bildirgec.org

24black mamba24

11 yıl önce üye olmuş, 137 yazı yazmış. 49 yorum yazmış.

Sinema Tarihinin En İyi Oyuncularından Biri: Robert De Niro

24black mamba24 | 18 May 2010 11:38

Robert De Niro
Robert De Niro

Oyunculuk yaşamı süresince unutulmaz karakterleri taşıdı beyazperdeye, hatta zaman zaman kendi kişiliğini bile bu karakterlerde eritircesine. Düşsel kahramanlar, romanların sayfalarında, satır aralarında yaşamaktan kurtuldu, onunla ve onun bedeniyle can buldu yaşamın bir parçasıymışcasına. Artık onlar da bizlerden biriydi, Robert De Niro sayesinde.
Canlandırdığı tüm karakterlerde onun eşsiz oyunculuk gücünü, onu ötekilerinden ayıran farklı oyunculuk tekniğini görmek olanaklı. O kendisine adeta bir armağan olarak sunulan bu yeteneğiyle, kuşağının en iyisi olarak biliniyor ve bunu da fazlasıyla hak ediyor.

“Benimle mi konuşuyorsun? Evet benimle konuşuyorsun” diyor De Niro aynanın karşısında, bedenini sunacağı karakterlerden birine doğum sancısı çekerken. O şimdi “Taxi Driver”daki Travis Bickle. Ve Travis sert bir adam olmaya çalışıyor. De Niro da biri olmaya çalışıyor, çılgın biri, yani Travis Bickle. Ve bu çabaları da boşa gitmiyor. De Niro aynanın karşısında çok uzun zaman harcıyor daha başka karakterleri de yaratabilmek için.

Tam Bir Doğa Tutkunu: Leonardo di Caprio

24black mamba24 | 17 May 2010 11:40

Leonardo di Caprio
Leonardo di Caprio

Buğday tarlasını anımsatan saçlar, okyanusların serinliğini içinde gizleyen gözler… O son dönemin en parlak yıldızlarından biri, o Hollywood’un altın çocuğu.

Leonardo di Caprio, California’da 11 Kasım 1974’te dünyaya geldi. Annesi Irmalin daha Leonardo doğmadan önce vermişti ona ilk adını. Çünkü gördüğü bir Leonardo da Vinci tablosunu, önünden ayrılmak bilmeden hayranlıkla izlediği sırada karnındaki bebeğinin güçlü tekmelerini duyumsayan Irmalin, o an bebeğine bu eşsiz ressamın adını vermeye karar verdi ve böylece yeni doğan bebeğin adı kayıtlara Leonardo Wilhelm di Caprio olarak geçti.

Annesi Alman asıllıydı ve bir devlet kuruluşunda sekreter olarak çalışıyordu. İtalyan asıllı olan babası ise sıra dışı bir çizgi romanın hem çizeri hem de yayıncısıydı. Yenilikçi bir ailenin tek oğluydu o. Doğumundan bir yıl sonra annesi ile babası ayrılan Leonardo, tüm davranışlarının, tüm zevklerinin onlardan kendisine geçtiğine ilişkin düşüncelerini şu tümceyle dile getiriyor:

“Her ne yaptıysam, hepsi de onların önceden yaptığı şeylerdi. Örneğin burnuma taktığım bir halkayı babam hoş karşıladı. Çünkü bu tamamen onun tarzıydı.”

The Center for Enriched Studies ve “John Marshall High School”da eğitim gören Leonardo arkadaşlarıyla eğlenmeyi hatta tartışmayı, ders çalışmaya yeğledi hep. “Okulu sevdiğim pek söylenemezdi. Bir şeyin üzerine uzun süre odaklanamam ben, sıkılırım. Öğrenme isteğim de olmadı hiç… Boş bulduğum her anı arkadaşlarımla dans ederek geçirirdim” sözleri de onun okulla arasındaki pamuk ipliği denli zayıf ilişkisini belgeler nitelikte.

HaYaT

24black mamba24 | 15 May 2010 10:42

Hayat gerçekten gelip geçiyor, hiç yerinde durmuyor durdurulamıyor. Hayat akıp geçiyor sanki Doğu Anadolu’da ki akarsularımız gibi. Kimimiz hayatın akışının farkında kimiz farkında değil. Kimimiz için hayat sıkıcı kimimiz için değil. Kimimiz ebedi olacağımızın farkında kimimiz değil. Kimisi bu hayatı rahat geçiyor kimisi değil.

