bildirgec.org

yunan hakkında tüm yazılar

Yunan müziğinin getirdikleri…

bithikotsis | 05 April 2011 14:54

yunan müziği
yunan müziği

Evet spesifik bir konuya değiniyoruz bu yazımızda bugün. Müzik ve insana getirdikleri…ruh halini düzenleyen ama kabartan ama dindiren bir olgu müzik.

Dünyada onlarca tür müzik var. Hepsinin insanlara ifade ettiği farklı şeyler, hitap ettiği farklı duygular…

buzuki
buzuki

Mikis Theodorakis

admin | 04 April 2011 08:53

Zorba the Greek adlı parça ve bunun gibi bir sürü eserle dünya müziğinde önemli bir yere sahip Mikis Theodorakis, çağdaş Yunan müziğini Manos Hadjidakis ile kuran kişidir.

theodorakis
theodorakis

Yunanistan‘ın Sakız Adası‘nda 1925 yılında doğan Theodorakis, çok erken yaşlarda müzikte yeteneğini göstermeye başlamıştır. Çocuk yaşta kendi şarkılarını yazmaya başlayan Theodorakis, 14 yaşında Patras Konservatuarı’na başlamıştır. Daha 17 yaşında iken, Atina Konservatuarı’na başladığı sırada, İtalya Yunanistan’a savaş açtı ve kendisi de direniş ordusuna bu yaşta katıldı. Direnişçilere katıldığı için hapis cezası aldı, bir ara serbest bırakılsa da tekrar esir alındı ve hatta ölüm cezasına bile çarptırıldı. Ama şans eseri, ölüm o an kaderi değilmiş ki ölmedi ve bu olaylardan sonra hapis cezaları aldığı gibi sürgün yedi. 1953’de İtalya’ya kaçıp orada Paris Konservatuarı’na girdi ve eğitim bitince Yunanistan’a 1961’de döndü ve Lambrakis Gençlik Örgütü’nün başkanı oldu. Milletvekili oldu. 1967’de albaylar cuntası,

theodorakis
theodorakis

Theodorakis’e karalama kampanyası yapmaya çalıştı ve hatta şarkılarını yasaklattılar. Theodorakis ise buna karşı Yurtsever Cephe’yi kurdu ve davasını savundu. Fakat tutuklandı ve ülke dışına sürüldü. Nihayet 1974’te albaylar cuntası düşünce kendisi ülkesine döndü. Bu sırada dünya çapında verdiği konserler ile de kendini ifade etme imkanı yakaladı.
Theodorakis, ömrü boyunca bir çok beste yapmış olup 12 sinema filminin de müziğini bestelemiştir. Dünyaca bilinen ve sevilen bir çok eseri vardır.
Yunanlar’ın dünyaca ünlü dansı Sirtaki‘nin dünyaya yayılmasını ve çok sevilmesini sağlamıştır. Buzuki adı verilen Yunan çalgısı, en güzel şarkıları Theodorakis’in besteleri ile tanımıştır diyebiliriz. O, Yunan müziğinin babasıydı. Zülfü Livaneli ile düet yapmışlığı vardır ve bendeniz de bu düeti canlı izleme fırsatına sahip olan insanlardan biriydim.

Mikis Theodorakis

admin | 03 April 2011 14:46

Zorba the Greek adlı parça ve bunun gibi bir sürü eserle dünya müziğinde önemli bir yere sahip Mikis Theodorakis, çağdaş Yunan müziğinin Manos Hadjidakis ile kuran kişidir.

theodorakis
theodorakis

Yunanistan‘ın Sakız Adası‘nda 1925 yılında doğan Theodorakis, çok erken yaşlarda müzikte yeteneğini göstermeye başlamıştır. Çocuk yaşta kendi şarkılarını yazmaya başlayan Theodorakis, 14 yaşında Patras Konservatuarı’na başlamıştır. Daha 17 yaşında iken, Atina Konservatuarı’na başladığı sırada, İtalya Yunanistan’a savaş açtı ve kendisi de direniş ordusuna bu yaşta katıldı. Direnişçilere katıldığı için hapis cezası aldı, bir ara serbest bırakılsa da tekrar esir alındı ve hatta ölüm cezasına bile çarptırıldı. Ama şans eseri, ölüm o an kaderi değilmiş ki ölmedi ve bu olaylardan sonra hapis cezaları aldığı gibi sürgün yedi. 1953’de İtalya’ya kaçıp orada Paris Konservatuarı’na girdi ve eğitim bitince Yunanistan’a 1961’de döndü ve Lambrakis Gençlik Örgütü’nün başkanı oldu. Milletvekili oldu. 1967’de albaylar cuntası,

