bildirgec.org

ae31

11 yıl önce üye olmuş, 120 yazı yazmış. 17 yorum yazmış.

ZİYARET I

ae31 | 21 February 2003 11:00

Kısa süren iş hareketliliğinden sonra tekrar durağan bir şekilde evde oturmak hoş. Bu boş vakitleri arkadaşları ziyaret ederek geçiriyorum. İlk önce Öz’e uğrayıp bu kadarda çalışılmaz ki diyorum. Acı kahve yudumlarken Neurosis den girip ne olacaksa olsuna varan muhabbetimiz bizi bir yerlere götürmüyor. Bir ara kapının yanında uzun bacaklı gözlüklü bir kadın beliriyor. Rahatımızı bozmadan yavaşça oturuşumuzu düzeltiyoruz. Uzun bacakları olduğunu Öz’e yumurtlarken kadın Öz bey diyor. Oturduğum hizadan baktığımda kaliteli siyah çorap bayağı iyi gözüküyor. Öz bey son yaptığımız basın ilanının şablonunun da ufak bir değişiklik olacak. Öz o sırada bir sigara yakıyor. Kadın geldiği yöne bakarak beni hiç umursamıyor. Bu durumdan yararlanarak uzun bacaklarına bakıyorum. Güzel çoraplar diye geçiştiriyorum. Kadın bana dönüp bu sakallının kaç para edeceğini düşünüyor. Sanki her gün bacaklarının güzel olduğunu duyan kadın hiç oralı olmadan mersi diyor ve oradan uzaklaşıyor. Öz bir siktir çektiğinde kadının gerçekten hoş bacakları olduğunu tekrarlıyorum. Öz ufaktan işinin başından aşkın olduğunu söylediğinde sarı saçlı bir adam Öz’ü toplantıya çağırıyor. Bende oradan uzaklaşıyorum. Nişantaş’ından Taksim’e kayarken insanların biçimsizliği dikkatimi çekiyor. Sonra oradan otobüslere bakıyorum kasılmalar, sıkışmalar arasında kim nereye ulaşıyor. Taksim de oldukça uzun bir yürüyüşten sonra Bog’u görüyorum elinde bond bir çanta sigara ile özel bir görev peşinde. Kendisi ile Robi ye gidip en ucuzundan 2 bira ısmarlıyoruz. Bira 1 milyon. Bu bizi sarhoş etmeye yetecek mi bilmiyorum. Bog evinden, yeni Ferrari’sinden bahsediyor. Aldık. Aldıkta şimdi ne olacak diyor. Olacakları hemen oracıkta yumurtluyorum. Bir test: Demet Şener mi Ferrari mi. Elbette Ferrari diyen Bog a şimdi bir Demet Şener gerekiyor. Bu hoş sohbette bu iğrenç mekana 3 adet üniversiteli öğrenci giriyor. 2 kız bir de pis sakallı erkek. Kızlar bize bakarak yanımızdaki masaya oturuyor. O an Ferrari’yi ucuz birayı ve bu kızları aklımdan geçiriyorum. Bu düşündüklerimi Bog’a söyleyip işte güzel olanda bu diyorum. Aslında ne kadar da güzel ha. Ne güzelliği. Bombok bir durum bu. Evet evet bombok. Hesabı hemen ödeyip oradan ayrılmak istiyoruz ama yan masadaki kızlardan biri Bog’a okulunu soruyor. Ve masamıza katılmaları ile muhabbet doğuyor. Şimdi o uzun bacaklı karı nerede acaba. Hangi reklam metninin kelimeleriyle oynuyor. Peki ben neredeyim… Oradan yalnız ayrılıyorum. App ile randevum saat 3 de. Bana verdiği iş adresi beni bir hana oradan bok gibi bir asansöre en sonunda da kahverengi bir kapıya ulaştırıyor. Ne bok adamdır bu, ne ballı adamdır diyorum içeri girerken. Evlendi göbekler atıldı 1200 adet fotoğraf çekildi. Photoshop harikalığı göze battı. Kendisine bu düğünü yazmadığımı hatırlatıyorum. Bunu gülerek geçiştiriyor. Cidden bakın bu konuyu atlamışım…

XXX

ae31 | 17 February 2003 22:57

Eşsiz lezzetlerin bir bütün oldugu diyarda günümü gün ediyordum. Kim istemezdi soğuk bir günde sarı bir karıyla beraber olmak. Birisi ellerini ovuşturup sayın Bastiani dedi. Yolculugunuz boyunca eşsiz yerler gördüğünüze eminim ama izin verirseniz sizi BlueXXXX götürmek isterim. Bu teklifi yapan Bay MM yıllarını Moskova da geçirmiş ve halen de oradan ekmek çıkaran hoş bir adamdı. Önerisini hemen kabul ederek Kızılmeydan da buluşmak üzere ayrıldık. Ayrılırken gravat ve şık olmamı ısrarla istemişti.

