bildirgec.org

yılan hakkında tüm yazılar

KALEM !!!

Cali Kusu | 30 January 2011 16:35

İnsanın çabalarından bir tanesi de kendini ifade edebilmektir. Kendini ifade ettiği kadar özgürdür. Ne istediğini, ne yaptığını, ne yapabildiğini ifade edebildiği kadar hâkimdir kendine ve kelimelerine.İfade etmenin tek yolu konuşmak değildir. İfade aracı yalnızca dil ile sınırlandırılamaz. Konuşarak olduğu gibi insanoğlu kendini yazarak da ifade edebilir. Hatta dilin anlatamadıklarını da anlatır. İnsanoğlunun kullandığı en muhteşem iletişim aracıdır. Yeri geldiğinde dilimizden, kılıcımızdan bile daha keskindir.Kalem insanın en büyük silahıdır. Tarihlerin, topların, tüfeklerin deviremediği dağları, padişahları iki çift söz ya da iki satır yerle bir edebilir. Gücü eşsiz, yetkisi sınırsızdır kalemin. Dilin anlatamadıklarını iki satırlık bir yazı çok basit bir şekilde açıklayabilir. Yazdıklarımız, yazacaklarımız bizi bize anlatmaya yeter aslında. Ben beni bana konuşarak anlatamam. Kendi kendime konuşamam. Ben içimde, aklımda ne varsa kalemimle paylaşırım. Kalemimde zamanı geldiğinde unuttuklarımı bana tek tek hatırlatır. Benim tek güvenilir dostum kalemimdir. Ben anlat demeden anlatmaz, ben yaz demeden yazmaz. Sahip olabileceğimiz en sadık arkadaştır. Kalem insanın gerçek yoldaşıdır.

Yılan Gibi İnsan

Cali Kusu | 29 January 2011 11:37

Hayatta bazı benzetmeler yapmadan kuramıyoruz bazı cümlelerimizi. İnsanız nede olsa, illaki kıyaslamadan edemiyoruz karşımızdakini, yanımızdakini, yakınımızdakini. iyi yada kötü, en çok ne yakışırsa on an için dilimize onu söyleriz…

Bir kaç güzel yer

nazokiraze | 30 October 2010 12:19

Nesim Levi Bayrakoğlu tarafından 1907 yılında İzmir’de Mithatpaşa’dan Halilrıfat Paşa Caddesi’ne gitmek için 150 den fazla merdiven çıkmak zorunda kalan insanlara kolaylık sağlamak için yaptırılan Tarihi Asansörönceleri su ile çalışırdı, günümüzde ise elektirikle çalışmakta.

Ünlü oyuncu ve müzisyen Dario Moreno’nun doğduğu evin bulunduğu Dario Moreno Sokağı asansörün girişinin bulunduğu yerdir. Genellikle bi dönem Musevi vatandaşların oturduğu Sakız evler ve bu asansör sokağa olan ilgiyi arttırmaktadır. Asansörün mimari anlamda benzeri Lizbon’dadır.

Alman İmparatoru II. Wilhelm tarafından Sultan I. Ahmed’e hediye edilen Alman Çeşmesi Sultanahmet Meydanı`nda yer alır. (Çeşmenin üzerinde Almanya yazan yazı:”Alman Kaiser’i Wilhelm II 1898 yılı sonbaharında Osmanlıların hükümdarı haşmetlü Abdülhamid II nezdinde ziyaretinin şükran hatırası olarak bu çeşmeyi yaptırdı”)

yılancı amca

nazokiraze | 23 July 2010 09:13

Selami Tomruk’u televizyon ekranlarından görmüşlüğümüz vardır kendisi yılanların efendisi, yılan uzmanı gibi sıfatlarla tanıtılıyor , gerçekten de Selami Tomruk Sofya ve Viyana Üniversitesinde herpotoloji eğitimi görmüştür.

Soyu tükenme tehlikesi bulunan sürüngenler için 20 milyon dolara kurduğu Ekopark‘ta türlü çeşitlerde sürüngenle ilgilendiği gibi insanlardaki yılan fobisi için çalışmalar da yapan Tomruk’un kızı Özgü Tomruk’ta Ekopark’ta babasıyla birlikte yılanlara gönül vermiş durumda.

Yılanlar Şahı: ŞAHMERAN (Bir Tarsus Efsanesi)

sinjob | 15 March 2010 10:55

Tarsus‘ta anlatılagelen ilginç bir hikayedir Şahmeran’ın Hikayesi.