theodorakis
theodorakis

Theodorakis’e karalama kampanyası yapmaya çalıştı ve hatta şarkılarını yasaklattılar. Theodorakis ise buna karşı Yurtsever Cephe’yi kurdu ve davasını savundu. Fakat tutuklandı ve ülke dışına sürüldü. Nihayet 1974’te albaylar cuntası düşünce kendisi ülkesine döndü. Bu sırada dünya çapında verdiği konserler ile de kendini ifade etme imkanı yakaladı.
Theodorakis, ömrü boyunca bir çok beste yapmış olup 12 sinema filminin de müziğini bestelemiştir. Dünyaca bilinen ve sevilen bir çok eseri vardır.
Yunanlar’ın dünyaca ünlü dansı Sirtaki‘nin dünyaya yayılmasını ve çok sevilmesini sağlamıştır. Buzuki adı verilen Yunan çalgısı, en güzel şarkıları Theodorakis’in besteleri ile tanımıştır diyebiliriz. O, Yunan müziğinin babasıydı. Zülfü Livaneli ile düet yapmışlığı vardır ve bendeniz de bu düeti canlı izleme fırsatına sahip olan insanlardan biriydim.

Antik Yunan kadınları

nazokiraze | 18 December 2009 10:45

Antik Yunan devrinde kadın tamamen babasının hükmüne bağlı bir yaşam sürerlerdi.

Atina’da üst düzey kadınların dışındaki kadınlar dışarıda yüzünü örterken ,şölenlere alınmazken Sparta’da kadınlar ile erkekler eşit haklara sahipti.Kızların da erkekler gibi eğitim alması sonradan Atina’da da uygulanmıştır. Sparta bu serbestliği yüzünden pek çok kere eleştirilmişti.

Kadınlar genellikle bol giysiler giyerler,mücevher ve kozmetik kullanırlardı.Yunan kadınlarının şıklık ölçüsü, yüzlerini beyazlatan pudralar, boyanan tırnaklar, sürülen esanslar ve enselerine yaptıkları topuzlardı. Galenadlı hekim Yunan kadınları sürsün diye yağlı krem yapan ilk kişidir.

bir first lady hikayesi

nazokiraze | 21 November 2009 11:38

Jacqueline Kennedy first lady ( evet bu gerçek anlamda first lady çünkü genellikle Amerikan başkanlarının eşleri için kullanılırdı bu kelime ) olarak geçirdiği zaman boyunca döneme şıklığı, zerafeti ve popülaritesi ile damga vurmuştur. Ülkesinin kadınlarının moda ikonu haline gelen Kennedy ( sonradan Onassis soyadı da eklendi) yıllar önce çıplak olarak fotograflandıgında bile derginin traji rekora yaklaşmıştı.

altın elbiseli adam

nazokiraze | 24 September 2009 15:38

pavel leus bundan 6-7 yıl önce sibirya’da yaptıgı kazılarda 2700 yıllık bir i̇skit mezarı buldugunda hayrete düşerek hemen polis çağırmaları için yardımcılarına seslenir, çünkü buldugu mezarda iki iskeletin dışında hiç görmedigi kadar çok altın vardır. aynı hayrete daha sonra hermitaj müzesinden gelen keşif kolu başkanı konstantin çuganov’da düşer çünkü sibirya’dan şimdiye kadar çıkan en yüksek miktarda altını görmüştür.(20 kilo)

tarihe altın ustası olarak geçen i̇skitler’in bu ilk bulunan altınlarla dolu mezarları değildi elbette, kazak arkeolog kemal akişev tarafından 70 li yılların başında bulunan içerisinde dünya tarihine geçen altın elbiseli adam‘ın da bulundugu mezar tutankamon’dan sonra içerisinde en çok altın barındıran mezardır. henüz yirmisine varmamış bir prensin iskeleti üzerinde üçbin parça altın plakadan oluşan elbise çeşitli figürler içerir, konik biçimli şapkasında bile 150 parça altın plaka yer almaktadır.bu mezarda altın elbiseli adam’ın dışında tam 4800 parça altın bulunmuştur.( bu mezar aslında yol ve garaj yapımı için yapılan kazı işleminde görülerek resmi makamlara bildirilmesi sonucu ortaya çıkarılmıştır ve türk oldugu söylenen bu prensin elbisesi alma-ata müzesinde sergilenmektedir )

65 yılda yazılan bir eser: Faust

nacak | 04 June 2009 10:53

Ünlü Alman oyun yazarı Johann Wolfgang Von Goethe 1749 yılında Frankfurt’ta doğdu. 1832 yılında ölüm döşeğinde son sözü ‘ışık, daha çok ışık‘ olmuştur. Goethe’nin en önemli eserleri Faust, Genç Werter’in Acıları ve Doğu Batı Divanı’dır.

