci en büyük otel SPA’larından biri olarak değerlendirilen Antalya Beldibi’nde ki Sungate Port Royal SPA merkezi, pek çok ünlünün tercih ettiği süt banyosuna alternatif olarak şarap banyosu terapisini de uygulamaya başladı.Şimdilerde dünyanın pek çok yerinde yagınlaşmakta olan vinotherapy, yani şarap terapisi. İnsanoğlu fermantasyon ve şarabın insan sağlığına faydaları hakkında daha çok bilgi edindikçe üzümün de gözümüzdeki değeri iyice artıyor. Vinoterapi’nin doğuşu da üzümün aynı zamanda cilt sağlığı için de büyük önem taşıdığının anlaşılmasıyla gerçekleşiyor. Üzümün besin değeri en yüksek kısımlarının, kabuğu ve çekirdeği antioksidan özelliği görüyor. Üzümüm bu kısımları cildi, hava kirliliği, alkol, sigara dumanı ve güneş gibi serbest radikallere karşı koruyor. Stresten kaynaklanan yorgunluğa, uykusuzluğa iyi geldiği söylenmektedir. Aynı zamanda bir gençlik iksiri olarak görülmektedir.
Nasıl ki şarap içmenin insan sağlığına faydaları tartışılmaz, aynı şekilde şarapta bulunan polifenoller cilde uygulandığında sonuçlar yine aynı derecede olumlu…Taze üzümlerin çeşitli yağlarla karıştırılıp bu karışımla < vücuda masaj yapılması. Bunun yanı sıra şarap fıçısında şarap banyosu vücudu nemlendirip yumuşattığı için genelde masajlardan önce uygulanır. Böylece nemli vücuda yapılan masaj daha iyi etkisini gösterir.
Şarap banyosu, Çin’den özel olarak getirtilen ahşap küvetlerde yapılabilmektedir. Uzak Doğulu bir uzman eşliğinde banyo sürdürülmektedir.Pop müziğin ‘minik serçe’si Sezen Aksu, Sibel Can, Hülya Avşar ve Kenan Doğulu banyoda su yerine şarap kullanan ünlüler arasında gösterilmektedir. Kendilerini çok iyi hissettiklerini belirtir bu ünlülerimiz.
DON JUAN…
akoni | 26 November 2008 10:15
Don Juan
Yaşamda en büyük merakı cinsellik olan, küstah ama sevimli erkeklerdir kadın avcıları. Kadınlar, tehlikelere aldırmadan, uzun bir zincirin yalnızca bir halkası olduklarını bile bile onların peşine takılırlar. Bu “harika aşıklar” ve onlara kapılan kadınlar nasıl insanlardır acaba?
Kadın avcısı erkekleri, herkes genellikle bir bakışta ayırt edebilir. Yakışıklıdır, sevimlidir, dedikodulara göre aşırı cinsellik düşkünüdür. Hiçbir kadın dayanamaz onlara. O ise, hiçbirini önemsemez. Kadın avlama işine akıl almaz bir enerji ve zaman ayırır. Ancak hiçbir zaman köklü sürekli bir ilişkinin tadını öğrenemez.
KUTNU…
akoni | 20 November 2008 14:18
Kumaşın çeşitli boyalara batırılıp kendine özgü renk ve desenler verilmesiyle yapılan bir dokuma türünden söz etmek istiyorum. Geçmişi çok eskilere dayanan bir dokuma türüdür kutnu Osmanlı padişahlarının giysilerinin hazırlandığı, görkem, zarafet, estetik ifade eder, sentetik içermediği için son derece sağlıklıdır.
Güneydoğu ve Doğu Anadolu’nun eski çarşılarına uğrarsanız, kumaşçılar bölümünde ipekler, satenler, atlaslar, kadifeler arasından bir gökkuşağı gibi kendini gösterir kutnu. Ceketlerde, yemenilerde, feslerde, çantalarda, terliklerde, folklor giysilerinde kullanılan kutnunun tarihi bir değeri vardır.
KÜLTÜRÜMÜZDE KIŞ HAZIRLIKLARI
akoni | 18 November 2008 10:06
Yıllardan beri süregelen bir kış hazırlıkları vardır kültürümüzde… Daha çok köylerimizde titiz ve hummalı bir çalışma yürütülür kış hazırlıkları için. Bu çalışmalar kasaba ve çoğu şehirlerimizde de yürür tabii. Kışlık yiyecek hazırlıklarından söz etmek istiyorum. Her ne kadar sera ürünleri her mevsim bulunsa da kışlık yiyecek hazırlıkları önemini korumaktadır… Yaşayanlar bilecektir, ne tatlı bir telaş içinde geçer çalışmalar… Tarladan , bahçeden derlenen kuru yiyecekler; fasulye, nohut, mercimek, mısır, pirinç vb. kilerdeki yerlerini alır… Salça, reçel, marmelatlar özenle saklanır. Tarhana, bulgur, erişteler hazırlanıp koyulur. Biber, patlıcan, çeşitli meyveler kurutulup saklanır. Ben pekmez, reçel ve marmelattan söz etmek istiyorum.
