bildirgec.org

yazı hakkında tüm yazılar

binüçyüzkırkbeş

furkan iren | 23 June 2009 09:12

Aslında bir birimize anlatmamız gereken o kadar şey var ki..
Nereden başlasam bilemiyorum ki ?
Her seferinde ertelenen, ötelenmiş ama bir türlü anlatılmamış hislerimizden başlasak
mesela anlatmaya,
bir itiraf gibi değilde
gecikmiş ama geciktikçe de değerlenmiş
bir sevmek hüzmesinden bahsederken
kimseden korkmadan, çekinmeden
bugüne kadar yürekte bir yaralı kuş gibi çırpınan
ama bir türlü uçamayan bir kuşun ansızın göğe yükselmesi gibi
şaşkınlık ve sevinç uyandıran bir duyguyla paylaşabilsek içimizdekileri…

Mesela ben korkmasam seni kaybetmekten,
mesela sen daha açık olsan ya da
sen yürüsen gelsen gözlerimden içeri yüreğime
veya yürümek yerine,
açık sözlerle gelip kırsan kapıları ve yıksan duvarları..
Ve olacak neyse olsa artık…

ilham alınası 60 Tipografi

safayasin | 12 June 2009 16:17

birçok yazı türüyle ilgilendim hat, kaligrafi, graffiti gibi. fakat Tipografi ve hat üzerine tanımam. Tamamen üstün bir ustalık ve hayal gücü isteyen bir sanattır. (diğer yazı şekilleri de çok büyük beceri ister tabii). Konu başka yere gitmeden dönelim; Tipografi reklam amaçlı veya bir mesaj verme amaçlı yapılan eserlerdir. Tipografiye eser dememin sebebi yazı yazılırken belirli şekiller ortaya çıkar bu bir insan yüzü olabilir veya bir nesne. Bu yazıda 60 üzerinde Tipografi örneğini inceliye bilirsiniz.

Sultanıma en güzel çiçeklerim

rasgon | 28 May 2009 11:16

SULTANIMA BAHÇEMDEN EN GÜZEL ÇİÇEKLERİM…

Zor oldu abiiim biliyomusun : ) çöllere yağmur yağdırmak kadar çok zor aslında… Küçücük bir göz yaşı damlası kadar ümitsizce başlayacaktı bu hikaye ve o damlalarla sen bir vahayı cennete dönüştürecektin, farkında olmasanda.

“Çiçek bile bir damla su ile hayat bulur ve yetişir…”

Aşkım seni kendi hayatıma katmak, yeniden bi hayata başlamak kadar zor oldu. İnatlaşman, isteksizliğin, korkuların, yaraların önümde kocaman engeller olarak birikmişlerdi. Benimde senin gibi korkularım vardı aslında tekrar birinin kalbini kırma yada kendi kendimi üzmem gibi… Sebebsiz sancılarla boğuşmaktan bıktım artık aslında ve sığınacak bir yer arıyorum, ümitsizce dalgalarla boğuşan bir tekne gibi… Yok denecek kadar az bir ümitle çıktım yola, kalbine giden o yola… Dalgalar arasında… Fırtınalar içinde…

10 tane bedava el yazısı fontu

Cnyt | 27 May 2009 18:24

El yazısı bu yıl web tasarımlarında kullanılan bir eğilim. Tasarımlarınızda kullanabileceğiniz 10 tane bedava el yazısı fontu aşağıda sıralanmıştır.

Christopher Hand [ indir ]

Dali [ indir ]

Daniel [ indir ]

Hand of Sean [ indir ]

Salak sevgili

bige | 27 May 2009 14:55

Sevgiliniz ne düşünüyor? diye bir yazı okudum bugün.

Kızım biz ne akıllıyız,sevgililerimiz salak,ne düşündüklerini anlatamıyorlarda şu şu mimiklerden anlayacağızmış. Dedim poğaça-kahve keyfi yaparken az önce çok anaçlığıyla övünen mesai arkadaşıma.

Erkekleri anlamak,kadınları anlamak gibi evödevi çalışmaları beni çok eğlendiriyor.Kimse bu işi bilmiyorda,marstan biri gelmiş olayı çözmüş havalarda yazılar yazıyorlar:)

buldum galiba

taha3045 | 27 May 2009 14:05

Ne güzel şey seni yaşamak,
sen yokken yeterince saçmaladıktan sonra
Bir de senin için saçmalamak
ve bundan zevk almak.
Dibe vurmak
ve orada mutlu olmak.

bitir işi

taha3045 | 22 May 2009 12:14

Barışa inanıp güvenmeyi ne zaman öğrenecegiz? Barışı benimsemeyi, barışçıl yaşamayı.