Goethe hukuk eğitimi almış ve doktora aşamasına kadar bu eğitimini sürdürmüştür. Annesi kadar duygusal, babası kadar da akılcı birisidir. Resim ve tabiata karşı ilgi duymuş ve eğitimini tamamladıktan sonra kendisini edebiyata adamıştır.

Dünya klasikleri arasında önemli bir yer tutar Faust. Adeta Goethe’nin bütün eserlerinin sentezi gibidir. Goethe çok genç yaşta Faust’u yazmaya başlar ancak ömrünün sonlarına doğru eseri ancak tamamlar. Başladığında 18, bitirdiğinde ise 83 yaşındadır. Eser 2 bölümden oluşur. Sade ve anlaşılabilir tarzda olan ilk bölümde, Goethe’nin hayata verdiği önem göze çarpar. Daha karmaşık olan ikinci bölüm ise felsefe ağırlıklıdır.

“Hazlarım dünyadan fışkırıyor, güneş acılarımı aydınlatıyor” sözü, insandaki kader inancını yansıtıyor. İnsanoğlu ne kadar araştırırsa o kadar anlıyor bilgisizliğini, bilginin sonsuzluğunu. Hayatın kendisi hatalarla ve acılarla doludur. Ama insan yine de içinde bir yerlerde iyilik barındırır. Ulaşmak elinden gelmese de doğrunun ne olduğunu bilir. Faust’un ruhu da böyle karmakarışıktır işte. Bir yandan dünyaya dört elle sarılır, her şeyi elde etmek ister; bir yandan da hiçbir şeyden gerçek haz alamaz, gökyüzüne ulaşmak ister. İki ruhlu karmakarışık bir insandır Faust. Hayata değer kazandıran da Faust’un ruhundaki bu çatışmadır zaten.

İkinci Faust’ta romanın tonları değişir. Bu bölüm, meleklerin Faust’un ruhunu gökyüzüne çıkarmasıyla son bulur.

Faust’un teması Kuran-ı Kerim’de anlatılan şeytanla Allah arasında geçen diyalog üzerine kuruludur. Şeytanın insanoğlunu yoldan çıkaracağına dair ahdı…

ne yer ne içerlerdi?

admin | 04 March 2009 17:09

Yaşamak için yemek, yada yemek için yaşamak ,ne olursa olsun beslenmek en önemli ihtiyaç canlılar için. Beş yıl öncesiyle bile şimdiki zamanın yediği,içtiği birbirini tutmuyor, her kültürün damak tadı farklı, dinlere, dillere,ırklara göre yenilenler değişiyor peki eskiden çok eskiden ne yenir ne içilirdi? Ben çok merak ettim ve araştırdım.

İnsanları şimdiye kadar gizemiyle en fazla büyüleyen zenginliklerden biri olan Antik Mısır her dönem, her insanı meraklandırmıştır, bazen bir mumyayı teşhis etmek için yüz yıllarca uğraşan bilim adamları, bazen de hayatını araştırmalara veren arkeologlar. Sonuç hala çok fazla sır var ,hala çözülmeye çalışılıyor.

Symposion

lounatuqie | 22 October 2008 09:42

Platon‘u okumayan yoktur sanırım. iyi bir çeviriyle okuduğunuzda kendinizi
platon’un yanında buluverirsiniz.Ben Şölen’i bütün eserlerinden ayrı tutuyorum.ele alınan konuyu her konuşmacı farklı açıdan ele alır.Aşka ve sevgiye olan bakışınız her kahramanda farklılaşır ama bu konuşmalarda geçen öyle bir bölüm var ki herkes kendinden birşeyler bulabilir.
İnsanlar başlangıçta dört kollu dört bacaklı yaratıklarmış.Tanrıları öyle kızdırmışlar ki Zeus onları cezalandırmış ve ortadan ikiye bölmüş.Şimdiki halimize dönüşmüşüz.İşte aşkta aradığımız da kaybettiğimiz diğer yarımızmış.
Öyle doğru bir saptama ki!iki parçalık bir puzzle gibi…Bazen uyduğunu sandığımız iki parçanın aslında birbiriyle alakası olmuyor.
bazen diyorum ki:Zeus iyi ki bizi ortadan ikiye bölüvermiş…

Yunan Miti : Siren

wrz | 05 October 2008 16:18

Kate Moss’un modelliğiyle Marc Quinn’in altından yaptığı Siren bir Yunan tanrıçasıdır. 50 kg ağırlığında ve $3,000,000 değerinde.

Siren
Siren

Peki Nedir Siren?
siren’ler – yunan mitolojisinde ölümsüz doğaüstü yaratıklar. isimleri ve sayıları ile farklı görüşler ortaya atıldığından onların kaynağının halk inancı olduğu düşünülebilir. devamı…

Etoday’den detaylı bilgilye ulaşabilirsiniz.