KUDRET NARI
akoni | 14 November 2008 09:54
Tarih boyunca insanların şifa için kullandıkları ve günümüzde pek tanınmayan ‘kudret narı’ adlı meyvenin yaygınlaştırılması ve üretilmesi için Sinop’ta çalışma başlatıldı.
Özellikle cinsel gücü arttırdığı belirtilen ve günümüzde ‘doğal Viagra’ diye de adlandırılan kudret narıiçinçalışmabaşlatan Ziraatçılar Derneği Sinop Şube Başkanı İlyas Çolak, ‘cennet meyvesi’ olarak da bilinen kudret narı meyvesinin cinsel gücü arttırma özelliğinin yanında mide ülseri, bağırsak iltihabı, kabızlık ve gastrit için 40 gün süre ile tüketilmesi halinde pozitif netice alınabildiğini söyledi.
Bitkilerle tedavide kullanımı çok az bilinen bir bitki kudret narı. Halk arasında mide hastalıklarında tedavi edici olarak bilinmektedir. Kabakgillerden bir yıllık bir bitkidir. Anayurdu Hindistan olduğu söylenmektedir. Afrika’da, Asya’nın tropik bölgelerinde, Türkiye, İtalya gibi Akdeniz ülkelerinde de üretilmektedir. Yurdumuzda, Yalova ve Bursa civarında yetiştirilmesine karşılık, güney sahillerimizde de tanınıp yetiştirilmektedir. Papara, acayip elma, momardika charantina, balsam apple adlarıyla bilinir.
Tırmanıcı, ince gövdeli ince gövdeli sarmaşık cinsli bir bitkidir. Parçalı yapraklara sahiptir. Önce yeşil olan kudret narı meyvesi, olgunlaştığı zaman kavun içi sarı bir renk alır. 10- 15 cm uzunluğunda meyveler olgunlaştığında kendiliğinden parçalara ayrılır.
İçinde 25- 30 adet tohum bulunur. Meyveleri taze olarak yenildiği gibi, tohumlarından kudret narı yağı yada macun yapılmaktadır. Bol miktarda potasyum, A,E ve C vitamini içerir. Örneğin, muzun iki katı potasyum içermektedir.Diyabet, kan yağları düşürme, mide rahatsızlıkları( özellikle ülser) , gaz, şişkinlik, bağırsak parazitleri ve bakteriyel enfeksiyonları önlemek üzere kullanılmaktadır. Karaciğeri destekler, egzama ve sedef hastalığına yararlıdır. Yara ve iltihapları giderir. Hücre yeniler, rahim yaralarının tedavisinde yaralıdır. Yanık ve yaralara lapa yaparak kullanılır. Cinsel gücü artırıcı etkisi olduğu da belirtilmektedir.Başka ülkelerde klınik araştırmaların yapıldığı bilinir, ancak ülkemizde araştırmalar yapılmadığı söylenmektedir. Yetkililer, şeker hastalarının kullanmalarının sakıncalı olacağı yönünde uyarı yapmaktadırlar. Zeytinyağı ile kullanılması önerilmektedir. Zeytinyağının, meyvenin içindeki etmenleri kolay emdiği bilinmektedir.Taze kudret narları, çekirdeklerinden temizlendikten sonra çok ince küçük parçalar halinde doğranır, tabakta ezilir. Bir miktar balla karıştırılarak, sabahları aç karnına bir çorba kaşığı yenilir. Tazesi yoksa, küçük küçük doğranan kudret narı, balla karıştırılarak, ağzı kapalı bir kavanozda bir ay ya da kırk gün kadar bekletilmelidir. Zeytinyağına koyulan kudret narı ise daha fazla bekletilmelidir. Altı ay beklemeli diyenler vardır. Hastalığın şiddetine göre, günde üç öğün aç karnına kullanılabilmektedir. Ayrıca, çeşitli baharatlar karıştırılarak kudret narı macunu yapılır. Aynen, sabahları birer çorba kaşığı alınır.
KIZIMA…
akoni | 11 September 2008 11:22
İlk hissediş, ilk bakış, ilk dokunuş… Sana o duyguyu nasıl anlatabilirim ki? O anı hissetmek, yaşamak lazım, anlatmaya gücüm yetmez ki… Anlatamamaktan korkuyorum kızım… Seni, sana anlatamamaktan. Avuç kadardın, mini minnacık. Sürekli ağlayan yaramaz bir bebek… Daha dün değil miydi? Düştüğü yerden kalkamayan, gelip birisinin kaldırmasını bekleyen… Hayata dair ne varsa bir çırpıda öğrenmek için değil miydi o saçma sapan soruların? Möö! Möö! diye bağırıp Ali Babanın çiftliğini söylerken ne kadar mutlu olurdun… Hatta bir kaç kez peş peşe tekrarlamaz mıydık? Geceleri bazen korkuyorum deyip babanla benim aramıza girebilmek için bahaneler bulmaz mıydın bebeğim…
TIKLAYINIZ ..
akoni | 08 September 2008 21:02
http://www.mustafa.com.tr/