Mavi neonlu kapıdan geçerken korku dolu bakışların esiri oldum. Korumalar tartaklarcasına üzerimizi aradı. Bay MM gülümseyerek beni kasaya doğru çekti. Cüzdanımı açmadım. Para çıkarmadım. Bay MM buraya girişin erkeklere bedava olduğunu kadınlara ise 250 ruble olduğunu söyledi. Pek anlamamıştım fakat sis bulutunun içinden uzun bir koridora daldık. Duvar tarafında set halinde uzunlamasına kanepeler dizilmişti. Bu kadar kadın sıra sıra kanepelere dizilmiş (s) sanki alıcı bekliyordu. Her ülkeden her renkten kadının bulunabileceğini söyledi. Şaşkınlıgım henüz bitmemişti ki bembeyaz sırtı açık bir sarışın önümde dikilip ıslak dudağı ile ağzını şapırdattı. Bay MM hemen müdahele ederek daha erken oldugunu saat 02 ye kadar beklememizin gerektiğini söyledi. (24 den sonra fiyatlar düşecekti) Hepimiz gravatların arkasına sıgınmış hayvan gibi kadınlara bakıyorduk. Japonlar hararetli bir şekilde 80 lerin pop una eşlik ediyordu. Cehennemde gibi herkes buradaydı. Bir kaç içkiden sonra kızıl saçlı bir kız ile konuşmaya başladım. Hoş sohbet bir anda 500$ fırladı. Sonra açılarak 700$ a tüm geceyi benimle geçirebileceğini fısıldadı. Her otele gitmeyeceğini otel masraflarınında benim tarafımdan karşılanacağını ısrarla tembihledi. Bay MM kaş göz hareketleri ile beni kızıldan ayırmaya çalışıyordu. İleride duran kısa boylu japon sarı saçlı uzun bacaklıyla pazarlıkta idi. Yanlarına yaklaşarak neler konuştuklarına kulak kabarttım. Japon göğüslerinin ölçüsünü ısrarla soruyordu. Sarı da kahkahalar atarak eteğinden bir parça et gözterdi. Japonun anal isteğini geri çeviren sarı hemen oradan uzaklaşmıştı. Japonlara hayretle bakıyordum. Bir yandan Amerikalı İngiliz saygın adamlar tüm marifetleri ile kadınların kucağına düşmüştü. Bende buradaydım. Bir kucağa ister istemez oturacaktım. Canım sıkılmaya başlamıştı. Harika genelevin mavi tonu ve kusursuz sahteliği ile Bay MM ye yaklaştım. İnce narin kısa boylu ve oldukça hoş bir kızla konuşuyordu. 20 yaşındaki Tanya ya bakarak hayran kaldım. İçkisinden yudum alarak ikiniz olursanız 1500$ e çıkarım dedi. Tüm gece diye ısrar eden Bay MM yi orada bırakarak yolun sonundaki İnturist otelinin barına girdim. Bir kaç kişi düşmanını İnturistin barına götür demişti. Bende kahkaha atarak yudumlamıştım alkolu. Sandığımdan da kötü bir manzara ile karşılaştım. Bara girdiğim anda bir dalgalanma oldu. Hiçte hoş olmayan kalın kadınlar bir anda sigaralarını yakıp beni makasa aldı. Daha fazla dayanamadan oradan kaçtım. Tekrar Bay MM nin yanına döndüm. Sonuç kaçınılmazdı!

sen paradan haber ver alçak

ae31 | 14 February 2003 22:43

Sonunda dönmüştüm. Pis ve dumanlı havayı çekerek tamam dedim. Artık kaçacak bir şey kalmadı. Kaldığım yerden devam edeceğim. Bu söylem ile vücuduma uygun bir şeyler almak için dışarı çıktım. Pantolona ihtiyacım olduğu muhakkaktı. Geldikten sonra kilo kaybetmiş, tüm pantüller bollaşmıştı. O bilindik pahallı dükkanın birine sevgili dostum YG ile girdik. Gençler altalta olmuş bluz kazak ne varsa karıştırırken dağınıklık canımı biraz sıktı. Çılgın gibi bağıran arap ahenkli müzik kulaklarımı yiyip bitirdi. Bune dedim. Bu nasıl bir yaklaşım… Satıcı bey hatta zibidi bize yaklaşarak ne istediğimizi sordu. Bende bu temsilciyi içten içe süzerek üzerindeki pantolonun nerede olduğunu, görmek istediğimi söyledim. Satıcı bize alttan bakarak ah evet bu dedi.. sonra 79500 diyerek bize baktı.