Fakat herkes kendi hayatını düşünüyor.Herkes, bne bu hayatı nasıl iyi geçiririm diye düşünüyor. Neredeyse hiçkimse başkasının hayatına önme vermiyor ve “ben ondan nasıl daha üstün olurum” diye düşünüyor.

Dünyanın İlk Kadın Savaş Pilotu: Sabiha Gökçen

24black mamba24 | 22 April 2010 17:30

Sabiha Gökçen
Sabiha Gökçen

1913 yılında Bursa’da doğan Sabiha Gökçen, çok erken yaşlarda annesi ve babasını kaybetti. Okuma hayatını kardeşlerinin yardımlarıyla devam ettirdi. Atatürk‘ün 1925’deki Bursa gezisi Sabiha Gökçen için bir dönüm noktası oldu. Atatürk, Sabiha Gökçen’in içinde bulunduğu durumu öğrenince evlatlık edinme kararını aldı. Üsküdar Kız Lisesini bitiren Gökçen, Türk Hava Kurumu‘nun Havacılık Okulu’na girdi.

“Sir”: Anthony Hopkins

24black mamba24 | 22 April 2010 15:11

Anthony Hopkins
Anthony Hopkins

Babadan oğula, kuşaktan kuşağa geçen fırıncılık işini, bir gün sahip olmayı düşlediği oğluna devretmeyi planlıyordu Arthur Hopkins. Ancak bu düşleri hiçbir zaman gerçekleşmeyecek, yalnızca bir düş olarak kalacaktı. Çünkü Port Talbot’ta 31 Aralık 1937‘de dünyaya gelecek olan ilk ve tek oğlu Philip Anthony bu geleneği sürdürmeyecek, insanların damak zevkleri yerine gözlerine, yüreklerine seslenecek ve pırıltılı bir pencereden Hopkins adını tüm dünyaya duyuracaktı.

Anthony Hopkins bugünkü yaşamının biçimlenmeye başladığı çocukluk günlerine ilişkin anılarında, ailesini şu sözcüklerle anımsamakta: “Çocukken zamanımın büyük bir bölümünü piyano çalarak geçirirdim. Tüm yaşamını çalışarak geçiren fırıncı bir babanın tek oğluydum. Babamın hiçbir zaman benim için Beethoven ya da Chopin’den parçalar çalacak zamanı olmadı. Bana bir gün ‘O çaldığın da ne?’ diye sorduğunu anımsıyorum. Kendisini ‘Beethoven’ diye yanıtladığımda ‘Neden sağır olduğunu anlamak zor değil. Tanrı aşkına, hemen dışarı çık ve işe yarar birşeyler yap’ dedi.

Çok küçük yaşlarda zamanının büyük bölümünü ya yalnız başına ya da piyano çalarak geçiren Tony’nin okul ya da arkadaşları hiç ilgisini çekmemekteydi. Öğrenme zorluğu yaşayan Tony “Berbat bir öğrenciydim. Son derece anti-sosyaldim. Bu nedenle de oyuncu oldum” tümceleriyle tanımlıyordu okuldaki günlerini.

Hollywood’un En Başarılılarından Brad Pitt!

24black mamba24 | 05 March 2010 10:45

Brad Pitt
Brad Pitt

Sayısız filmde başrol oynayan, pek çok dergiye defalarca kapak olan, güzel hatlara sahip bebeksi yüzüyle Robert Redford’un tahtına aday gösterilen Brad Pitt en az oyunculuğu denli yakışıklılığı ile de söz ettirdi bugüne dek kendinden. Özellikle 90’lı yıllarda hakkında en fazla konuşulan Hollywood yıldızlarından biri oldu.

Babası bir nakliye şirketinin yöneticisi olan William Bradley Pitt 18 Aralık 1963’te Shawnee Oklahoma’da dünyaya geldi. Missouri’de yaşamını sürdüren ailenin üç çocuğunun en büyüğüydü. Dini inançlarına bağlı bir aile çevresinde geçti çocukluğu. Liseden mezun olduktan sonra eğitimini Missouri Üniversitesi’nde gazetecilik ve reklamcılık üzerine sürdürdü. Öğrencilik yıllarında oldukça aktif bir gençti o, koroda şarkı söylüyor, tiyatro grubunda görev alıyor, öğrenci başkanlığı yapıyor, basketbol ve tenis oynuyordu. Ancak yüreğinde için için yanmakta olan oyunculuk ateşini keşfeder etmez her şeyi, hatta son yılında olduğu halde okulu bile ardında bırakıp, soluğu onu parlak bir yıldız yapacak olan Hollywood’da aldı.

