bildirgec.org

yoksulluk hakkında tüm yazılar

Beni Bana Hatırlatan

mavilikler | 09 February 2011 09:45

Bir kadın bir çocuğu tartaklıyor. Sadece birkaç adım ötemde… Başına vuruyor, en az o darbeler kadar vuran, örseleyen kelimeler eşliğinde. Zaten gidiş yönümde oldukları için birkaç adımda varıyorum yanlarına.

Kadına bu hoyrat dokunuşlarla örselediği ruhun bir çocuğa ait olduğunu hatırlatıyor, herkes gibi onun da bir yeri olan içimdeki dünyadan onunkine bir köprü atmaya çalışıyorum böylece.

Kadın parasızlıktan söz ediyor. Çocuğun istediği oyuncaktan… Onu alamadığından… Çaresizlikten… Acıdan… Duyulmayan çığlıklardan…

Rahat olun , gerilmeyin… Hepsi bu…

firatocal | 31 August 2010 14:51

Yoksunluktan boğulan hayatlarımızla böbürlenirken , yoksulluktan tiksinerek yaşıyoruz… Bayağı , sersefil sohbetleri en entellektüel ahkamlarla bir tutarken , köşebaşındaki dilencinin önünden bir cüzzamlıdan kaçar gibi geçiyoruz…

Kredi kartları altında ezilen hayatlarımızı umursamazken , herşeyin bizim için yaratılmış olduğunu düşünürcesine kazanmadan ve hakketmeden fütursuzca yaşıyoruz…

Kimiz biz??? Niçin geldik dünyaya??? Hayatta olmanın bir anlamı kalıyormu şu yaşadıklarımızla??? Bir gün gelip de bu dünyadan ellerimiz bomboş ayrılabileceğimiz gerçeğini hiç düşünüyormuyuz???

Sanmıyorum… Artık bunu umursadığımızı da düşünmüyorum … Din , mezhep değil konum … Hayat dersi vermeye kalkışmak ise hiç değil… Kimseyi imana ve teslimiyete davet etmeyeceğim… Rahat olun lütfen… Koltuklarınıza keyifle kurulmaya devam edebilirsiniz… Şuan için hiçbir tehlike yok… Söylemeye çalıştığım da o zaten…,

TÜM IŞIKLAR SÖNMÜŞTÜ

mavilikler | 05 July 2010 12:11

“Bitti artık!” dedi.

Saatlerdir tek bir kelime etmemeye yemin etmiş gibi oturup durmuştu o koltukta. Bir şeylerin yolunda gitmediği belliydi. Ama bitmesi… Bunu beklememişti hiçbiri.

Hepsi biten şeyin ne olduğunu tahmin edecek kadar aşinaydılar duruma. O’nun kapıdan içeri dalıp da koltuğa yığılmasına yol açabilecek şeyi biliyorlardı. Zaten bildikleri için şimdi bu kadar şaşkın karşılamışlardı bu iki kelimeyi. O kız ve bu kelimeler aykırı kaçmıştı sanki birbirine.

SONSUZLUKTA BİRKAÇ SANİYE

mavilikler | 02 April 2010 12:56

Çocuğun elleri simsiyah… Kire pasa bulanmış baştan ayağa. O’nun birkaç adım ötesindeki diğer çocuksa, tertemiz giysileriyle pırıl pırıl parlıyor yanımda. “Benim çocuğum!..” diyorum içimden. “O’nu kire bulamadım ben. Bu çocuğun annesi gibi bir başına bırakıp salmadım ortalığa.”

Annesini düşünüyorum sonra. Üstü başı perişan, genç bir kadın beliriyor zihnimdeki boşlukta. Ne yapıyor, diye baktığımda sadece bakıyor olduğunu görüyorum. Yaptığı iş, öylece durup gözlerime bakmak yalnızca. Belki de bu şekilde gerçekten de birşeyler yapıyor kendince. Ya da… bana birşeyler anlatıyor.

O YER

mavilikler | 13 January 2010 11:09

Bir sabah herşey değişmiş olacak. Yine aynı yönden vuracak güneş, odanın aynı yerine… Ve yine saniyeden de kısa bir zaman diliminde, nedensiz bir mutluluk saracak içini. Ama bu kez, önceki sabahlardaki gibi hemen terketmeyecek bu sıcacık duygu onu. Sanki nedenini bulmuş gibi ve onu anlamsızlıktan kurtaran bu nedenle gittikçe güçlenerek sürecek gün boyu.

