bildirgec.org

ae31

11 yıl önce üye olmuş, 120 yazı yazmış. 17 yorum yazmış.

DAVE KREG

ae31 | 06 January 2003 00:10

Evden çıkarken telefon çaldı. Konunun benimle alakası neydi

I

Evden çıkarken telefon çaldı. Konunun benimle alakası neydi. Hemen oracıkta bir açıklama istedim. Karşıma sevgili dostum Dave Kreg’in sergi açılışı çıktı. Pazar günü saat 15:00 sevgili Bastiani seni heyecanla bekliyorum. Elbette katılacagımı bildirdim ve evden ayrıldım.

Asansörü yakalamak uzun hatta yorucu bir meseleydi. Koca binanın içinde bir mahkummuş gibi yeşilden kırmızıya kayan renkleri seyrettim. Sonunda caddededim.

Bu saatlerde sokaklar gerçekten hoşuma gidiyor. İnsanlar işlerini terk edip bir yerlerde zaman öldürmeye çalışırken bende onları seyredalıyorum.

Uzun bir yürüyüş için iyi bir plan yapmıştım. Ama aklıma Dave Kreg in o sinirli karmaşık sergisi takıldı. Kendisini bir magazinde tanımış ve uzun zaman görüşmüştük. Bu adam benim yazılarımdan hoşlanmazdı fakat benimlede iletişimi asla koparmadı. İlginç bir durum da bana iş ile dostlugu karıştırmadıgını söylüyordu.

Bana bu sefer ki serginin çok farklı olacagını bir kaç ay önce fısıldamış bende iyi de Pazar günü sergi açılışı olur mu diye terslemiştim. O da bana alttan bakarak sırıtmıştı.

Pazar günü eleştirmenleri yatagınızdan asla kaldıramazdınız. Hafta sonunun yorgunlugunu kafalarına geçirdikleri jartiyerlerle atmaya çalışanlar, isim bir de Dave Kreg olunca asla yerlerinden kalkmayacaktı. Dave de bunun bilincindeydi. Eve dönmeye karar verdim.

II

Soho’nun en can alıcı caddelerinde turlarken ardı ardına limuzinlerin aktıgını gördüm. Bunlar sevimsiz dostum için olamazdı. Kırmızı neonla süslenmiş giriş katında 3 harika uzun bacaklı kadın kollarımın arasına girdi. İleriden Bay Bastiani diyenin Dave Kreg oldugunu kavradım. Bu ilgi karşısında biraz kızardıgımı söyleyerek elime tutuşturdugu kırmızı şarabı yudumladım. Kızlar bir anda yanımdan kaybolmuş, yeni gelenleri karşılıyordu. Bacaklarına, nehir gibi akan vücutlarına bakakaldım. Bu kadınlar hatırımı sormuştu. Kızıl olan tekrar bana baktı. Kadehimi kaldırıp selamladım.

Saygıdeğer Oli dediğinde bu hareketlerin devamının gelip gelmeyecegini sordu. Yanımda şimdi gerçek bir kızıl olan Lljon vardı ve bana kahkalarla gülüyordu. Dave hole dogru yürümemizi emretmişti.

Sergi salonu 3 bölümden oluşuyordu. İlk olarak resimlerin sergilendiği bölümü gezmek istediğimi söyledim. Lljon bana eşlik edecek ve bu delinin işleri hakkında bilgi verecekti. Karşımda bir at ve kahverengi yelelerinden kan damlayan bir tablo belirdi. Bana atın yanacagını fısıldadıgında gülmüştüm. Fakat belli bir süre sonra tablo yanmaya başladı. Hayretler içinde kalmıştım ki tüm tablolar tutuşmaya başladı. Dave Kreg gülümseyerek eserlerinin son halini almasını keyifle izledi.

Bir ara ateşe müdahele edip fazla ileri giitmemesine özen gösterdi. Resimlerin tümünü yakan bu deliye baka kaldım. Mükemmel kalabalıgı ikinci salona alırken kullaklarıma korkunç bir piyano resitali takıldı. Piyanist sanki kulaklarımızı yırtacakmış gibi tuşlara basıyordu. Çaldıgını yakalamaya çalışmıyordum çünkü hepimizi aşan modern bir anlayışı vardı. Dave Kreg kuyruklu piyanonun arkasına geçerek bizi selamladı.

Şimdi müzik şekil kazandı. Kulaklarımız her notayı yakaladı ki Dave bir balta ile piyanoyu parçalamaya başladı. Beyaz duvarlardan bir anda kırmızı boya saçıldı ve boyanın girmediği bölümler ile beyaz duvarda kocaman bir yazı belirdi.

İlk duvarda kızgınlık ikincisinde şiddet yazıyordu.

Üçüncü bölümde dayak yiyecegimizi fısıldadım.