Robert Redford
Robert Redford

Ailesinin tepkisinden korkan Brad Pitt, onlara Pasedana Üniversitesi’nde sanat eğitimi almaya gittiğini söyledi. 1986 yılında Los Angeles’a geldiğinde cebinde yalnızca 325 dolar parası vardı. Oyunculuk dersleri alacaktı ama önce iş bulup çalışmalı, para kazanmalıydı. Bulduğu ilk iş bir sigara markasını tanıtmak üzere halka sigara dağıtmaktı. Ardından El Pollo Loco restoranlarının kapısında dev bir tavuk kılığında restoranın tanıtımını yaptı. Bunu öteki işler izledi. Onu oyunculuğa, oradan da yıldızlığa götürecek yolda adım adım yavaş yavaş ama emin adımlarla ilerlemeye çalıştı.

Gnctrkcll Sinema Kampanyası Geri Döndü

24black mamba24 | 27 February 2010 13:43

Turkcell’in gençlik kulubü gnctrkcll,” 1 Bilet alana 1 Bilet bedava ” kampanyası ile geri döndüğünü belirtti.

Sinemasever gençler bu haberi zaten uzun zamanadır bekliyordu, turkcell’de sinemaseverleri kırmadı ve bu güzel haberi duyurdu. Hem de geçtiğimiz senelerde ki kampanyadan daha avantajlı bir şekilde. Pazartesi ve perşembe günleri katalabildiğimiz kampanya artık hafta içi hergün bizlerle olacak.

Gnctrkcll’liler, 49 ilde 230 sinemada toplam 1.263 sinema salonunda, bu güzel avantajdan nasibini alabilecek. “1 Bilet alana 1 Bilet bedava” kampanyasına katılmak sadece, geçerli kulüp şifresine sahip olmak anlamına geliyor.

Dizel-elektrikli Hyundai i-Flow

24black mamba24 | 27 February 2010 12:53

Dünyanın lider otomobil markalarından biri olan Hyundai, Cenevre Otomobil Fuarı‘nda yeni dizel-elektrikli aracı Hyundai i-Flow’u tanıtacak.

Şık tasarımı, üstün Aerodinamik yapısı ve Hyundai’nin ilk D-segmenti otomobili olarak dikkat çekiyor. Karbondioksit salınımını 85 gr/km olan i-flow, 1.7 litre turbo dizel motora sahip. 100 km’de sadece 3 litre yakıt tüketen Hyundai, i-Flow’da güneş enerjisi kullanmayı planladığıda öğrenildi.

“Dişisine Kötü Davranan Tek Hayvan İnsanoğludur”: Jack London

24black mamba24 | 27 January 2010 11:30

Jack London
Jack London

San Francisco Körfezi’ne doğru yol alan “Razzle Dazzle” (ABD argosunda “Şaşırtıcı hareket” anlamındadır) adlı teknenin genç kaptanı bir eliyle dümeni tutarken öteki eliyle dizleri üzerindeki kalın kitabın sayfalarını çeviriyordu. Teknedeki büyük tahta kutularda gün boyu istiridye yataklarından çıkardığı ve kendisine üç aylık işçi ücreti denli gelir sağlayacak olan istiridyeler bulunuyordu.

Her an bir devriye botuyla karşılaşabilir ve kaçak avlanmakla suçlanarak hapsi boylayabilirdi. Fakat genç kaptanın çevreyi kollaması gereken bakışları daha çok kitap sayfalarında geziniyordu. Sahil polisinin baskını umrunda değildi; çünkü onlar için en büyük istiridyelerden oluşturduğu bir ikram tabağı hazırlamıştı bile… On yedi yaşına yeni girmiş olan kaptanın adı Jack London‘dı.

Jack London (1876-1916), yoksul bir ailenin çocuğu olarak San Francisc‘da dünyaya geldi. Anne ve babasının koyduğu “John” adını ilkokul sıralarında kendi isteğiyle “Jack” olarak değiştirdi. Sekiz yaşındayken eline ne geçerse okumaya başladı. Yoksulluktan üne ulaşanların ve uzun deniz yolculuklarına çıkanların öyküleri daha çok ilgisini çekiyordu.