Herşey aynı olmayı sürdürecek yine görünürde. Odasının kapısını açtığında, aynı hayat karşılayacak onu. Çocukların seslerini duyacak yine yan odadan. Kocasının ayak seslerini… Sesler onu çağıracak yine önceki günlerdeki gibi. ‘Hadi, kalk artık!’ diyecekler. ‘Biz çoktan kalktık. Gel de, hepbirlikte güne başlayalım.’

Çalışma Tüketicilik Ve Yeni Yoksulluk – Zygmunt Bauman (Özet)

Mulkiyeli | 29 December 2009 13:12

19. yy. başlarında çalışma etiği, üretimin temel unsuru çalışmaya can atan girişimcilerle, üretmeye isteksiz yoksulları birleştirebilirdi. 20. Yy. sonlarında kamusal tartışmaların ötesinde yeniden çalışma etiği tartışılır olmaktadır. Hem sorunların teşhisinde hem de çözümünde çalışma etiği geniş yer tutmaktadır.
Büyük şirketlerin nezdinde teknolojik gelişmenin bugün ki ifadesi “küçülme” olmuştur. İşsizliğin ulusal ölçekte artması borsa da şirket hisse değerlerinde artış olarak gözlemlenebilmektedir. Bu da çalışmaya isteksiz oldukları için kınananlara karşı iki yüzlü bir duruşun varlığını göstermektedir.
“Sınıfdışı” her şeyi kuşatıcı olmayan bir toplumda sınıf içerisine dahil edilmesi zorunlu olmayan insanların kategorileştirilmesini anlatır. Bu bir değer tercihidir. “Sınıfdışı” toplumun parçalarının toplamından daha küçük olabileceği varsayımına dayanırken, “sınıfaltı” parçalarının toplamından büyüktür.

Mektup-2: Acı Veriyor Çocukluğum

Kuduz maymun | 12 August 2009 10:04

Ben miyim neyim.
Ben miyim neyim.

Çocukluğumun bir kısmı Gümüşhane’de geçti. Orada yağan kar.. Bana çok fazla gelirdi ama sanırım boyum küçüktü de, ondan. Köyün bir ‘yokuş’u vardı. Yokuş dedin mi belli bir yerdi orası. Yukarıdaki mahallenin bütün eriyen karları çağlayan gibi yokuştan akardı. Yine de yukarıya gitmek için kenarlardan tırmanmaya çalışırdık.
Bir de Nuriye vardı. Aşağı taraftaydı evleri. Ağabeysi Zeki: Babamın öğrencisi. Nuriye bir gün evlerinin yakınında biriyle kavga etti. Üç yaşlarımda olmalıydım. Korkuyla baktım kavgaya. Nuriye’nin ayağında bir çiçekli basmadan etek vardı ayakbileklerine dek gelen. Derken Nuriye bir tekme savurdu. Etekleri açıldı. Ayağında don yoktu. Bu görüntünün bana nasıl garip geldiğini anlatamam.

Kış
Kış

Birkaç yıl sonra İstanbul’a geldiğimizde arkadaşlarım oldu. Evimizin önünde epey kar birikmiş. Yokuştaki su bana nasıl çağlayan gibi geliyorsa bu kar yığını da -hala- bana koca bir dağ gibi geliyor. Arkadaşlarım o dağın tepesine çıkmış oynuyorlardı. Ben de pencereden cıvıltılarını izliyordum.
Çok istiyordum ben de gitmeyi; ama uygun bir pabucum yoktu o havalarda giyebilmek için. Yoksulduk. Derken annemin giyile giyile eskimiş ve altlarına kimbilir kaçıncı kez pençe ve eriyen tabanlarına takviye yapılmış lacivert çizmelerini giydim. Annem benim pencereden bakıp durmama dayanamamış, çizmelerini vermişti. Çıkıp oynadım.

Döndüğümde çizmeler sırılsıklamdı. Burnum, yanaklarım, ellerim kızarmıştı soğuktan.
Paltom da yoktu.
Annem örmüştü kalınca birşey.
Bir pabucum yok diye annem ağladı.
Alamadığı için…

Neden Yoksuluz ?

goddrawme | 24 July 2009 13:02

http://haber.gazetevatan.com/haberdetay.asp?Newsid=247627&Categoryid=4&wid=5