bir başlık yapma niyetinde olsaydım bu yazıyı yazmazdım…

ae31 | 09 February 2003 18:55

bir başlık yapma niyetinde olsaydım bu yazıyı yazmazdım…

gece bir sigara yaktım bir duman kapladı etrafı. gülümseyip kendi gölgemle dans ettim. bana bir öneri sunduklarında o zaman daha çok toy bir adam, bilgi açlıgı çeken bir fakirdim. derginin satışlarından zengin olacak, reklam gelirlerinden sarıyı karayı hatta kızılı yalayacak değildim. para dediğim durmuyor etrafımda ince belli bardak gibi dönüyordu. kadınlar harika alkol tatsız gelmişti.

her işin başı gibi bir son hazırladım kendime. o gece silahı agzımın içinde dolaştırırken tüm her şeyin basitliğine kandım. askerde saygısız adam, hayvan adam -göz arpacık diye bagıranların arasından sıyrılarak bitti her şey.

adım Bastiani iş arıyorum

ae31 | 07 February 2003 21:00

Yeni bir başlangıç için sabah erken kalktım. Hiç yapmadığım tıraşımı oldum. İş başvurusu I

Kirli yatağı toplayıp süslü renkli giysiler giydim. Aynaya koşarak baktım. Köşedeki inek yalanıyordu. Ben. Peki ben. Dudağımın uzadığını gördüm. Ulan dedim tıraş olmak. Tıpkı tıraş metal gibi. Odadan çıktım. Kahvaltıya doğru adım adım. Dedim ya bugün yeni bir başlangıç olacak. Vardığımda saat bire geliyordu. Adresi tekrar okudum apartmana baktım. Zerir apartmanı. Dedim bu işte. Dördüncü kata asansör yoktu. Kapıcı kıllık yapıp yürü dedi. Ulan dedimse de bugün için kendimi tuttum. Ter kokusunu cebimize artık yerleştirmiştik. Kapı ziline basmadan kızıl saçlı alımlı bir bayan karşımda dikildi. Buyurun diyerek. Bende el titremesi ve yılların antisosyalligi ile içeri adım attım. Ben Banu dedi kızıl. Sadece Bastiani. Ah ne hoş diyerek saçıyla oynadı. İçimden doğru yerde miydim diye geçirirken bağıra bağıra konuşan kısa boylu Hikmet bey geldi. Kızıl saçlı beni göstererek olası bir pürüzü önledi. Hikmet bey sanki karşısında ilkokul çocuğu varmış gibi bağırıyordu. Yavaştan tepem atıyordu ya. Kızıl saçlı gerekli uyarıyı yapmasa sıçmıştım. Hikmet bey dedi. Kulakları az işitir de. Biraz yüksek sesle konusun lütfen.. Ne diyeceğimi bilemeden bir arya patlattım. Kendimi sahnede o genç ve güzel Banu hanımı kurtarmaya adamıştım. Bu nasıl olurdu.. Hikmet bey inledi. Banu hanım benim sağ kolum olur. Kendisi buranın düzenini sağlar dedi. Kızıl saçlı güzelin hangi meslekte olduğunu anlayamadan sorulara geçildi. Yazarım dedim. Ama öyle yazmak değil benimkisi. Hikmet bey sanki dinlemiyormuş gibi ehliyetimi sordu. Var dedim. Kızıl saçlı bayanı gözlerim yalnız bırakmıyordu ki. Kendisi gerçekten yanımda olmalıydı. Hikmet bey o gürültülü tonu ile işte böyle dedi. Bizler burada fotoğraflar çeker basın bültenleri hazırlarız. Ne gibi resimler. Her şey diye geçiştirdi. Her şeyin kapsamı geniş porno olabilir miydi? Bunu ileride görürüz dedim. Sanki işe girmiştim. Banu hanım ve Hikmet bey bana mekanı gezdiriyorlardı. İşte dedi masanız. Ne olarak burada bulunduğumu anlamadan gülümsedim. Kataloglar boy boy kadın resmi doluydu. Bunlara bakmam zaten bir yılımı almaz mıydı. Ne çok resim dedim. Sonra Banu hanım bana yol vermek ister gibi Oli bey biz sizi arayacağız dedi. Bu kadını gerçekten bir daha göremeyeceğime üzülüyordum. Eski binadan çıktığımda gürültü hala kulaklarımdaydı. Kızıl saçlı Banu ve Hikmet bey beni asla aramadı. Bende oradan bir daha geçmedim…..