Binlerce yıl önce Tarsus şehri civarında yerin yedi kat altında yaşayan ve mağaralardan yeryüzüne çıkan yılanlar varmış.Oldukça akıllı ve iyi yürekli olan bu yılanlara Meran denirmiş.Bu yılanlar için doğruluk,iyilik ve sır saklama çok önemliymiş.Her koloni gibi bu yılanların da bir şahı varmış ve adı Şahmeran‘mış.Kimilerine göre genç ve güzel bir kadın,kimilerine göre de insan başlı ve yılan gövdeli bir yaratıkmış.Devrin bütün ilimlerini bilen Şahmeran,hiç yaşlanmazmış.
Efsaneye göre Şahmeran’la karşılaşan ilk insanoğlu Camsab (bazı kaynaklarda Camasp),kimi kaynaklara göre fakir bir ailenin oğlu,kimi kaynaklara göre de Tarsus‘ta yaşadığı bilinen ve hala mezarı burada olan Danyal Peygamberin oğludur.Odunculuk ile geçinen Camsab,bir gün arkadaşları ile ormanda ağaç keserken çok şiddetli yağmur yağmaya başlar ve bir mağaraya sığınırlar.Bu mağarada bal dolu bir kuyu görürler ve içlerinden birinin kuya inip yukarıya bal taşımasını isterler.Camsab‘ın inmesine karar verilir ve bal yukarıya taşınır.Bulduklarının sevinci ile arkadaşları Camsab‘ı kuyuda unuturlar ve giderler.Kuyunun içinden çıkmak için çare arayan Camsab,gördüğü bir deliği bıçağı ile büyütür ve içinden geçer.Öyle bir dünya’ya geçmiştir ki gördükleri karşısında şaşırır kalır.Bu sırada etrafını yılanlar sarar ve alıp Şahmeran‘ın yanına götürüler.Arkadaşlarının açgözlülüğünü ve başına gelenleri anlatır.Şahmeran,Camsab‘ı ülkesinde misafir eder ve bildiklerini ona öğretir.Ancak ailesinin yanına dönme isteği bu genci yakıp kavurur.Gencin haline dayanamayan Şahmeran,onun yeryüzüne çıkmasına izin verir ve ona asla hamamda yıkanmamasını öğütler,aksi takdirde yılanlarla yaşadığını belli edecek pullar vücudunu kaplayacaktır.

Ülkesine dönen Camsab hiç kimseye bir şey demez ve hayatına devam eder.Fakat ülkenin kralı hastalanır ve doktorlara göre onu iyi edecek ilaç sadece Şahmeran‘ın kanında vardır.Şahmeran‘ı mutlaka bir gören olmalı derler ve nasıl bulacaklarını da kralın kahininden öğrenirler. Ülkedeki herkes bir bir hamama götürülür ve bakılır.Uzun süre saklanan Camsab,sonunda yakayı ele verir.Apar topar hamama götürülür ve vücudunu yılan derisi kaplar.Şahmeran‘a söz verdiğini ve asla söylemeyeceğini söylese de ailesinin öldürülmesi ile tehdit edilir.Tek çareyi söylemekte bulur ve tekrar kuyudan giden Camsab, Şahmeran‘ı yeryüzüne davet eder.Dışarıya çıkan Şahmeran,kendisi dönene kadar ülkeden kimsenin, yeryüzüne çıkmamasını ister.Tuzağa düşürülüp, yakalanır ve öldürülür.Kanı, krala sunulur ve kral iyileşir.Camsab,bu davranışından dolayı ödüllendirilir ve kralın yardımcısı olur.
Efsaneye göre,ihanetten haberi olmayan yılanlar şahlarının yeryüzünde Camsab ile yaşadığını sanarlar ve hala onu beklemektedirler.Ve eğer şahlarının öldüğünü öğrenirlerse Tarsus‘u istila edecekler ve yaşayan bütün insanları öldüreceklerdir.
KAYNAKLAR:

evlerden uzak yerler–2

nazokiraze | 15 January 2010 15:38

Yedikule Zindanları daracık merdivenleri, korkutucu kuytuluktaki izbe köşeleri, tepeleri , mazgalları ile korku filmlerini aratmayacak niteliktedir. Görüntüsü kadar insanın zamanında orada ne tür işkencelerden geçtiğini , Genç Osman’ın burada öldürüldügünü (hatta bazı kaynaklara göre önce yeniçerilerin tecavüzüne uğradıgısöylenir) düşününce aklında binbir türlü düşünce oluşuyor.

Soluyorum Seni Yeşerdiğim Yerden

kahvekokusu | 19 November 2009 14:38

 www.blogcu.com/etiket/kartanesi
www.blogcu.com/etiket/kartanesi

Kendimi kaybettiğim anda buluyorum seni,
Seni kaybettiğim anda ben oluyorum..

Can veren bir yüklemin ağzında soluyorum yine. Kilidi mühürlü zamanları açma telaşı içinde kanamalı yaralarım. Sorgularımı sorguluyorum müebbet sevdalarda. Darağacına asılı vebalimi bir yarasa ağzı somuruyor. Zamanın dişi deliyor vicdanıma asılan hesaplarımı…Düşlerime gebe düşkünlüğümden bir kez daha düşüyorum sancıyarak…Faside hesaplarımı bir kez daha geçiriyorum pusulamdan…

Sen miydin Aşka Secde Ederken Alnımı Kanatan Taş?

admin | 15 November 2009 03:42

Paronayak bir şairin dil sürçmesi sevda…
Zeus’un aşka aç tapınağında bir Meryem gibi bakire gülümsüyor suçum. Aşka inanmayanlara bileniyorum, keskin bir kalem kılığında… Seni işaret ediyor şahadet parmağım.

Ey yüreğime inen en kutsal vahiy, en masum günahımın savunması… Ey, karasularında çocukluğumdaki gibi koşturduğum verimli hüznüm…
Sen miydin aşka secde ederken alnımı kanatan taş?

Kendi yörüngesinde dönen bir Havva idim en fazla senden evveli. Kendine secde eden ateş… Senden evveli yazgısız bir kader, kabulü ret olunmuş bir dua, dilini yutmuş bir kilit iken, cennetin kevserine ulaşmış bir vusl sarhoşuydum seninle her-dem…