Barış ille ülkemizin savaşta olmaması demek midir? İnsanlar birbiriyle savaştalar, ergenlik çagındaki bir çocukla anne -baba arasında yaşananlar, iki farklı takımı tutan taraftarların birbirlerine ettiği küfürlü tezahuratlar, karı-koca kavgaları, farklı görüşlerin tartışılma fakirligi hep birer savaş degil midir? Buradaki yazılarda,ahkamlarda bile barışa ne kadar yakınız ki?

Dünyada süreki uygulanan işine gelmeyeni yok et düşüncesi , fiili olarak öldürme eylemiyle olmasa da fikirlerin sündürülmesiyle hepimiz tarafından uygulanmıyor mu? İşimize gelmeyeni susturmaya çalışmak, ona saygı duymamak, laf söylemek silahsız savaşın ta kendisi değil midir?

taslaktaki yazımın yarısı silinmiş?

ewrencik | 21 May 2009 10:17

Yazacağım bildiriyi daha sonra devam etmek üzere taslağa almıştım. Ancak daha sonra giriş yaptığımda sadece “giriş” bölümünün olduğunu gördüm. Diğer yazılar neden silinmiş olabilir?

KALEMLER HEP YAZMASIN,BİRAZCIK DA YAZILSIN

il mare | 03 April 2009 09:08

Hafızam hiç iyi değil, hele ki son 1-2 sene içinde… En yokluğunu hissettiğim zamanlar da deniz kenarında sonsuz mavinin önünde olduğum zaman ya da bir otobüste gözlerimle taradığım yüzlerce hayatın arasında olduklarım. Anlık yaşadığım gibi gözlerim de an ile sınırlı kalıyor ve belki de üzerinde milyonlarca güzel çağrışımın yürüyebileceği düşünce matruşkaları aracı gözüm ile beynim arasındaki köprüler kalemsizlikten kırılıyor,yerle bir oluyor.Her seferinde bir kağıt ile kalem bulunduracağıma dair kendime hatırlatma yapıyorum, fakat bunu hatırladığım zamanlar ise gene ya bir otobüse ya da denizin önüne denk geliyor…Ve her seferinde kendimi tekrarlıyorum,biraz daha sert vurarak kafama.Gözlerin beyne kayıt yapabileceğine dair bir haber de okumuştum fakat kendimi biliyorum ki(!) bu çok daha fazla acı verecektir bana, derdime devanın teknoloji ile bütünleştiği zamanlar ne kadar işimi halletmiş olmanın mutluluğunu hissetsem de,içimi nedenini işte yeni anladığım bir burukluk kemirmiştir hep,aklıma tükürmüştür sonra da. Ve köpüklü sular altında kafamın daha da ağırlaşması bundandır,anladım…

Ne diyordum… Kalemin, en çok da kendimi,ana dair hissettiklerimi anlamada bana en çok yardımcı olan 2. dostumun,en ihtiyacım olduğu zamanlarda, olmadığını görmek kendimi daha da işeyaramaz hissettiriyor.Kızarım çok,sağa sola bakınırım çünkü,o olmadan arabaların önlerine konulan,kafaları saniyede 1200 kez öne arkaya sallanabilen süs köpeklerine benzerim sahillerde,hatta çok daha işlevsiz. Gözlerim bayram eder sade, tanıdık bir yüz görmenin sevinci ile;beynime gidemez hiçbirşey,çapı 100 cm. olan kocaman delikli elekler hükmediverir beynime,hiçbirşey ayırt edemem.Bakarım…Uzağı da çok seçemem ama,en farketmediği zamanlardır zaten.Ve denizin uzağı hep bulanıktır zaten… Otobüslerde ya da cadde üzerindeki boş banklarda oturur vaziyetteyken tabi,çok daha lanet edesim gelir az ışıkta inatla okumaya çalıştığım kitaplara. Daha yakından incelemek istediğim,yorgun bedenlerin ait oldukları simalara bakış süremin iki insan arasındaki normal bakış süresini fazlasıyla aştığım; her ne kadar ,çok göremesem de karşı taraftan yanıp sönen bir soru işareti aldığımı sezdiğim an da kızarım, falan…